Makale

İYİ AHLÂK

İYİ AHLÂK[1]

Muhterem cemaat,

Bugünkü hutbemizin konusu iyi ahlâk hakkındadır. Okuduğum âyet-i kerîme ve hadîs-i Nebevî’de ahlâkın faziletinden ve İslâm Dîninde buna verilen ehemmiyet ve kıymetten bahsedilmektedir.

Allahu Azîmü’ş-şân Kur’ân-ı Kerîm’inde sevgili Peygamberine: Sen büyük ve iyi bir ahlâk üzerindesin, buyuruyor. Bununla Hazret-i Allah sevgili Peygamberinin ahlâkını beğenmiş ve beğendiğini açıklamış oluyor.

Bundan çıkan netice, Allah bütün kullarına, ahlâk hususunda, Pey­gamberinin ahlâkıyla ahlâklanmalarını, O’nu örnek almalarını emir bu­yurmuş oluyor. Bu hususda daha bir çok emirlere rastlamak mümkün­dür. Bu cümleden olarak okuduğum hadîs-i şerifde Hazret-i Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: Ben mekârim-i ahlâkı tamamlamak için gön­derildim, buyuruyor. O halde Hazret-i Peygamber’in benimsediği ahlâk ne gibi ahlâk ve beğenmediği ve yapılmasından çekindiği ve men ettiği ne gibi huylardır? Bunları bilmek icab etmektedir.

Aziz cemaat, Hazret-i Peygamber muhtaç, zayıf ve fukaraya yardı­mı sever, nerede yardıma muhtaç kimse olursa onun yardımına koşar, ashabına bu hususta emirler verirdi. İyiliği sever, sehi ve cömert idi. Her türlü tehlike karşısında fevkalâde cesarete sahip, doğru sözlü, ashab ve ehl-i beyti arasında adaletle muamele etmeği sever, hiç kimseyi incit­mezdi. Kimse hakkında kötü söylemez ve kötü zanda bulunmazdı. Hasbel- beşer sâdır olan kusurlardan dolayı kimsenin yüz karasını yüzüne vurmaz, ancak bir daha böyle kötü işler yapılmamasını isim zikretmeksizin emir buyururdu. Yalan söylemezdi ve hayvan hukukuna riayet edilmesini, ta­hammülünden fazla yük vurulmamasını, aç ve susuz bırakılmamasını emir ve talim buyururdu. Üç günden fazla Müslümanların birbiriyle dargın dur­mamalarını emreder, komşu ve vatandaşları kendisinden emin olmayan kimsenin mü’min-i kâmil sayılamayacağını beyan buyururdu. Hastalan zi­yareti sever, davete icabet ederdi. Fakat salgın ve bulaşıcı hastalıklardan son derece sakınır ve böyle tehlikeli yerlere gidilmemesini emrederdi.

Aziz Müslümanlar, kendinize reva görmediğiniz işi ve hali mü’min kardeşinize de reva görmeyin diyen yine Müslümanlıktır ve bunların hepsi İslâmiyetin iyi ahlâka verdiği ehemmiyeti göstermektedir.

İslâmiyet zümre ve sınıf imtiyazım da tamamen ortadan kaldırmıştır. Zengini, fakiri, çobanı bir çatı altında toplamış ve bir safda dizmiştir. Bunun için sevgili Peygamberimiz’in benimsediği ahlâk ile muttasıf ol­mağa çalışmak, sevmediği ve beğenmediği huylardan çekinmek hepimin için birer ilâhî emir, aynı zamanda dünyada saadet ve âhirette selâmet kaynağıdır. Allah cümlemizi iyi ahlâklı olanlardan eylesin.



[1] Not: Hatibin bu hutbede okuyacağı âyet : 68. sûre (Kalem), 4. âyet.

(Bu hutbe M. Serdaroğlu tarafından hazırlanmış, Hutbe Komisyonu’nun tetki» kinden geçmiştir.)