Makale

EĞİTİM VE ÖNEMİ

Başyazı

EĞİTİM VE ÖNEMİ

Mehmet Nuri YILMAZ
Diyanet İşleri Başkanı

İlk insan ve ilk peygamber Hz. Adem’den günümüze, insanlığı etkileyen, şekillendiren iki büyük olgu vardır.
Bunlardan biri din, diğeri ise eğitimdir. Din, Allah tarafından peygamberler vasıtasıyla gönderilen İlâhî esaslar bütünüdür ve her insan bu duygu ile yaratılmıştır.
Genellikle insana, daha çok çocuk ve gençlere planlı bir şekilde bilgi, beceri ve davranış kazandırma, geliştirme ve yetiştirme faaliyeti olarak tanımlanan eğitim de insanın doğumuyla başlar ve ölünceye kadar devam eder.
Yüce Allah’ın ilâhı emirlerini insanlara anlatan, o esaslar istikametinde yaşayarak örnek olan peygamberler, aynı zamanda bir öğretmendir. Bir yandan insanlığa manevî bilgileri öğretmişler, diğer yandan maddî ilimler konusunda onları teşvik etmişlerdir. Medeniyet tarihi objektif olarak incelendiğinde, yeryüzünde etkili olmuş medeniyetlerin arka planında bu bilgi ve teşviklerin olduğu görülmektedir.
Yüce dinimiz akla ve onun doğal ürünü olan ilim, araştırma ve düşünce, sanat ve tekniğe büyük önem vermiştir. İlmin değeri ve önemi hakkındaki ayet ve hadislerden ilham alan mü’minler, tarihte hem devlet, hem de fert olarak İlmî çalışmalara büyük önem vermişler ve her sahada dünya çapında ilim adamları yetiştirmişlerdir.
Bu ilim adamları yüce Allah’ın bir emaneti olarak gördükleri ilmi; bir hobi, şan ve şöhret vesilesi olarak değil; insanlığa faydalı olmak, nesilden nesile aktarılacak bir miras, hakikatleri ortaya çıkaracak bir vasıta, Cenab-ı Allah’ın hikmet ve kudretinin anlaşılmasına imkan sağlamak gibi ulvî gayeler için yapılan erdemli bir gayret olarak değerlendirmişlerdir.
Günümüzde, eğitimin geçmiş dönemlere göre daha da önem kazandığı bir vakıadır. Çünkü maddî plandaki keşif ve icatların sağladığı haberleşme kolaylığı nedeniyle, sahip olmadığımız bilgiler evlerimize ulaşmakta, hatta imkanı olanlar, dünyanın herhangi bir kütüphanesinde bulunan bir kitap hakkındaki bilgileri internet yoluyla öğrenmektedirler.
Sahasında otorite kabul edilen ilim ve fikir adamları; geleceğin ilimle şekilleneceğini, bilgi sahibi olan ve sahip oldukları bilgileri de pratikte uygulayabilen fert ve toplumla- rın, varlıklarını huzur ve mutluluk içinde devam ettirebileceklerini söylemekte, hayat şartları da bunu göstermektedir.
Devamlı yeni bilgiler ve kültürlere bağlı olarak şekillenen hayat tarzları-, kendi millî ve manevî değerlerini yeterince öğrenememiş, öğrendiklerini de özümseyememiş fertleri olumsuz etkilemektedir. Ailelerin dağılması, alkol ve uyuşturucu kullanımının artması, gasp, hırsızlık ve rüşvet gibi malî suçların yoğunluk kazanması bu olumsuz etkilenmenin sonuçlarıdır.
Birlik ve beraberliğimizi, yardımlaşma ve dayanışmamızı, kısaca bizi yüzyıllardır bir arada tutan ve geleceğimizin temeli olan bu değerlerimizi kaybetmemek için tek çıkar yol, her konuda eğitim ve öğretimdir.
Ayrıca eğitimin, hayatın her alanını kuşattığı ve etkin olduğu günümüzde, gerek gelişmiş ülkelerle aramızdaki mesafenin daha fazla açılmaması ve gerekse bu ülkelerin gelişmişlik düzeylerine ulaşabilmek için de kadın- erkek, genç-yaşlı her ferdimizin eğitilmesi gerekmektedir.
İnsanlığın huzur ve mutluluğunun, sahip olduğu maddî ve manevî bilgilerle orantılı olduğu dikkate alınarak; geleceğe yönelik geçmişi değerlendiren, gerçekçi bir değişime kendini adayan ve yeni bir uygarlık ülküsünü benimseyen iyi eğitimli nesiller yetiştirmek için hepimize büyük görevler düşmektedir.