Makale

KUR’AN-I KERİM’İN GÖLGESİNDE

Başyazı

KUR’AN-I KERİM’İN
GÖLGESİNDE

1999 miladi yılında son Ramazan ayını idrak ediyoruz. Recep Ayı ile başlayıp, Şaban Ayı ile devam eden mübarek ve feyizli dönem ile başlangıcı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden azad edilmek olan Ramazan-ı Şerifi bu sene, kısa süre önce yaşadığımız Marmara ve Düzce Depreminin doğurduğu ızdırap ve burukluk içinde idrak etmek zorunda kaldık. Depremde şehid olan mümin kardeşlerimizin geride bıraktığı aile ve çocuklarının acıklı durumları her gün televizyonlarda ve basın organlarında açıkça müşahade edilmektedir. Özel kuruluşları ve zengin vatandaşlarımızı, depremzedelere daha çok yardım yapmaları konusunda yardıma çağırmayı; dini, milli ve vicdani bir görev sayıyorum. Devlet - millet işbirliği ile yaraların en kısa zamanda sarılacağına ve deprem bölgesinde hayatın tekrar normale döneceğine olan inancım tamdır. Başkanlığımızın yaptığı yardımlar da artarak sürecektir.
Ramazan Ayı, İslam’ın üzerine kurulduğu beş temel esastan biri olan Oruç ibadetinin vahiy olan Kur’an’ı Hakim’in Son Peygamber Hz. Muhammed Aleyhisselam’a gönderilmeye başlanmasının da tarihi yıldönümüdür. Bu sebepledir ki, Ramazan Ayı, "Kur’an-ı Kerim Ayı" olarak da isimlendirilmiştir. Esasen bütün İslam Dünyasında Ramazan Ayı bu hâlet-i ruhiyye içinde kutlanmakta ve ihya edilmektedir. Ülkemizde Ramazan Ayı bir kültür ve yaşantı biçimi oluşturmuştur. Son yüzelli yıldan beri yaşadığımız bütün kültür değişikliklerine rağmen; toplum hayatımızda Ramazan Ayının değerini ve önemini koruması, hatta yeni aktivitelerle kuvvetlenmesi, İslam Dininin milli - toplumsal kültürel yapımızdaki etkin rolünü göstermektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak her Ramazan Ayında olduğu gibi bu yılda ayrı bir önem atfettiğimiz vaaz ve irşad hizmetlerimizi’ yoğunlaştırmak için taşra ve yurtdışı teşkilatımıza gerekli talimatı vermiş bulunuyoruz. Halkımızın bu dönemde pek çok dini sual yönelttiğini biliyoruz. Bu ihtiyacı karşılamak üzere; son iki yılda olduğu gibi, bu Ramazan Ayında da Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanlarının resmi mesai saatleri dışında vatandaşlarımızın sorularına cevap vermek üzere nöbet tutmaları uygulamasını gerçekleştiriyoruz. Bu uygulamayla sadece fıkhı sorulara değil, bazı bunun - yayın organlarında dini konularda yer alan yayınlardaki hususlara da ilim cevaplar verilmiş olacaktır.
Bu vesile ile bazı medya kuruluşları ile yazılı basın - yayın araçlarından beklentinin milletimizin yüzde doksan dokuzunun ortak, kutsal ve mübarek yüce değeri olan İslam Dini konusunda yorumlar getirirken; saygın bir üslub ve tavır içinde olmaları ve fıkhî - ilmi konularda ihtilaflı meseleleri gündeme taşımak yerine; toplumun kitle eğitim araçlarıyla aydınlatmasına daha çok önem vermeleridir. Milletimizinde kendilerinden beklediği hizmet bu tür girişimlerdir.
Diyanet camiasının ve milletimizin Ramazan-ı Şeriflerini tebrik ediyorum.
Gelecek sayıda buluşmak üzere...

Mehmet Nuri YILMAZ
Diyanet İşleri Başkanı