Makale

TESLİS ADASININ MÜSLÜMANLARI

TESLİS ADASININ MÜSLÜMANLARI
Prof. Dr. Ahmet KAVAS | İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

Amerika kıtası ile Karayip denizindeki toplam 35 devletten 13’ü ada devleti olup bunlardan birisi de Trinidad ve Tobago’dur. Yüzölçümü 5.128 km2 olup ikisi büyük diğerleri ufak 23 adadan ibaret bir takımada topluluğudur. İkinci büyük adası Tobago ise ülkenin sadece yüzde 6’sı kadar bir yüzölçüme sahiptir. Sahillerinin uzunluğu 362 km.dir. Genelde düz ve engebeli arazi olup üç yükseltisi arasında El Cerro del Aripo 940 metredir. Venezuela kuzeydoğu sahillerine 11 km. kadar yakın olup Karayip denizinin güneydoğu bölgesinde yer alır. 1.370.000 civarındaki nüfusunun büyük kısmı Trinidad adasında yaşamaktadır. İspanyolların XVI. yüzyılda başlattıkları istilalarını takip eden asırlarda Fransız, İngiliz ve Hollandalı sömürgecilerce de bu takımadanın bazı kısımları zaman zaman el değiştirdi. Tobago adasının Aravak isimli yerli halkı 1632’de buraya gelen 300 kadar Hollandalı tarafından tümü öldürülerek yok edildi. Verimli topraklarına ise Fransız ve Hollandalı çiftçiler yerleştirildi. Özellikle Tobago 1650-1814 yılları arasında çok el değiştirdi. Iere denilen uğultulu ses çıkaran kuşun adını verdikleri adalarına İspanyol donanmasıyla bölgeye gelen Kristof Kolomp uzaktan görünen üç tepesi dolayısıyla buraya “La Isla de la Trinidad” adını verdiler. Halkının yüzde 40’a yakını Afrikalı, yine bir bu kadarı da Hint kökenli olup geriye kalanlar ise melez, Avrupalı, Suriyeli, Lübnanlı ve Çin asıllıdır. Katolik ve Hıristiyan nüfus halkın yarıdan fazlası olup geriye kalanlar Hindu ve yüzde 5-13 arasında bir kısmı ise Müslümandır. Adalarda takriben 100 binden fazla Müslüman yaşadığı ifade edilmektedir.
Tarihçe
1498 yılında Kristof Kolomb buraya üçüncü seferinde geldiğinde çıkmışsa da bu adaların İspanyollar tarafından sahiplenilip istila edilmesi 1592 yılında mümkün oldu. Önce kendileri gelip yerleştiler. 1783’te Fransızca konuşan Katolik bir topluluğun yerleşmesine müsaade ettiler. XVII. yüzyıl boyunca İngiliz, Hollandalı ve Fransızların saldırılarına maruz kaldı. İngiltere 1797’de buraya bir kez daha saldırıp İspanya’dan alırken Tobago adası da 1802 yılında Fransa’dan kendilerine terk edilir. Bu tarihten itibaren adalar İngiltere’nin sömürgeleri arasında yer alıyor.
1888 yılında kuzeyindeki Tobago ile birleşmesiyle diğerlerine göre epeyce büyük olan iki ada “Trinidad ve Tobago” olarak ülkenin adı oldu. 1910’da bulunan petrol ve daha sonradan keşfedilen doğalgaz Trinidad’ı bir anda bölgenin en stratejik ülkesi haline getirdi. Halen doğalgaz ihracatında Katar (%31,8), Avustralya (%12), Malezya (%10), Nijerya (%8,3) ve Endonezya’nın (%6,6) ardından (%5,1) oranıyla dünyada altıncı sıradadır.
1937 yılında çok sayıda kişinin öldüğü işçi ayaklanması yaşandı. Adalar 1958’de West Indies denilen Batı Hint Adaları Federasyonuna dâhil oldu. 31 Ağustos 1962’de bağımsızlık verilen ülkenin ilk başbakanlığına Dr. Eric Williams gelirken 1970 yılında Afrika kökenli toplumun başkaldırısı ve orduda isyan baş gösterdi. Cumhuriyet olarak tanınması ise 1976’da mümkün oldu ve ilk devlet başkanlığına Sir Ellis Clarke getirildi.
Teslis adasının Müslümanları
Tüm Amerika kıtasındaki devletlerin genel nüfusuna oranla Müslümanların yüzde olarak en yoğun olduğu ülkeler Surinam ve Guyana ile Trinidad ve Tobago’dur. Günümüz itibarıyla ne kadar Müslümanın bu adalarda yaşadığı konusunda %5 ile %13 arasında bir oran verilmektedir. Doğrusu oranları düşük olsa da yaşadıkları toplum içindeki etkin konumları ile çok daha kalabalık oldukları hissini vermektedirler. Karayip adalarında yaşayan dindaşları arasında en huzurlu olanlar Trinidadlı Müslümanlar olarak kabul edilmektedir.
İslamiyet genel anlamda Latin Amerika ülkelerinde oldukça geç yayılmaya başladı. Asya, Afrika ve Avrupa ile kıyas edildiğinde genel nüfusa oranla tüm ülkelerde yok denecek kadar azınlık konumdadırlar. Aralarında sadece iki ülke istisna olup bunlar İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Latin Amerika’daki üyeleridir. Eski Hollanda Guyanası olarak bilinen Surinam ve diğeri ise İngiliz sömürgesi olan Guyana’dır. XX. yüzyılda hemen hemen tüm Amerika ülkelerinde sayıları genelde birkaç bini geçmeyen küçük toplulukken şimdilerde ABD, Kanada, Arjantin ve Brezilya’da yüzbinleri geçenlere de rastlanmaktadır.
Latin Amerika ülkeleri ve Karayip adalarındaki Müslümanların bu coğrafyaya ilk gelişleri arasında büyük benzerlik görülmekle birlikte Trinidad ve Tobago ile Surinam ve Guyana daha fazla bir yakınlık içindedirler. Yeni Dünya olarak isimlendirilen bu coğrafyaya Batı Afrikalı Müslümanların Avrupalılardan asırlarca önce geldiklerine dair rivayetler mevcut ise de kaynaklar bunları doğrulayacak kadar yeterli değildir. Gerçi Kristof Kolomp’un XV. yüzyılın sonlarında bölgeye geldiği sırada siyahi tenli insanlarla karşılaştığına dair döneme ait kaynaklarda kayıtlar olduğu ifade edilmektedir. Özellikle Batı Afrika’nın en büyük devleti Mali İmparatorluğunda Sultan II. Ebubekir’in binlerce adamı 1300’lü yılların başında sahip oldukları deniz vasıtaları ile Atlas Okyanusuna açıldığına ve bir daha geri dönmediklerine dair bölge tarihine ait kitaplarda bilgiler aktarılmaktadır. Tüm bunları ispat edecek bir ize Latin Amerika ve Karayip adalarında ise henüz rastlanılmamıştır.
Bugün tüm bu coğrafyadaki Afrika kökenlilerin çoğunluğu kölelik döneminde getirilenlerin soyundan gelmektedirler. Trinidad’da ilk Müslüman toplumun kökenlerinin Batı Afrika’da Mandingo denilen ve Mali, Fildişi Sahili, Gine, Gine Bissau, Sierra Leone, Liberya, Gambiya ve Senegal’in içinde yer aldığı bölgede yoğun olarak yaşayan topluma ait olduğu bilinmektedir. Bunlar Avrupalı sömürgeciler tarafından XVI ve XVII. asırlarda yerli Aravak toplumunun son ferdine kadar öldürülmesi üzerine Batı Afrika’dan esir edilerek köleleştirilenlerin getirilmesiyle buraya yerleştirilenlerin soyundan gelmektedirler. Surinam, Guyana ve Trinidadlı ilk Müslüman toplumlar Mandingo denilen ve günümüzde Bambara denilen dili konuşan insanlar bu adalara getirilmelerinin ardından orada doğup büyüyen birkaç nesil içinde Afrika’ya ait değerlerinin tamamını büyük oranda dinleri de dâhil olmak üzere unutturuldu. Ne var ki XVIII. yüzyılda getirilenlerin arasında Müslümanlıklarını koruyanlar oldu. Trinidad’da 1740 yılında Müslümanlığını muhafaza eden Afrikalı bir topluluk olduğu biliniyor.
Hosay töreni
Trinidadlı Müslümanlar arasında 10 Muharrem diğer İslam toplumlarındaki gibi aşure günü olarak merasimle kutlanmaktadır ve buna geçmişte de büyük önem vermekteydiler. Öyle ki “hosay” adını verdikleri bugünü dünyanın farklı bölgelerinden kendi rızaları alınmadan zorla köle veya sözleşmeli işçi olarak Trinidad’a getirilenler için özel bir anma gününe çevirdiler. Adada yaşayan herkes inancı ve ait olduğu toplumu ne olursa olsun bugüne iştirak ediyor ve adeta hep birlikte kutladıkları tek etkinlik olmuştu. İngilizler 1884 yılında kendilerine karşı bir direnişe dönüşme ihtimalini göz önüne alarak bugünün kutlanmasını yasakladılar. Fakat ada halkı bu yasağı dinlemeden merasimi devam ettirdi. Çünkü tümünü bir araya getiren bu merasim sayesinde İngiliz sömürgeciliğine karşı kültürel direnişi, hâkim güce karşı meydan okumayı temsil ediyor, hatta inansın inanmasın o gün diğer toplumlar da oruç tutuyorlardı.
Dinî teşkilatlar
Trinidadlı Müslümanların kendi aralarında işbirliği yapıp XX. yüzyılın ilk yıllarından itibaren kurdukları dinî teşkilatlar başında İslami Muhafaza Cemiyeti (Islamic Guardian Association) gelir ve 1925 yılında Princes Town şehrinde faaliyetine camii ve okul inşaatıyla başladı.
Seyyid Abdulaziz, Ruknuddin Meah, Abdülgâni gibi Müslüman toplumun önderleri 1926 yılında bu defa İslamiyeti Kuvvetlendirme Cemiyeti (Takveeatul Islamic Association- TIA) isimli dernek kuruldu. Müslümanlar arasında şehirli, köylü, eğitimli eğitimsiz, tüccar çiftçi, iş adamı üretici ayrımı yapmaksızın herkesi tek şemsiye altında görmeyi hedef edindiler. Adanın ilk dinî teşkilatı budur. Encümeni Ehlü’l-Cemaat (Anjuman Sunaat-ul Jamaat Association-ASJA) adında Hanefi mezhebi konusunda hassas yeni bir dernek daha kuruldu.
15 Ağustos 1947’de Trinidad İslam Birliği (Trinidad Muslim League-TML) kuruldu. Müslümanlar arasındaki bölünmenin ve birinin diğerini yok saymasının önüne geçmek için kelime-i şehadet getiren herkesi Müslüman saymaya önem verdi. Ülkedeki mevcut 30’un üzerindeki caminin çoğunluğu bu üç teşkilattan birisine bağlı iken herhangi birisine bağlı olmayan müstakil ibadethaneler de bulunmaktadır.
Kısaca adı Müslüman Tebliğciler Derneği (Islamic Missionnaries Guild) olarak bilinen Karayip ve Güney Amerika’da Müslüman Tebliğciler Derneği (Islamic Missionaries Guild of the Carabian and South America) 1961’de kuruldu. Amacı tüm Karaiblerde ve Surinam, Guyana ve Venezuella dahil Güney Amerika ülkelerinde İslam’ı yaymaktı.
Trinidad’da İslami eğitim
Hıristiyan misyonerlerin eğitim faaliyetleri Trinidad ve Tobago’nun her tarafını sarmıştı. 1949 yılında ülkede 250 Hristiyan okulu, 50 devlet okulu vardı. Hint toplumu da 1952 yılında okul açmaya karar verdi ve 1962 yılında devletten eğitim yardımı alarak 46 okul açtı. Müslümanlar da aynı haklardan yararlanarak 15 okul ile eğitim faaliyetine başladılar. Bugün adada çok sayıda eğitim veren okulları bulunmaktadır. Devlete ait okul konumunda 1962 yılındaki 15 ilkokul ve 6 ortaokula ilaveten daha sonra Darululûm, Hacı Rüknedddin İslam Araştırmaları Enstitüsü ve Ehlüssünne ve’l-Cemaa adında 3 ayrı yüksek eğitim kurumu açmışlardı.
Adada dini eğitim alanında ister istemez imkân bulanlar çocuklarını Hindistan’daki İslami eğitim kurumlarına gönderdiler. Sonunda bunu ilk defa Şeyh Bahadır Ali isimli Hindistan asıllı şekerkamışı tarlalarında çalışan işçi gerçekleştirdi ve 13 yaşındaki oğlu Yakup Ali’yi hıfzını tamamlaması için Hindistan’a gönderdi. Hafız olunca 1898’de Trinidad’a döndü ve yerleştiği San Fernando’da Trinidadlı Müslümanlar onun kıraatını büyük bir huşu ile dinleyerek etkileniyorlardı. Yakup Ali bu ülke Müslümanları için Hindistan’da eğitim görerek dini konularda önderlik konusunda tanınan ilk şahsiyet oldu.
Trinidad’da okumuş, kültürlü tüm Afrikalı ve Hint asıllılar arasında Müslüman toplumun fertleri öncü konumundadır. Doktorlar, hukukçular, sekreterlik ve muhasebe alanında epeyce insan yetiştirdiler. İlim bakımdan donanımlı olan yeni kuşaklar ise oldukça temkinli tavırları ile toplumlarına yön vermektedirler. Bu ülke Müslümanlarının temel desturu bildiğini öğret, bildiğinden fazlasını öğren, bildiğini hayatına tatbik et olarak özetleniyor.
Hâlen adanın farklı yerleşim yerlerinde toplam 130’un üzerinde camii bulunmaktadır. Bunların tamamı Hint alt kıtası mimarisini yansıtmaktadırlar. Sadece ibadethane değil aynı zamanda diğer faaliyetleri de beraber yürüttükleri mekânları bulunmaktadır.
Huzur ortamını bozmaya yönelik müdahaleler
İngiliz idaresinin devam ettiği XX. yüzyılın ilk yıllarında Fiji ve Moritus adalarından gelen bazı irşat heyetleri Trinidad’ın geleneksel dinî yaşantısında istenmeyen davranışların ortaya çıkmasına sebep oldular. Hindistan ve Pakistan’da Müslümanlar arasında yaşanan bölünme ve birbirine karşı olma duygularını buraya da taşımaya gayret ettiler. Kendi hallerinde dünyanın diğer ucunda kurdukları dinî toplulukları ile huzuru arayan Trinidadlı Müslümanların üzerinde son 30 yıldır bazı oyunlar tekrar oynanmakta ve âdeta sebebini bilmedikleri bir gerginliğin içine çekilmektedirler. 1990’lı yıllarda Suud, Pakistan, İran ve diğer ülkelerden gelip buralarda dinî davet yapmak isteyenler yüzünden bazı istenmeyen durumlar ortaya çıkmıştı. 1990’daki darbe teşebbüsünün sınırlı sayıdaki Müslüman genç tarafından yapılması zaten dikkatlerin buranın üzerine çevrilmesine sebep olmuştu. Bugünlerde sayıları 100’ü geçmeyen ve Trinidadlı oldukları iddia edilen bazı gençlerin ikna edilerek Suriye ve Irak’a çatışmaya gittikleri haberleri de bu toplumu rahatsız etmektedir.
Trinidadlı Müslüman hanımların giderek artan şekilde başörtüsü takmaları onlara adaların dışında da kendileri gibi inananların bulunduğu hissini vererek yalnız olmadıklarını ve çok güçlü bir dine mensup bulundukları duygusunu yaşatmaktadır.