Makale

ÇEVRE VE ÖNEMİ

ÇEVRE VE ÖNEMİ

Hayati OTYAKMAZ

Çevre denince, genel anlamda bir canlının içinde yaşadığı, davranışlarını etkileyen ortam akla gelir.
Buna göre evimiz, sokağımız, yolumuz, parklarımız, dağlarımız, ormanlarımız, ovalarımız ve yaşadığımız mahallemizin tamamı çevremiz sayılır. Aynı zamanda toprağımız, suyumuz ve teneffüs ettiğimiz hava da, çevremizin çok önemli birer parçasını oluşturur.
İşte bunların tamamını korumak, temiz tutmak, bunları kirletici ve zarar verici şeylerden uzak tutmak, aynı zamanda İslâm Dini’nin emridir.
Çevreyi koruma denince de akla ilk gelen temizlik olmalıdır. Temizlik olmadan çevreyi korumak mümkün değildir. Temizlik, inanan insanın inancının bir gereğidir. İnanan insanın kıyafeti, evi, iş yeri, sokağı, yolu, camisi, parkı,
bahçesi ve bütün çevresi tertemiz olmalıdır. Havayı, suyu ve toprağı kirletici her türlü davranıştan sakınmalıdır. Aksi takdirde, başkasına zarar vererek kul hakkına girmiş olur. Halbuki Hazreti Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştun
"Müslüman, diğer Müslüman kardeşlerinin elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir.’1 İslâm tarihine baktığımızda, Hazreti Peygamber (s.a.s.)’in çevre korumasına büyük önem verdiğini görürüz. Çünkü, kendisi bizzat çevre koruması ile ilgili çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Nitekim Hazreti Peygamber Efendimiz, Mekke ve Medine bölgesini ve hatta Taif şehri ve civarını Haram bölgesi olarak ilan etmiştir. Yani bugünkü tabirle “sid" alanı ve millî parklar gibi kabul etmiştir. Böylece gerçek anlamda çevrecilik hareketi İslâm ile başlamıştır.
Hz. Peygamber, Hayber seferinden Medine’ye dönerken, şehri göstererek şöyle demiştin
“Ya Rabbi! Hz. İbrahim’in Mekke’yi haram belde ilan ettiği gibi, ben de Medine’yi haram belde ilan ettim, O’nun iki kayalığı arası haram bölgesidir. Ağaçları kesilmez. Hayvanları avlanmaz. Otu yolunmaz ve ağaçlarının yaprağı koparılmaz.’"21 İslâm Dini’ne göre evrendeki varlıklar, Allah’ın birer emanetidir. Her varlığın bir yaratılış gayesi vardır. Her birisi kendilerine özgü bir durumla Allah’ı anmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ, çeşitli hayvan, bitki ve ağaç türlerine yemin ediyor. Balansı ve karınca gibi hayvanlara vahyettiğini bildiriyor. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“Yıldız, bitki ve ağaç secde ederler. Göğü Allah yükseltti ve mizanı (yani dengeyi) O koydu. Sakın bu dengeyi bozmayın.’"31
Görüldüğü gibi Allah, evrende doğal ve ekolojik bir dengenin bulunduğuna dikkatimizi çekiyor. Ayrıca bu dengeyi korumamızı, bütün canlılara zarar vermekten kaçınmamızı emrediyor. Kur’an-ı Kerim’e göre çevreyi kirletmek ve çevreye zarar vermek fesad olarak kabul edilmiştir. Halbuki Allah fesad ve bozgunculuk çıkarmayı sevmez. Nitekim bir ayet-i kerimede Yüce Allah şöyle buyurun
"İnsanlardan öyleleri vardır ki, iş başına gelince yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip, nesilleri bozmak için çalışır, Allah bozgunculuğu sevmez."14’
Yüce Allah bizlere-, havasıyla, suyuyla, bitki örtüsüyle, çiçekleriyle, yemyeşil ormanlarıyla, masmavi denizleriyle dünya incisi bir vatanı emanet etmiştir. Bu nimetlerden bizim kadar bizden sonraki nesillerin de yararlanmaya hakkı vardır.
O halde, bu nimetleri korumak ve temiz bir şekilde bizden sonra gelecek ne sillere aktarmak da millî ve dinî bir görevimizdir.
Öyleyse şu hususlara dikkat edilmelidir:
’Yemekten önce ve sonra eller mutlaka yıkanmalıdır.
* Dişler hergün diş fırçası ile temizlenmeli-
dir.
* Vücut, elbise, tuvalet, banyo mutfak ve evlerin diğer köşeleri temiz ve düzenli olmalıdır.
‘Yerlere tükürülmemeli ve sümkürülmemelidir.
‘Sokaklara bulaşık suları ve çöpler dökülmemelidir.
‘Gürültü çıkararak insanlar rahatsız edilmemelidir.
‘Fabrika artıklarına dikkat edilmelidir. Arıtma tesisleri kurulmalıdır.
‘Çevreyi kirletenler uyarılmalıdır.

Bunları biliyor musunuz?
‘Yurdumuzda doğal olarak bulunan 9.000 bitki türünden, yalnız ülkemizde yetişen 3.000 türün ülkemize has olduğunu, ’Ülkemizde yaşayan hayvan türü sayısının tüm Avrupa kıtasında yaşayan hayvan türlerinin 15 katı olduğunu,
’Ülkemizde doğal olarak 120 memeli hayvan, 440 kuş, 13 sürüngen, 350 balık türünün yaşadığını ve 15 memeli, 46 kuş, 8 sürüngen türünün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu,
’Dünyanın büyük kuş göç yollarından ikisinin Anadolu’dan geçtiğini,
‘Sulak alanların, biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en verimli bölgeleri olduğunu ve ülkemizde uluslararası 56 adet sulak alan bulunduğunu,
‘Ülkemizdeki toprakların üçte ikisinin su veya rüzgâr erozyonunun etkisi altında olduğunu ve her yıl 11 cm. kalınlığında ve Kıbrıs Adası büyüklüğünde toprağımızın erozyonla yok olduğunu,
*Bir ton kullanılmış beyaz kağıt geri kazanıldığında 16 adet çam ağacının, bir ton kullanılmış gazete kağıdı geri kazanıldığında ise 8 adet çam ağacının kesilmesinin önlenmiş olacağını,
‘Geri dönen her bir ton cam için yaklaşık 100 litre petrol tasarruf edilmiş olacağını, ’Ülkemizde yaklaşık yılda 1 milyon ton kağıtla gereksiz yazışma yapıldığını,
‘İnsanların birbirlerine gönderdiği mektupların % 44’nün okunmadığını,
‘Yalnızca 100.000 aile gereksiz yazışmayı durdurursa, her yıl 150.000 ağacın kesilmekten kurtulacağını,
‘Bir insan ömrünün 8 ayını gereksiz yazışma zarflarını açarak geçirdiğini,
‘Doğaya atılan atıkların % 60’nın boya ve boya ürünleri olduğunu,
‘Otomobilinizi hortumla yıkadığınızda yaklaşık 550 litre su harcandığını,
*3,7 litre benzinin yaklaşık 3 milyon litre içme suyunu kirletebileceğini,
*Bir cam şişenin doğada 4.000 yıl, plastiğin 1.000 yıl, çikletin 5 yıl, bira kutusunun 10-100 yıl, sigara filtresinin 2 yıl süreyle yok olmadığını,
*Bir büro elemanının yılda 81 kilo yüksek vasıflı kağıdı çöpe attığını,
‘Bir topak tere- yağ üretmek için 400 litre suya ihtiyaç olduğunu,
*Büyük bir kayın ağacının, 72 kişinin 1 günlük oksijen ihtiyacını karşıladığını,
* Dünyada her gün sağlık sız sulardan 25.000 kişinin ölmekte olduğunu,
*Son 3-4 yıl içerisinde 24 milyon hektar alanın çölleştiğini,
* Dünya yüzeyinin % 6’sının çölleşmiş, %29’unun da çölleşme yolunda olduğunu,
‘Dünya nüfusuna her gün 250 bin, her yıl 93 milyon kişinin katıldığını,
‘Dünyadaki mevcut suların ancak %1’nin kullanılabilir su olduğunu,
*Bu çevre sorunlarının oluşmasında ve çözümünde insanın doğrudan etkili olduğunu biliyor musunuz?5 Ülkemizin ağaçlandırılmasına katkıda bulunmakla, hem topraklarımızın erozyonla yok olmasını, hem de havamızın solunmayacak kadar kirlenmesini önleyebiliriz. Her taşında bir sır gizli doğa, bir avuç toprakla onlarca canlıya hayat veren bir nimettir. Ne yazık ki, insanoğlu farkına varmadan elindeki kaynakların yok olup gitmesine seyirci kalmaktadır. Henüz vakit geçmeden, çevre adına atılacak her adım, geleceğimizin garantisi olacaktır. Unutmayalım ki! Başka dünya yok!

DİPNOTLAR
1- Nevevî, Riyazü’s-Salihin Tercümesi, c. 1, sh. 259, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayını.
2- Buhari, Sahih, cihad Bahsi, Müslim, Sahih, Hac Bahsi.
3- Rahman, 6-7-8.
4- Bakara, 205.
5- T.C. Çevre Bakanlığı, Çevre Eğitimi ve Yayın Dairesi Başkanlığı Broşürü, (Garip Ama Gerçek, Bunları Biliyor musunuz?)