Makale

İSLAM VE İNSAN

İSLAM VE İNSAN

Mustafa GÜVENÇ | Din İşleri Yüksek Kurulu Uzman Yardımcısı

İbadetin iki ayağı vardır. Bunlardan biri Hakk’a kulluk etmek, diğ€eri ise halka hizmet etmektir.

“İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır.” buyuran Hz. Peygamberimiz (s.a.s.) bizleri insanlarla ilgilenmeye, onların ihtiyaçlarından ve sıkıntılarından haberdar olmaya davet etmektedir.

“İslam ve İnsan” üst başlığıyla İslam’ın ilgiye ve yardıma muhtaç insanlara yaklaşımını konu alan bu eser toplumun desteğe muhtaç kesimlerini inceleyerek İslam’ın onlara karşı olan hassasiyetini dile getirmektedir. Eser giriş ve on bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerde çocuklar, yetimler, gençler, yaşlılar, hastalar, engelliler, afetzedeler, yoksullar, kimsesizler ve işsizler ele alınmıştır. Yazar Doç. Dr. İsmail Karagöz her bölümün başına konuyla ilgili bir ayet veya hadis yazarak, sonuna ise şiir ekleyerek konuya zenginlik sağlamıştır.

Karagöz, sosyal hayata dair gözlemlerini kaleme almış ve tespit ettiği yanlışların düzeltilmesi noktasında öneriler sunmuştur. Yapılan gözlemler bilimsel verilerle de desteklenerek olayın iç yüzü ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Yazar, bu on grup insanla yürütülen ilişkilerde dikkat edilmesi gereken hususları ayet ve hadislerden deliller getirerek serdetmiştir. Eserde hem bu on grup insana hem de onların aileleri ve topluma öğütler yer almaktadır. Bu öğütleri genel hatlarıyla şu şekilde görebiliriz:

Hz. Âdem’den itibaren bütün peygamberlerin tebliğ ettiği tevhit dini İslam, Hz. Muhammed (s.a.s.) ile kemale ermiştir. İslam’ın ana hedefi canın, malın, aklın, neslin ve dinin korunması yani kısaca insandır. İslam fert, aile ve toplum hayatında sosyal ilişkilere, temel hak ve hürriyetlere, sosyal yardımlaşmaya çok önem verir. Bu noktada yapılan her türlü yardım ve dayanışmayı ibadet sayar. İbadetin iki ayağı vardır. Bunlardan biri Hakk’a kulluk etmek diğeri ise halka hizmet etmektir.

İslam, hasta, güçsüz, zayıf ve çocuk gibi ilgiye ve bakıma muhtaç insanlara yardım edilmesini ve onların işlerinin kolaylaştırılması yolunun benimsenmesi gerektiğini bildirmiştir. Bu vesileyle bu kişileri savaştan muaf tutmuş ve ibadetler noktasında da çeşitli kolaylıklar getirmiştir.

İnsanların sahip olduğu mali imkânlar da bir imtihan aracıdır. Bu dünyada kimi zenginliğiyle kimi de yoksulluğuyla sınanmaktadır. Dinimiz zenginle yoksul arasında zekât, sadaka, borç ve infak ile köprü kurulmasını sağlamıştır