Makale

YAHYA KAMÇI: "İyilik, Bütün kalpleri Açan Bir Anahtardır."

YAHYA KAMÇI: "İyilik, Bütün kalpleri Açan Bir Anahtardır."

Söyleşi: Ali Aygün

Yahya Kamçı; Diyarbakırlı, 17 yıllık sosyal bilgiler öğretmeni. Aynı zamanda yaşadığı bölgedeki 1.174 kan davasını sonlandıran bir barış elçisi. İdealist bir öğretmen olan Yahya Kamçı birçok sosyal sorumluluk projesinin de öncüsü. Engellilere tekerlekli sandalye alınabilmesi için 224 bin su şişesi kapağı, 2 bin litre atık yağ, 250 kg atık pil toplama projelerini başlatan isim… 2015 yılında Diyarbakır’da sivil toplum kuruluşları tarafından yılın öğretmeni olarak seçilen Kamçı, “Barış dünyanın en güzel kelimesidir.” diyor ve ekliyor: “Barışın her yere hakim olduğu bir dünya hayal ediyorum. İyilik, bütün kalpleri açan bir anahtardır.”

Yahya Öğretmenim, yaşadığınız bölgede 1174 kan davasını sonlandırdınız. Bu hayırlı işe nasıl ve neden başladınız, anlatır mısınız?
Bu barış işlerini bölgemizin “barış babası” olarak bilinen Hacı Sait Özşanlı sayesinde öğrendim. Barış işlerini bilmezdim, 2003’te kendisi ile bir dost ortamında konuşma fırsatım oldu, bana “yeğenim ne iş yapıyorsun?” diye sorunca, ben de “öğretmenim” dedim. Bana “kahvehanelere gidiyor musun, sigara içiyor musun?” diye sordu, ben de “yok” dedim. Bunun üzerine bana yapmış olduğu barış işlerinin anlam ve öneminden bahsetti, benim yaptıklarımı benimsiyorsan bana yardım et, tutanakları falan tutarsın, dersinin olmadığı zamanlarda gel yanıma dedi, ben de tamam amca baş üstüne dedim. Böylece benim için yeni bir dönem başladı. Sait amca barış konusunda çok büyük bir zekâya sahipti, aileleri ikna etme yeteneği çoktu ve çok mütevazı bir kişilikti. Tarafsızdı, niyeti Allah rızası içindi. Bu kişiliğinden dolayı da barıştıracağı aileler Sait amcayı geri çeviremiyordu. Sait Amca’nın bütün bu hâl ve hareketleri benim için de bir duruş oldu. Sait amca barış konusunda bir ekoldü, kısa zamanda bu görevi daha çok sevmeye başladım. Bu 1174 kan davası, benim tek başıma çözdüğüm davalar değil, Sait amcanın çözdükleri, onun vefatından sonra adına kurmuş olduğumuz, Hacı Sait Özşanlı Barış Komisyonu ve bireysel olarak çözdüğüm davaların toplamıdır.
Bu kan davalarını çözerken karşılaştığınız sıkıntılar nelerdi?
Kan davalarını çözme girişimi çok meşakkatlidir, Siz; ailenizden, ekonominizden, zamanınızdan özveride bulunmazsanız, zaten bu işe giremezsiniz. Bazen aileler sizi çabuk kabul etmeyebilir, pes edemezsiniz, sabır gereken zor bir iştir, her davada farklı bir strateji geliştirmek zorundasınız. Aileyi oluşturan tüm erkeklerle görüşüp ikna etmek zorundasınız. Bir kişi bile kalsa o barış sakattır. Bazen hiç beklemediğiniz bir anda, üçüncü şahıslar devreye girebiliyor, işte bu en zor olanıdır. Çünkü yeniden başa dönmek zorunda kalıyorsunuz.
Bölgede bu tür olaylar çok yaygın. Bunun sebepleri hakkında neler söylersiniz?
Doğrudur, bunun birinci derecede sebebi, duygularla hareket edip, tahammülsüzlük göstermek, sinirlenme sırasında aklıselim düşünememek ve sabır göstermemektir, daha sonra da eğitimsizlik, ekonomik sebepler, alacak verecek meselesi, kız kaçırma (namus meselesine dönüştürmek), trafik kazaları (husumete dönüştürmek), toprak paylaşımı gibi nedenlerden kaynaklanıyor.
Bu hayır işinde size kimler yardımcı oldu?
Öncelikle bu barış işinin öncülüğünü yapan merhum Sait Özşanlı amcamızı rahmet ile anarak diğer arkadaşlarımızı dile getirmek istiyorum. Sait amcanın kardeşi H. Mehmet ve oluşturduğumuz komisyonda Sait amcanın oğulları Metin Özşanlı ve Diyarbakır MÜSİAD Şube Bşk. İsmail Özşanlı olmak üzere, Diyarbakır Nebi Camii İmamı Ömer İler, eğitimci Salih Bayğut, Veli Özkişi de bulunmaktadır ayrıca: STK’lar, mülki idare amirleri, toplum kanaat önderleri, din adamları, muhtarlar ve bölgemizdeki hemşeri dernekleri gibi kişi, kurum ve kuruluşlardan da destek alıyoruz.
Bu hayırlı işi gerçekleştirirken çevrenizden nasıl tepkiler aldınız?
Çok olumlu ve güzel tepkiler alıyoruz, çünkü insanları büyük bir kazadan ve beladan kurtarmış oluyoruz. Barışlarımızı Kur’an-ı Kerim’i okuyarak yapıyoruz, Ömer İler Hoca’mız yüksek ses ile tekbir ve salavatlar getirerek başlıyor, herkes orada duygulanıyor manevi bir hava hakim oluyor, dualar, hem Sait amcamıza hem de bu görevi üstlenen bizlere geliyor, bu da bizi çok mutlu ediyor.
Başka hangi sosyal sorumluluk projelerinde yer aldınız?
Engelli kardeşlerimiz için sosyal sorumluluk gereği bazı kampanyalara öncülük yaptım. Örneğin, bedensel engelli kardeşlerimize tekerlekli sandalye temini için, öğrencilerimle beraber 224 bin mavi kapak, çevre sağlığını ve temizlik bilincini benimsetmek için, öğrencilerimle 2 bin litre atık yağ, yine çevre temizlik bilinci çerçevesinde 250 kg atık pil toplayıp ilgililere teslim ettik. Ayrıca kendi imkânlarımla görev yaptığım okulda temizlik ve iyilik bilincini geliştirmek için değerler projesi çerçevesinde öğrencilerin ihtiyacına binaen beş musluklu mermerden bir çeşme yaptık.
Türkiye Diyanet Vakfının iyilik ödüllerinden birine de siz layık görüldünüz. Düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Bu dünyada manevi değeri çok büyük olan bu ödülle layık görülmek benim için onur vericidir. Ben de bu ödülü başta merhum Sait amcaya, komisyondaki arkadaşlarıma, Diyarbakır halkına, barışlarda beraber ter döktüğümüz herkese ve sosyal sorumluluk çalışmalarında her zaman yanımda yer alan öğrencilerime ve bu konuda duyarlı olanlara atfediyorum.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Temennim; ilimizde, Hacı Sait Özşanlı adının bir okula verilmesi ve bölgemize, ülkemize, İslam âlemine ve tüm insanlığa bir an önce barışın, huzurun kardeşliğin gelmesidir. İyilik, bütün kalpleri açan bir anahtardır.