Makale

SİERRA LEONE: İSLAM’IN MİSYONERLİĞI MAĞLUP ETTİĞİ ÜLKE

SİERRA LEONE: İSLAM’IN MİSYONERLİĞI MAĞLUP ETTİĞİ ÜLKE

Prof. Dr. Ahmet KAVAS

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi


Bugün ülke nüfusunun büyük çoğunluğu Müslümanlardan oluşan Sierra Leone, son iki asırda İslamiyet’in en hızlı yayıldığı ülkelerden birisidir. 2009 ve 2015 yılı tahminlerine göre ülke nüfusunun %78’i Müslüman olup toplam 7 milyon 557 bin 212 olan nüfus içinde Müslümanların nüfusu 5 milyon 894 bin, yani altı milyon civarındadır. Büyük bir çoğunluğunun ehlisünnet çizgisinde ve Maliki mezhebine mensup olması yanında İngilizler tarafından bölgeye getirilen Kadiyanilik olarak da bilinen Ahmediye mensuplarının oranı da %5’in üzerinde tahmin edilmekte, az miktarda da Lübnan asıllı Şii nüfus bulunmaktadır.
Batı Afrika ülkelerinden Sierra Leone’nin kuzey ve doğusunda Gine Cumhuriyeti (794 km), güneydoğusunda Liberya Cumhuriyeti (299 km) ve batısında ise 402 km’lik Atlas Okyanusu sahili ile çevreli olup yüzölçümü 71.740 km2, nüfusu ise 7.557.212’dir. Ülke turizme elverişli sahilleri ile özellikle demir, boksit, titanyum, altın ve elmas gibi kıymetli madenler açısından çok zengindir. Elmas alanında kayıtlara girenlerden hareketle yıllık 700 bin kıratla dünyanın dördüncü sırada maden üretimine sahiptir. Limanı, sahip olduğu imkânlar açısından dünyanın üçüncü büyük limanıdır. Tabii bu artı değerler Sierra Leone’nin kalkınma hamleleri yaparak zengin ülkeler arasında yer alması için yeterli olamamıştır. Verimli arazilerinde pirinç, palmiye ve yağı, kakao, kahve ve kola çekirdeği bol miktarda üretilmektedir.
Sierra Leone’de nüfusun %42 civarındaki kısmı 15 yaş altı çocuklardan, %30’u da 15-35 yaş arası gençlerden oluşmaktadır. Eğitim, altı yıl ilkokul, üç yıl da ortaokul için mecburi olup devlet tarafından verilmektedir. Yaşanan iç savaş yüzünden halkın %70’e yakınının eğitim imkânlarından istifade edememesinin sebeplerinden biri de sayısı 1270’i bulan ilk ve ortaokulun yakılıp yıkılarak kullanılamaz hâle gelmesidir.
Bağımsızlığından bugüne kadar ülkeyi siyaseten idare eden Mende topluluğudur, Temneler de onların daima muhalifi olmuştur. Tüm Halkın Kongresi Partisi (All People’s Congress Party), 18 Nisan 1968’den itibaren yıllarca ülkeyi idare etti. 1970’te üç milyon olan ülke nüfusunun yarıdan fazlası Müslüman iken 80 bin kadar Protestan ve 43 bin civarında da Katolik vardı. Ülkede Mende, Vai, Susu ve Mande topluluklarının hemen hepsi Müslüman’dır. İngilizlerin Hindistan’dan 1937’de getirip burada Bo ve Baomahun şehirlerine yerleştirdiği birkaç bin civarında Ahmediye Kadiyani mensubu bulunmaktaydı.
XVIII. yüzyıl boyunca Liberya’dan Fildişi sahilindeki Baoulé’ye kadar geniş ormanlık alanda Malinke, Dioula, Fula ve Susu kabileleri gelerek bölgeler arasında ciddi insan göçleri yaşandı. Bunlar içinde Burkina Faso ve Gine’deki Futa Jalon’dan Sierra Leone taraflarına gidenler dikkat çekmektedir.
Sierra Leone’nin İslamlaşma süreci
Batı Afrika’da İslamlaşma tarihi bu göçlerle şekillenir. Bugün Gine’de yer alan Futa Callon bölgesinden gelen Fülaniler, Sierra Leone’nin kuzey bölgesinde Temne toplumunun İslam’la tanışmasına vesile oldular. Savaşçı ve tüccar vasıfları olan bu kabileler kısa zamanda putperestler arasında ve ticaret yolları üzerinde yerel idareci konumuna gelerek sahillerde dolaşan Avrupalılarla yerliler arasında irtibatı sağladılar. Futa Calon’da yeni bir devlet kurulunca Susu kabilesinin denize doğru ilerleyişi hızlandı. XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Gine’deki Kankan’dan gelen Malinke toplumu bölgede Port-Loko denilen limanı ilk İslamlaşma merkezi yaptılar ve buradan tüm diğer bölgelere yayıldılar. Öyle ki Avrupalılar için Mandingo kelimesi bu dine inananları ifade eder. Yine aynı yüzyıl boyunca Mende ve Vai soylu kabileler de Liberya sahiline doğru yerleştiler, kendilerini temsil edenler Müslüman olurken onlara tabi olanlar henüz putperesttiler. Bu durum bölgedeki diğer kabileler için de örnek oldu ve Loko toplumu Malinke’den ve Limba toplumu da Susu’dan kendilerine Müslüman yönetici vermelerini istediler. Bu süreç işledikçe her tarafta İslamiyet gözle görülür biçimde yayıldı ve artık ticari menfaatlerini savunan ve yaygınlaştıran yerel güçlere dönüştüler.
İslamiyet’in Sierra Leone’deki bu ilk yayılma süreci her ne kadar geniş alanda kendini gösterse de gerçek anlamda daha büyük kitlelerin İslamlaşması ise bölgede tarikatların faaliyetlerini genişlettikleri XIX. yüzyıla rastlamaktadır. Ülke 1961 yılında bağımsızlığını aldıktan sonra da İslamlaşma duraklamadan devam etti. 1960’ta %35 olarak tahmin edilen Müslüman nüfus 2000’de %60, bugünlerde ise %78 seviyesine kadar çıkmıştır.
Ülkede Müslümanlar adına ilk defa 1932’de kurulan teşkilat olan İslam Meclisi (Muslim Congress), XIX. yüzyılda Nijerya’dan buraya göçen Aku Müslüman toplumu tarafından açıldı. Bir müddet sonra bunun idaresi Temne asıllı yerel halkın temsilcilerine geçti. İngiliz sömürgeciliğinde böyle bir idari birim kurulmasının sebebi Müslüman toplum arasında uyum ve iş birliğini sağlamak, İslami inanç esaslarını muhafaza etmek, dinin emirlerinin inananlar arasında uygulanmasını gerçekleştirmek, Kur’an eğitimi veren medreseler açmaktı. Bu kurumu 1970’li yıllarda Freetown’daki Lübnanlı Şiiler desteklemekteydi. 1942 yılında bu ilk teşkilata rakip olmak üzere yine Aku toplumu mensubu gençler tarafından kurulan Müslüman Cemiyeti (Muslim Association) İslami değerler yanında Batı’nın değerlerine de uzak durmak istemediler. Bunlar da bir okul açtı ve daha sonra İngilizlerin Batı Afrika’ya Hindistan’dan taşıdıkları Ahmediye’nin tesirine girdiler. Temne toplumuna mensup Ezher mezunu bir Müslüman ise İslami değerlerin ehlisünnet çizgisinde yaşatılması için İslami Islah Cemiyeti’ni (Muslim Reformation Association) kurmuşsa da bu cemiyet görünürde 1960’ta faaliyetini durdurmuştu. Bir de ilk dönemleri hakkında fazla bilgi olmayan İhvan-ı Müslim’in çizgisinde bir başka dernek daha kurulmuştu.
Sierra Leone’de ilk büyük camiyi XIX. yüzyılda inşa edenler Mandingo ve Fula Müslüman toplumları olup bu cami, aynı dönemde sadece kendi mensuplarının devam ettiği Aku Mescidi’nden farklı olmak üzere herkese açıktı. İlerleyen yıllarda İslamiyet’in giderek yayılmasıyla birlikte neredeyse her Müslüman kabile kendilerine olabildiği kadar gösterişi olan bir ibadet mahalli yapmaya önem verdi. Böylece hem dinlerini hem de kendi toplumlarının fark edilebilirliğini sağladılar. 1970’li yıllardan itibaren Temne, Mandingo, Fula ve Hevsa toplumlarının inşa ettikleri ve giderek Orta Doğu bölgesindeki cami mimarilerine benzeyen ibadethanelerin sayıları arttı. Hatta nüfuslarının tamamı Müslüman olmamasına rağmen bu iki toplum da benzeri şekilde kendi ibadethanelerini inşa etti. Özellikle başkent Freetown’da bir cami sahibi olmak herhangi bir Müslüman kabile için gurur vesilesi sayılmaktadır. Günümüzde ülke genelindeki camilerin artık özel bir topluma aidiyetinden ziyade herkese açık mabet olarak kabul görmesi önemlidir. Freetown Merkez Camii bunlardan birisi olup imamı Şeyh Ahmed Tican Sillah, İmamlar Meclisi Birliği Başkanı da olup Şii mezhebine mensuptur. Ayrıca ülke geneli için imam yetiştirmekle meşguldür. Ahmediye toplumunun başkanı ise Şeyh Mauvi Sadeeur Rahman isimli kişidir.
Sierra Leone’de Ahmediye mensupları sayı bakımından azınlık olmalarına rağmen ülke genelinde 186 ilkokul ve 55 ortaokul ile eğitim veren ciddi bir ağa sahiptir.
Misyonerler ve Hristiyanlığın yayılması
İngiliz sömürgeciliği döneminde başlayan misyonerlik faaliyetleri neticesinde önemli bir kitlenin Hristiyanlaştırılamadığı görülmektedir. Kilise çevreleri ise iki asırdır sarf ettiği tüm çabalarına rağmen halkın ancak %20’sini Hristiyanlaştırdığını iddia etse de Sierra Leone’nin büyük çoğunluğu Müslüman olduğu hâlde buranın bir İslam ülkesi olmadığını her ortamda ifade etmektedir. Misyonerlik faaliyetlerinin aşırı derecede yüklendiği Müslüman halkı kendi inançlarına çekme sürecinde eğer herhangi bir kilise çevresinden bir kişi İslamiyet’i seçecek olursa onun üzerinde aşırı bir baskı uygulanmakta, hatta ölümle tehdit edilebilmektedir. Ancak ülkede bu çalışmaları yürüten piskoposlar Müslümanlarla çok uyumlu olduklarından, aralarında yakın bağlar tesis edildiğinden bahsetmektedirler. Sierra Leone’de Hristiyanlar azınlık olmalarına rağmen genelde idareyi, çoğunluğu teşkil eden Müslümanlara bırakmamaktadırlar. Başlangıçtan bugüne kadar ve hâlen 2007’den bu tarafa devlet başkanı olan Ernest Bai Koroma dâhil 29 Mart 1996 - 25 Mayıs 1997 ile 13 Şubat 1998 - 17 Eylül 2007 tarihleri arasında devlet başkanlığı yapan Ahmad Tejan Kabbah hariç hepsi Hristiyandır.
Misyonerliğin iflas ettiği ülke
İngilizlerin Kilise Misyoner Cemiyetleri (Church Missionary Societies) adlı kurumu, azatlı köleleri ve iç kısımlardaki yerel halkı Hristiyanlaştırmak, medeni değerlerini onlara aşılamak için Fourah Bay College adıyla 1827 yılında Afrika’nın ilk üniversitesini açtı. Burayı 1876-1967 yılları arasında Durham Üniversitesi ile akredite edip yakın ilişki ağı kurdular. Bu üniversite sebebiyle İngilizler 190 yıllık Afrika’nın ilk modern üniversitesi olarak geçmişi olan Freetown’u her yerde Afrika’nın Atinası (Athens of Africa) olarak tanıttı. Ne var ki buradan ne Sierra Leone’nin ne Afrika’nın ne de dünyanın tanınmış filozof, bilim ve sanat insanı yetiştirildiğini ispat eden bir kimse bulunmamaktadır. 2005 yılındaki üniversiteleri yeniden düzenleme kapsamında Sierra Leone Üniversitesi bünyesinde müstakil birer yükseköğrenim kurumu olarak Njala Üniversitesi ile hâlen eğitim faaliyetlerini sürdürmektedir. 1876 yılında bu üniversitede Arapça dil öğretimi yerel öğretim görevlilerinin katkıları ile başlasa da bu ülkede henüz Müslümanların ihtiyaç duyduğu seviyede öğretilemediği bizzat yetkililer tarafından dile getirilmektedir.
İngilizlerin açtıkları eğitim kurumları yanında Müslümanlar da XX. yüzyılın ilk yıllarından itibaren açtıkları Madrasa Islamia, Madrasa Omaria, Madrasa Harunia ve Madrasa Sulaymania ile kendi kimliklerini sömürgeciliğin tüm baskılarına rağmen korudular. Sömürgeciler bu eğitime Muhammedî eğitim (Muhammedian Education) diyorlardı. İleri seviyede eğitim için ise çevre Gine’de, Mali’de, Senegal’de ve Moritanya’da tanınmış Timbo, Dingiray, Labe, Tuba ve Futa Toro gibi ilim irfan merkezlerine gidiyorlardı. Alhaji Momodou Allie hem kendisi hem de oğullarının iyi bir eğitim almalarını sağladı. Alhaji Jalloh-Jamburia 1913 yılında ülkedeki İslam eğitiminden sorumlu görevli tayin edildi.
Batı Afrika sahillerine getirilip bırakılan azatlı köleler, yerli halk tarafından çok fazla içlerine alınmadılar. Bunlar ise kendilerini köleleştiren Avrupalılardan nefret ediyorlardı. Avrupalı misyonerler için her bir Afrikalı, Müslüman olsun veya olmasın birer barbar, dinsiz ve putperest idi. Kendilerine bu gözle bakanları da özellikle Müslümanlar şüpheli, itici, muhalif ve çatışma isteyenler olarak görüyorlardı. Her türlü dinî faaliyetlerine engel çıkaran İngilizler yüzünden İslamlaşma faaliyetleri çok yavaş yürüyordu. Yine de Freetown’un kurulması Müslümanlar için bir fırsat olmuş ve buraya yerleşenlere İslamiyet’in anlatıldığı önemli bir merkeze dönüşmüştür. Nijerya’nın önemli kabilelerinden Yoruba asıllı Aku toplumunda köleleştirilenler 1807’de Freetown’a getirilip yerleştirildiler. 1830 yılında bunlardan Alfa Yadali, fıkıh ve kelam tahsili için Futa Calon’a gitti, orada Ticaniliği tanıyıp müntesibi de oldu. Ancak bu tarikat Sierra Leone’de Kadirilik gibi sınırlı sayıda müntesip bulabildi. Sebebi komşu ülkelere göre etkin önderleri olmaması idi. Onun başarısı diğerlerine de örnek oldu ve XIX. yüzyılın sonlarına doğru tüm Aku toplumu her konuda İslami hizmeti icra edecek konuma geldi. Öne çıkan bir diğer şahsiyet ise Muhammed Sanusi oldu. Fourah Bey College’da Arapça hocalığı yaptı, 1872-1873 yıllarında İngiliz eğitim yetkilisi Dr. Blyden’e tercümanlık yaptı. 1901-1907 yılları arasında da Fula Town’daki medresenin müdürlüğünü yaptı. İngiliz idareciler ve bilhassa misyonerler Fülânî asıllı tebliğcilerin faaliyetlerinden çok rahatsız oldular. Oysaki kölelik dönemlerinde zorla Hristiyanlaştırılan Afrikalılar buraya getirilerek onlar üzerinden büyük kitleleri kendi saflarına çekmeyi kararlaştırmışlardı. Ama Jalloh, Bah, Barrie ve Sow gibi Müslüman Fülanî ailelerinin faaliyetleri karşısında bir türlü istedikleri başarıyı elde edemediler. Zira Fülanîler buraya daha önceden gelip yerleşen Yalunka isimli putperest kabile mensuplarını İslamlaştırdılar. Bunda en önemli dayanakları kurdukları eğitim ağları oldu ve Müslümanlaşan her bir ferdin toplumda etkinliğinin artması diğerlerini de bu yola sevk ediyordu. Fülanî tüccarların etkinliği de bunda ciddi tesir kaynağı idi.
Lübnan’dan gelen Hristiyan Marunilerin yanında Şii Müslümanlar ile Hindistan’dan getirilen Kadıyaniler Sierra Leone’de kendi değerlerini daha rahat yayma fırsatı buldular. Bugün ülkede 500 bin kadar Kadıyani’den ve yaklaşık 50 bin kişiden oluşan Şii bir topluluktan bahsedilmektedir.
Fransızların Kreol dedikleri Fransızca ile yerel dilleri, İngilizlerin de İngilizce ile benzer şekilde yerel dilleri karıştırarak oluşmasına öncü oldukları Krio dilini etkin oldukları tüm bölgelerde konuşma dili olarak yaygınlaştırmak istediler. Tüm eğitim kurumlarında bu dili zorunlu tuttular. Bir taraftan resmî dil olan Fransızca ve İngilizce, diğer taraftan bu iki melez dil Batı Afrika Müslüman toplumları tarafından reddedilmiştir. Hatta Sierra Leoneli Müslüman önderlerin büyük çoğunluğu başta Arapça olmak üzere Fülanîlerin lisanı Fulfulde veya Pulaar denilen dilde eğitimde ısrar etmiş ve her yaştan insana kadın erkek demeden temel İslami bilgileri öğrenmeyi şart koşmuşlardı. İçlerinde çok azı sömürgecilerle irtibata geçerek her iki eğitimi birlikte alarak sömürge idaresinde öğretmenlik ve mütercimlik gibi bazı görevler almışlardı.
Sierra Leone’de 1960-2008 arası 48 yılda Müslümanların oranı neredeyse yüzde yüz artarak toplam nüfusun %35’inden %78’i gibi çok yüksek bir orana çıktı. İç savaş dinî kaynaklı değildi, Müslümanlar, Hristiyanlar ve animist topluluklar bazen kendi toplumları arasında da savaşmak zorunda kalıyorlardı.
1990’lı yılların başında Müslüman olan evangelik papaz Musa Bangura’nın önderliğinde 27 kişilik mühtedi bir heyet tarafından ilk çalışmalarına başlayan “Niçin İslam Faaliyette Vakfı/Why Islam in Action Foundation (WIAF)” her geçen gün Sierra Leone’de çok sayıda insanın İslam’ı kabul etmesine öncülük ediyor. 2002-2017 yılları arasında 15.703’ü Sierra Leone’de, 3.700’ü Liberya’da ve 3.000’i ise Gine’de olmak üzere toplam 22.403 kişinin İslam ile müşerref olmasına vesile oldu ve ihtida edenlerin 613’ü papazlık mesleğinde çalışırken din değiştirdi.