Makale

ALLAH'A YAKINLAŞTIRAN BİR İBADET

ALLAH’A YAKINLAŞTIRAN BİR İBADET

Remzi ERALP

İnsanoğlu varolduğu günden bu ya na Yüce yaratıcı sına yakınlaşabilmek için çeşitli vesileler arayagelmiştir. Kimisi inzivaya çekilmiş, kimisi Rabbı’yla başbaşa kalabilmek için kendisini ibadete adamıştır Bu vasıflar her kul için geçerli olmadığı gibi, bunları başarmak da esasen her yiğidin kârı değildir.
Kendisi baştan başa bir kolaylık dini olan İslâm, kulu Allah’a yakınlaştırmak için veya Allah ile kul arasındaki engelleri yıkmak için çeşitli ibadet şekilleri tesis etmiştir. Namaz, oruç, hac gibi ibadetler bunun belli başlıları olurken, bir diğer ibadet şekli olan kurbanla bu iş zirveye ulaşır. Sadece Rabbı’nın emri olduğu için çok sevdiği parasının bir kısmıyla kurban olma vasıflarını taşıyan bir hayvanı satınalarak yine sadece O’nun rızası için boğazlayan insan, gerektiğinde canını bile Allah’ın yolunda kurban edebileceğini ifade etmiş olur.
Kelime manası “yakınlaşmak” olan kurban, Allah’a yakınlaşmak için eşi bulunmaz bir fırsattır. Bu da o kurbanı kesen kişinin niyyet ve samimiyetiyle doğrudan alâkalı olan bir iştir. Çünkü Cenab-ı Hakk: “Onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece, sizin takvanız ulaşır...”1 buyuruyor. Âyet-i Kerime’den de anlaşılacağı üzere, Allah şekle ve servete bakmaz, kalbe ve amele nazar kılar. Bu bakımdan kesilen kurbanların eti, kanı Allah’a ulaşmaz. O’na ulaşacak olan bizim takvamız (O’ndan saygı ile korkup fenalıklardan kaçınmamız, iyi-yarar- lı işlerde bulunmamız)dır.
İlim adamları bu ayeti açıklarken, “İslâm’ın şekilci olmadığı üzerinde durmuşlar, şekilden ziyade kalbin, niyetin ve amelin önemini belirtmişlerdir.”<2)
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) de bir hadislerinde şöyle buyururlar : “İnsanoğlu, Allah’a karşı Kurban gününde Kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. Hiç şüphesiz ki, o kurban, Kıyamet gününde boynuzlu, postlu ve tırnaklı olarak gelir. Kurbanın kanı daha yere düş- Allah onu kabul eder. Öyle ise artık gönlünüzü ferah tutun.”3 Sahibinin günahlarını temizleyen ve Allah’a yaklaştıran kurbanın mühim bir hikmeti ve faydası da, geçilmesi çok güç olan Sırat Köprüsünde, kesen için burak gibi bir binek vazifesi görmesidir.
Kurban, sırf Allah rızası için kesilir. Nimete olan şükran duygusunu ifade ettiğinden, keseni takva mertebesine ulaştırır. Namazla başlayan Allah’a yakınlaşma, kurbanla daha ileri merhalelere ulaşır. Mü’min kestiği kurbanın kanıyla birlikte günahlarının da akıp gittiğini, iç dünyasında beliren tadına doyulmaz ferahlama ile hisseder. Allah uğrunda fedakârlık yapmanın en güzel örneğini kurbanıyla gösterir. Kurban onun Allah’a teslimiyetinin bir işaretidir. Ayrıca kurban onu ve ailesiyle çocuklarını her türlü belâ ve musibetlerden, sıkıntılardan kurtarmaya vesile olur.
Kurbanların kesilmesinden sonra, sıra kurban etlerinin taksimine gelir. Öteden beri yapılan taksimatla etin üçte biri fakirlere, üçte biri komşulara, kalan kısmı da evde çoluk çocuğa ayrılır. Böylece mü’minler bir taraftan Allah’a karşı kulluk vazifelerini yerine getirirken, diğer taraftan da insanlara karşı mesuliyetlerini ifa etmiş olurlar. Böylece insanlar arasında sevgi ve kardeşlik hisleri gelişir. Kin ve düşmanlık gibi fertleri birbirinden soğutucu duygular kendiliğinden eriyip gider.
Bütün İslâm âleminde aynı anda milyonlarca müslümanın kurban kesmesi ne kadar muhteşem bir manzaradır. Demek ki, bunca insan Rabbi’nin tek emriyle harekete geçip, O’nun kendilerinden istediklerini yerine getirmeye hazırdır.

1- Hac, 37.
2- Kur’an-ı Kerim Meal ve Tefsiri, Celâl YILDIRIM.
3- Tırmizi, Edâhî, 1; İbn-i Mu ce, Edâhî, 3.