Makale

Yaşanmış bir gurbet hikayesi- Ben Deli miyim?

Yaşanmış bir gurbet hikayesi

BEN DELİ MİYİM?

Abdullah SEVİNÇ


Barın önünde ayakta duruyordu delikanlı..Dirseğinin üzerine abanmıştı. Gözlerini bir noktaya dikmiş bakıyordu.. Öyle dalmıştı ki derinlere, ta yıllar ötesine dönmüştü sanki.. Ne, loş ışığın altında birbiri ile sarmaş dolaş olmuş gençler ve ne de onların hareketlerine hız verip yavaşlatan caz müziğinin esrarlı sesi. Hiç biri ilgilendirmiyordu onu.. Hayret doğrusu, ilk defa kendine dönmüş, geçmişinin hesabını yapıyordu.. Üç bin kilometre ötedeki köyünü, yurdunu düşünüyordu..
"... Baharı belli, yazı bellidir yurdumun" dedi.. "Mis koku/u havası hayat verir insana.. Yaylalarında mor koyunlar meleşir, ovasında al taylar oynaşır.. Gülü’nün rengi başka, bülbülünün sesi başkadır.. Edir-ne’den Van’a kadar ayrı özellikler, ayrı güzelliklerle süslenmiştir.. Palandöken’den, Uludağ’a kadar, Karadeniz’in sıradağlarından, Köroğlu’nun Toroslarına kadar hayat kokar, can kokar.."
Doğruldu durduğu yerde.. Bir müddet öylece kaldı, susmuştu. Ne kadar bekledi konuşmadan, bile-mezdi. Yorulduğunu hissem. Bu defa öbür dirseğinin üzerinde abandı ve yeniden konuşmaya başladı-.
"Bırakmışım böyle bir ülkeyi, üç-beş kuruş kazanmak için gelmişim taa buralara kadar.. Hep yabana diyarlar bana.. Laf açılınca ilk sözleri ’Bu yabancılar..’ oluyor.. Bunlar bir yana, girmişim sekiz yüz metre yerin dibine, çalışıyorum.. Ha babam çalışıyorum!"
Boşta kalan elini uzattı.. Eli de titriyordu, sesi de..
"Tırnaklarım kazma, ellerim kürek olmuş. Güzel yaylaların hayat veren havası yerine, siyah kömür tozlarını dolduruyorum ciğerlerime.. Ve para kazanıyorum öyle mi? Para kazanıyorum.. Ama neyin uğ-runa?!. Yer üstüne çıkınca unutuyorum tüm çektiklerimi. Kendimi bu batakhanelere arıyorum. Güya eğ-leniyorum.. Eğlenme sevdasına, düşüyorum bu sefalethanelere.. Kaptırıyorum kendimi gözü açıkların para tuzaklarına.. Nasıl kazandığımı düşünmeden veriyorum, canım uğruna kazandıklarımı.. Eğlenirim ümidiyle kendimden geçiyorum. Öyle geçiyorum ki kendimden, tekrar kendime geldiğimde, kendimden bir eser bulamıyorum yanımda.. Cüzdanım boşalmış, sıhhatim yok olmuş.. İffet perdem yırtılmış!."
Yeniden doğruldu abandığı bankodan.. Sanki bağırıyordu. Etrafındakilere yılışarak, dikkatlerini onda toplamışlardı. "Elhasıl bütün değerlerim bir kuş gibi uçmuş, uzaklaşmış benden.. Ben neredeyim, onu bilemiyorum.. Aslım ne? Şimdi neyim?.. Huzur yok bu hayatta.. Kesem boş, ben huzursuzum.. Annem babam huzursuz.. Ne var sanki bu batakhanede!. Yeraltında kazandıklarımı har vurup harman savurmadan, baharı belli, yazı belli köyüme dönsem.. Yurduma dönsem de huzur dolu bir hayat sür-sem.. Neden bunları hiç düşünmüyorum ki!.. Neden!. Nedeni"
Bu defa kendine gelir gibi oldu.. Sesini kısa
Sesini yeniden yükseltti- "Hayır, hayır ben deli değilim. Sadece gaflet içindeyim.. Kapıldım buraların cazibelerine!. Unuttum kendimi’.. Uyanmalıyım bu gafletten, uyanmalıyım!. "Ve bir daha girmemek üzere fırladı bardan.. Kurşun gibi...
... Ve onu bir daha, bu batakhanelerde gören olmadı...