Makale

BEHLÜL DANÂ' DAN

FIKRA

BEHLÜL DANÂ’ DAN

—Behlü’ün bir gün para kesesini çalarlar. Doğru mezarlığa gider ve bir mezar üzerine oturup beklemeğe başlar. Görenler: "Hırsızı takip edeceğine neye buraya geldin?" derler. "Bekliyorum, çünkü sonunda mutlaka buraya gelecektir." cevabını verir.

—Bir gün Harun Reşid, Behlül’ü arattırmış. Bir kabristanda boş bir mezar içinde uyur bulmuşlar ve uyandırmışlar, kızmış: "Beni emirlikten indirdiniz." diye bağırmış. Harun: "Ne emareti?" diye sormuş: "Rüyamda kendimi hükümdar olmuş gördüm." diye cevap vermiş. "Tahtımda oturmuşum. Bir sürü bendelerim ve vezirler karşımda emrime âmâde idi. Uyandırmakla beni azletmiş oldunuz." Harun gülerek: "Rüyada hükümdarlığa itibar yok." demiş. Behlül: "Benim emirliğimle seninki arasında ne fark var? Ben gözlerimi açınca hayat bulurum, sen gözlerini hayata yumunca emirlikten ebediyyen düşersin." cevabını vermiş.

—Behlül bir mezarlığa gitmiş, üç kuru kafa bulmuş, pazara getirerek önüne dizmiş, "Satıyorum" diye bağırmış. Tanıyanlarla arasında şöyle bir konuşma olmuş:

— Ne satıyorsun? — Bu kafaları. Bunun adı taş kafa, bu boş kafa, o da hoş kafa.

— Kaça? — Taş kafa parasız, boş kafa ucuz, hoş kafa ağırlığınca para.

— Niye?

— Taş kafa nasîhat kabul etmezdi. Boş kafa nasîhat dinlemek isterdi, ama yapmazdı. Hoş kafa, kâmil kafa: Hem ameli, hem de ihlâsı vardı. Hedefi Allah rızâsıydı, o cihetle pahalı.