Makale

AĞACIN YAKARIŞI

ÇEVRE

SEYFETTİN YAZICI
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi

AĞACIN YAKARIŞI

Dinimizin pek çok tavsiyelerine rağmen ağaç dikmenin önemi iyi anlaşılamadığı için biz, ağaç yetiştirmek yerine mevcutları yok etmekle meşgulüz.
Hâlbuki Peygamber Efendimiz:
"Kıyamet kopacağı zaman bile, birinizin elinde bir fidan bulunursa bunu kıyamet kopmadan dikmeye gücü yeterse muhakkak dik- sin."(1) Buyurarak ağaç dikmenin müslümanlar için önemli bir görev olduğunu bildirmiştir.
Ağaç dikip yetiştirenlerin elde edecekleri maddî faydalar yanında, kazanacakları manevî mükâfat hakkında da Peygamberimiz şu müjdeyi veriyor:
"Bir müslüman ağaç dikse veya ekin ekse de ondan bir kuş, bir insan veya bir hayvan yiyecek olsa, bununla o müslüman sadaka sevabı kazanmış olur." (2)

Dinimiz ağaç dikmeyi ibadet seviyesinde sevabı çok, hayırlı bir iş kabul eder. Bir müslüman toplum olarak ağaca ve ormanlarımıza karşı görevlerimizi ne kadar yerine getiriyoruz?..

Peygamberimizin bu mübarek sözleri ağaç dikip yetiştirmenin önemini kavrayabilmek için çok önemli bir mesajdır.
Bir de gereksiz yere yaş ağaçları kesenler hakkında Peygamberimizin uyarısına kulak verelim. Şöyle buyuruyor:
"Ağaç kesen bir kimseyi, Allah Teâlâ kıyamet gününde tepe takla cehenneme atacaktır. "’(3)
Bu sözlerin muhatabı biziz. Hiçbir müslüman bunlara kulaklarını tıkayamaz. Peygamberimizin tavsiyeleri ve uyarıları karşısında her müslüman kendi kendine şu soruyu sormalıdır:
"Acaba ben Peygamberimizin tavsiyesine uydum mu? Kaç ağaç diktim?"
Bu soruya olumlu cevap verebilirsek hem sevap kazanmış olacağız, hem de ülkemize hizmet etmenin, hayırlı bir eser bırakmanın mutluluğunu yaşayacağız.
Atalarımızdan emanet olarak bize intikal eden mübarek vatanımızı ağaçlandırıp yeşilliklerle süsleyeceğimiz yerde, sayısız nimetlerinden faydalandığımız bu toprakları, ormanları yok ederek çöle çevirmek, dinî anlayış ve vatanseverlik duyguları ile bağdaşmaz.
Müslümanın görevi mevcutları yok etmek değil, ağaç yetiştirip millî serveti çoğaltmaktır.
Ağaç ve orman bir ülkenin zenginlik kaynağıdır. Teneffüs ettiğimiz havadan içtiğimiz suya, okuduğumuz kitaptan yazdığımız kaleme kadar ağacın varlığını görürüz. Toprağın erozyonla denizlere sürüklenmesini ormanlar önler. Canlıların yaşayabilmesi için şart olan oksijeni bir fabrika gibi üreten, çeşit çeşit kuşların ve hayvanların barınağı olan orman varlığına nasıl kıyabiliriz?
Dua eden bir insanın elleri gibi dallarını gökyüzüne uzatan ağaç, bir kardeşimizin çok güzel dile getirdiği gibi, bize sanki şöyle sesleniyor:
Ağacın Yakarışı
- "Soğuk kış gecelerinde yuvanı ısıtan, sıcak yaz günlerinde seni güneşten koruyan benim.
- Yuvanın çatısı, evinin kapısı, masanın tahtası benim.
- Kalemin ben, kağıdın ben, beşikten mezara kadar vefakâr yoldaşın benim.
- Doğuşta sevincine, hayatta hizmetine, ölümünde acına katılırım.
- Beni; yangının ateşinden, baltanın kesişinden, keçinin dişinden kurtar.
- Çünkü; ben, yurdunun güzelliği, topraklarının şenliği, vatanın süsü, dağlarının örtüşüyüm.
- Beni sev ki, dallarımda kuşlar ötsün, başımda rüzgârlar şarkı söylesin, gölgemde yolcular dinlensin.
- Beni yakma; dereler sel, dağlar kel olur.
- Pınarlar körleşir, topraklar çoraklaşır.
- Yakacağın tezek, yapın kerpiç olur.
- Öğüdümü dinle, baltanı taşa çal, ağaca değme.
- Yüreğinden kopan en büyük dilek ağacı sevmek olsun.
Ey ağaca uzanan, ormanlara kıyan eller!
Dinimiz ağaç dikmeyi ibadet seviyesinde sevabı çok, hayırlı bir iş kabul ederken bu önemli görevi yerine getirmediğiniz gibi, vatanın candama- rı mesabesinde olan ormanlara nasıl kıyabiliyorsunuz?
Batı da; ağaçlara bir çocuk gibi bakan, onları canı gibi koruyan, ormanlar üzerine titreyen insanlar ülkelerini mamur hale getirirken, dinimizin tavsiyelerine rağmen, bizim ağaç dikmek şöyle dursun, mevcut ormanları yok etmemizi bir müslüman olarak nasıl izah edeceğiz?
Bir ağacın insanlara, hayvanlara ve toprağa uzun yıllar faydalı olacağı dikkate alınırsa, ormanları ihtimamla korumanın ve ağaç dikip yetiştirmenin dinî olduğu kadar, bir vatanseverlik görevi olduğu da asla unutulmamalıdır.
Ağacı dikmek yeterli değildir. Dikilen ağacı bakıp yetiştirmek gerekir. Aksi halde verilen emekler boşa gitmiş olur. Ağaç dikmek kadar önemli bir görevimiz de mevcut olan ormanları korumak, gereksiz yere ve bilinçsiz bir şekilde ağaç kesmekten sakınmaktır. Bu konuda beklenen sonuca, ancak ağaç sevgisinin kalplere yerleştirilmesi ile ulaşabiliriz.

(1) Camiü’s-Sağir
(2) Buhari-Tecrid, C 7, S. 120
(3) Camiü’s-Sağir