DEVLET MEMURLARI KANUNU VE DİN HİZMETLERİ SINIFI
Av. Ahmed N. ÇAVDAR
Yirmi seneden beri çıkması, kanunlaştığı 14.7.1965 tarihinden beri uygulanması beklenen Devlet Memurları Kanunu, son tadil kanunlarının çıkarılmasıyla, mer’iyete konulmuş bulunmaktadır.
Personel Kanunu olarak adlandırılan bu 657 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi için bazı kanun, tüzük ve yönetmeliklerin çıkarılması gerekiyordu.
657 sayılı Kanunun 237 ve 238. maddelerinin 4. fıkrası 25.2.1969 tarih ve 1127 sayılı kanunla katiyet kazandı. Bu kanun, 657 sayılı kanunun sınıflandırma ile ilgili hükümlerinin uygulanabilir hale getirildikten sonra uygulanacağı hükmünü getirdi. Tadil tasarısının da engeç 1971 takvim yılı başına kadar TBMM’ye getirilmesi mecburiyetini de getirmişti.
Bu kanunun getirdiği bu hükme kadar memurlar için "acaba tatbik edilecek mi?” endişesi her sene varid oluyordu. Böylece çıkarılacak kanunlardan 1322 sayılı kadro kanunu ve 657 sayılı kanunu esaslı surette değiştiren, bu kanuna bazı maddeler ekleyen ve kanunun şumûlünü arttıran 1327 sayılı kanunlar çıkarılmış olmakla Devlet Memurları Kanunu yürürlüğe girmiştir. Kanunun bütünü ile tatbikatını 1327 sayılı Kanunla getirilen 93. maddesi göstermektedir.
Din Hizmetleri Sınıfı denildiği zaman kanunun anlayışı ile bizim anlayışımız arasında bir fark yoktur. Al-i İmran Sûresi’nin 19. ayet-i kerimesinde beyan ve tebliğ edildiği şekilde Din’den maksat; “Allah indinde din İslâmdır” mânasını anlamak lâzımdır.
1327 sayılı kanun 657 sayılı kanunu tadil etmekte olduğundan yazımızda kanun olarak zikri geçtiğinde Personel Kanunu da denilen 657 sayılı Devlet Memurları Kanununu kastetmiş olacağız. Kanunun mühim saydığımız hükümlerini izah etmeğe çalışalım.
Kanuun Esasları:
Devlet Memurları Kanunu 9 kısım ve kısımların bölümlerinden ibarettir. 9. kısım geçici hükümleri ihtiva etmekte olup 1327 sayılı Kanunla 7 ek madde, 37 geçici ek madde, birçok yeni fıkra, 4 madde ilâvesi ile tertip bakımından bir hayli intizamsız hale getirilmiştir. Pek yakın bir zamanda yeni tadiller yapılırken bu maddelerin intizamsızlığının da giderilmesini şimdiden temenni ederiz.
Kanunun esaslarını, kısımlarını anlatırken ortaya koymayı uygun gördük. Sırasıyla başlayalım ve alâkası varsa atıfta bulunarak zikredelim.
Birinci kısım, genel hükümler başlığını taşımakta ve kapsam, amaç, temel, ilkeler, istihdam şekilleri, ödevler ve sorumluluklar, genel haklar, yasaklar bölümlerine ayrılmıştır (Mevzumuz dışında olmakla beraber öz Türkçe kullanma gayreti ile burada da mânasızlığa düşülmüştür. Kısım denildikten sonra bölüm fasıl yerine kullanılmıştır. Sadece işaretle yetiniyoruz).
Yazımızın başlarında ifade ettiğimiz gibi her maddeyi değil ehemmiyetli saydıklarımızı izah edeceğimizi tekrarlarız.
Kapsam: Birinci maddenin başlığı budur. Madde 1. “Bu kanun Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği asil ve sürekli görevlerde çalışan, genel ve katma bütçelerle bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlardan … aylık alanlara uygulanır” hükmü içine Din Hizmetleri sınıfı mensupları da girmektedir.
Kanunun temel ilkeleri üçüncü maddede belirtilmiştir. Sınıflandırma, kariyer ve liyakat üç esas olarak ele alınmıştır. Devlet memurlarını görevlerin gerektirdiği niteliklere (vasıflara) ve mesleklere göre ayrılmayı ve sınıflandırmayı teşkil etmiştir. Kanunun 1327 sayılı kanunla muaddel 36. maddesi genişlikle sınıfları göstermektedir. Din Hizmetleri sınıfı da bu madde içindedir. İstihdam şekilleri başlığını taşıyan 4. madde bazı tarifler getirmektedir. Devlet memuru, sözleşmeli personel ve bu kanun hükmüne tâbi olmayan işçileri tarif etmektedir. Din hizmetleri sınıfı Devlet Memuru tâbirinin şumülü içindedir.
Birinci kısmın 8. bölümünü ödevler ve sorumluluklar (mes’uliyetler) teşkil etmektedir. 6. madde T. C. Anayasasına bağlı kalmak ve T. C. Kanunlarını sadakatle uygulamaktan bahseder. Maddenin başlığı sadakattir. Din Hizmetlileri “sadık” olmayı en iyi bilenlerdendir. Hepsinin arzusu sadıklar zümresine dahil olmaktır. Tarafsızlığı anlatan 7. madde de "Din ve Mezhep ayırımı yapamazlar” denilmektedir. Din Hizmetleri sınıfı anlatırken kanunun din anlayışının yerinde olduğunu Kur’an-ı Azimüşşan’ın tavsif ettiği şekilde din denilince İslâm anlaşılacaktır. Su hal kanunun bahsettiği ayırımla ilgili değildir. Bir misal arz edelim. Bir Müftü elbette müslümanlarm dini meselelerini halledecek, bir cami İmamı elbette ki sadece müslümanlara teveccüh edecektir. Bu maddenin dışında kalan bölüme dahil diğer maddelerin izahtan âri oldukları düşünülmektedir.
Birinci kısmın üçüncü bölümünü teşkil eden genel haklardan 25. madde ki, "isnat ve iftiralara karşı koruma" hakkında bir iki söz söylemek lâzımdır. Madde 25 — Devlet Memurları hakkındaki ihbar ve şikâyetler, garaz veya mücerret hakaret için, uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı ve soruşturma veya yargılamanın tâbî olduğu kanunî işlem sonucunda bu isnad sabit olmadığı takdirde merkez bu memurun en büyük âmiri, illerde valiler, isnatta bulunanlar hakkında kanun dâvası açıl- masını Cumhuriyet Savcılığından isterler. Madde izaha değil tatbike muhtaçtır.
Yıllardan beri Din hizmetlileri bir kısım din düşmanı tarafından iftira edilerek mevkufen muhakeme edilmelerine sebep olmaktadırlar. Muhakeme Lûtf-i İlâhi ile beraatle neticeleniyorsa da bir kaç sene masum nice din hizmetlisi zahiren perişan olmakta, maddeten ızdırap çekmektedir. Kanunun 25. maddesi 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 14. maddesinde valilere verilen Cumhuriyet savcısından takibat isteme ehliyetinin daha ileri bir merhalesidir. Merkez en büyük âmir vilâyetlerde valiler, isnatta bulunanlar hakkında kamu (âmme) dâvası açabilmek için Cumhuriyet savcılarına emir verme mecburiyetindedirler. Böylece, mütecavizler adalete teslim edileceklerdir. Bu madde hizmet ifasında daha emin hareket imkânı vermiş olacaktır. Genel haklardan izaha çalışılan 25. maddeden gayrisi izaha lüzum görülmemiştir.
Birincikısmın 4. bölümü yasaklardır.
Birlikte çekilme, grev bu yasakların başındadır. Diğer hususlar gibi bu maddelerdeki yasaklar Din hizmetlileri için bahis konusu değildir. Varid olamaz.
İkinci kısım yenilik getiren sınıflandırma ile ilgilidir. Madde 32; “Sınıf, bu kanuna tabi kurumlarda müşterek genel meslek niteliklerini gerektiren Devlet kamu hizmetleri ile bu hizmetler için tespit edilen kadrolara atanan Devlet memurlarının toplamından meydana gelir”, şeklinde bir tarif yapmıştır. 33. madde ise “Kadrosuz Devlet memuru çalıştırılamaz” esas kaidesini vazetmektedir. Kadroların hazırlanması, cetvellerden bahsetmeden 36. maddeye gelelim. Din hizmetleri sınıfının başlangıçta mânasını anlatmıştık. 36. maddenin 6. fıkrası Din Hizmetleri sınıfını göstermektedir. İntibakı ilerde tafsilatıyla anlatacağız. Kanun hükmünü açıklarken tahsil derecelerine göre Din hizmetlilerinin ulaşacağı derece ve kademeleri belirtmiş olacağız.
a) İlkokul mezunu olan hizmetliler; Kayyumlar 16. derecenin ilk kademesinden (70x7 = 490 TL kat sayı 7 olduğuna göre), Hatipler, Müezzinler, Kur’an Kursu öğretmenleri, Vaiz ve Müftüler 15. derecenin ilk kademesinden (100x700 TL) işe başlarlar ve bunlardan kayyımlar 11. derecenin (200x7 = 1400 TL brüt, vergi dahil) İmam-Hatipler, Müezzinler ve Kur’an kursu Öğretmenleri 10. derecenin son kademesine (26x7 = 1855 TL) Vaiz ve Müftüler 7. derecenin son kademesine (430x7= 3010 TL Brüt), kadar (maaş bakımından) yükselebilirler.
b) İmam-Hatip Okulunun 1. devresini bitirmiş olan İmam-Hatipler 15. derecenin 4. kademesinden (120x7 = 340 TL) İşe başlarlar ve 9. derecenin son kademesine kadar (330x7 = 2310 TL).
c) İmam - Hatip Okulunun II. devresini bitirmiş olan İmam-Hatipler 13. derecenin ilk kademesinden (150x7 = 1050 TL) işe başlarlar ve 5. derecenin son kademesine kadar (595x7= 4165 TL) yükselebilirler.
d) Dinî Eğitim veren Yüksek Okul veya Fakültelerden mezun olanlar 10. derecenin ilk kademesinden (225x7 = 1575 TL) işe başlarlar ve 1. derecenin son kademesine kadar yükselebilirler. (1000x7 = 7000 TL)
Kanun vaz’ı, din hizmetleri sınıfını genel idari hizmetleri ve yardımcı hizmetlerle bir seviyede tutmuştur. Asıl hususiyet “özel kanunlarına göre çeşitli derecelerde dinî eğitim görmüş olan” devlet memurlarına Din hizmetleri sınıfını teşkil ettirmektedir. Bu, Dini meselelerde ihtisas sahiplerinin meşgul olmasının icab ettiğini ifade etmesi bakımından isabetli bir görüştür. Ancak din hizmetlileri sonradan imtihan vererek orta, lise ve yüksek tahsil diploması ihraz ettiklerinde bu hal derece ve kademe yükselmesine tesir edecek mi? 36. madde din hizmetlileri sınıfını anlatırken ilk okuldan sonra İmam-Hatip Okulu 1. ve 2. devre ve dini eğitim veren yüksek okul veya fakülteden ve dini görev yapan devlet memurlarından bahsetmektedir. Dini tahsil yapmış fakat dinî görev yapmayanlar, meselâ Yüksek İslâm Enstitüsü mezunu bir kimse Diyanet İşlerinde zat işlerinde vazife alırsa, idarî hizmetler sınıfına dahil olacaktır. Böylece kanunun 96. VI maddesi "özel kanunlarına göre” mesleğe girişi ve dini görev yapışı esas alıyor. Bu sebeble özel kanunlara göre tayini yapılıp bir derece ve kademeye oturtulan din hizmetleri sınıfı mensubu özel çalışması ile orta, lise, üniversite, yüksek okul ve enstitü imtihanlarını verirse ihraz ettiği tahsil durumuna göre kanunun 68. maddesi a fıkrasında zikredilen terfi için asgari müddetlerden istifade edeceği gayet tabiidir. Ek geçici 36. maddede bahsi geçen: “memuriyet sırasında yüksek, öğrenim görenlerden” 4 yıldan az süreli yüksek öğrenim yapanlara 1, dört yıl ve daha fazla süreli yüksek öğrenimi başarı ile tamamlayanlara 2 kademe ilerlemesi verilmesi din hizmetleri yapanlar için de varit olacaktır.
Bu kanunda III. kısmı teşkil eden "Devlet memurluğuna alınma” nın iki bölümünde başkaca izahat vermiyoruz. IV. kısım 1. bolüm 59. maddedeki istisnaî memurluklara, Diyanet İşleri Müşavere heyeti üyeliklerine tayin yapılacağım söylemekle iktifa edeceğiz. İstisnâî memurlukların hususiyetleri şunlardır. İmtihansız, hizmet müddetine bakılmadan üst derece ve kademeye diploma kaydı aranmadan tayin yapılabilir. Bu kadrolar şahsa bağlıdır. İstisnaî memurluktan ayrılınca normal derecesinde vazifeye devam edilir.
IV. kısmın 2. bölümünde biraz izahat vermek istiyoruz. 64. madde kademe ilerlemesi için memurun:
A) Bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış olması, B ve C deki şartlar tahakkuk ederse her sene kademe ilerlemesi yapılabilir.
B) O yıl içinde olumlu (müspet) sicil almış bulunması,
C) Bulunduğu derecede ilerleyebileceği bir kademenin bulunması, şartlarının tahakkuku lâzımdır.
64 c fıkrası ve 67. maddenin “Üst derece kadrosunda açılma olmadıkça Devlet memurlarına derece yükseltilmesi yapılamaz” hükümlerinin mutlaka değişmesi lâzım geldiğine inanıyoruz. “Kadrosuz devlet memuru çalıştırılamaz” hükmünü vazeden 33. maddeye "terfie hak kazanmış memurlar kadrosuz bırakılamaz. Derece ve kademe ilerlemesi hiç bir surette durdurulamaz. Kurumlarınca terfi için yeterli kadro hazırlanmamışsa, hükümet elinde bulundurulan torba kadrodan faydalanılarak terfi gerçekleştirilir” fıkrası ilâve edilerek 64 c ve 67. madde kaldırılmalıdır. Aksi halde devlet memurlarının mağdur olabileceklerini şimdiden söylemek mümkündür.
Derece yükselmesinde süre ve usûl 68. madde ile ele alınmıştır.
Sınıfların giriş derecelerinden gayri bir derecesindeki kadrolarda açılma olduğu takdirde bir alt derecedeki memurlardan:
a) Derecesi içinde en az 3 yıl (İlkokul mezunları 5, ortaokul ve dengi, lise ve dengi okul mezunlan 4 yıl) bulunmuş ve bu derecenin 3. kademe aylığını (İlkokul mezunları 5, Ortaokul ve dengi, lise ve dengi okul mezunlan 4. kademe aylığını) fiilen bir sene almış;
b) Kanun, kuruluş ve görev yönetmeliklerinde belirtilen vasıfları ihraz etmiş,
c) Üst dereceye yükselebilecek vasıfta olduğu "Değerlendirme kurulları” tarafından tespit edilmiş olanlar “yeterlik veya yarışma seçmesinde veya sınavında başarı gösterdiklerinde üst dereceye yükseltilir”.
Kanunun memur lehine hükümleri (muvazzaflık hizmeti dışında) silâh altına alman memurun izinli sayılması (madde 81), terhisten sonra 63. maddeye göre görevine dönmesi ve muvazzaf askerliğe ayrılan memurun terhisinde kademe ve derece intibakı yapılmasıdır.
Devlet memuru iken muvazzaf olarak askere alınanlar terhislerini müteakip Devlet memuru olmak isteyenler; müktesep derece ve kademedeki kadrosuna tayin, askerlikte geçen müddetlere göre kademe ilerlemesi ve askerlikte geçen müddet toplamının 3 yılı (ilkokul mezunlan için 5 yılı, ortaokul, lise ve bunların dengi okullar mezunları için 4 yılı) aşan kısım usulü dairesinde üst dereceye terfi ettikleri zaman bu derecede kademe ilerlemesinden istifade edeceklerdir.
Yazımızın bundan sonraki kısmında (memurluğun sona ermesi, çalışma saatleri, izinler bölümlerini izah etmeden) sicil, disiplin ve görevden uzaklaştırma ve mali hükümlerden bahsedeceğiz. İntibakla ilgili açıklama ile yazımız son bulacaktır.
Her devlet memurunun, halen olduğu gibi, kütüğü, numarası, özlük ve sicil dosyası bulunacak takdir, tekdir, terfi ve emeklilik, özlük ve sicil dosyasına göre yapılacaktır.
Kurumlar tarafından düzenlenecek yönetmeliklere göre yetkili amirlerce verilecek notlara göre çok iyi, iyi, orta ve yetersiz olmak üzere memurlar 4 gruba ayrılırlar.
Devlet memurlartntn yetersiz olarak aynlanlan gizli bir yazı ile kendilerine bildirilir (Madde 111). Bu bir ikaz olduğu kadar itiraz hakkını kullanma ihbarı sayılabilir. Zira madde 118: “117. maddeye göre kendisine tebligat yapılan devlet memurları, buna karşı tebliğ tarihinden itibaren en çok bir ay içinde aynı âmirlere itiraz edebilirler”.
“Atamaya yetkili âmirler itirazı değerlendirme kuruluna göndererek yeniden incelenmesini ve karar verilmesini isterler. Bu suretle verilen kararlar da ilgiliye gizli yazı ile bildirilir”. Kanunun bu maddesi ve sevkettiği hüküm din hizmetleri sınıfı mensuplan için çok büyük kıymet taşıyan bir yeniliktir. Artık imam ve vaiz gibi aktif ve tesirli din hizmeti görenler birdenbire "mecburi emekliliğe sevkedildiniz” tebligat sürprizi ite karşılaşmayacaklardır. İki defa olumsuz sicil alıp peşin hükümlere uydurularak vazifeden ayrılma bu madde hükmü ile tarihe karışmış olmaktadır. Kötülük ve gayri İslâmi davranışın sonu böylece gelemez ise de bu suretle yaygınlığı önlenmiş olacaktır.
Madde 120’ye göre: “İki defa üst üste olumsuz sicil alan memurlartn durumları görevlerine veya devlet memurluğuna devam edip edemiyecekleri hakkında bir karar verilmek üzere merkez değerlendirme kuruluna intikal ettirilir".
Hemen 130. maddeyi yazalım. “Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez’’. Böylece hiçbir memur müdafaası alınmadan cezaya çarptırılamayacaktır.
Devlet Memurlarının siciline işlenen disiplin cezaları devlet memurluğundan çıkarma cezası hariç, cezanın nev’ine göre üç ve beş sene geçmekle memurun vaki müracaatı hali ile uygun ve haklı görülmekle silinebilir.
Mali hükümlerle ilgili her madde izaha muhtaç değildir. Kanunun getirdiği yenilik, kadroda derece ve kademe ihdas etmesidir. Ehliyet şartları ve kadro imkânı olduğunda her sene kademe tahsil derecesine göre 3, 4 ve 5 senede bir derece terfi imkânı getirilmiştir. Başka bir deyişle şâkülî ve ufki terfi imkânı mevcut olmuştur. Yenilikten bir diğeri, kat sayısıdır. Memurun derece ve kademe durumuna göre kat sayı çarpılacak elde edilen rakam brüt (vergiler vs, kesintilerle birlikte net olmayan miktar) aylığı veya ücreti gösterir. Bir misal arzedelim: 14. derece 2. kademe göstergesi 130 olan bir memur 130 x 7 = 910 TL aylık alacaktır. Katsayı her sene bütçe kanunu ile ilân edilecektir.
Kanunun sosyal haklar kısmında yazılı fakat mali netice doğuran iki hükmünden de bahsetmek istiyoruz. Madde 193 ve 194’te yer alan memurlara konut (mesken) ve 155. maddenin öngördüğü mahrumiyet yeri ödeneğidir. Memurlara eşyalı eşyasız mesken temin edilmesi veya mesken sahibi edilmesi böylece mümkün olabilecektir. Mahrumiyet yeri ödeneği: “Memleketin tabii, ekonomik, sosyal, kültürel, sağlık ve ulaştırma şartları dolayısıyla devlet memurlarının yaşama ve çalışmasında zorluk ve darlık gösteren yerlerine sürekli görevle atananlara, o yerin mahrumiyet derecesine göre, mahrumiyet yeri ödeneği verilir” hükmüne tabidir.
İntibakın nasıl yapılacağına geçmeden evvel sosyal hakların diğerlerini ilâveten sadece saymakla yetinelim. Emeklilik, hastalık ve analık sigortası, devlet memurları yardımlaşma kurumu (Demeyak), aile yardımı, doğum yardımı, ölüm yardımı, tedavi, yiyecek, giyecek, yakacak yardımı, iş güçlüğü, iş riski zammı, cenaze masrafı ve diğer sosyal imkânlardır.
İntibak Durumu:
Kanunun geçici 5. maddesi memurlara, aylıkları tutarlarına 263 sayılı kanunla yapılan zam ve 263 sayılı kanunla verilen avansın ilâve edilmesinden sonra eline geçenden daha az meblağ geçecek olursa, aradaki fark kademe ilerletilmesi ve derece yükseltilmesi ile düzeltilecektir.
Kanun 36. maddesinde belirtildiği veçhile din hizmetleri sınıfına “özel kanunlarına göre çeşitli derecelerde dinî eğitim görmüş olan ve dini görev yapan devlet memurları” der. “Dini eğitim görmüş olan ve dini görev yapan devlet memurları” der. Dinî eğitim görse veya dinî tahsil yapmış olsa da dinî görev yapmayan kişiler din hizmetleri sınıfına değil, yerine göre genel hizmetleri sınıfına veya yardımcı hizmetler sınıfına dahil olacaktır.
Evvelâ, Din hizmetleri sınıfına dahil memurların intibakını devlet memurları kanunu intibak komisyonunun 4 nolu bildirisine göre aynen ve naklen bildirelim. Ek geçici 3. maddenin 5. fıkrası ile bütçe kanunlarının (S) cetvelinde yer alan kadrolarda bulunan din görevlilerinin intibakları 22.6.1965 tarihli ve 633 sayılı kanunun geçici 3. maddesi gereğince yapılacaktır.
Bu madde hükmüne dayanılarak kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Diyanet İşleri Başkanlığı’nın İl kuruluşlarında (İmam-Hatip, İmam, Müezzin, Hatip ve Kur’an kursu öğretmeni) olarak görevli bulunanlardan ortaokul, dengi okullar ve daha yukarı dereceli okullar ile İlkokulu bitirmiş olanların (a) ve (b) fıkraları gereğince ücrette geçen sürelerinin her 3 yılı bir terfi sayılarak tahsil durumlarına göre girebileceği derecenin üzerine (azami 3 derece) eklemek sureti ile maaşlı kadrolara intibakları yapılmış ve İlköğrenim diploması almamış olanların ise (c) fıkrası gereğince 5 yıl içinde bu hususu tamamlamaları şartı ile intibaklarının yapılması şart koşulmuş olduğundan bu zevat bütçenin (S) cetveli ile alınan kadrolarda istihdam edilmişlerdir.
Ancak, muaddel 657 sayılı kanunun tadil edilmiş 23. maddesi ile ilkokul mezunu olmayan (S) cetvelindeki din görevlilerinin intibaklarının da ilkokul mezunları gibi yapılacağı öngörülmüş bulunmaktadır.
15.8.1965 tarihinden beri ilkokul diploması alamamış olan bütçenin (S) cetvelinden alınan kadrolarda İmam-Hatip, İmam, Müezzin, Hatip ve Kur’an kursu öğretmeni olarak çalışmış olan kimselerin ücretli kadrolarda geçen sürelerinin azami 9 yılı her 3 yılı bir derece sayılmak üzere 14 derece üzerine eklenerek intibaklarının yapılması gerekecektir. Misal: 7 sene bütçelerin (d) ve 5 sene de (s) cetvelinden alınan bir kadroda istihdam olunan bir din görevlisinin tahsil durumuna göre girebileceği aylık üzerine yalnız dokuz senesi için 3 derece eklenerek intibakının 11 dereceye yapılması gerekecektir.
Kanunun ek geçici 3. Maddesi 5. fıkrası istisnai durumu böylece tayin ve yukarıda da izahı yapılmış bulunmaktadır. Kanunun ek geçici 2. Ve 3. madde hükümlerinde belirtilmiş olan aylıklı veya ücretli barem içi kadrolarında veya 3656 sayılı kanunun 19. maddesi kapsamına giren kadrolarda çalışanların intibaklarını izah için bu maddeleri aynen yazıyoruz:
Ek Geçici Madde 2 — Ek geçici 1. madde gereğince sınıflar içindeki derecelere intibak aşağıdaki esaslara göre yapılır:
Kurumların aylıklı veya ücretli barem içi kadrolarında çalışmakta olanlardan halen:
Kadro aylığı 2000 TL olanlar 1. Dereceye
Kadro aylığı 1750 TL olanlar 2. Dereceye
Kadro aylığı 1500 TL olanlar 3. Dereceye
Kadro aylığı 1250 TL olanlar 4. Dereceye
Kadro aylığı 1100 TL olanlar 5. Dereceye
Kadro aylığı 950 TL olanlar 6. Dereceye
Kadro aylığı 800 TL olanlar 7. Dereceye
Kadro aylığı 700 TL olanlar 8. Dereceye
Kadro aylığı 600 TL olanlar 9. Dereceye
Kadro aylığı 500 TL olanlar 10. Dereceye
Kadro aylığı 450 TL olanlar 11. Dereceye
Kadro aylığı 400 TL olanlar 12. Dereceye
Kadro aylığı 350 TL olanlar 13. Dereceye
Kadro aylığı 300 TL olanlar 14. Dereceye
İntibak ettirilirler.
a) 36. maddede gösterilen sınıfların 1, 2, 3 ve 4. derecelerine intibak ettirileceklerin, kadro unvanları bu dereceler için 34. maddenin 3. fıkrası gereğince ihdas edilecek kadro unvanlarına uymadığı takdirde bu kadrolar şahıslarına münhasır olmak üzere mahfuz tutulur. Şahsa münhasır olan bu kadrolar, herhangi surette boşaldığı takdirde kaldırılır.
b) Halen bulundukları kadrolarda 1, 2 veya 3 üst derece aylık veya ücret alanlar, kadrolarına tekabül eden derecelere intibak ettirilmekle beraber, aldıkları 1, 2 veya 3 üst derece aylık ve ücretlere tekabül eden derecelerin ilk kademe aylıkları kendilerine ödenir.
Ancak, yapılacak intibakta halen bulundukları kadroda bir üst derece aylığı alanlardan isteyenler, kadro derecelerinde kalmak suretiyle kademe ilerlemesine hak kananırlar.
Bu gibiler, 36. madde ile tesis edilen sınıflardaki tahsil derecesine göre varılacak en üst dereceyi aşmamak şartıyla ve 68. maddenin b ve c fıkraları uyarınca, aldıkları aylıklara muadil kadroları ihraz etmeleri halinde kademe ve derece ilerlemelerine tabi olurlar.
c) Bulundukları kadro karşılık gösterilmek suretiyle istihdam edilenler, gösterge tablosunda müktesep haklarının tekabül ettiği derecelere intibak ettirilirler.
d) İstisnai mevkilerde olanların fiilen aldıkları kadro aylık veya ücret derecelerine eşit derecelere intibakları yapılır. Bunlardan işgal ettikleri kadrolarda 1, 2 veya 3 Üst derece aylık veya ücret alanlar, kadrolarına eşit derecelere intibak ettirilmekle beraber haklarında yukarıdaki b bendi hükümleri uygulanır.
İhtisas kadrolarında bulunanların intibakları ise ihtisas kadrosunun görevini fiilen yapmakta olanlar kadro aylık veya ücret dereceleri üzerinden, kadro görevini fiilen yapmayarak bir başka görevde çalıştırılanlar ise emekliye esas olan aylık veya ücret dereceleri üzerinden yapılır.
Ancak, 1 Mart 1970 tarihinden sonra ihtisas mevkilerine atananlardan daha önce ihtisas mevkii sayılan bir kadroyu işgal etmekte olanların intibakı eski kadro dereceleri üzerinden ve yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde yapılır. Daha önce ihtisas mevkii sayılan bir kadroyu işgal etmeyenlerin intibakı ise emekliliğe esas olan dereceleri üzerinden yapılır.
Bu bent uyarınca kadro aylık veya ücret dereceleri üzerinden intibaktan yapılanlar diğer memuriyetlere nakillerinde ve tahvillerinde müktesep hak teşkil etmemek üzere intibak ettirildikleri derecenin ilk kademe aylığı kendileri için müktesep hak teşkil edinceye kadar verilmeye devam olunur.
İhtisas kadrolarına intibakı yapılanlar bu kadronun görevi dışında bir görevde çalıştırılamazlar.
e) Kanunları gereğince terfian tayin edildikleri derece aylığı ile müktesep hakları olan derece aylığı arasındaki farkı tazminat olarak veya diğer suretle alanlar, bulundukları kadronun muadili olan derecenin ilk kademesine intibak ettirilirler. Bu dereceler kendileri için mükteseb hak teşkil edinceye kadar intibak ettirildikleri derecenin ilk kademe aylığını almaya devam ederler.
f) Aylıklı barem içi kadrolarda görev yapmakta olanların daha önce bu kanun kapsamına giren durumlarda D ve E cetveli kadrolarında ve yevmiyeli teknik personel statüsünde geçirilmiş ve daha önceki intibaklarda dikkate alınmamış sürüleri ayrıca intibakta ek geçici 3. maddesi hükümleri çerçevesinde değerlendirilir.
Hizmetlilerin derecelere intibakları:
Ek Geçici Madde 3 — 3656 sayılı kanunun 19. maddesi kapsamına giren kadrolarda çalışanlarım intibakları 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Kanunu hükümleri çerçevesinde emekli keseneklerine esas olan derecelerine göre yapılır.
Bu kadrolarda çalışanların daha önce bu kanun kapsamına giren kurumlarda E cetveli kadrolarında veya yevmiyeli teknik personel statüsünde geçirdikleri ve daha önceki intibaklarda dikkate alınmamış hizmet süreleri de bu madde hükümleri çerçevesinde ayrıca nazara alınır.
3656 sayılı kanunun 9. maddesi gereğince bütçelerin E cetvellerine dahil masraf tertiplerinden alınan ücretli kadrolarda çalışmakta olup da kurumlarınca Devlet memurluğuna atanmaları gerekli görülenlerden barem kanunlarına tabi olanların intibakları ek geçici 2. madde esasları dahilinde, barem dışı olarak istihdam edilenlerin ise, tahsil durumları itibariyle girebilecekleri dereceye 3656 sayılı kanuna tabi kuramlarda geçen müddetlerinin her üç senesi için bir derece verilmek suretiyle intibakları yapılır.
Döner sermayeli kuruluşların geçici kadrolarında çalıştırılanlar hakkında da yukarıdaki fıkradaki intibak hükümleri uygulanır.
Bütçe kanunlarına bağlı (S) cetvelinde gösterilen kadrolarda çalıştırılanların intibakları 633 sayılı kanunun geçici 3. maddesi hükümlerine göre yapılır.
Bu kanunun ek geçici 2. maddesinin a bendi hükmü yukarıdaki fıkralara girenler hakkında da uygulanır.
İzah etmeye çalıştığımız bu kanun Din Hizmetler sınıfı mensuplarını şüphesiz bağlamaktadır. Bu asgari şartlar manasına alınmak vazifenin gün günden artan ehemmiyeti ile birlikte şeref ve ecri de artmaktadır. Asıl mesuliyet duygu ve ecri tayin edecek olan Kuran-ı Azimüşşan ve dinimizin yüce emirleridir. Selâm, bu kanuna tabi olan Din hizmetleri stnıfı mensupları üzerine olsun.