Makale

SİGARAYA MAHKÛM OLMAK NEDEN?..

SİGARAYA MAHKÛM OLMAK NEDEN?..

Sami YAPRAK

Toplumumuzun kanayan yaralarından biri de SİGARA İlleti!... Tarihin hiçbir döneminde, tabii ve patalojik afetler dahil, hiç bir felaket insanlığı günümüzdeki sigara, uyuş-turucu ve alkol salgını kadar tehdit eden bir mesele haline gelmemiştir.
Sigara alışkanlığı, kişinin hem kendisine hem de çevresine karşı sorumlulukları açısından, özellikle de gelecek nesilleri bu ve benzeri alışkanlıklara iten faktörler bakımından ciddi bir mesele olarak değerlendirilmelidir.
İnsan ilk bakışta çocuklarımızın bu alışkanlığı, arkadaş okul-çevre ve basının etkisiyle kazandığını düşünüyor. Evet bunların payı da çok. Ancak çok önemli bir sebebi göz ardı ediyoruz. Belki de işimize gelmediğinden.
En makbul ikrammış gibi hemen elimizin altında, arabada, misafir odasında bulundurduğumuz sigarayla çocuklarımızı son derece olumsuz yönde etkilediğimizin farkında mıyız? , Karşısında sigarasını içen anne-babasını ve büyüklerini gören çocuk, sigara içmenin normal, hatta iyi bir şey olduğu hükmüne varıyor ve neticede gizlice taklit psikozu içine giriyor. Yasakların aksi tesir yaptığını hepimiz biliriz. Sigara da böyle. Hem çoluğumuza çocuğumuza yasaklarız, hem de karşılarında tellendiririz. Peki asıl suçlu kim? Büyüklere özenerek, küçüklüğünde önce kalemini sigaraya benzeterek bu alışkanlığa ilk adımı atan çocuklar mı, yoksa sigara şeklinde çikletlerin piyasaya sürülmesine dahi ses çıkarmayan bizler mi?
Diğer taraftan önemli bir etken de televizyon programları. Çocuklarımızı yetiştirmede insiyatifimizi elimizden alan televizyon, genç neslin bu alışkanlığı edinme-sindeki rolü küçümsenebilir mi?
Bir taraftan öldürücü zararları anlatılırken, diğer taraftan bütün dizi ve filmlerde gizlice zihinlere işleniyor. Yalnız sigara mı, alkolde de kumarda da durum aynı. Basın yayın organlarından din görevlilerimize kadar herkesin bu illetlerle mücadelede seferber olması bir zaruret haline gelmiştir.
Kimileri sigarayı işlerinde kendilerini daha aktif hale getirdiği inancıyla, kimileri stresi üzerlerinden attığı iddiasıyla, bazıları zayıflamak için, bazıları sebepsiz içtiklerini söylüyorlar. Tabi bu düşüncelerin doğruluk payı tartışılabilir ama gerçekte kılıf uydurmaktan başka bir şey değildir. İçenler çok mu memnun, hayır! Bilakis nefretle içmeyi sürdürüyorlar. Öyle ya kanserin bilmem kaç türüne insanın kendisini bile bile feda etmesi, neden?
Gelişmiş ülkeler, sigaraya karşı yoğun ve başarılı kampanyalarını sürdürürken, ülkemizde etkili ve ilmi bir çalışma ne yazık ki daha kendini gösteremedi. Yapılanlar, kuru bir propagandadan öte gidemiyor, sürekli olmadığından etkisini de kaybediyor.

Türk insanı üzüntü, sevinç, heyecan, öfke, zevk alma gibi, hemen her duyguyu sigarayla paylaşır. Mekan ise hiç fark etmez. Evden tutun, şehirlerarası otobüse kadar üstelik içmeyenleri de hiç umursamadan sigarasını yakar. Bu bir eğitim meselesidir. Halk şuurlandırılmalıdır.