Makale

Mutlu Bir Gelecek İçin

BAŞYAZI

Mutlu Bir Gelecek İçin

MEHMET NURİ YILMAZ
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI

Anlamlı bir yaşam için, dünyaya gelen insan, muhteşem bir potansiyeldir. Hayatın anlam kazanmasında dinin, insanda var olan potansiyelin gelişmesinde de eğitimin rolü büyüktür.
Görevi, Allah (c.c.)’dan aldığı bilgileri doğrudan insanlara duyurmak ve dolaylı olarak da bu bilgiler istikametinde yaşayarak örnek olmak olan peygamberler, hayatı anlamlı kılabilmek için eğitime önem vermişlerdir. Onlar, bir taraftan insanlara manevi bilgileri ve derin hikmetleri öğretirken, diğer taraftan da maddi ilimleri elde etmeye teşvik ederek en güzel eğitimci örneğini sergilemişlerdir.
Dinimiz İslam, akla ve aklın ortaya koyduğu; bilime, araştırmaya, sanat ve tekniğe önem vermiş, mensuplarına fert ve toplum olarak her alanda insanlığın yararına faydalı çalışmalar yapma sorumluluğunu yüklemiştir.
Günümüzde eğitimin, geçmiş dönemlere göre daha önem kazandığı bir gerçektir. Eğitim örgün ve yaygın eğitim olarak iki türlü yapılmaktadır. Bugün örgün eğitim genellikle okullarda verilirken, yaygın eğitim hemen hemen hayatın bütün alanlarında yapılmaktadır. Eğitimin temelde amacı, insanlardaki cevheri belirleyerek pozitif değerleri açığa çıkarmak, negatif değerleri de nötrleştirmektir. Özellikle okullarda verilen eğitimin hedefi ise; başı dik, güler yüzlü, risk alabilen, geleceğe ümit ve şevkle bakan, ülkesi, milleti ve insanlık için yararlı işler yapabilen; kimlikli, kaliteli, öz güvene sahip ve sahasında uzman bilinçli kimseler yetiştirmektir.
Yaygın eğitimde; özellikle de yaygın din eğitiminde Diyanet İşleri Başkanlığımızın önemi büyüktür. Cami hizmetlerinde görevlilerimiz, vatandaşlarımıza doğrudan bilgiler vererek iyi bir insan ve yurttaş olmalarına yardımcı olmak, aile ve toplum içerisinde sorumluluklarının farkına varmalarını sağlayarak çevresiyle uyumlu hale getirmek, özü ve sözü ile güvenilir olmak gibi nitelikler kazandırmak doğrultusunda eğitim hizmetlerini yürütmektedir.
Sürekli yeni bilgiler ve kültürlere bağlı olarak değişen hayat tarzları, kuşaklar arasında iletişimi zora sokmakta; aile, okul, çevre ve cami uyumsuzluğunu beraberinde getirmektedir. Bu uyumsuzluk, milli ve manevi değerlerin öğrenilmesini ve özümsenmesini engellemekte; toplum içerisinde ailelerin dağılmasına, kamplaşmalara, alkol ve uyuşturucu kullanımının artmasına, gasp, hırsızlık ve rüşvet gibi mali suçların yoğunluk kazanmasına sebep olmaktadır.
Bu nedenle, yüzyıllardır bizi bir arada tutan ve geleceğimizin temeli olan değerlerimizin yok olmaması; kalkınmış, halkının sosyal refahını yükseltmiş, nitelikli insan yetiştirme imkanını elde etmiş ülkelerle aramızdaki mesafenin giderek daha fazla açılmaması ve gelişmişlik düzeyine ulaşabilmemiz için, kadın-erkek, genç-yaşlı her ferdimizin fıtratına uygun alanlarda eğitilmesi gerekmektedir.
Güçlü bir Türkiye, huzurlu ve kararlı bir toplum, düzenli ve uyumlu bir aile, kazanılan maddi ve manevi bilgilerle kurulur. Ülkemizin geleceği, tarihi birikimini iyi değerlendiren, gerçekçi bir değişime kendisini adayan, adalet ve barış duygusuna sahip, yeni medeniyet ülküsünü benimseyen iyi eğitimli nesillerle kurulabilir. İhtiyaç duyduğumuz bu nesillerin yetişmesi için, aile-okul ve cami üçlüsünü birbirlerini tamamlayan kurumlar haline getirmeliyiz. Unutmamalıyız ki anlamlı hayat, güçlü ve dengeli bir eğitimle yaşanır.
Gelecek sayıda buluşmak üzere...