Makale

KARABAĞ BİR PROVADIR

"KARABAĞ BİR PROVADIR."
Himmet BIRAY

TÜŞKUR Azeri Şivesi Öğretim elemanı
"Baloğlan aldığı yaradan cemi yeddi gün sağ galıb.
Gurban olum Allah’a oğul. Yeddi gün sahladı balamı. Ona da şükür. Ci-binde pasport, bir de Gur’an var idi. Molladan almışdım onun üçün. Gece gündüz ohuyub ezberleyirdi. Gülle garaciyerini dağıdıb, pasportu parçala-yıb, ancag Gur’andan yan keçip. O, Gur’ana gurban olum, yeddi gün sahladı balamı. Getirib anasının yanında basdırdıg. Çoh arzulayırdı. Gedip girdi anasının gucağına.."(1)
"Edalet de gerçek de, Vailah yohdu o gece. Zülm, zalim elite Haggı boğdu o gece.
Kime deyim derdimi? Gasbkâr namerde mi? Yetmiş ilin derd-gemi, Gözden ahdi o gece."(2).
Size sorarlarsa "Son elli yılda en çok hangi milletin insanları öldü?" diye; hiç düşünme-den "Türk milletinin insanları" cevabını verebilirsiniz. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti yetmiş yıldır harbe girmemiştir. Buna rağmen yukarıdaki gerçek değişmez. Zira Türkler, son elli yılda II. Dünya Harbinin bütün cephelerinde hem de milyonlarla ifade edilecek sayıda ölmüşler, Bulgaristan’da ölmüşler, İran’da ölmüşler, Irak’ta ölmüşlerdir. Kıbrıs’ta ölmüşler, Kınm’da ölmüşler, Çin’de ölmüşlerdir.
Yazımızın başındaki iki iktibas da 20 Ocak 1990 tarihindeki Kızılordu mezalimini ak-settirir. Zira o tarihte Bakû’de yine Türkler öldürülmüştü. Yetmiş yıllık baskıdan kurtulmağa gayret eden Azerbaycan Türkü yüzlerce "Baloğlan"ı şehit vermişti. O gece gerçekten "Edalet de gerçek de" yoktu. Baskı makinası - şimdilik- dağılmıştı ama Azerbaycan’da Türkler yine ölüyordu. Çünkü büyük düşman ne zaman meydanı terk etse ardından hemen leş kargaları ortaya üşüşüyordu. Bu, daha önce de böyle olmuştu. Doğu Anadolu’yu zayıflatan Rus’un ardından bugünkü Ermeni ortaya çıkmış ve rolünü oynamıştı. Osmanlı’yı zayıf düşüren büyük düşmanın ardından da Yunanlı ortaya çıkmıştı. Sanki tarih tekerrür ediyordu. Kızı-lordunun baskısı sona erince zayıflamış ve ordusuz kalmış olan Azerbaycan’ın üzerine Ermeniler saldırıyorlardı. Onlar zaten bu rolü daha önce de oynamışlardı.
Bizce meselenin bir diğer yönü daha vardır. O da bir toparlanmanın eşiğinde olan Türklerin haklarına ne kadar sahip çıkıp çıkmayacaklarıdır. Ne kadar birbirlerine yardım edip etmeyecekleridir. Karabağ mezalimi bu bakımdan bir provadır. Eğer Türklük alemi bir avuç Ermeni karşısında, Arapların İsrail karşısındaki düştükleri aciz duruma düşerse; o zaman Ermeninin de diğerlerinin de tecavüzkâr tavırları artacaktır. Ayrıca yeni yeni tezahür etmeye başlayan Türklerin kendi aralarındaki işbirliği ve dayanışmanın ne kadar ciddi olup olmadığı da Karabağ meselesi dolayısıyla Azerbaycan’a verilecek destekle ortaya çıkacaktır.
Kanaatimizce Azerbaycan bu faciayı bertaraf edecektir. Zira Azerbaycan Türklerinin millî davalarına sahip çıkma şuuru son derece üstündür. Ne var ki zor günlerinde Azerbaycan Türklerine gerekli yardım temin edilmezse, Azerbaycanlılar bu faciayı çok şehit vererek atlatacaklardır.

(1) Refiğ Semender, Şehitler Bakı, 1990, S. 8,43
(2) Bahtiyar Vahapzade, Şehidler Bakı, 1990, s. 8,9