Makale

SELAM…

Ahmet DURMUŞ / Burdur Müftüsü

SELAM…

Selam herkese selam...

Selam tanıdığına, tanımadığına selam. Büyüğünüze, küçüğünüze selam. Tek olandan çok olana selam. Yürüyenden oturana selam. Vasıtada olandan yaya olana selam. Ama önce mutlaka selam. Sonra kelam. Sonra sohbet. Sonra konuşma. Çünkü selam barış demektir. Selam anlaşma demektir. Selam tanışma demektir. Bir selamlaşabilsek, bir tanışa- bilsek, bir anlaşabilsek, bir kaynaşabil- sek. Anlamak, anlatmak, anlaşmak, sonra kaynaşmak, kavuşmak, kucaklaşmak... Bunları sağlayacak selam. Selam o kadar güzel ki, adı gibi kendi de güzel, anlamı da güzel. Bu güzellik de insana yaraşır, insana yakışır. Her türlü güzellik insanda güzelleşiyor. Tabiat güzel, canlı cansız her şey güzel. İnsanla bütünleşince daha da güzelleşiyor.
Selam çoğu şeyin anahtarı. Selam insanlarla ilgili olan her şeyin besmelesi. Selam her zaman insanın ilk sözü, sunuşun ilk mukaddimesidir. Selamın olduğu yerde kavga olmaz. Selamın olduğu yerde kin olmaz. Kini olanın dini olmaz. Çünkü, selamın olduğu yere nefret olmaz. Selamın olduğu yerdee dargınlık, küskünlük olmaz. Selamın olduğu yerde teklik olmaz. Selamın olması için birden fazla kişi olması gerekir. Bu demektir ki; selam birliktir selam dirliktir, selam çokluktur, selam güçtür, selam kuvvettir, selam erdemliktir, selam bütünlüktür. “Selam-sabah yok” deyimi yalnızlığı, tekliği, kırgınlığı ifade eder. Öyleyse-, selam insana hayat veriyor demektir. Selam kelimesini sık sık kullandım ki; unuttuğumuz bu güzel değeri belleğimize, gönlümüze, kalbimize nakşedelim.
Birbirimizle kaynaşmak, kucaklaşmak, buluşmak, birleşmek istiyorsak selamı aramızda yayalım. Nefreti, kini, intikamı, kötülüğü, dargınlığı, küskünlüğü aramızdan, toplumumuzdan silip atmak istiyorsak selâmlaşalım ve barışalım. Barıştan kimse zarar görmez. Savaştan hem insanlar, hem hayvanlar, hem cansız diye bildiğimiz doğa ve çevre zarar görür. Çevre ve doğa kirlenir. Çevrenin ve doğanın kirlendiği yerde insanların temiz kalması düşünülemez. O halde aramızdaki muhabbeti, sevgiyi artırmak istiyorsak selamı aramızda yayalım. Birbirimizi selamlayalım. Tanışmak istiyorsak, konuşmak istiyorsak, selam diyelim. Selamlaşmada bulununca nereden tanışıyoruz? diye değil, güler yüzle selama mukabele ediniz. Çünkü biz bir anadan, bir babadan geldik. Yani Adem ile Havva’dan geliyoruz. Bezm-i Ezelde tanışıyoruz. Zira kardeşiz, kardeşler kavga etmez. İnsanlar hiç kavga etmemeli.
Çünkü hepimiz Allah’ın kullarıyız. Allah’ın kulları birbirine buğz etmez. Yani kötülük etmez, birbirinin aleyhinde konuşmaz, birbirine sırt dönmez. Hep kardeşlik türkülerini terennüm ederler. İnsan sarrafı, insan sevgisinin bütünleştiği Yunusumuz;

Elif okuduk ötürü,
Pazar eyledik götürü,
Yaratılmışı severiz,
Yaradandan ötürü.

demiyor mu? Yunusumuza selam verelim. Ona kulak verelim. Onu dinleyelim. O bütün dünya insanlarını sevmiş, sevmeyi öğütlemiş, ömrü boyunca öğütlemeye devam etmiş. Ta ki ölünceye kadar. Yazımızı yine onun dizeleri ile tamamlayalım. Ölürken de selam diyenleri selamlayalım.

Biz dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun.
Bizim için hayır dua Kılanlara selam olsun

Ecel büke belimizi,
Söyletmeye dilimizi,
Hasta iken halimizi,
Soranlara selam olsun.

Tenim ortaya açıla,
Yakasız gömlek biçile,
Bizi bir asan veçhile,
Yuyanlara selam olsun.

Sela verile kastımıza,
Gider olduk dostumuza,
Namaz için üstümüze,
Duranlara selam olsun.

Derviş Yunus söyler sözü,
Yaş doludur iki gözü,
Bilmeyen ne bilsin bizi,
Bilenlere selam olsun.

Selam sevenlere, selam sizlere....