Makale

"SURİYELİ GENÇ KIZ GELİNLİĞİNİ KURSUMUZDA GİYDİ”

"SURİYELİ GENÇ KIZ GELİNLİĞİNİ KURSUMUZDA GİYDİ”

Sema BAYAR


Geçtiğimiz yüzyılın önemli müfessirlerinden olan Muhammed Esed, Kur’ani bir kavram olan “Muttaki” kelimesini Allah’a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar olarak tercüme eder ve tüm sorumlulukların kökeninde “ilahî sorumluluk bilincini” arar. Sorumlulukların bilincinde olmak; ailevi, mesleki, insani sorumlulukların bilincinde olmak, öz olarak Allah’a karşı sorumluluk bilincinin birer tezahürleridir.
Bu bağlamda pek çok din gönüllüsü, mesleki sorumluluklarını kendi kişisel gayretiyle harmanlamış, hayır yolunda yeni adımlar atmışlardır. Kelimenin tam anlamıyla yediden yetmişe bütün halka kapıları açık olan Kur’an kursları da, kökleri büyük bir medeniyet havzasından beslenen ve kendini zamana uyarlayan eğitim kurumlarıdır. Birer yaygın eğitim kurumu olan kurslar, kursiyerler için yaşamın bedeni ve ruhu esir alan kavuruculuğuna karşı adeta birer sığınak. Anadolu’nun her köşesinde kurslara gösterilen teveccühte elbette kalplerindeki iyiliğin ziyasını dalga dalga çevrelerine yayan hocalarımızın payı büyük. İstanbul’un Maltepe ilçesinde Kur’an kursu öğreticiliği görevi ifa eden Leyla Gürbulak ve Günnur Cebesoy da iyiliğin ziyasını çevrelerine hale hale yayan kişilerden.
Bilindiği üzere dinimizin evlilik kurumuna atfettiği öneme binaen, gençlerin, bilhassa da evlenmek isteyen fakat maddi durumu elvermeyen kişilerin, bu yolda önünü açmak, onlara yardımcı olmak toplumumuzun yüzlerce yıldır üzerinde durduğu, hassaten bu amaçla vakıflar kurduğu bir hayır kapısıdır. On yılı aşkın bir süredir Kur’an kursu öğreticiliği yapan Leyla Gürbulak, evlilik aşamasında olan ancak maddi anlamda sıkıntı çeken genç kızlar için yürüttüğü çeyiz kampanyasıyla önce mahallesinde ardından ilçesinde temayüz etmiş, hız kesmeden devam ettiği faaliyetleri İstanbul’un diğer ilçeleri tarafından da duyulmuş, destekçileri günbegün artmış bir hocamız.
Leyla Hanım sözlerine şöyle başlıyor: “Hayır çarşısı kurmak, ihtiyaç sahiplerine elimizi uzatmak benim gençlik hayalimdi. Memur olduktan sonra da hiçbir zaman mesaili bir işim olduğu vehmine kapılmadım, her zaman insanımız için ne yapılabilir onun peşine düştüm.” Kursiyerlerinden kızına hayırlı bir kısmet arayanlar, oğlunu hayırlısıyla baş göz etmek isteyenler de dertlerini ona açmışlar. İlk zamanlar esnafı dolaşarak yardımlarını talep eden Leyla Hanım’a daha sonra öğrencileri ve yakın çevresi de yardımcı olmuş. Leyla Gürbulak’ın en büyük destekçisi ise kendisi gibi Maltepe müftülüğünde Kur’an kursu öğreticiliği yapan Günnur Cebesoy.
Cebesoy daha önce görev yaptığı kursta babalarını yeni kaybetmiş beş çocuklu bir aileyle tanışıyor. Ardından ailenin büyük kızının nişanlı olduğunu fakat maddiyatları elvermediği için asgari ölçülerde bile olsa çeyiz hazırlıklarını yürütemediklerini öğreniyor. Leyla Hanım’ın desteğiyle bu kıza yardımda bulunuluyor. Hayırda yolları kesişen bu iki arkadaşın daha sonra iş hayatında da yolları kesişiyor ve aynı Kur’an kursunda görev yapmaya başlıyorlar. Maltepe Müftülüğüne bağlı Mimar Sinan Kur’an Kursu bir hayır merkezine dönüşüyor. Başta kursiyerler olmak üzere ilçe müftülüğüne bağlı diğer kurs öğreticileri ve öğrencileri de hoca hanımların yürüttüğü kampanyaya destek veriyorlar. Gürbulak ve Cebesoy, bu konuda öğrencilerinden büyük destek gördüklerini dile getiriyorlar. Özenerek hazırlanmış bohçalar, el emeği göz nuruyla tamamlanan ürünler de bu desteğin göstergesi oluyor.
Günnur Cebesoy, nakliye işleriyle bizzat ilgilenmiş, emektar arabasının ismi artık “Hayır arabası” olmuş. İlçe genelinde toplanan yardımlar kursun deposunda muhafaza ediliyor. En dikkat edilen konu ise çeyizlerin hazırlanma süreci. “Benim de bir kızım var, tüm o kızları kendi kızım gibi gördüm ve o özen ile hazırlıklarını yaptım.” diyen Leyla Gürbulak, anne elinin tüm maharetlerini de çeyiz hazırlıklarında göstermiş. Kursiyerler sadece maddi anlamda değil, bir aile sıcaklığı içerisinde manevi desteklerini sürdürüyorlar.
Leyla Gürbulak ve Günnur Cebesoy iki yılı aşan bu süreç içerisinde son olarak geçen Ramazan ayında on üçüncü çeyizi tamamlamışlar. Leyla Hanım’a kendisini en çok etkileyen hikâyeyi sorduğumuzda bize Suriyeli Ammar’ın çeyiz hazırlıklarını anlattı. Gurbetteki kızımız sade bir nikâh istemiş ve çeyiz hazırlıkları yapılırken göstermiş olduğu tevazuuyla kursiyerlerin gönlünü kazanmış. Gürbulak “İlk defa böylesine bereketli bir hazırlık süreci yaşadık.” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Genellikle mefruşat ürünlerini tedarik edebiliyorduk. Beyaz eşya ya da mobilya yardımlarımız oldukça sınırlı kalıyordu. Hem bu yardımlara ulaşmak hem de nakliyeleri ile ilgilenmek zahmetliydi. Ancak Ammar öyle bereketli bir kızımızdı ki, zahmet rahmete dönüştü, mobilya takımlarından beyaz eşyalarına kadar çeyizini hazır etmek bize nasip oldu. Kızımızın üzüntüsü büyüktü, vatanından uzaktaydı ve aile fertlerinden kayıplar vermişti. Sade bir nikâh ile dünya evine girmek istiyordu. Gelinliğini kursumuzda giydi. Öğrencilerimiz el birliği ile ona güzel bir program yaptılar. Dualar edildi, hayırlar dilendi.”
Leyla Gürbulak ve Günnur Cebesoy açtıkları bu hayır kapısıyla Kur’an hizmetinin yanı sıra köklerini geçmişimizden alan bir yardım geleneğini de günümüzde yaşatmaya devam ediyorlar.