Makale

İnsan ve Değerler

Azize Aydın Özgül
Uzman Psikolog

insan ve
değerler

Bireysel ve toplumsal olarak bizim için hayatın anlamının ne olduğuna karar vermek zorundayız, insan olarak, kendimiz ve dolayısıyla da diğerleri ve yaşam hakkında çok az bilgiye, ipucuna sahibiz, insanlık nedir? Sorumluluklarımız nelerle sınırlıdır? Ne için yaşıyoruz? Yaşamın ve varlığımızın amacı nedir? Hayata nasıl ve nerden baktığımız gibi soru ve soru alanları da yaşam boyu karşımıza çıkan diğer noktalardır. İşte bütün bunların odak noktasında da değerler karşımıza çıkar. Değerler, bir bireyin hayattaki hedeflerini, prensiplerini ve davranışsal önceliklerini belirten bilişsel yapılardır.
İnsanın yaşam tarzını ve davranışlarını etkileyen değerler bütünü, bireyin dünya görüşünü oluşturur. Bireylerin önemli problemlerini ve dünya görüşlerini, o kişilerin benimsedikleri değerler hakkında güvenilir bilgileri dikkate almadan anlamak, değerlendirmek ve yorumlamak zordur.
İnsan, hayatta inançlarını uygulamaya, hayatını onlara göre düzenlemeye çabalar. Bunlar, insanın kendini tanıması, varoluşunu anlamlandırması, hayatın amacını, yaşamdaki rolünü, başkalarını ve onlarla olan ilişkilerini, yaşantılarını anlamlandırması, yorumlaması noktalarında rol oynarlar. Bireyin kim olduğu, neden var olduğu, hedefleri, istekleri, ihtiyaçları, sorumlulukları konularını aydınlatan sağlıklı ve tutarlı bir referansa sahip olması, değerlendirmelerinde, düşünce ve davranışlarında tutarlılığı getirecek, kişisel ve toplumsal uyumu arttıracaktır.
İnsanın tutum ve davranışları, hayata verdiği değer ve anlam tarafından şekillenmektedir. İnsanların hangi durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini bilmeleri ve bunu uygulamaları, bir yandan kişisel tutarlılık ve bütünlüklerini sağlayıp korumalarını sağlarken, bir yandan da diğerlerinin davranışları hakkında yerinde tahminler yaparak önemli bir ihtiyaç olan güven duygusunu hissetmelerini kolaylaştıracaktır.
Kişilerin davranışlarına tutarlık kazandıran, yön veren, kişilik ve karakter bütünlüğünün kazanılmasına yardımcı olan standartlar olarak değerler, bireyin tutum ve davranışlarını etkiler, belirler, biçimlendirir ve yönlendirir. Böyle- ce birey, o değerlerle amaçlarını tanımlar, belirli yönde bir etkinliği seçer ve onlar aracılığıyla kendini ve başkalarını değerlendirir.
Değerler bize rehberlik ederler. İnsan davranışlarının anlaşılmasında onun değerlerini ve inanç dünyasını tanımak esastır. Zira, belli bir amacı göz önünde tutmaksızın, herhangi bir şeyi düşünmeksizin en ufak bir faaliyette bulunmamız mümkün değildir. Onun için kalbimize ve zihnimize koyduklarımız ile değer, öncelik ve tercihlerimiz önemlidir. Kişi davranışlarında bir tutarlılık kazanmak ve olmak istediği kişiliğe karar vermek için kendisi için değerli olan şeylerin neler olduğunu incelemek zorundadır.
Değerler sayesinde, davranış düşünce tutarlılığı kazanarak istikrarlı ve düzenli bir yaşantı sahibi olma imkânına kavuşuruz. Efendimiz’e "El-Emin" denmesindeki sır burada olsa gerek. Neyi niçin yaptığını bilen bir zihniyet, bunu mümkün kılan gerçekçi, istikrarlı ve aşkın bir değer sistemine sahip bir birey olarak asla sapmayan, ne zaman ne yapacağı belli olan, dengeli ve kararlı bir ruh hali, karakter sergilemiştir Sevgili Peygamberimiz.
İnsanın hayatta bir amacı, hedefi ve niyeti olmak lâzımdır. Hayat gelişigüzel yaşamak lüksünü vermez. Hayatı geldiği gibi, gelişigüzel yaşamak asıl anlamından kaydırır. Şuurlu, bilinçli, belli bir niyet doğrultusunda yaşamak anlamlı kılsa gerektir hayatı. Birer yolcu olduğumuzu, yolculuğumuz esnasında önümüze sürekli keşfetme, anlama fırsatlarının çıktığını ve en önemlisi de bunların hiçbirinin tesadüfi olmadığını bilerek yaşamak durumundayız. Ancak böyle, varlığımızı, yaşantılarımızı anlamlandırabiliriz.
Bizleri etkileyen olaylar değil, olaylarla ilgili düşüncelerdir. Nasıl hissedeceğimiz, düşüneceğimiz, neyi nasıl algılayıp anlamlandıracağımız bize bağlıdır. Bu yetiyle dünyaya gönderildik. Yaratıcımız düşünce tembelliğini hoş görmeyerek insanları gerçekleri anlamaları için düşünmeye çağırır. Sürüye nişan aldığı için kuşların hiçbirini vuramayan avcı olmaktan kurtulmak ve hayatı hakkıyla anlayıp anlamlandırmak durumundayız. Kulluğumuzun gereği ve mahiyeti bu olsa gerektir. Buna hizmet eden gerçekçi bir değer sistemi, ruhsal ve davranışsal istikrara kavuşmamızı sağlayacaktır. Zira ancak ruhî istikrara kavuşmuş fertler dengeli ve tutarlı davranışlar sergileyebilirler.
İlişki kurduğumuz insanlar karşısında tutumumuz, yaşadığımız olaylar ve durumlarda verdiğimiz her karar ve ilgili davranışlarımız değerlendirmelerimize dayanır. Bu tutum, karar ve davranışlarımız yaşamımıza vermeye çalıştığımız yönü gösterir. Kişilerle ve kendimizle ilişkilerimizde, başkalarının ve kendimizin yapıp ettikleri ve ortaya koyduklarıyla ilgimizde belli bir bütünlükte bir kişi olarak var olmamızın temelinde değer anlayışımız bulunur. Kişi zihnen ve duygusal olarak geliştikçe, sahip olduğu değerleri değiştirme veya düzeltmeye ihtiyaç duyabilecektir ve bunu yapmaya da yeterlidir.
Kısaca değerler veya değer yargıları, kişilerin hayat görüşlerinin, hayat felsefelerinin dökümüdür. Bir kimsenin hayat felsefesi, yaşadığı bir değerler sistemidir. Böyle bir sistem, o kimsenin, amaçlarını, ideallerini, düşünme biçimini ve davranışlarına rehberlik eden ilkeleri içerir. Kişilerin davranışlarına tutarlılık kazandıran, yön veren, kişilik ve karakter bütünlüğünün oluşmasına yardımcı olan standartlardır. Belli bir düşünce, anlayış tarzını, değer sistemini kazanmak, yerleştirmek sürekli bir zihni uğraş ve deneyim sonucu gerçekleşir. Bu da çocukluk yıllarına dayanan bir süreçtir.