Makale

HAZRET-Î ALİ'NİN ÖLMEZ SÖZLERİ

HAZRET-Î ALİ’NİN ÖLMEZ SÖZLERİ

(Geçen sayıdan devam) Derleyen: İbrahim EKEN

§ — Bir kulda Allah’ın bir takım nimetlerinin bulunması insanların ih­tiyaçlarını üzerine çeker, eğer o ihtiyaçları gidermeğe çalışırsa nimetlerin devamı arz olunur. Eğer bu ihtiyaçları gidermeğe gayret etmezse, o nimetler bu şahısdan alınır.

§ — İffet fakirlerin ziynetidir,

§ — İnsanlar dünya’nın çocuklarıdır. Bu sebeple anasına muhabbet eden kimse ayıplanmaz.

6 — İYİ VE FENA HUYLAR, HAREKETLER:

§ — İsyan ile (Bağy) muvaffakıyet olmaz. Kibir ile metholmaz, dilenci­lik ile iyilik yapılmaz, keder ile sıhhat bir arada olmaz, Sûi edep ile şeref bir araya gelemez. Haset ederek rahatlık elde edilemez. İntikam hissi ile efendilik bir arada olamaz. Gösteriş ile sevgi bir araya gelemez. İstişareyi terk ederek doğru yol bulunamaz.

§ — Gıybeti dinleyenler gıybet edenlerden biridir.

§ — Çok alay eden kimseye buğz edilir ve böyle bir kimse istihfaf olu­nur.

§ — Şehvetin esiri olan kimse bir köleden daha zelildir.

§ — Haset eden kimse günahsız kişiye kin besler.

§ — Her şeye muvafakat etmek nifaktır, her şeye muhalefet etmek, de güçlük çıkarmaktır.

7 — NİMET VE ŞÜKÜR VE HAYIRLISINI İSTEMEK :

§ — Size bir takım nimetler eriştiği vakit şükrün azlığı ile onun en yük­sek derecesinden kaçmayınız.

§ — Düşmanı mağlûp etmeğe gücün yettiği vakit, o kimseyi affetmeği, o kudrete şükür hâline getir.

§ — Her şeyi boğazına atan (yani fakir hakkını gözetmiyen) zengin, fakir hükmündedir.

§ — Nice ricalar vardır ki sâhibini ancak mahrumiyete iletir, nice ka­zançlar vardır ki, sâhibini zarara götürür.

§ — Kalbinde bir şey saklıyan kimse onu ya dilinin çıkıntılarında veya yüzünün safhasında gösterir.

§ — Hatayı terk etmek tevbeden daha kolaydır.

§ — Salih amel gibi bir ticaret yoktur, sevap gibi de kazanç yoktur,

§ — Tûl-i emel sâhibi kişinin ameli kötü olur.

§ — İbni abbas (Radiyallâhü anh) der ki:

Ben Resuhılldh (Sallâllahü Aleyhi Vesellem) in sözlerinden soma mü’minlerin emiri Ali İbni ebi-Talib’in bana yazmış olduğu mektubundan fay­dalandığım gibi hiç bir sözden faydalanmadım.

Bana şöyle yazmıştı:

(Hiç şüphe yok ki, insan oğlunun erişemediği müddetçe kaybettiği ve kaçırdığı şey üzer. Bir takım nâiliyetler de, kaybetmediği müddetçe, kendisi­ni sevindirir, öyle ise, senin sevincin Ahiretten nâil olduğun nimetler ve üzün­tün ve kederin İse Ahiretten kaybettiğin nimet ve fırsatlar olsun. Dünya hayatından eriştiğin şeye sevinme, ondan kaybettiğin şeyden dolayı da üzül­me. Bir kelime ile, senin düşüncen ve gayretin sadece (ölümden sonrası için olsun) vesselâm.

§ — Eşya iki şeyden ibarettir:

1) Birincisi benim erişemediğim ve ezelde de bana rızk olarak takdir olunmamış şey ki, buna gelecek bir zamanda erişmeyi de asla düşünmem ve beklemem,

2) İkincisi, merhun olan vaktinden evvel erişmeme, yer ve gök ehli­nin kuvvetini de toplasam, imkanı olmayan şey.

Hayret olunur o kimseye ki, kaybolması imkânı olmayan şeye erişmek onu neşelendirir ve yine hayret olunur o zâta ki, erişmesi mümkün olmayan bir şeyin kayboluşu onu müteessir eder.

Eğer düşünse görür ve bilirdi ki, kendisi ancak şahsı için hazırlanmış şeyin tedbircisidir. Ve kendisine nasip olmayan şeye de eremiyecektir. O halde kalbi eriştiği şeyle müsterih olurdu.

Buna göre içinde emeli az olanlardan, zâhirde emelleri güzel olanlardan olunuz. Zira Allah Teâlâ mü’minleri en güzel bir edep ile edeplendirmiştir. Ve bunlar hakkında bakara suresi; “O fakirleri câhiller, tevazu ve iffetlerin­den dolayı, zengin (zaruretten uzak) sanırlar. Sen onları görünüşlerinden anlarsın, onlar tâcizle bir şey istemezler. Onlara yaptığınız iyiliği Allah bilir.” buyurmuştur.

§ — Adalet günü zâlim bir kimse için, mazluma zulmettiği günden da­ha çetin ve şerlidir.

Hazret-i Ali (Radiyallâhü anh) oğlu Hüseyin (Radiyallâhü anh) a şöyle nasihat vermiştir:

«Oğlum, arkadaşını bütün muhabbetinle sev. Fakat ona tam itmi’nan ile güvenme. Ona bildiğin bütün nimetlerinde sürürünü göster, fakat onun bü­tün sırlarını araştırma.