İSLAM BÜYÜKLERİ..
EBÛ BEKR ÂLÂEDDÎN MUHAMMED es-SEMERKANDİ
Dr. Yusuf Ziya KAVAKÇI
İslam ilimleri Tarihi bakımından çok verimli bir devir yaşamış olan Karahanlılar devri âlimleri arasında mühim bir yer İşgal eden bir İslam hukukçusu da Ebû Bekr (Ebû Mansûr) Âlâeddîn Muhammed b. Ahmed b. Ebî Ahmed es-Semerkandî’dir.[1]
Bu değerli fakîhîn doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir.
Tetkik mevzuumuz bulunan hukukçunun iki önemli hocası vardır ki, hemen hemen bütün hukuk bilgisini onlara borçludur. Bu İki hocası Ebu’l-Yüsri’l-Bezdevî (421-493/1030-1100)[2] ve Ebu’l-Mu’înı Meymûnu’l-Mekhûlî’dİr[3]. ’Âlâeddîn, her İkisinden de fıkıh tahsil etmiştir. Birinci hocası el-Bezdevî, İsmâ’îl b. Abd’îs-Sâdık’dan[4], o da Ebû Muhammed Abdu’l-Kerîm b. Mûsâ b. İsâ el-Bezdevî’den[5], o da Ebû Mansûr el-Mâtürîdî’den[6], o da Ahmed b. İshak Ebî Bekrî’l-Cüzcânî’den[7], o da Mûsâ b. Süleyman Ebî Süleyman el-Cüzcânî’den[8] o da Muhammed b. el-Haseni’ş-Şeybânî’den, o da Ebû Hanîfe’den ilim almak suretiyle gelen kanaldan ilim tahsîl etmiştir. Ebu’l-Yüsr ayrıca Ebû Yûsuf kanalıyla gelen ilmi de tahsîl etmiştir ki, bu kanalın hocaları şunlardır: el-Bezdevî, Ebû Ya’kub’dan, o es-Seyyâri’den[9], o Ebû İshâki’l-Hâkimu’n-Nevkadî’den[10], o el-Hinduvânî’den[11], o da Ebû Bekri’l-A’meş’ten[12], o da Ebû Bekri’l-İskâfî’den[13], o da es-Saffâr Hammâd’dan[14], o da Muhammed b. Seleme’den[15], o da Ebû Süleymânî’l-Cüzcânî’den[16], o da İmam Ebû Yûsuf’tan ilim tahsîl etmiştir. Yukarıda adı verilen Hammad’ın daha başka kanaldan olmak üzere İmam Ebû Yûsuf’tan gelen diğer bir kanalı talebelerine aktardığını, oradan da müellifimize intikal ettiğini de biliyoruz[17]. Netice olarak ’Âlâeddîn es-Semerkandî iki kanaldan gelen ilmi tahsîl etmiştir. Onun İkinci hocası Ebu’l-Mu’în Meymûnu’l-Mekhulî’n-Nesefî, babası Mekhûl’den[18], o da kendi babası Ebu’l-Mutî’ Mekhûl’den[19], o da Ebû Bekrî’i-Cüzcânî’den[20], o da Ebû Süleyman’dan, o da imam Muhammed b. el-Hasenî’ş-Şeybânî’den gelen ilimleri öğrenmişti. Es-Semerkandî, bu kanaldan da istifâde etmiş oluyor.
Es-Semerkandî, el-Bezdevî’nin yanında okurken talebe arkadaşları şunlardı: Hocasının oğlu Ebu’l-Me’âlî Muhammed[21], hocasının kardeşinin oğlu el-Hasen b. Alî el-Bezdevî ve Necrnu’d-Dîni’n-Nesefi[22], ikinci hocası Ebu’l-Mu’în en-Nesefî’den talebe arkadaşları da, hocasının oğlu Ahmed ve Mu’temed’dir[23].
’Alâuddînî’s-Semerkandî, faaliyetleri arasında talebe yetiştirmeye de önem vermiştir. Kendi kızı Fâtıma, ondan fıkıh tahsîl etmiş ve büyük bir fakîhe olmuştur. Bu hanım o derece mahiret kesbetmişti ki, babasının verdiği fetvâlarda imzası görülürdü[24]. Onun kocası ve “Bedâiu’s-Senâi’ fî Tertîbi’ş- Şerâi” adlı meşhur eserin sahibi el-Kâsânî Ebû Bekr b. Mes’ûd (öl. 587/1191)[25] da es-Semerkandî’nin en mühim talebelerindendir[26]. "el-Hidâye" sâhibî ’Alî el-Merğînânî (öl. 593/1197)[27] ve 545/1150 yılında bütün mesmû’âtı için îcize verdiği bizce bilinen Muhammet) b. el-Huseyn b. Nasr b. ’Abdî’l-’Azîzi’l-Bendenîcî de ’Âlâeddîn es-Semerkandî’nin talebesidir[28].
Es-Sem’ânî onu anlatırken şöyle der: ’’Buhârâ’ya yerleşmiştir. Fetvâ, münizara, usûl ve kelâm sahalarında üstün bir ilimdir. Bana icâze vermiştir"[29]
’Âlâeddîn, 539/1144 târihinde Buhârâ’da vefât etmiştir.[30]
Es-Semerkandî’nin hayâtı ilmî faaliyetlerin her çeşidiyle dolu geçmiştir. Yukarıda adlarını verdiğimiz dev talebeleri yetiştirme işi yanında fetvâ vermek sûretiyle halkı tenvir etmeyi de ihmal etmeyen bu hukukçunun tamâmı sekiz kadar olan hukukî eserleri mevcuttur. Ancak onlardan bugün yazma nüshalarına sahip olduklarımız iki tanedir:
I — Mîzânu’l-Usûli fî Netâ’ici’l-Ukûl[31]. Bu bir usûl-i fıkıh kitabıdır.
II — Tuhfetu’l-Fukahâ[32], Dimeşk, 1958 (c. I, II III). Bu kitap talebesi ve âlime kızı Fâtıma’nın kocası el-Kâsânî tarafından "Bedâîu’s-Sanâi’" adlı eseriyle şerhedilmiştir ki, bu şerh karısı için mehir olarak takdîm edilmişti. Tuhfetu’l-Fukahâ’nın modern bir neşrini yapan ’Abdu’l-Berr şöyle der: "Bu kitap, ne çok geniş ve ne de çok kısa olan, kolay anlaşılır, tertipli, hem ilmî Ve hem de pratik bir eserdir... Müellifin kızı Fâtıma’nın bu eseri iyice kavraması neticesi fakîha olmuş bulunması, bu kitap için kâfidir”.[33]
Bu kitap, Ebu’l-Huseyn el-Kudûrî’nin "el-Muhtasar" adlı eserinin işlemediği mes’eleleri ele almak, delillerini vermek ve bunları bir sistem içinde îzah etmek maksadıyla yazılmıştır ki, bu husus, eserin başında açıkça gösterilmektedir[34]. Verilen bilgiden anlaşıldığı nisbette Tuhfetu’l-Fukahâ’nın bu "Muhtasar" ile alâkası mevcuttur.[35]
Bu iki eserin dışında kalan diğer eserlerinin adiarını biz kaynaklardan öğreniyoruz ki, bu gruptaki kitapları da şunlardır:
I — El-Lübâbu fî Usûli’l-Fıkh.[36]
II — El-Mebsût[37]. ’Abdu’l-Berr, es-Semerkandî’nin böyle bir eseri yazmaya niyet etmiş olacağı ve daha sonra "Bedâİu’s-Sanâi’ fî Tertîbi’ş-Şerâi’" kitabını görünce onunla tatmîn olup mevzûu-bahs eseri te’lîften vazgeçmiş bulunacağı ihtimâlini kaydeder.[38]
III — Şerhu’l-Câmii’l-Kebir.[39]
IV — Şerhu Manzûmeti’n-Nesefî.[40]
V — Şerhu’t-Tahâvî[41].
VI — Ez-Ziyâdât.[42]
Bütün bu eserlerden başka değişik mevzularda bir iki kitabı daha bulunduğu kaynaklarca zikredilen bu hukukçuya yukarıdaki kitaplardan ayrı olarak "Muhtelifu’r-Rivâyeh" adlı bir hukuk kitabı isnâd edilmişse de[43] ilk kaynaklarda böyle bir kitabından bahsedilmemesi yanında bu kitabın yazmalarının tarafımızdan yapılan tetkikinden müellifin böyle bir kitabı bulunmadığı ve bu eserin Ebû Hafse’n-Nesefî ’Umer’e (öl. 537/1142)[44] âît "Hasru’l-Mesâil..." adlı kitabın değişik bir rivayeti olabileceği kanaatına varılmıştır.
[1] İbnu Kutlûbuğa, el-Kâsım b. Abdullah es-Sudanî, Tâcu’t-Tericimi fî Tabakati’l- Hanefiyyeh (neşreden: Flügel), Leipzig 1862, s. 44; Taşköprüzâde, Ahmed b. Mustafa, Tabakâtu’l-Fukahâ’ (Musul 1961), s. 85; Leknevî, el-Hîrıdî Muhammed Abdu’l-Hayy, el-Fevâidu’l-Behîyyetü fi Terâdmi’l-Hanefiyyeh (Kahire 1324 h.), s. 158; Kureşî, Ebû Muhammed Abdu’l-Kidir b. Ebî’l-Vefâ’ Muhammed b. Muhammedi’l-Mısrî, el-Cevahiru’l-Mudî’etü fî Tabakâti’l-Hanefiyyeh, cilt I, II (Haydarâbad 1332), II/6; Brockelmann, C., Geschkhte der Arabischen Literatur, Leiden (I), 1943, (II), 1949, I/374; Aynı müell., Supplement, Leiden (I), 1937, (II), 1938, (III), 1942, I/640; Abdü’l-Berr, M. Zeki, "Mukaddime", Tuhfetü’l-Fukaha (Di meşk 1958), s. 14; Kahhâle, ’Umar Ridâ’, Mu’cemü’l-Müellifin, Terâcimu Musannifi’l-Kütübi’l-’Arebiyyeh, I-XV cilt (Dimeşk 1957-1961), VIII/228-267. Kureşî’nin başka bir yerde (11/28) aynı şahıs için verdiği Muhammed b. Ahmed b. Ebî HSmldi’s-Semerkandî Ebû Ahmed nisbesi, ihtisardan doğan bir yanlış olmalıdır (’Abdu’l-Berr, a.y.). el-Kâsânî’de metinde verdiğimiz nîsbeyi verir (bkz. Bedâi’us-Sanâi’, I/2; ’Abdu’l-Berr, a.y,). Ayrıca bkz. Taşköprüzâde, Ahmed b. Mustafâ, Miftâh’us-Sa’âdeti ve Mısbâh’us-Siyâdeh, I-III (Haydarâbad 1323-1336), 1/136.
[2] Leknevî, a.y.; Suppl., a.y.; ’Abdu’l-Berr. a.y.
[3] Leknevî, a.y.; Taşköpr., Tabakât, a.y.; Suppl. a.y.; ’Abdu’l-Berr, a.y.
[4] Leknevî, s. 46 (’Abdu’l-Berr, a.y.).
[5] Bu zât, Ebu’l-Yüsr’ın ve Ebu’l-Usr’ın dedesidir (bkz. Leknevî, 195).
[6] Leknevî, s. 195.
[7] Leknevî, s. 14 (’Abdu’l-Berr’den naklediyorum).
[8] Leknevî, 216 (’Abdu’l-Berr nakleder).
[9] Leknevî, 233 (’Abdu’l-Berr nakleder).
[10] a, esr., 201 (a.y.).
[11] a, esr.# 160, 179 (a.y.).
[12] a, esr.# 160 (a.y.).
[13] a.y.
[14] a. esr., 69 (a.y.).
[15] a, esr., 168 (a.y.).
[16] a, esr., 216 (a.y.).
[17] a, esr., 221 (a.y.).
[18] a, esr., 40 (a.y.).
[19] a, esr., 40 (a.y.).
[20] a.y.
[21] Leknevî, 39-40.
[22] a. esr., 149-150.
[23] a, esr., 40 (’Abdu’l-Berr, a.y.).
[24] a, esr., 158; Kureşî, II/6 (’Abdu’l-Berr, a.y)
[25] Hayâtı ve eserleri için bkz. Kavakçı, Y. Z., XI ve XII. asırlarda KARAHANLILAR Devrinde Mâverâü’n-Nehr’de İslâm Hukuku Üzerinde Yapılan Çalışmalar, (İstanbul Üniversitesi Edebiyat Faküitesi’nde 1967 yılında verilmiş ve henüz tabedilmemiş doktora tezi), s. 99-103.
[26] Kureşî, a.y.; Ibnu Kut!., 44 (’Abdu’l-Berr, a.y.).
[27] Hayâtı için bkz. Kavakçı, Y. Z., adı geçen tez, s. 110-115.
[28] Taşköpr., Tabakât, 94; Leknevî, 166 (’Abdu’l-Berr, a.y.)
[29] Kureşî, II/28 (’Abdu’l-Berr, a.y.).
[30] Kahb., VIII/228; Kureşî, a.y.; Gerek Hediyyetu’l-’Ârifîn (II/90) ve el-Müncid (es-Semerkandî maddesi)’de ,540/1145 ve gerekse Keşfu’z-Zünûn (376, 1542 ve 1916-1917)’de 553)1158 tarihlerinin verilmesi doğru gözükmemektedir. Zîrâ bu beyanlar müellifin muasırı olan bir şahsa isnad edilemiyor. Halbuki 539/1144 tarihi talebesi es-Sem’ânî’nin bir münasebetle verdiği tarihtir (’Abdu’l-Berr, a. esr., s. 17). Brockelmann da 538/1143’(GAL, I/374) ve 540/1145 (Suppl., 1/640) yılları olmak üzere iki tarih verilmiştir. Serkîs de 540/1145 tarihini kaydeder (bkz. Serkîs, Yûsuf, Mu’cemü’l-Matbû’âti’l-’Arebiyyeti ve’l-Mu’arrebeh Kahire, I, 1928 (1346). II, 1931 (1349), 11/1046.
[31] GAL, I/374.
[32] a.y.
[33] Abdul-Berr, a.y.
[34] Tuhfetü’l-Fukahâ’, s. 1 (’Abdu’l-Berr, a. esr., s. 23).
[35] Tuhfeh’nin "Bedâiu’s-Sanâi’ " ile alâkası el-Kâsânî Ebû Bekr münâsebetiyle tetkik edilmiştir (bkz. Kavakçı, Y. Z., a.y.).
[36] Keşfü’z-Zünûn, 1542; Hediyyetü’l-’Ârifîn, M/90.
[37] Tuhfeh, I/34, 283, 288 (’Abdu’l-Berr, a. esr., s. 21).
[38] Tuhfeh, Mukaddimeh, 1/21.
[39] Kureşî, U/449; Tuhfeh, I/288 (metin).
[40] ’Abdu’l-Berr, böyle bir kitabın ona nisbet edildiğini söylüyorsa da adına başka kaynaklarda raslanmaması bu görüşün hatalı olduğuna delâlet edebilir.
[41] Bu kitabını müellif bizzat zikreder (Tuhfeh, I/298).
[42] Abdu’l-Berr, a. esr., s. 22.
[43] Suppl., I/640; ’Abdu’l-Berr, a. esr., s. 21.
[44] Hayâtı ve eserleri için bkz. Kavakçı, Y. Z., a. doktora tezi, s. 67-71.