Makale

KUR’AN’A HİZMETİN YERİ VE ZAMANI YOK

KUR’AN’A HİZMETİN YERİ VE ZAMANI YOK
M. Emin GÜRDAMUR

Din hizmetlerinin hamurunda olmazsa olmaz katık samimiyettir. Samimiyetten uzak duygularla ekilen tohumlar zayi olmaya, yol kazasına uğramaya mahkûmdur. Vazifesine içtenlikle bağlı bir din gönüllüsü, gayretlerini mesai mefhumuyla sınırlandırmayarak, niyetini dünyevi kazanç ve takdirlerin ötesinde tutarak samimiyet yolunda önemli adım atmış olur.
Samimiyet duygusunu elde eden kimse için artık Allah’ın dinini daha iyi anlamak ve anlatabilmek için zamanın ve zeminin önemi ortadan kalkacaktır. Onun için din ve dindarlık bir meslek olmaktan çıkacak, hayatı herhangi bir bölünmeye maruz bırakmadan her yerde; evde, camide, memlekette nefes alıp veren bir varoluş sebebine dönüştürecek. Gerçekte din de hayatın yekûnuna taliptir. Ama onun talip oluşu zannedildiği gibi hayatı durduran, sekteye uğratan bir şekilde cereyan etmez. Aksine dinin gayesi, hayata yol açmak, sıkıştığı ve tıkandığı yerde onu rahatlatmaktır. Küçük adımlar, küçük gayretler, büyük bereket dalgaları için kâfidir.
Son yıllarda camilerde her yaş grubuna hitap eden Kur’an öğretimi faaliyetlerinden işinin mahiyeti sebebiyle mahrum kalanlar da olmuyor değil. Bu mahrumiyeti kendine dert edinen genç bir imam hatip, Antalya’nın Kumluca ilçesinde dükkânından, tezgâhından ayrılamayan esnafın derdine çare olmak için güzel bir uygulama başlatmış. Esnafla istişare ederek belirlediği zaman aralığında onları ziyaret ediyor, on beşer dakikalık özel derslerle Allah’ın kitabıyla insanlar arasında köprü oluyor.
Bu sıra dışı gayretin sahibi genç bir imam hatip: Bayram Tekin. 1989 yılında Balıkesir’in Gönen ilçesinde doğan Tekin’i kader Antalya’nın Kumluca Merkez Eski Camii’nde görevle nasiplendirmiş. Aynı zamanda Antalya İl Müftülüğü Gençlik Koordinatörlüğünün ilçe temsilcisi olan Tekin, söze çocukken gittiği yaz Kur’an kursundaki hocasını anarak başlıyor. Yaz kursunda, hocasının çocuklarla kurduğu samimi iletişim sayesinde camiye ve Kur’an’a ısındığını, yine hocasının toplum içindeki saygınlığı yüzünden daha o yıllarda imam hatip olmayı aklına koyduğunu söyleyen Tekin, bize hocasıyla arasında sessiz sedasız yükselen bir sadaka-yı cariyenin perdesini aralamış oluyor. Çocuklarla ve gençlerle muhatap olurken aynı zamanda çok derinlerde bir toprağı sürdüğümüzü, onun bilincini ve duygularını işlediğimizi unutmamamız gerektiğini hatırlatıyor. İyilik de kötülük de insandan insana bulaşıyor. Sözlerimiz, davranışlarımız gök kubbe altında zayi olmuyor ve çevremizdeki insanların hayatına dâhil olup böylece yaşamaya devam ediyor.
Bayram Tekin, esnafı ziyaret etme fikrinden bahsederken, “Öncelikle Kur’an-ı Kerim’e hizmet etmek için hiçbir mazeretimin olmayacağını kendime kabul ettirdim. Görevimi bir adım daha öteye taşımak, bazı fedakârlıklar gerektirmekteydi ve ben bunun farkındaydım.” diyor.
Bazı meslek gruplarının Kur’an eğitiminden yararlanamadığını fark ettiğini söyleyen Tekin süreci şöyle anlatıyor: “Kur’an öğrenmek isteyen fakat fırsat bulamayan esnafa yönelik ne yapabileceğimi düşündüm. İnsanlar hayat mücadelesi içinde. Ama bir yandan da Kur’an öğrenmek istiyorlar. Ben onların isteklerini boşlukta bırakamazdım. Her bir esnafla saat saat randevulaşmak suretiyle, kendi iş yerlerinde 15’er dakikalık ziyaretlerle Kur’an dersi vermeye başladım. Bu derslerde az ama nitelikli zaman ayırmak suretiyle güzel sonuçlar aldık.”
Zararlı maddelerle mücadele
Bayram Tekin, görev yaptığı ilçede zararlı maddelere karşı yürütülen mücadelenin de bir parçası. Gençlik koordinatörlüğü bünyesinde devam eden faaliyetlere dâhil oluşunu anlatırken trajik bir olaydan bahsediyor. Tanıyıp bildikleri bir gencin zehirli maddeler sebebiyle hayatını kaybetmesi Bayram Tekin’in dünyasında büyük bir muhasebeye neden olmuş: “En yakınımızdaki kardeşimizin bundan dolayı kaybetmemiz ve bu maddeyi kullandığını fark edememiş olmamız bizi derinden etkiledi. Bu olay bizim için toplumdaki diğer kullanıcıları da görmemizi sağladı. Aynı zamanda duygusal motivasyonumuzu arttırdı. Münkeri nehy edip yerine marufu koymamız gerektiğini aynelyakin gösterdi.”
Sonraki süreçte gençlerin vakit geçirdikleri yerleri sıklıkla ziyaret eden, bu mekânlarda bulunup onlarla daha fazla samimiyet kuran Tekin, “İşte o zaman gençlerin ailevi, ekonomik, ahlaki ve diğer sorunlarının da gerçek anlamda farkına vardım.” diyor. İnsanların bazı sorunlarının sadece yakından bakınca görülebildiğini kaydeden Tekin, yakın ilginin tedavinin ilk aşaması olduğunu, daha sonra gençleri ikna etmenin kendiliğinden geldiğini belirtiyor. İlçe müftülüğü ve gençlik koordinatörlüğünün desteğiyle bu durumdaki gençler tıbbi tedavilere yönlendiriliyor ve gerektiği takdirde aileleriyle temas kuruluyor. AMATEM ve çeşitli sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapılarak, tıbbi tedavi süreçleri daha ileri boyutlara taşınıyor.
Yakından ilgilendikleri gençlerin zaman içinde tekrar eski hayatlarına dönmemeleri için Gençlik Koordinatörlüğünde görevli genç din görevlileri el ele vererek alternatif arkadaş ortamları geliştiriyor. Gençlik merkezi sohbetleri, akşamları beraber çay bahçelerinde zaman geçirmek, maddi manevi sorunlarla birebir ilgilenmek ve hatta hapisteki ailelere yardım etmek gibi pratik pek çok gayret bu çabalardan bazıları.
Bayram Tekin, “Bir mümin olarak biz şunu biliyoruz ki, yaralarına el uzatamadığımız topluma dil uzatma lüksümüz yok.” diyor ve tedavisine devam edilen gençlerin önümüzdeki süreçte umreyle ödüllendirileceği müjdesini veriyor.