Makale

Kutlu Doğumun Aydınlığında Hz. PEYGAMBER sevgisini YAŞAMAK..

Kutlu Doğumun Aydınlığında
Hz. PEYGAMBER sevgisini YAŞAMAK..

Halit GÜLER


MALUMUNUZ olduğu üzere 8 Eylül 1992 Salıyı Çarşamba’ya bağlayan gece, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S)’in doğumunun 1421. seneyi devriyesidir. Demek ki, Hz. Muhammed (S.A.S.), bundan 1421 yıl önce milâdi 571 senesinde 11 Rebiulevvel’i 12 Rebiulevvel’e bağlayan gece Arabistan’ın Mekke şehrinde dünyaya gelmiştir. Yeryüzünde dikkat çekici olaylara sebep olan bu doğum, her yıl ülkemizde ve diğer İslâm ülkelerinde mütevazı programlarla kutlanmaktadır. -
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S.)’in doğumunun seneyi devriyesi ilk defa 1989 yılında "Kutlu Doğum Haftası" ismi altında Türkiye Diyanet Vakfınca bir hafta boyu cami programlarıyla, ilmî salon toplantılarıyla, tasavvuf musikîsi konserleriyle, nat-ı şerif yarışmalarıyla ve hediyelik eşyalarla kutlanmaya başlanmıştır. Bu sene de aynı şekilde yurtiçin-den ve yurtdışından ilim adamlarının iştirakiyle "Kutlu Doğum Haftası’nda Peygamber Efendimizi çeşitli yönleriyle ele alan merasimler tertiplenecektir. Sevinçle görüyoruz ki, 1989 yılında Başkent Ankara’da ve İstanbul’da uygulanan bu "Kutlu Doğum Haftası" programları, diğer şehirlerimize de teşmil edilmeye çalışılmaktadır. Her yıl bu gayretin semeresini de görüyoruz.
"Kutlu Doğum Haftası" yurt çapında heyecanla karşılanmış ve büyük ilgi görmüştür. Bu ilginin de giderek arttığına gururla şahit oluyoruz.
Bu sebeple biz de Dergimizin bu sayısını Peygamber Efendimizle ilgili konulara tahsis etmeyi uygun bulduk. Peygamber Efendimizin yüce mesajını ve mübarek ömrünü anlatmaya bu derginin sayfalarının yetmiyeceğini de çok iyi bilenlerdeniz. Bu çalışmamızla bilhassa genç nesillere bu mesajın ulaşmasında birazcık da olsa hizmetimiz geçerse kendimizi mutlu sayarız. Bu sayımızın gündem konusu Peygamber Efendimiz görünüyor gibi ise de aslında bütün sayılarımızın gündem konusu Peygamber Efendimizdir. Çünkü Peygamber efendimizin sözlerinden ve yaşayışından faydalanmadan bizim yapımızdaki bir derginin gündem konularını gerçekleştirmesi mümkün değildir. "Kutlu Doğum Haftası’ da böyledir. Peygamber Efendimizi bir hafta boyu anıp ondan sonra unutmak anlamına gelmez. Peygamber Efendimizin doğum tarihini içine aldığı için o haftaya bu ismi veriyoruz ve o isim altında çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Peygamber Efendimizin varlığını bütün haftalarda hissettirmek, prensiplerini ömür boyu rehber edinmek amacıyla.
Bilindiği gibi dünya nüfusu içerisinde Müslümanların adedi bir milyarı geçmiştir Bu rakamın süratle daha dc artacağı kesindir. Sovyetler Birliği’nin dağılması ve komünizmin yıkılması sebebiyle ortaya çıkan Müslüman Türk Cumhuriyetleri ile Müslüman devletlerin sayısı da artmıştır. Yeryüzünde ezan sesinin ulaşmadığı yer hemen he men yok gibidir. Dünyada bu kadar taraftarı olan ve taraf tarlan adedinin artma şans açık bulunan bir dinin tebliğ elçisinin, Peygamberinin vesile kılındığı hizmetin önemiyle ilâhî mesajı en uzak noktalara ulaştırmak için verdiği mücadelenin büyüklüğüyle mü nasip bir programla her yer de anılması gerektiği inancındayız. Buna Allah’ın Resulü nün ihtiyacı olmayabilir, ama bizim ihtiyacımız var. Özellikle çeşitli bunalımlara itiler genç nesillerin daha çok ihtiyacı var.
Müslümanlara göre insan bütün yaratıkların en mükemmeli, Allah’ın Resulü ise in sanların en mükemmeli ve er üstünüdür. İnsan hayatımı maddî ve manevî; ruhî ve cismî olmak üzere iki bölümü var. İşte insanları irşad edecek rehberin ideali, bu iki saha arasında bir denge kurmaktır. Hz. Muhammed’de bu idealin zirveye ulaştığın görüyoruz.
Herkes gibi bir insan olan Hz. Muhammed (S.A.S.), vefat edeli 13 asır olmuş. Bu amanda ilim, inanılmaz ilerlemeler kaydetmiş, hayat artlarımız ve hatta telakkilerimiz bile değişmiştir.
Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle; âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed S.A.S.), bedenlerden ziyade kalplere hükmediyordu. Tebliğinin, O’nun sağlığında başarıya eriştiğini, Mekke’de veda Hacc’ında yaklaşık 150 bin Müslümana Arafat’ta hitabedebilmiş olması göstermiştir.
"Ben güzel ahlâkı tam amini ak için gönderildim" buyuran Hz. Muhammed 5.A.S.), o tarihî hitabesinde şu konulara ağırlık vermiştir:
Mal, can, ırz ve namus güvenliği, eski sapıklıkların ve cehalet döneminin kötülenmesi, kadına özen gösterilmesi, kardeşlik ve kardeşliğin tavsiye edilmesi, insanların Hz. Muhammed (S.A.S)’e inanmakla şeref kazanacağı... gibi.
Bu örnek hayatın, bu zamana kadar olanlardan farklı bir üslûb ve yaklaşımla uzman kişiler tarafından anlatılması gerekmektedir. "Kutlu Doğum Haftasındaki çalışmalar ve Dergimizde yer lan yazılar bunu temin edici nitelikte olacaktır.
Sevgili Peygamberimiz Hz. uhammed (S.A.S.)’in insanlar tarafından eşit derecede ; yeterlikte tanındığı kanaatinde değiliz. Lütfen yanlış anlaşılmasın. Peygamberimizin hayatı gizli kalmıştır demek istemiyorum. Bilindiği gibi Peygamberimizin ahlâkı, kuran ahlâkıdır. Kur’an-ı Kerim ise bütün cüzleri, hikmeti fazileti ve ilmi ile ortadadır. Ayrıca, Peygamber Efendimizin mübarek sözleri kütüphaneleri dolduracak zenginlikte araştırmacıların tetkikine sunulmuştur. Peygamber Efendimizin müslümanlarca yeter derecede sevildiğine ve kendilerine derin saygı duyulduğuna inanıyoruz. İnanıyoruz değil bunun böyle olduğunu kesinlikle bi-liyoruz. Her şeyden önce birer müslüman olarak bizler öyleyiz. Bu sevgi ve saygı geride bıraktığımız ve halen de yaşamaktan onur duyduğumuz maneviyat dünyamızın, dinî kültürümüzün, tek kelime ile ecdadımızın bizlere vasiyetidir. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S)i, gelişen ve durmadan değişen dünya şartlarına yön verecek, insanlığı tehdit eden problemlere çözüm getirecek seviyede yeniden tanımalı ve tanıtmalıyız. Bu kampanyanın siyasî anlaşmazlıklar, terör, felsefî ve ideolojik çalkantılar içinde bunalan insanlığa sürekli bir rahatlama getireceğine inanıyoruz.
Türkiye Diyanet Vakfı’nca Peygamber Efendimizin "Kutlu Doğum Haftası" ismi altında yurt çapında bir hafta boyu anlatılması ve bunun usul haline getirilmesi güzel bir geleneğin ihyasıdır. Bu geleneğin Peygamber Efendimizin mesajı devam ettiği sürece devam etmesini diliyoruz. Türkiye, İslâmî çalışmalar yönünden örnek bir ülkedir. Dinî eğitim ve öğretim konusunda olduğu gibi bu önemli konuda da örnek olacağına inanıyoruz. Peygamber Efendimiz, modern imkanlardan faydalanarak ilim adamlarımızca bir arayış içerisinde olan genç nesillere istismar etmeden ve saptırmadan çeşitli cepheleriyle anlatılır ve tanıtılırsa dünya ve ahiret planında kazancımız büyük olacaktır.
Allahu Teâla: "Sen olmasaydın dünyayı halketmezdim" buyurarak, Peygamber Efendimizi dünyaya takdim etmiş ve değerini ortaya koymuştur. Kur’an-ı Kerim’in, Peygamber Efendimize göstermiş olduğu bu ilgi ve değere ulaşma gayreti içerisinde bulunmalıyız. Dünya huzursuz. Haksızlıkların ortaya çıkardığı problemleri çözmekte milletler zorlanıyor. Dünyayı huzur içinde yaşatmak için kurulan ortak teşkilâtlar ve askeri güçler de tesirsiz kalıyor. Benzerlerini görmemezlikten gelsek bile aylardır Bosna-Hersek’te cereyan eden olaylar, bütün delişe-tiyle ekranlara yansıyan esir kampları vicdanları sızlatmakta ve uykuları kaçırtmaktadır. Niye bu zulme dur denemiyor? Çünkü yeryüzünde bu ve benzeri olayları önleyecek sağlıklı ve tarafsız bir organizasyon kalmadı da onun için. Aslında asırlarca önce dünyayı şereflendirmiş, en güzel demokrasi örneklerini ortaya koymuş böyle bir güç var... Görülmeyi ve anlaşılmayı bekliyor.
Bu sebeple diyoruz ki: İşte huzur: Kutlu Doğumun aydınlığında Hz. Peygamber sevgisini yaşamak…