Makale

KADIM TARIHIN DEŞİFRESİ: BIR FOTOĞRAF HATIRATI

KADIM TARIHIN DEŞİFRESİ: BIR FOTOĞRAF HATIRATI
Bedia Belkıs BALCILAR | İstanbul Bakırköy Kur’an Kursu Öğreticisi

Ben bu fotoğraf karesinde neredeyim?
Hayatın mekânla sınırlı, zamanla kayıtlı olduğu gerçeğinden hareketle bir fotoğraf karesine hapsedilen anın içindeki hâlleri fehmedecek olursak; ona boyut kazandıran şey, eşya ile kurduğumuz derin katmanlı ilişkiler silsilesi olabilir miydi? Tarihin izinde fotoğraflar kaydetmek için o sabah bir tercihte bulunmuştum. Kudüs-i Şerif’teki son sabah namazımız akabinde Türkiye’den birlikte geldiğimiz tur grubunu Mescid-i Aksa Kıble Camisi’ndeki programla baş başa bırakıp, huşu ile çıkmıştım mübarek camiden. İz sürecektim. Bir ayak izini... Hayattaki bazı kararlarımız kendi tercihlerimizle içkindir. Kudüs’te geçireceğimiz son saatlerdi ve ben Mescid-i Aksa’nın avlusunu muhkem bir zırh gibi çeviren kadim medreselerinin hikâyelerinin peşindeydim.
Zamanımız o an için kısıtlıydı ama mekân coşkun bir ırmak gibi keşfe çağırıyordu beni. Hilkatimizin tezahürü, tek başına keşfetmenin verdiği o yürek çarpıntısına meftun olduğumuz için bir fecir vakti korkusuzca adımlıyordum Mescid-i Aksa’nın avlusunda. İnsanın merak dürtüsünü anlamlı kılan da bu değil miydi zaten? İçimizdeki arayışlara durağanlıktan azade bir sebep buluyor olmamız. Bunu, kâinatı kadim bir kitap gibi okumaktan bıkmayanların sesiyle yazıyorum; izah etmemi güç kılmayacak bir his bırakıyorum şu fotoğraftaki zeytin dallarının arasındaki Eşrefiye Medresesi’nin minaresine. Bir emanet gibi alın onu ve incitmeksizin okuyun lütfen.
Beytü’l-Makdis’te günümüze kadar intikal etmiş kadim eserleri yadigâr bırakarak, Kudüs-i Şerif’e yaptığı hizmetleri hürmet ile hatırlamamız gereken Ebü’n-Nasr Seyfüddîn Hâdimü’l-Haremeyni’ş-şerîfeyn el-Melikü’l-Eşref Kāyıtbay ez-Zâhirî (ö. 901/1496)’den bahsetmek istiyorum sizlere.
Çerkez Memlüklülerinin en dirayetli yöneticilerinden biri olan Sultan Kayıtbay, ilme ve âlimlere oldukça değer vermiş bir melik. İsminin künyesinde bulunan “Hâdimü’l-Haremeyni’ş-şerîfeyn” nitelemesini hak edecek hizmetlerde de bulunmuştur aynı zamanda. Buna en güzel misal olarak; Rasulüllah Efendimiz (s.a.s.)’in türbe-i saadetlerinde çıkan bir yangın neticesinde, yeniden bakım ve onarım gören mübarek türbenin tamiratında sergilediği rikkat dolu davranışını gösterebiliriz.
Bu bilgilerin kalbimizde bıraktığı latif filizleniş, bizi Kudüs-i Şerif’te bir seher vakti kadim taşların seyrine durmuşken yakalıyor apansız. Mescid-i Aksa’nın çevresinde sıralanmış medreseler bir zamanlar ilmin kalbinin attığı bu asude selam yurdunun ayaklarına vurulan prangaları çözmeye muktedir olabilir mi diye düşünmeden edemiyoruz.
Ben bu fotoğraf karesinde neredeyim?
O sabah Mescid-i Aksa’da, grubumuzun beni unutarak otele döndüklerindeki o anlarda, benim Mescid-i Aksa’nın avlusunda camide serbest bırakılmış bir çocuk gibi sevinçle fotoğraf karesi yakalamamın iştiyakına gelince, bildiğim şey sadece şuydu; Allah’ım ben seni severim, Senin sevdiklerini severim, Habib-i Ekrem’ini severim, Habibine hürmet etmişleri severim. Bundandır iz sürüşüm! Bundandır bir taşın dilini deşifre etmek için anın içinden taşmış merakım.
Benim muradım buydu; Mescid-i Aksa’nın avlusunda kendimi kaybedip dünyadan bile isteye koptuğum o saatlerin kaydının ehemmiyeti, işte burada kendini aşikâr ediyordu bir fotoğraf hatıratıyla.