Makale

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

Başyazı
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

Mehmet Nuri YILMAZ
Diyanet İşleri Başkanı

Milletlerin hayatında yeni ufuklar açan, yön veren, büyük ve köklü değişiklikler meydana getiren tarihi günler vardır. Türk Milleti nin şanlı tarihi de böyle günlerle doludur ve bunlardan birisi de 23 Nisan’dır.
Bu gün, milletimizin köklü tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olan millî egemenliğin sembolü niteliğindeki Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurulduğu gündür. Bugün Türk Milleti’nin bağımsızlığını, hürriyetini ve vatanının kurtuluşunu bayrak- laştıran tarihi bir andır.
I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti, beraber savaşa girdiği devletlerin mağlup olması üzerine 30 Ekim 1918 de Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kalmıştı. Bunu fırsat bilen İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar memleketin çeşitli bölgelerini işgal ederlerken, Paris’te yaptıkları antlaşma üzerine de İzmir ve Ege Bölgesi’nin önemli bir bölümünü Yunanlılara vermişlerdi.
Temel amaçları "hasta adam" teşhisi koydukları Osmanlı Devleti’ni paylaşmak ve Anadolu’da Türk hakimiyetine son vermekti.
Avrupalı devletler, 200.000 kişilik Yunan ordusunu silah, malzeme ve üstün harp gücüyle destekleyerek, İzmir’den Anadolu’nun işgalini başlattılar.
I. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle Türk Milleti’nin üzerine bir karabasan gibi çöken bu yıllar, işgal altında bulunan İstanbul’daki Osmanlı Mebuslar Meclisi’ni de toplanamaz, çalışamaz duruma getirmişti. Süleyman Nazifin deyimiyle:
“Kara bir gün" çökmüştü vatan sathına ve milletimiz-,
“Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara mâderini?”
diyerek kan ağlıyordu.
İstanbul Hükümeti tarafından 9. Ordu Müfettişliğine atanan ve 19 Mayıs 1919’da Bandırma vapuruyla Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa, hiç vakit kaybetmeden Amasya’da, Erzurum’da, Sivas’ta kongreler tertip etti. Kuvay-ı Milliye teşkilatını kurdu. Milleti toparladı ve istilacı kuvvetlere karşı tarihte emsali görülmemiş bir mukavemet başladı.
27 Aralık 1919’dan itibaren Ankara’da yerleşen "Heyet-i Temsiliyye", artık Türk Milleti’nin tek millî teşkilatı oluyordu. Temsil Heyeti Başkanlığına da Mustafa Kemal seçilmişti.
Mustafa Kemal Paşa nın Vilayetlere, Sancaklara ve Kolordu Kumandanlıklarına gönderdiği tamimlerde, olağanüstü yetkilere sahip bir Mebuslar Meclisi’nin Ankara’da toplanacağını ve İstanbul Mebuslarının da buna katılabileceğini bildirmesi, milletimizin ruhunda büyük yankı buldu. Aralarında İstanbul Meclis Başkanı Celaleddin Arif Bey, Yozgat Mebusu İsmail Fazıl, Halide Edip ve Adnan Adıvar gibi mebuslar, Ankara’ya gelerek ilk Meclise katmanlardan bazılarını oluşturdular. 21 Nisan’da Mustafa Kemal Paşa tarafından yayınlanan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin hangi ruhla atıldığını gösteren tarihi genelgede aynen şöyle deniyordu:
“……. Nisan’ın 23’üncü Cuma günü, Cuma namazını müteakip Ankara’da Büyük Millet Meclisi kûşad edilecektir (açılacaktır). Hacı Bayram Veli Camii Şerifi’nde Cuma Namazı eda olunarak envar-ı Kur an ve Salat’tan da istifade olunacaktır. Badessalat (namazdan sonra) Lihye-i Saadet ve Sancak-ı şerifi hamilen (taşıyarak) Daire- i Mahsusaya gidilecektir. Daire-i Mahsusa’ya dahil olmazdan evvel bir dua kıraatiyle kurbanlar zebholunacaktır (kesilecektir)..."
Bu talimat gereği 23 Nisan 1920’de Hacı Bayram Camii’nde Cuma Namazı kılındıktan sonra tekbirler ve salâtü selâmlar getirilerek Ulus’taki Meclis binasının önüne gelindi. Dualar okunup gönüllerden taşan "âmin"ler eşliğinde kurbanlar kesildi. Mebuslar, Mec- lis’e girdiler ve en yaşlı mebus olan Sinop Milletvekili Şerif Bey’in konuşmasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi resmen açılmış oldu.
Sevgili Gençler!
23 Nisan 1924’de Ulusal Egemenlik Bayramı olarak kutlanmaya başlanan bu bayram, 23 Nisan 1929’da Atatürk’ün isteği ile "Çocuk Bayramı" olarak kabul edildi. Böylece her iki bayramı bir arada kutlamanın sevincini yaşamaktayız.
Bu bayram hepimizin millî bir bayramıdır. Bu sevincimizi hep birlikte "yurtta sulh, cihanda sulh" ülküsüyle asırlarca devam ettireceğiz. Bu millî bayramımızın önemini ve anlamını çok iyi kavramalıyız.
Sizler Türk Milleti’nin sevgili evlatları olarak; din, dil, ırk, renk, ülke ayrımı yapmadan dünya çocuklarını ülkemizde misafir ediyor, onları kalpten seviyorsunuz. Onlarla birlikte bu güzel ve çok anlamlı bayramı kutluyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle kuruluşunun 81. yıldönümünü büyük bir coşkuyla kutladığımız TBMM’ni Milletimize kazandıran başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi minnetle anıyoruz.