Makale

ORUÇ

ORUÇ

Halil ASLANGÜL

Temel ibâdetlerimizden biri de oruçtur. Oruç, Hicretin 2, yılında farz kılınmıştır. Farziyeti âyet, hadîs ve İcmâ-ı ümmetle sabit olup tutulması her Müslümana farz, inkârı ise, küfrü muciptir.

Orucun farziyetini bildiren Bakara Sûresinin 183, 184 ve 185 inci âyet­lerinde: «Ey îman edenler! Oruç, sizden öncekiler farz kılındığı gibi, sîzlere de farz kılınmıştır. Tâ ki, korunasınız. Bunlar sayılı günlerdir. Sizden her kim hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca, başka günlerde oruç tu­tar, oruç tutmaya gücü yetmeyenler, bir yoksulu doyurmak suretiyle fidye ve­rir. İnsanlara hidayet rehberi olan, onları doğru yola götüren, hakkı bâtıldan ayıran ve her şeyi apaçık bildiren Kur’ân, Ramazan ayında indirildi» buyu- rulmakta; orucun ve Ramazanın önemi bildirilmektedir.

Peygamberimiz de: «Allah Ramazan günlerinde oruç tutmayı farz kıldı; ben de gecelerinde namaz kılmayı sizlere sünnet kıldım. Her kim sevabını uma­rak orucunu tutar, namazını kılarsa, anadan doğmuş gibi günahlardan arın­mış olur.» buyurmuşlar, oruç tutmanın, teravih namazı kılmanın önemini du­yurmuşlardır.

Oruç, meşru bir özrü olmayan kimselerin sahur vaktinden, akşama kadar yeme - içme gibi hallerden sakınmasından ibaret büyük bir ibâdet; Ramazan ise, insanlara nurlu ufuklar açan, dünyalara parlak ışıklar saçan fazilet ve hi­dayet güneşi Kur’ân’ın indiği mutlu bir aydır.

Oruç sâde yiyip-içme gibi hallerden sakınmaktan ibaret bir ibâdet olmak­tan ziyade hepimizin muhtaç olduğu nefis, irade terbiyesinin, ruh ve vicdan temizliğinin gelişmesine insanların Allahın nurdan ırmağında yıkanarak gü­nahların kirinden, kötülüklerin zehirinden arınmasına, kötülüklerin ortadan kalkmasına, dargınların barışmasına; acıma, esirgeme, yardımlaşma duygu­sunun, insanlık ülküsünün yükselmesine, insanların ruhen, fikren, ahlaken ilerlemesine, toplum içinde fazilet güneşinin doğmasına, meziyet çiçeklerinin açmasına, Müslümanların kardeş bir kitle, çelikten bir kale haline gelmesine, de vesiledir.

Bu ayda camiler cemaatle dolup taşar, uyandırıcı vaizler, güzel sesli ha­fızlar halkı irşad eder. Kur’ân sesleri ruhlara işler, minarelerde yanan pırıl pırıl ışıklar fezaları aydınlatır...

Bunun için Ramazan (12 ayın sultanı) diye anılan, sayılıp sevilen müba­rek bir ay, oruç da büyük bir ibâdettir. Kur’ân’ın bu ayda inmesi, orucun bir aya tahsis edilmesi, bin aydan üstün olan Kadir Gecesi’nin bu ayda bulunma­sı Ramazanın özel güzelliklerindendir.