Makale

Editörden

Editörden...

Son günlerde Hz. Peygamberin sözde karikatürleriyle ilgili yaşanan talihsiz olayları ve hazin gelişmeleri üzüntüyle takip etmekteyiz. Dinî ve İnsanî değerlere saygılı, dünya barışının talibi olan tüm İnsanların esef ve hayretle izlediği ve kınadığı, Peygamberimize yönelik hakaret içeren sözde karikatürler, sanırız insanlık tarihinde bir kara leke olarak yerini alacaktır.
Yüce dinimiz İslâm, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’den önceki bütün kutlu elçileri aralarında hiçbir ayırım yapmaksızın saygı ile anmaktadır. Bu anlayışla yetişen her Müslüman da, peygamberlerin hepsine saygılı olmayı imanın vazgeçilmez bir gereği olarak telakki etmektedir. Ahlâkını Kur’an ekseninde şekillendirme yükümlülüğü bulunan Müslümanlar, diğer dinlerin kutsal değerlerine saygı göstermeye açıkça davet edilmişlerdir. "Onların, Allah’ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah’a söverler..." (En’am, 108) mealindeki âyet, bu hususu açık bir şekilde dile getirmektedir.
Her toplumun inancını teşkil eden kutsalı ve kutsal değerleri aynı olmayabilir. Bu nedenle dinimiz, herkese bulunduğu durum ve konuma göre, Hakk’ın tecellisine mazhar olmuş bir varlık gözüyle bakmayı öğütler. Öyle ki bu öğüt, tarihsel süreç içinde "Yaratılanı hoş gör /Yaratan’dan ötürü" ifadeleriyle yankı bulmuştur. Böyle bir anlayış, tarih boyunca Müslümanların bütün din ve milletlerle bir uzlaşma zemini bulmasını da sağlamıştır.
Diyalog ve dünya barışı söylemlerinin sıkça dile getirildiği bir dünyada, dinlerin kutsallarına ve sembollerine saygı gösterilmesine belki de her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Basın özgürlüğü, fikir ve vicdan hürriyeti gibi bir takım sığınma kaleleri arkasında yapılan açıklamalar, dinî, dolayısıyla İnsanî değerlere hakareti görmezden gelmemizi sağlayabilecek bir tatmin edicilikte değildir. İslâm dünyasını ve konuya duyarlı tüm insanları rahatsız eden böylesi bir "özgürlük" anlayışı, olsa olsa bir kavram saptırması olarak değerlendirilebilir.
Gelişen iletişim ağının, hızla tepki oluşturma gücü de dikkate alınırsa, kutsal değerlere karşı saygısızlığın olumsuz sonuçlarının bireysel kalmayıp, tüm dünyanın huzurunu bozabileceğinin de akıldan çıkarılmaması gerekiyor. Bu itibarla, herkesin özellikle de basın-yayın organlarının, dinî değerler konusunda daha duyarlı davranmalarının tüm insanlık için faydalı olacağı kanısındayız. Şunu da ifade edelim ki, şiddet, insanlık tarihi boyunca hiçbir zaman çözüm olmamış ve huzur getirmemiştir.
Yeni bir sayımızda buluşmak dileğiyle...

Yüksel Salman