Makale

Terörle Mücadele Kanunu ve Düşündürdükleri

Süleyman DUMAN
Diyanet İşleri Başkanlığı Hukuk Müşaviri

Terörle Mücadele Kanunu ve Düşündürdükleri

GİRİŞ

Dergimizin ikinci sayısında, Türk Ceza Kanununun I63üncü maddesi ile diğer kanunlardaki benzeri hükümler içeren maddeler inceleme konusu yapılmış, vicdan ve din hürri-yetini kısıtlayan hükümlerin kaldırılması için meselenin bir bütün olarak ele alınması, 163’üncü maddenin A-nayasa ve diğer kanunlarda yer alan benzer hükümlerle birlikte mütalaa edilmesi gerektiği ortaya konulmuştu.
Bu arada geçen kısa süre içinde, Yasama Organınca yapılan "Terörle Mücadele Kanunu" 12 Nisan 1991 tarih ve 20843 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanunla, kamuoyunda din, düşünce ve ifade hürriyeti bağlamında sıkça tartışılan TCKnun 141, 142 ve 163’üncü maddeleri ile birlikte diğer bazı kanunlar yürürlükten kaldırılırken, yerine yeni kanuni düzenlemeler yapılmış ve terörle mücadele ile ilgili hükümler konulmuştur.
Bu yazımızın amacı, tartışmalara konu olan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun "getirdiklerini ve götürdüklerini, "Usul ve İnfaz Hukuku" ile ilgili değişikliklere girmeksizin incelemek ve kamuoyumuzu bilgilendirmek olacaktır.

YENİ DÜZENLEMENİN GEREKÇESİ
Kanun koyucu terörle mücadele amacıyla ve yürürlükten kaldırdığı kanun ve hükümler yerine yeni hükümler vazetmiştir. Kanunun "Genel Gerekçelinde bu husus şöyle ifade edilmiştir.
"..Halkın iradesi ve bu iradeye dayalı olarak kurulmuş meşru yönetimleri hedef alarak yıkmayı amaçlayan ve hiçbir sınıf tanımadan her türlü insanî değerlerden uzak başvurulan şiddet olaylan şeklinde cereyan eden terörizm illetinin son yıllarda özellikle demokratik hür dünya ülkelerinde yarattığı tahribat her geçen gün artmaktadır. Bu da özgür ve hürriyeti seçmiş toplumları tedirgin etmektedir.
.„ Bilindiği gibi ülkemiz de coğrafî konumu itibariyle terörizme hedef olan bir ülke durumundadır. Bu sebeple de yıllardan beri bu mücadelenin içerisindedir.
.„ Bir yandan Anayasanın tanıdığı temel hak ve hürriyetlere saygısı olmayan, şiddeti vasıta edinmiş terörizmle mücadele ederken, diğer taraftan çağdaş demokratik toplum düzenine ulaşmak için şiddeti vasıta kılmayan düşünceleri ifade etme hürriyeti ile şiddeti benimsemeyen düşüncelerin örgütlenebilmesi hürriyetini kısıtlayıcı hükümlerde de iyileştirici düzenlemeler yapmak gerekmektedir.
... Milli bünyeyi sarsacak yıkıcı cemiyetlerin ve bu cemiyetlerin şiddet kullanmak suretiyle vâkî olacak Fiilî hareketlerinin menedilmesi şüphe yok ki bir zarurettir. Ancak bu yapılırken düşünceyi ifade hürriyeti ile j bu düşünce etrafında örgütlenme hürriyetinin de zedelenmemesi gerekir. Nitekim, Ceza Kanununun 141,142,163 ncü maddeleri, mevcut şekilleriyle, düşünceyi ifade hürriyeti ile düşüncelerin örgütlenebilmesi hürriyetini kısıtlayıcı mahiyet iktisap etmişlerdir, bu sebeplerle hem devletin maddî düzenini korumak ve hem de düşünceyi ifade ve örgütlenme hürriyetini sağlamak ve böylece bu iki hukukî menfaati dengeli ve çağdaş demokratik hukuk düzenine uygun hale getirmek için bu maddeleri yürürlükten kaldırarak, bunların yerine yeni bir hüküm getirmek zorunluğu ortaya çıkmıştır..."


TERÖR, ÖRGÜT VE TERÖR SUÇLUSU
Kanunun 1 inci maddesi "terör" ve "örgüt" terimlerini tanımlamaktadır.
"MADDE 1- Terör; baskı, cebir ve şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasa da belirtilen Cumhuriyetin ’ niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek. Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetinin varlığı-nı tehlikeye düşürmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek. Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte rhensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir.
Bu kanunda yazılı olan örgüt, iki veya daha fazla kimsenin aynı amaç etrafında birleşmesiyle meydana gelmiş sayılır.
Örgüt terimi, Türk Ceza Kanunu ile ceza hükümlerini içeren kanunlarda geçen teşekkül, cemiyet, silahlı cemiyet, çete veya silahlı çeteyi de kapsar."
Bu tanımlamaya göre terör, baskı, , cebir ve şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit niteliği taşıyan ve maddede sayılan amaçlarla girişilen her türlü örgütlü eylemdir.
Örgüt ise iki veya daha fazla kimselerin aynı amaç etrafında birleşmesi olup, TCK ve ceza hükmü içeren sair kanunlarda geçen teşekkül, cemiyet, silahlı cemiyet, çete ve silahlı çeteyi de içine almaktadır.
Kanunun 2 nci maddesinde terör suçunun faili "Terör Suçlusu" belirlenmiştir. Buna göre de 1 inci maddede belirtilen terör amacına ulaşmak için kurulan örgütlere katılarak bu amaçlar doğrultusunda birlikte veya tek başına suç işleyenler-, amaçlanan suçu işlemese dahi bu ör-gütlerin mensubu olanlar-, ayrıca, terör örgütüne mensup olmasa dahi örgüt adına suç işleyenler terör suçlusudur.

TERÖR ÖRGÜTLERİNE VERİLECEK CEZALAR
Kanunun 7 nci maddesinde, Vinci maddede belirtilen yöntemleri benimseyerek, aynı maddede belirtilen amaçlarla kurulan örgütlerin men-suplanna verilecek cezalar düzenlenmiştir. Ne ad altında olursa olsun bu örgütleri kuranlar, yönetenler, faaliyetlerini düzenleyenler beş yıldan on yıla kadar ağır hapis ve ikiyüz milyon liradan beşyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası, bu örgütlere girenler de üç yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve yüzmilyon liradan üç-yüz milyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar.
Örgüt mensuplarına yardım ile örgüt propagandasına verilecek ceza ise, biryıldan beş yıla kadar hapis ve elli milyon liradan yüzmilyon liraya kadar ağır para cezasıdır. Maddenin üçüncü fıkrasında bu yardımın; dernek, vakıf, siyasî parti, işçi ve meslek kuruluşlarına veya bunların yan kuruluşlarına ait bina, lokal, büro veya eklentilerinde veya öğretim kurumlarında veya öğretim yurtlarında veya bunların eklentilerinde yapılması halinde cezanın iki kat artırılacağı hükme bağlanmıştır.
Dernek, vakıf, sendika ve benzeri kurumların teröre destek oldukları tesbit edildiği takdirde faaliyetleri durdurulur, mahkemece kapatılarak mal varlıklarına el konulur.
Maddenin son fıkrasında ise örgütle ilgili propaganda suçunun basın yoluyla işlenmesi halinde bunların sahiplerine de mevkute bir aydan az süreli ise, bir önceki ay ortalama satış miktarının; diğer basılı eserler ile yeni yayına giren mevkuteler hakkında en yüksek tirajlı günlük mevkutenin bir önceki ay ortalama satış tutarının yüzde doksanı kadar ağır para cezası verilir. Bu para cezalan yüz milyondan az olamayacağı gibi, bu mevkutelerin sorumlu müdürlerine de, sahiplerine verilecek para cezasının yansı ile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası hükmolunur.
Görüldüğü gibi madde hapis cezası yanında günün şartlarına göre çok a-gır ekonomik cezalar getirmiş, örgütle ilgili propaganda suçunda gazete sahiplerine de cezai sorumluluk yük-lemiştir.

TERÖR SUÇLARI
Kanunun 3 üncü maddesi ile Türk Ceza Kanununun 125, 131, 146. 147, 148,149,156,168.171 vei72 nci maddesinde yazılı suçların doğrudan terör suçu olduğu ifade edilmiştir. Bu suçları işleyen kişi veya kişiler, bir örgüte mensup olup olmadıklarına ba-kılmaksızın terör suçlusu kabul edilir.
4 üncü maddede sayılan Türk Ceza Kanununun 145,150, 151, 152, 153, 154, 155.157, ve 499 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yazılı suçlar ile Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin (b), (c), (e) bentlerinde yazılı suçların, 1 inci maddede belirtilen terör amacı ile işlenmesi halinde terör suçu sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Her iki maddede zikredilen bu suçlar Devletin şahsiyetine karşı ve Devlet kuvvetleri aleyhinde işlenen siyasî suçlar olup, 5 inci maddeye göre bu suçlan işleyenler hakkında ilgili kanunlara göre verilecek hapis veya para cezalan yarı oranında artırılarak hükmolunur.

AÇIKLAMA VE YAYINLAMA
Kanun, 6 na madde ile terör örgütlerinin bildiri veya açıklamalarını basanlara, yayınlayanlara, terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin, muhbirlerin ve terör ör-gütlerinin hedef olarak kabul ettiği kimselerin kimliklerini açıklayanlara beşmilyon liradan 10 milyon liraya kadar ağır para cezası verileceğini hükme bağlamıştır.
Maddenin son fıkrasında ise bu fiillerin basın yoluyla işlenmesi halinde mevkutelerin sahiplerine ve sorumlu müdürlerine verilecek cezalar öngörülmüştür.

DEVLETİN BÖLÜNMEZLİĞİ ALEYHİNE PROPAGANDA
Kanunun 8inci maddesi bölücü’ propagandayı, bu amaçla toplantı, gösteri ve yürüyüş yapmayı cezalandırmaktadır. Madde hükmüne göre hangi yöntem, maksat ve düşünce ile olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan yazılı ve sözlü propaganda, toplantı, gösteri ve yürüyüş yapanlara iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve elli milyon liradan yüzmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
Maddenin ikinci fıkrasında ise bu suçun basın yoluyla işlenmesi halinde 7 nci maddenin son fıkrasında belirtilen cezaların verileceği hükme bağlanmıştır.

YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILANLAR
Kanunun 23 üncü maddesi yürürlükten kaldırılan kanun ve hükümleri düzenlemektedir. Buna göre;
1- 2 sayılı Hıyaneti Vataniye Kanunu,
2-6187 sayılı vicdan ve Toplanma Hürriyetlerinin Korunması Hakkında Kanun,
3- 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 140,141,142 ve 163 üncü maddeleri,
4- 2908 sayılı Dernekler Kanununun 5 inci maddesinin 7 ve 8 numaralı bentleri ile 6 nci maddenin 2 numaralı bendi,
5- 2932 sayılı Türkçeden Başka Dillerle Yapılacak Yayınlar Hakkında Kanun, yürürlükten kaldırılmıştır.

SONUÇ
Yürürlükten kaldırılan hükümlerin, din, vicdan, düşünce ve ifade hürriyeti bağlamında ikinci sayımızda incelenen ve önerilen doğrultuda gerçekleşmiş olması Türk demokrasisi ve fikir hayatı bakımından memnuniyet verici olmuştur. Böylece düşüncelerin daha serbestçe ifade edilebilmesi ve örgütlenebilmesi sağlanmıştır.
Diğer taraftan yapılan yeni düzenleme ile terör yöntemi ve terör amacı olarak belirlenen yöntem ve a-maçları benimseyen örgütler ile bunların propagandası ve Devletin bölünmezliği aleyhine propaganda cezalandırılırken para cezalarının da ağırlığı dikkati çekmektedir. Bu ka-nunla TCK da terör suçu ve terör a-maçlı suç olarak belirlenen suçların cezalan yarı oranında artırılmıştır.