Makale

VATAN VE MİLLET SEVGİSİ

VATAN VE MİLLET SEVGİSİ

Her canlı ve her insanın varlığının oluştuğu, hayat temelinin atıldığı, doğup büyüdüğü, yaşadığı, yeraltı ve yerüstü çeşitli zenginlik ve nimetlerinden faydalandığı, maddi ve manevi değerlerini yaşattığı, güzel duygu ve anılarla değer kazandığı, aile, akraba, eş ve dostlarıyla dünya ve ebedi hayatta mutlu olması için bir mekana, bir yurda ihtiyacı vardır.
Bu eşsiz ve benzersiz değerin adına “Vatan’1 denir. Millet ise bütün yeraltı (şehitleriyle), yerüstü (bayrak, cami, mabet, mukaddes) değerleri bağrında taşıyan, aziz vatan topraklarında, din, dil, ırk, cinsiyet farkı gözetmeden hükmi değer taşıyan bir toplumdur. Bu değeri ifade eden veciz bir atasözü var: "Allah insanı dünyada vatansız, ahiret- te imansız bırakmasın”. “Dünyada mekân ahirette iman”. İnsanın rahat ve mutluluğu için gururla sahip olduğu en yüce iki değerli varlığıdır. Bu iki gerçek değeri; iman ve vatan şairimiz büyük insan M. Akif, vatan sevgisinin imanla ne kadar bütünleştiğini, bir müslüman için ne kadar büyük önem taşıdığını, İstiklal Savaşı’nın o sıkıntılı günlerinde, dile getirirken, İstiklal Marşımızda, 7 den 70’e her vatan sevdalısının duygulandığı veciz mısralarında Allah’a dua ederken şöyle ifade eder:
Ruhumun senden İlâhî şudur ancak emeli;
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli,
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim, inlemeli.

Bir ülkenin temelinin sağlamlığı, varlığının devamı, o ülke insanının vatanını ve milletini sevmesine bağlıdır. Cenab-ı Hakk ülkeleri vatan ve millet sevgisiyle ma’mur ve payidar kılar. Bir insan için en büyük varlık eşi, dostu, kardeşi, akraba ve arkadaşlarıyla birlikte yaşamak-, görüşmek, ortak mutlulukları paylaşmaktır. En güzel duygulardan biri ve en başta geleni vatan sevgisidir. Kendi vatanında zorluk, sıkıntı içinde bulunmak yabancı bir ülkede refahla yaşamaktan daha hayırlıdır. Can, mal, ırz, namus, evlat, ahfat ve bütün mukaddes değerler vatan ve millet sevgisiyle korunur. Vatan bir güven, vatan bir emanet, vatan bir emniyettir. Böyle mukaddes bir değerin aleyhinde olmak; onu korumak için gayret göstermemek; vatan ve millet için büyük bir hatadır. Bir ülke insanında vatan ve millet sevgisi olmazsa o ülke, o millet harap ve perişan olun o ülke halkı iflah olmaz. Sevgili Peygamberimiz vatanları hakkında çok derin bir duyguya sahiptiler. Hz. Peygamber "Vatan sevgisi imandandır” buyurmuşlardır. Birazcık düşüncesi olan bir kimse, vatanına kara sevdalı gibi aşık olur. Allah Teala bir müslümana vatanın aleyhinde | çalışmayı ve hatta vatanın aleyhinde çalışanlara yardımcı olmayı dahi yasaklamış; böyle bir davranışı zalim bir davranış olarak nitelemiştir. Yüce Allah buyuruyor ki, "Allah, sizi ancak sizinle din muharebesi yapmış, sizi yurtlarınızdan çıkarmış ve çıkarılmanıza arka çıkmış olanlarla dostluk etmenizden men’eder. Kim onları dost edinirse, işte bunlar zalimlerin ta kendileridir."(60/9) Demek ki müslümanlarla uğraşıp savaşanları, müslümanları vatanlarından çıkarmaya çalışanları ve vatana ihanet edenleri dost edi- , nen kimseler gibi, onları dost edinenleri zalimlere meyletmiş ve nefislerine zulmetmiş sayılırlar. Vatanına ihanet eden dinine ihanet etmiş olur.
Vatan korunmasına ilgisiz kalanlar, namusa, mala, namussuzlar tarafından tecavüz edilmesine sebep olmuş olurlar. Vatan elden giderse, ne din, ne mal, ne de namus kalır. Düşman pis ayağını şehit kanıyla sulanmış temiz topraklarımıza basan bütün bir millet mahvu perişan olur. Milli şairimiz M. Akif bu gerçeği şöyle dile getirir:

Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın,
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın,
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakkın,
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.

Vatan ve millet uğrunda can feda edenler, daima şan ve şeref sahibi olur, her zaman rahmetle, minnetle anılırlar. Milletin kalbinde, gönlünde yaşarlar. Kur’anın müjdelediği, dinin verdiği en yüce mertebeye, şehadet merte- , besine ererler. Yüce Allah şehit olanları bir ayet-i kerime ile şöyle taltif eden “Allah yolunda ölenlere “ölüler” demeyin, hayır onlar diridirler, ama siz farkında olmazsınız. (2/154)
Her insanın vatanını sevmesi vatanperverliğin, sağlam bir inancın gereğidir. İftiharla, gururla yad ederek şeref duyduğumuz ecdadımız sahibi olduğumuz aziz vatanımızı korumak ve kollamak için, uğruna canlarını, kanlarını, mallarını ve bütün varlıklarını feda ederek ortaya koydukları ideal ve anlayış, dinimizin vatanı ve milleti sevmeye ve savunmaya verdiği önemden kaynaklanmaktadır. Çünkü onlar Kur’an-ı Kerimin ve Hz. Peygamberin hadisinin müjdelediği gerçeklere can-ı gönülden inanmışlardı. Asırlardan beri kültür ve medeniyet şaheserleri, şehadetleri dinin temeli olan ezanların semaya yükseldiği minarelerin, içinde gönüllerin huzura kavuştuğu camileri ile her türlü güzelliği bağrında taşıyan cennet gibi vatana sahibiz. Yine AKİF’ in ifadesiyle:
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda,
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda,
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hûda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda,

Ey Vatan Sevdalısı Türk Oğlu!

Sen değil bir vatan, bir hilal uğruna güneşler gibi batmasını bilen; din, devlet, millet ve vatan uğruna canını feda eden; kanını sel gibi akıtan; kanıyla al bayrağa rengini veren; cihangirler soyunun güzide neslisin. Bütün vatandaşlarınla el birliğiyle çalış, vatandaşlarınla kardeş gibi görüş, yurdunu vatanını sev, sevdir, vatanını milletini müdafa ve muhafaza etmekten çekinme. Daima Allah’ın yardımına güven. Yurdunu içeriden ve dışardan parçalamaya çalışan faaliyetlere karşı yurdunu korumasını bil. Vatan için hiç bir fedakarlıktan çekinme-, gerekirse bu uğurda bütün varlığını feda et. Elinde Allah’ın Yüce fermanı, dilinde tevhid kelamı, yüreğinde vatan ve millet aşkı ebedi olsun.
O zaman vecd ile bin secde eder-varsa taşım,
Her cerihamdan boşanıp İlahi kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-u mücerred gibi yerden naşım,
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.