Makale

ALEVİ SUNNİ BÜTÜNLEŞMESİNE ÖRNEK KÖY ATAKÖY (KIZILDERE]

ALEVİ SUNNİ BÜTÜNLEŞMESİNE ÖRNEK KÖY
ATAKÖY (KIZILDERE]

"Okulumuz bir, camimiz birdir."

Huzur ve Saadet; İnsanların yana yakıla aradıkları, temini için şahıs ve toplulukların büyük gayretlerini gerektiren mutluluk ve refah anlamlarında iki kelime. Bu kelimelerin içerisinde sakladıkları mana ve sahip oldukları önemi anlamak, yaşanan olaylara bakıldığında pek güç ol-masa gerek.
"Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır." İnsan olarak, Müslüman olarak ve Türk Milleti olarak bunun farkında ve şu-urundayız. Bu şuurla birleştirici ve barışçı olmak, söz ve hareketlerimizin temeli, huzur ve saadette bu gelişimin pek tabii sonucudur. Bu kavramları da özellikle küçük yerleşim birimlerimizde görmek mümkün. İşte bu yerleşim birimlerinden biri de Ataköy. Eski adıyla Kızıl-dere Köyü. Bir zamanlar Mahir Cayan ve arkadaşlarının yakalandığı yer, Kızıl-dere Köyü. Niksar’a uzaklığı 20-25 km. Dağın eteğine kurulduğu için özellikle yağışlı günlerde ulaşım hayli zor oluyor.
Muhtar Hacı Eryılmaz, köyünü şöyle anlatıyor: "250 haneli köyümüzün nüfusu 2000 kişiyi aşkındır. 2 mahallemizde camimiz, bir okulumuz var. Köy halkı, buğdaydan, mısırdan pek verim alamadığı için genellikle işçilik yapmaktadır. Başka şehirlere giderek rızıklarını temin etmeye çalışıyorlar. Halkımız arasında herhangi bir ayırım yoktur. Alevî ve Sünnî olarak bizler birlikte, kardeşçe yaşamaktayız. Okulumuz bir, camimiz birdir.
Yirmi yıl önce bir grup terörist köyümüzde yakalanmıştır. Bunun etkisi Türkiye’de hâlâ devam etmektedir. Alevî kardeşlerimizle de beraber yaşadığımız için, bunları hep köyümüzü kötüleyici manada kullanmaktadırlar."
Köy halkından Ahmet Gökçe de, köy hakkında şu bilgileri veriyor:
"Bizler aslen Karadenizliyiz. Dedelerimiz Gümüşhane, Rize, Ordu taraflarından gelmişler ve buralara yerleşmişler. Köy halkı olarak kaynaşmış bir vaziyetteyiz. Aramızda Alevîlik-Sünnîlik diye bir mesele yoktur. Biz böyle şeyler bilmeyiz. O kardeşlerimiz de namazlarını kılarlar, cuma namazlarına gelirler."
Köydeki camilerden birisi oldukça eski. Zaman zaman tamirat gerektiği muhakkak. Bu tamiratlarda da köylü el ele vermiş, camilerinin ayakta kalmalarını sağlamışlar. Dolayısı ile maddî-manevî yardımlar müşterek. Köy eşrafından Ahmet Eren ise şöyle giriyor konuya:
"Geçenlerde televizyonda birisinin bu Alevîlik hakkında bir konuşma yaptığını duyduk, seyredemedik. Köyümüz zaten o kanalı çekmiyor. Ama şehirdeki köylülerimiz söylediler. O kişinin değerlendirmeleri olsa olsa kendi fikirleridir. Çünkü biz burada o kardeşlerimizle beraber yaşamaktayız. Köyümüzde ben Aleviyim sen Sünnî sin diye bir ayırım yok. Hiç bir komşunun diğerine küskünlüğü yoktur. Köyümüzde uzun zamandan beri hiç bir yüz kızartıcı suç işlenmemiştir. Kız ve erkek çocuklarımız camilerimizde beraber Kur’an okumaktadırlar. İs-lâm’ı beraberce öğreniyorlar."
Her köyde olmasa bile çoğu köylerde gördüğümüz bazı adetler Ataköy’de de var. Her cuma akşamı tüm köy halkının camide toplanarak mevlid okunması da bu adetlerden biri. Ramazan’ı Şerif geldiğinde de köy halkının geçmişleri için hatim indiriyorlar. Ayrıca mevlid gecelerinde özene bezene hazırlanan yiyecekleri cami çıkışında cemaate dağıtıyorlarmış.
Çevre köylerle olan ilişkilerinde de köyün oldukça iyi olduğunu söyleyen muhtar Hacı Eryılmaz, sözünü şöyle tamamlıyor:
"İnsanımız akıllıdır. Kendi köylüsü ile geçimde idarelidir. Halkımız arasında karşılıklı sevgi vardır. Biz bunu böyle görmüşüz, böyle de devam edecektir."
Abdulbaki İŞCAN