Makale

Liderlik ve ATATÜRK

Liderlik ve ATATÜRK

Alaaddin YANARDAĞ
Sosyolog

Ülkelerin ve toplumların tarihinde iz bırakan olağanüstü dönemler ve dahi insanlar vardır. Tarihimizdeki olağanüstü dönemlerin sonuncusu Cumhuriyetimiz ve çağa damgasını vuran dahi ve önder insanımız da Mustafa Kemal ATATÜRK’tür.
Aramızdan ayrılışının 64. yılında kendisinin manevi huzurunda minnet ve şükranlarımızı arz ediyor, burada onun yüceliğini bir kez daha dile getirmenin kıvancını yaşıyoruz. Onun milli ve evrensel yönünü anlatmaya bu makalenin sınırları yetmez. Biz sadace Atatürk’ün liderlik vasıflarını sosyal psikolojinin lider ve liderlik kuramı çerçevesinde bir toplum bilimci yaklaşımıyla ele alacağız. Bunu yaparken de yöntem olarak önce liderlik kuramının tanımını ve kavramsal çerçevesini özet olarak açıklayıp bu ilkelerin perspektifiyle Atatürk’ün liderliğini açıklamaya çalışacağız.
Lider ve
Liderliğin Tanımı
Sosyoloji bilimi toplumu birey açısından analiz ederken roller ve rol farklılaşmaları üzerinde durur.
Sosyolojinin bir alt disiplini sayılan ve psikolojiyle ortak alanlarından biri olan sosyal psikoloji çerçevesinde bir ünite olarak ele alman lider ve liderlik kavramları da toplumdaki rol farklılaşması olarak kavramsallaştırılmıştır.
Lider, üyesi bulunduğu grubu, topluluğu ve ulusu peşinden sürükleyen, yönlendiren, örnek olan, hatta komuta eden yani yöneten kişidir. Lider bireysel çıkar peşinde değil ulusal çıkarlar peşindedir. Kendini kollamak niyetinde değil tüm yurttaşlarına daha iyi bir yaşam hazırlamak peşindedir."1
Lider, bireylerin davranış ve inançlarında en fazla sosyal etki yaratan kişi olarak tanımlanmaktadır. O halde lider, gücü en fazla kullanabilen bireydir. Lider bulunduğu grubun üyelerini harekete geçirebilen, emirler verebilen ve bu emirlere uyulmasını sağlayabilen kişidir.
Liderlik bir liderin grup üyelerini etkileyerek belli amaçlara ulaşmaya çalışması sürecidir. Liderlik ikna etmeyi içerir. Bu işlemin gerçekleşmesi için de iletişimin iyi olması, ihtiyaçların dikkatle gözlemlenmesi, gücün yerinde kullanılması, grubun motivasyonu, desteklenmesi, güvenin sağlanması ve grupta var olan coşkunun ayakta tutulması gerekmektedir.12’
Liderlik grubun üyeleri arasındaki hem mevki hem de davranışsal farklılıkları kapsar. Bir lider grubuna rehberlik eder ve grubun davranışını kolaylaştırır. Onun takipçileri ise liderin tekliflerini ve fikirlerini çoğu zaman kabul eder ve grubun hedefe ulaşmasında onun yol göstermesini bekler. Liderlerin nasıl yol gösterdiğini, belli bir ortamda kimin lider olabileceğini etkileyen faktörlerin neler olduğunu, liderliğin sosyal sonuçlarının neler olabileceğini anlamak çabası sosyal psikolojide birbirinden farklılaşan değişik teori ve yaklaşımları ortaya çıkarmıştır. Kısaca liderlik, ister demokrat lider, ister otoriter lider olsun bütün sosyal gruplarda, kurumlarda, topluluk ve toplumlarda temel bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır.’31
Liderliğin Kavramlaştırılması
Liderlik konusu aslında insanları çok eskiden beri ilgilendirmiş ve düşünürler, sosyal filozoflar, araştırmacılar bu konuda pek çok görüş ileri sürmüşlerdir. Bu görüşleri burada etraflıca inceleme olanağımız yoktur. Ancak liderliğin kavramlaştırılmasında belli başlı yaklaşımlar olarak şunları görüyoruz:
1. Kişisel özellikleri ve büyük adamlar teorisi ya da en mükemmel insan yaklaşımı
2. Ortamsal Liderlik yaklaşımı
3. Etkin Liderlik modeli
4. Etkileşim Liderlik modeli
Kişisel özellikleri ve büyük adamlar teorisi ya da en mükemmel insan yaklaşımı
1950’lere kadar oldukça popüler olan kişilik özellikleri yaklaşımı liderlerin diğer insanlardan farklı belli bir takım vasıflara sahip olduğu fikrini ileri sürmekteydi. Bu görüşe göre gelmiş geçmiş liderlerin ortak vasıflan onların lider pozisyona çıkmasını sağlamıştır. Bu vasıflar sayesinde halkları üzerindeki etki gücüne sahip olmuşlardır. Bu yaklaşıma göre kimileri lider olmak için doğarken kimileri izlemek için dünyaya gelirler. Bazı insanlar lider olmak için gerekli olan tüm kişisel özelliklere sahiptirler. Yani doğal liderdirler.
Kişilik yaklaşımına göre bir bireyin liderlik konumuna gelebilmesinde üç ana unsur vardır. Bunlar
a) Fiziksel Özellikler: Boy, görünüş
b) Kişisel Özellikler: Kendine güven, güce ihtiyaç duyma, duygusal denge, yüksek enerji düzeyi, ısrarcı olma, olanakları iyi değerlendirebilme, esneklik ve cesur olabilme.
c) Yetenek: Zeka, düzgün konuşma, yaratıcılık ve sosyal açıdan diğer insanların ihtiyaçlarını kolaylıkla fark edebilme.
Yapılan araştırmalarda liderlerde bu tür özelliklerin bulunduğu gözlenmiştir. Kişilik özellikleri, insanların lideri nasıl algıladıklarında da önemli rol oynar. İnsanlar lider konumundakileri zeki, becerikli, diğerleriyle iyi ilişkiler kurabilen kişiler olarak algılarlar. Bir çalışmada deneklerden bildikleri liderleri tanımlamaları istenmiş ve deneklerin en çok dört unsur üzerinde durduğu gözlenmiştir: 1. Karizma 2. İlham kaynağı olma 3. Zihni uyarıcı rolünü oynama 4. Diğerlerinin kişisel ihtiyaçlarıyla ilgilenme.
Karizma kategorisi içinde saygı ve güven kazanma, güçlü bir kimliğe sahip olma ve bunu, onu izleyenlerde de yaratabilme vardır.
İlham kaynağı unsuru, bir liderin optimistik (en yüksek fayda) görüşleri artırması, duygusal bir iletişim izlemesi ve coşku yaratabilmesi gibi özellikleri içerir.
Zihni uyarıcı rolünü oynama ise; var olan değerlerin gözden geçirilmesini sağlama, problemlere yeni açılardan bakılmasına ve çözüm bulunmasına yardım etme gibi konulan içerir.’4
Ortamsal Liderlik yaklaşımı
Liderlik konusunda bir diğer yaklaşım ise belli bir çerçevede en etkili lider, o çerçeve içerisinde grubunu hedefe ulaştırmak üzere en iyi donatılmış kişidir. Bu yaklaşıma göre, grubun başarısında liderin önemli yeri vardır. Ama liderlik kişinin kendi değişmez özellikleri değildir. Batı politik tarihinde bunun bilinen en iyi örneği İngiltere Başbakanı W. Churc- hill’dir. İkinci Dünya Savaşı sırasında başbakanlığa seçilen ve halkı tarafından çok sevilen Churchill, tartışmacılığı ve fikirlerinde inatla ısrar etmesiyle bilinirdi. Bu özellikler muhtemelen savaş zamanında liderde tam da görülmek istenen özelliklerdi. Ama savaş bitip İngiltere yeni dünya düzenine kendini hazırlarken halk, bu özelliklerin yeni düzende ihtiyacı duyulan lider özellikleri olmadığını düşündü ve hemen ilk seçimlerde bir başkasını büyük bir oy farkıyla başbakan seçti.151
Etkin Liderlik Modeli
Liderlik kuramında bir diğer görüş Etkin Liderlik modelidir. Etkin Liderlik modelinde liderin etkinliğinde rol oynayan üç öğe ortaya çıkmaktadır. Bunlar:
a) Lider -Üye ilişkileri
b) İşin Yapısı
c) Lider Mevkiinin gücüdür.
Lider Üye ilişkileri uyumlu, işin yapısı belirgin yani neyin nasıl yapılacağı açıkça belli ise ve liderin elinde yeterli derecede güç ve yaptırım varsa ve lider üyeler tarafından lider olarak kabul ediliyorsa liderlik için çok uygun bir ortam var demektir. Bu üç öğeden bir veya bir kaçı yada hepsinin olumsuz olduğu durumlar etkin liderlik bakımından en zor durumlardır.
Etkileşim Liderlik Modeli
Sosyologlarca daha çok kabul gören bir diğer kuram ise Etkileşim Liderlik modelidir. Grubun gereksinmelerini en iyi bir şekilde karşılayabilen kimselerin lider olduğu görüşü etkileşim liderlik modelidir. Burada etkileşimi söz konusu olan öğeler, bir taraftan grubun gereksinmeleri diğer taraftan da bireylerin kişisel özellikleridir.
Grup gereksinmeleri Kişilik Özellikleri
Etkileşim modeli günümüzde yaygın olarak kabul edilmektedir. Hem grubu hem bireyi göz önüne alması bakımından bu modelde sosyal psikolojik bir ele alış söz konusudur.161
İşte bütün bu kuram ve kavramlar çerçevesinde Atatürk’ün liderlik tarzını ele aldığımızda Ondaki milli ve evrensel vasıfları, objektif, bilimsel bulgular bağlamında daha iyi kavramış olacağız. Bir bakıma Ulu Önderde bütün liderlik vasıflarının bir arada belirginleşerek öne çıktığını görürüz. Belki de Atatürk’ün çağı aşan karizmasının temelinde bu çok yönlü lider profili ve dost -düşman herkesin mutabık kaldığı o üstün seciye ve dehası vardır. Ünlü Alman Filozofu Kant’a göre: dahi, kaidelerin üstüne çıkarak orjinal ve misal olarak eser bırakandır. Atatürk Kant’ın tarif ettiği anlamda büyük insandır, dahidir.171
ATATÜRK’ÜN LİDERLİĞİ
Çağdaş Sosyoloji; toplumu, insanların bir yandan doğa bir yandan kendi aralarında sürdürdükleri ilişkiler bütünü olarak tanımlar. Toplumsal yapı ise bu ilişkilere dayanılarak gerçekleştirilen bir düzendir. Bu düzenin kurucu öğeleri; nüfus, çevre ve yerleşim, ekonomi ve siyaset, hukuk, eğitim, aile, dil ve dindir. Her hangi bir sosyoloji kitabını açtığımızda bu konuların teker teker incelendiğini görürüz. İşte Atatürk bütün bu toplumsal gerçekliklere değer vererek sadece Cumhuriyeti kurmakla kalmamış, Türk Toplumu- nun yapılanmasında ve kurumlaşmasında öncülük yapmıştır.8
Atatürk Dünya tarihinde gelmiş geçmiş en büyük liderlerden birisidir. Çözülmeye yüz tutmuş bir ulusu ulusal birlik halinde yani çağdaş devlet yapısına ulaştırmak için verdiği mücadelelerle geçirdiği 57 yıllık ömründe hiçbir bireysel mülk ya da çıkar peşinde koşmamış tek mülkü ya da birikimi kütüphanesindeki kitaplar ile araştırmalar ve raporlar olmuştur.’9’ Ölümünden bir yıl önce 11 Mart 1937 de yabancı bir devlet temsilcisiyle görüşürken sözlerinin arasında şunları söylüyor. "Vaktiyle kitaplar karıştırdım. Hayat hakkında filozofların ne dediklerini anlamak istedim. Bir kısmı her şeyi kara görüyorlardı, -madem ki hiçiz ve sıfıra varacağız dünyadaki muvakkat ömür esnasında neşe ve saadete yer bulunmaz- diyorlardı. Başka kitaplar okudum, bunları daha akıllı adamlar yazmışlardı. Diyorlardı ki- mademki sonu nasıl olsa sıfırdır bari yaşadığımız müddetçe şen ve şatır olalım- Ben kendi karakterim itibariyle ikinci hayat telakkisini tercih ediyorum fakat şu kayıtlar içinde: Bütün insanlığın varlığını kendi şahsında gören adamlar bedbahttırlar. Besbelli ki o adam fert sıfatıyla mahvolacaktır. Herhangi bir şahsın yaşadıkça memnun ve mesut olabilmesi için lazım gelen şey, kendisi için değil kendisinden sonrası için çalışmaktır. Makul bir adam ancak bu suretle hareket edebilir. Saadeti için çalışmakta bulunabilir.""0’
Bunlar Atatürk’ün yaşamı içerisinde öne çıkan | özellikleridir. O hayatın tüm zorluklarına maruz kal- [ mış ancak ilkelerinden taviz vermemiştir. Ömrü sıkıntılar, savaşlar, sürgünler, ihanetler içerisinde geç- meşine rağmen fazilet ve erdemini muhafaza edebilmiştir. Atatürk döneminde dünya şampiyonu olan Kurtdereli Mehmet Pehlivan için hâzineye şöyle bir mektup yazar "Cihan pehlivanı Kurtdereli Mehmet’e 1000 Lira ikramiye ödeyiniz. Not: Bu para Kasım ayı maaşımdan kesilecektir."111’Atatürk zaman olmuş en yakınlarıyla ters düşmüş, zaman olmuş beş parasız ve çaresiz ortada kalmış. Örneğin, ulusal bağımsızlık savaşını sürdürebilmek için Sivas’tan Ankara’ya gelirken oradaki Amerikan Koleji Müdiresinden, benzin ve bir çift otomobil lastiği, Osmanlı Bankası Şube Müdüründen de 1000 Lira borç almaya mecbur olmuş. Parasız kalmaktan daha beterini yaşamış. Çok güvendiği birkaç kişi dışında "Adamsız" kalmış. O kadar ki, kiminin cahil, kiminin korkak, kiminin ahlaksız, kiminin hırsız olduğunu bilmesine rağmen herkesin işe yarayan bir tarafını bulmuş. Hem onlardan yararlanmış, korumuş ama huyundan vazgeçmeyenlerin cezalarını da tereddüt etmeden vermiş."12
Atatürk için İnönü şunları yazmıştır. "Atatürk’ü bir halk toplantısı içinde görmek, hakiki bir zevk, müstesna bir fırsattır. Yarım saat içinde halkın bütün durgunlukları gider, taze ve canlı hayatın neşesi her çehrede uyanır, asıl mühim olanı, toplantıda bulunanlarda birbirlerine karşı sevgi, geniş yürek ve bağlılık hasıl olmasıdır. Cemiyet fertleri birbirine ve hepsi Atatürk’e sarılarak bir kütle hasıl olmuştur. Bu vaziyetlerde halkın heyecanı aşırı dereceyi bulur, halkın serbestliği de, en rahat ve külfetsiz bir haldedir. Herkes en güzel nutukları söyler musiki istidatları en iyi marifetlerini tanıtırlar. Toplantıya hakim olan zihniyet şudur: Yüksek insan cemiyeti olmak. (Çağdaş uygarlık) Medeniyet ve ilim yolunda ilerlemek. Atatürk Türk cemiyetine itimadı nefsi (Özgüven) ve yüksek insan cemiyeti aşkını, asıl umumi halk toplantılarında telkin etmeye çalışırdı. Atatürk’ün toplantılarından çıkarken herkes, bedbin şeylerden, hayatın dertlerinden ve sıkıntılarından yıkanmış gibidir. Herkes büyük önderin yüksekliğini bir daha tasdik etmiştir. Onunla beraber yaşamanın bu memleket için selamet ve ilerleme olduğunu yüreğinde bir daha anlamıştır".
İnönü, 23 Ağustos 1923 tarihinde Büyük Millet Meclisinde Lozan Muahedesini izah ederken de şöyle der: "Fevkalade karışık, dolaşık, bulutlarla mestur (kapalı) bir muhit içerisinde yol gösterecek bir isabeti nazar (vizyon) lazımdır. Bu isabeti nazarı gerek muharebe hayatında ve gerek sulh hayatında bize gösteren Mustafa Kemal Paşa olmuştur.
Anlatılan bu biyografilerin analizinde Atatürk’ün mümeyyiz liderlik vasfı, onun en yakınları tarafından önemle vurgulanmaktadır. Bu durum; "çevresindeki grubu, toplumu yönlendirip yol gösteren, sürükleyici, örnek ve onları yöneten kişi liderdir" tespitine uygun düşmektedir. Onun kişiliğinde bir liderde bulunması gereken en önemli özellikleri görmek mümkündür. Birleştirici ve toplayıcı bir lider olarak milli mücadeleyi başarıyla yönetmiş, yetki kullanma ve inisiyatif almada güçlükleri bertaraf ederek sivil ve askeri ida- | reyi kendisine bağlayabilmiştir. Bu yönleriyle milli bir kahraman olarak Türk milletini en iyi temsil etmiştir. Atatürk’ün üstün vasıfları fikirlerde ne kadar ayrılık olursa olsun milli mücadelenin karanlık günlerinde bütün meclis üyelerinin kendi etrafında toplanmasını ve hür bir meclisin tek bir adama, tarihte misali görülmemiş selahiyetler vermesini sağlamıştır.1’31
Aramızdan ayrıldığı 1938 yılı milli yas ilan edilirken Haşan Ali YÜCEL şunları yazmıştır. "Tarih, içten ve dıştan binlerce düşmanın ihanetine uğramış ve parça parça olmuş bir milleti yerden kaldırıp göklere yükselten bu yüce insanın yalnız ve yalnız mükemmellikle vasıflandırabilir. ismi manayı en güzel ifade ediyor. Kemal ATATÜRK""4’ Onun dehasını anlatan bir başka belgede şöyle ifade edilir: Türk orduları 1922’de Yunan ordularını Akdeniz’e dökünce İngiltere Parlamentosu bir toplantı yapmış, Lordlar Kamarası ile Avam Kamarasında heyecanlı bir sahne yaşanmıştır. Celse açılınca işçi Partisi Lideri McDO- NALD kürsüye gelerek:
- Nerede Başvekil Loyd Core. Bize ne söz verdi, netice ne oldu. Hâzineden büyük paralar alıp bizi boş yere masraflara soktu. Hani boğazlar bizim olacak, Anadolu taksim olunacaktı? Heyhat hiçbirisi olmadı. Bunun hesabını bize versin, dediği zaman, kürsüye gelen Loyd Core:
-Arkadaşlar! Asırlar pek nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o büyük dahiyi asrımızda Türk milleti yetiştirdi. Mustafa Kemal’in dehasına karşı elden ne gelir? der ve kürsüden iner. Daha sonra da Başvekaletten (Başbakanlıktan) istifa eder."5’
Prof. Dr. Fuat Köprülü’ye göre "Türk’ün Devlet Kuruculuk Seciyesinin En Büyük mümessili Atatürk’tür. "16
Liderin belirgin vasıflarından birisi de teşkilatçılık ve iletişim yeteneğidir. Bu bağlamda Atatürk büyük bir organizatördür. O haberleşmeye özel bir önem veriyordu. Abide eseri Nutuk’ta bunun tarihi belgeleri mevcuttur. Sivas kongresini ziyaret eden bir Amerikalı gazeteci "Ömrümde daha etkili bir haberleşme şebekesi görmedim. Yarım saat zarfında Erzurum, Erzincan, Musul, Diyarbakır, Trabzon, Ankara, Malatya, Harput, Konya, Bursa haberleşme halinde idi" D.A. Rustow’a göre bu ilk yıllarda Mustafa Kemal’in liderliği, haber almak ve dağıtmak, bütün yurt çapında bir şebeke kurmuş olan ortaklarıyla konuşmak, çeşitli bölge, sosyal grup ve kişilerin hareketlerini ahenkleştirip koordine etmek şeklinde tezahür etti. Mustafa Kemal bir bütünleşme yaratmak, bitiştirmek, haberleşmek suretiyle bu zaman kesiminde üstün bir liderlik başarmıştır."71
Askeri alandaki yöneticiliği ve stratejik alandaki dehası ile O, geçmiş zamanın seçkin büyük askeri dehası arasında yer alır. Bunu anlamak için Onun askerlik sanatının en güzel örneklerini teşkil eden Çanakkale ve Anadolu savaşlarının efsaneleşmiş sahnelerinde görmek gerekir. Daha sonra O. muzaffer bir strateji ve devlet adamı olarak 15 yıldan daha kısa bir zamanda sosyal, ekonomik, politik ve fikri alanlarda yaptığı devrimlerle ulusunu maddi ve manevi sahada yüzyıllar boyu ileri götürmüştür. O, evvela askerlik mesleğinde iyi ve muntazam bir tahsil ile yetişmiş, olgun, tecrübeli ve çok üstün zekalı bir kumandandır. Kendisine göre hayat felsefesi mücadeledir ve bu mücadelede de muvaffak olmaktır. "Bu da manen ve maddeten kuvvet ve kudrete istinat eder bir keyfiyettir.""18
Onun döneminde Avrupa’nın iki yüzyıla sığdırdığı bir çok inkılaplar on yılda baş döndürücü bir süratle gerçekleştirilmiştir. Çağımızda dünyada hiçbir liderin düşünceleri, görüşleri ve ilkeleri Atatürk’ünkü kadar uzun ömürlü olmamıştır. Bu sebeple 20. Asır, devirleri kapanan ideoloji ve liderler müzesi gibidir.",19Atatürk öyle bir liderdi ki, ülkenin geleceğini önceden öngörebiliyor (vizyon) ve bir çok konuda çağdaş bir devlet yapısı için geçmiş uygulamaları bir gecede terk ederek ertesi sabaha yepyeni bir anlayış ve uygulama ile gidilmesini sağlayabiliyor ve bunu yaparken de tüm toplumun desteğini kolayca arkasına alabiliyordu. Onun söylemlerinde ulusal bilinç ve ulus olma ortak hareket noktasının oluşturulmasının yanı sıra, topluma çok önemli veciz sözlerle yol gösterici, hedef gösterici nitelikte dile getirdiği görüşleri şifre özelliği taşımaktaydı.20’
Atatürk’ün dehası sayılan komutanlık vasfı yanında; derin bir tarih bilgisi, yüksek bir siyaset gücü ve Türk Milletinin bütün vasıflarını çok iyi analiz edebilen bir sosyolog ve psikolog yeteneği vardır.21’
Ünlü Fransız Sosyologu E.Durkheim’dan esinlenerek bunalımlı dönemlerin büyük adamı, toplumun bilinçli davranışının rolüyle ortaya çıkar diyen Max Weber’den etkilenen A.Rustow; Atatürk’ün şef ve lider olarak oynadığı rolü toplumun içgüdüsel davranışlarında bulmaktadır. Ona göre Atatürk Weber’in tarif ettiği bunalımlı dönemlerin lideridir, karizmatik liderdir. Max Weber’e göre topluma yön veren düzen veren üç tıp otorite vardır: Birincisi meşru otorite, seçim mekanizmasının işleyişiyle sağlanır. İkinci tip otorite, irs (soy) ve İntikal kanunlarıyla sağlanır, hükümdarlıkla yönetilen toplumlarda olduğu gibi. Üçüncü tip otorite ise, karizmatik otoritedir. Weber; karizmatik otoriteyi bir kişinin kutsallığına ya da kahramanlık gücüne veya örnek alınacak niteliklerine bağlı olarak ortaya çıkan otorite tipi olarak tanımlamaktadır. Weber’e göre karizmatik lider, taraftarlarının gözünde ortalama insanların üstünde yer alan, onların yararına harikalar göstermeye muktedir kişidir. Karizmatik liderlikte asıl önemli olan, önderin deha nitelikleri bulunduğuna dair geniş halk tabakalarında sağlam bir inanış uyandırmasıdır. Karizmatik liderlik bir çeşit bunalımlı dönemlerin liderliğidir.’”’ Atatürk hakkında yazılan binlerce şiirden birisi olan şu dörtlükler Ona atfedilen karizmayı en güzel bir şekilde anlatır.
Doğudan geldiğine bakılmamalıymış Nerede bunalırsa vatan, oradaymış O! Çanakkale’den sağ dönenler anlatıyor Ateş onu yakmaz, gülle devirmez Öyle bir imanmış, öyle bir güven Sanki tek başına bir orduymuş 0!(23)
Harp stratejisi üzerine önemli eserler yazmış olan Clausewitz, dünyada fertler ve milletler için, üstün başarının en kudretli kaynağım sarsılmayan irade görmektedir. Üstün iradesiyle bütün hayatı boyunca çok nazik durumlarda güçlükleri hatta çaresizlikleri yenerek milletini selamete ulaştıran Atatürk, bu yargının gerçekliğini ispat eden nadir komutan ve liderlerin başında gelmektedir.’24’ Tarık Zafer Tunaya’ya göre "Toplumu ve kendisini eyleme geçiren koşullan ustalıkla hesaplayan, toplumun dinamiklerini başarıyla yönlendiren lider Atatürk, ortak bilincin özlemlerini sosyal ve siyasal alanlarda anlamlandırabilmiş- tir. Atatürk geçmişle gelecek arasında değiştirilmesi gerekenle değişik düzen arasındaki geçişi başarıyla temsil edebilmiştir. Ona büyük sıfatını vermemiz bu tarihsel davranışın anlatımıdır.’25’
Atatürk mensubu olduğu Türk milletini çöküntüden kurtarmış ve Avrupa’nın "Hasta adamı" olarak bilinen Osmanlı İmparatorluğunun yerine zinde bir devlet yani Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur. O, daha sonra gerçekleştirdiği devrimlerle Türk toplumuna yeni bir şekil ve ruh vermiştir. 2000 yılına kadar hakkında 15.000 kadar eser yayınlanan Atatürk.’26’Ölü mü üzerinden 64 yıl geçtiği halde ne yazık ki vatanında gerçek hüviyetiyle, (hakkıyla) tanınmamakta, başardığı evrensel işler umumiyetle yanlış değerlendirilmektedir.’27’ Atamızın başarıyla gerçekleştirdiği inkılaplarını biz sosyologlar bilimsel yöntemlerle yapacağımız araştırmalar sonucunda, günümüz toplumsal sorunlanmıza bir çözüm olarak sunacak ve Atatürk’ün büyük mirasını yeni nesillere aktarmaya devam edeceğiz...

1- ARKONÇ Sibel.A. Sosyal Psikioloji, Alfa Yay, 2.Baskı,s.290, 2001 İstanbul
2 SAKALLI Nuray, Sosyal Etkiler, imge Kitapevi, s.89, 2001 Ankara
3 ARKONÇ Sibel A, age,s.290
4 SAKALLI Nuray, age,s.4
5 ARKONÇ Sibel.A, age,s,291
6 KAĞITÇIBAŞI Çiğdem, insan ve insanlar. Evrim Basım Yayın, s.229, 1988 İstanbul
7 EROĞLU Hamza Prof.Dr., Atatürk’ün Üstün Kişiliği, Işın Yayıncılık, s.37, 1983, Ankara
8 GÖKÇE Birsen Prof.Dr., Atatürk’ü Anma Kitabı, No:39, s. 60, 1997, Ankara
9 YAVUZYlölT Musa Hikmet, Atatürk ve Liderlik, Atatürk’ü Anma Kitabı, s.43, 1997 Ankara
10 ÎNAN-Afet-KARAL.E.Ziya, Atatürk Hakkında Konferanslar, DTCF Yayınları, s.23 1946 Ankara
11 KORAY Cenk, Atatürk’e Mektup (Makale), Anayasa Mah. Yay., No: 32, 1996 Ankara
12 EKŞİ Oktay, 57 Yıl Sonra Atatürk (Makale), Hürriyet Gazetesi, 10 Kasım 1995, İstanbul
13 AĞAOĞLU Samet. Kuvai Milliye Ruhu, 1964 İstanbul
14 YÜCEL Haşan Ali, Belleten, Milli Yas Sayısı. No:33. 1938 Ankara
15 ŞAPOLYO Enver Behnan, K.Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, s.508, 1958 Ankara
16 TÜRKDOĞAN Orhan Prof. Dr., Atatürk’te Milli Devlet..., Türk Dünyası Araş., s.110,1981 İstanbul
17 EROĞLU Hamza Prof. Dr., age, s.33
18 İNAN Afet-KARAL E.Ziya, age, s.23
19 ClN Halil Prof. Dr., Yeni Dünya Düzeninde Atatürk ve inkılapların Yeri, SÜ Yay., s.2, 1993 Konya
20 YAVUZYlölT Musa Hikmet, age, s.44
21 KALELlOÖLU Yavuz, E.Kur.Kd.Alb.. Atatürk ve Atatürk ilkeleri, s.117, Diyanet Yay. 2001 Ankara
22 EROĞLU Hamza Prof. Dr., age, s.4
23 ERTEPINAR Coşkun, Destan Atatürk, Kült.Bak, s.31, 1981 Ankara
24 EROĞLU Hamza Prof.Dr., age, s.36
25 TUNAYA Tarık Zafer, Atatürk ve Atatürkçülük, Turhan Kitapevi, s.2, 1981 Ankara
26 KALELlOÖLU Yavuz, E.Kur.Kd.Alb.,age, s.9
27 KURAN Ercüment, Prof.Dr. Atatürkçülük Üzerine Denemeler, Kült.Bak. s.56, 1981 Ankara