Makale

YENİ ZAFERLERE DOĞRU

BAŞYAZI

YENİ ZAFERLERE DOĞRU

MEHMET NURİ YILMAZ
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI

Ağustos ayı Türk tarihinde unutulması mümkün olmayan zaferlerle doludur. Bu ay’da kazanılan zaferler, büyük milletimizin tarih sahnesinde verdiği varoluş mücadelesinin kilometre taşlarını teşkil etmekte olup, her biri derin mesajlarla yüklüdür. Mühim olan zihnimizi zafer sarhoşluğunun doğurduğu atalet ve durgunluk girdabından kurtararak bu mesajları doğru bir şekilde algılayabilmek, millî ve manevî değerleri canlı ve sürekli kılabilmektir.
Anadolu’nun Türkleşmesine ve Türk yurdu haline gelmesine kapı açan 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kahraman ordumuzun halkımızla bütünleşerek destanlar yazdığı, istilacıların elinden vatanımızı kurtardığı 30 Ağustos 1922 zaferi, soydaşlarımızın toplum olarak kalmasını pekiştiren 2. Kıbrıs Barış Harekatı ülkemiz ve milletimiz açısından büyük önem taşımaktadır.
Milletimizin devamında birer sıçrama ve varlık göstergesi olan zaferlerimizin, geleceğimizin tasarım ve yönlendirilmesinde etkisi büyüktür. Şu halde zaferlerimizin yıl dönümlerinde bir taraftan kahramanlık duygularımızı canlandırırken, diğer taraftan bugünümüze ve yarınımıza etkisini ve katkısını belirlemeye çalışmak durumundayız.
Günümüzde gerçek zaferlerin ismi, şekli ve arka planları oldukça farklılaşmıştır. Deyim yerindeyse zaferlerin paradigmasında köklü değişiklik ve kayma vuku bulmuştur. Dünkü zaferlerde, coğrafya, askerî ve siyasî güç belirleyici olurken, bugün bilgi ve kaliteli insan gücü, sos- yo-kültürel, psiko-sosyal ve ekonomik gücün etkisi öne çıkmıştır. İletişim teknolojisinin hızla geliştiği günümüzde insanlarımızın üzerine adeta bomba yağar gibi bilgiler yağmaktadır. Bu bilgiler, zihinlerin duygu ve düşüncelerin, millî değerlerin kimyasını bozmakta, plan ve programları kısa zamanda deforme etmekte ve yeni arayışları zorunlu kılmaktadır. Biz bugün zaferleri, bilgi üretme ve kullanmada, kaliteli insan gücünde, uluslararası projeler geliştirmede, tıpta, evrensel değerleri belirlemede aramalıyız.
Türk milleti zaferleri özlemiştir. 2002 Dünya Futbol Kupası’nda 3’lük kazanan milli futbol takımımız ülkemiz ve dünya Türklerine ve Müslümanlara büyük heyecan yaşattığı gibi, Ay yıldızlı Bayrağımıza saygıyı ve ilgiyi de artırmıştır. Gönlümüz, Türk milletine başarmanın ve kazanmanın zevkini tattıran sporcularımızın kazandığı zaferin, bilim adamlarımız, plan ve proje üreten teknik elemanlarımız, ticaret ve iş adamlarımız ve sanatçılarımızca da tekrarlanmasıdır.
Nasıl ki ecdadımız iftihar edebileceğimiz zaferleri ve kahramanlıkları, huzur ve barışı sağlayan adaleti bize miras olarak bırakmış ise, bizim de bizden sonraki nesillere ilham alabilecekleri ve övünebilecekleri başarıları kendilerine miras bırakmamız gerekir. Biz bizden öncekilerin zaferleri ve güçlü bir mirası ile övünürken bizden sonrakiler de bizim zaferlerimizle övünmelidir. Bu konudaki mevcut durumumuzu değerlendirmek ve nefsimizi hesaba çekmek mecburiyetindeyiz.
Anadolu’muzun Türk-İslâm yurdu haline gelmesi ve vatan olarak bize bırakılması için şehit ve gazi olmuş kahramanlarımızı minnet ve rahmetle anıyor, aziz vatanımızın ilelebed muhafaza edilmesi için başarılı çalışmalar yapan kahraman ordumuza ve fedakar güvenlik güçlerimize Cenab-ı Hakk’tan muvaffakiyetler diliyor, bizleri her alanda başarılara imza atacak kaliteli insan gücüne ulaştırmasını Allah (c.c)’den niyaz ediyorum.
Yeni sayıda buluşmak üzere....