Makale

Mozambik

Mozambik

Doç. Dr. Ahmet Kavas
İstanbul Univ. İlâhiyat Fak.

Resmi Adı:
Mozambik Demokratik Halk Cumhuriyeti
Yönetim Biçimi:
Cumhuriyet
Bağımsızlık Tarihi:
25 Haziran 1975
Başkenti:
Maputo
Nüfusu:
20.905.585
Yüzölçümü:
801.590 km2
Başlıca Şehirleri:
Maputo, Matola, Beira, Nampula, Chimoio, Nacala Porto ve Quelimane.
Din:
% 40 yerel inanışlar, % 30 Müslüman, % 30 Hristiyan
Dil:
Portekizce (resmi dil), yerli diller
Doğal Kaynakları:
Kömür, titanyum, doğal gaz, hidro enerji, tantal, grafit

Fizikî ve beşerî coğrafya
Hint Okyanusu’nun batı ucunda yer alan Madagaskar adasının karşısındaki Afrika kıyısında 1900 kilometrelik bir sahile sahip olan Mozambik’in kuzeyi Tanzanya, Malavi ve Zambiya ile, batısı Zimbabve, güneyi ise Svaziland ve Güney Afrika Cumhuriyeti ile çevrilidir. Kuzeydoğu bölgesinden güneybatı istikametine doğru bir koridor gibi uzanan ülke toprakları genelde 200-300 kilometreyi bulan bir genişliğe sahipken, kuzeyde ise bu genişlik 600 kilometreyi geçmektedir. Birçoğu kıtanın farklı ülkelerinden içinden çıkan yirmi beş ırmak Mozambik topraklarını geçerek Hint Okyanusu sahiline dökülmektedir. Bunlardan en büyüğü Zambeze nehri olup 850 km’lik kısmı Mozambik topraklarından akar ve yaklaşık yarısı deniz ulaşımına elverişlidir. Ülke genelinde çok sayıda ova bulunurken, sahilde bataklıklar yaygındır. Ülkenin kuzeybatı sınırında Malavi gölü kıyılarında dağ zincirleri yükselir ve bunlardan Namuli dağı 2.700 metre ile en yüksek noktadır. İkinci yüksek dağ ise Monte Binga olup 2.436 metredir. Ziraata elverişli olan ülke topraklarında şeker kamışı, kenevir, pamuk, pirinç, kahve, portakal, limon ve hindistan cevizi üretimi yapılmaktadır. Ayrıca hayvancılık önemli yer tutmaktadır. Yeraltı kaynaklarına gelince başta kömür olmak üzere boksit, altın madenleri önemlidir. Başkent Maputo’daki liman komşu ülkelerden Güney Afrika, Lesotho, Svaziland ve Bostvana için oldukça kullanışlı olduğu için tercih edilmektedir. Mozambik’in yerli ahalisi Makua-Lomve, Tonga, Şona, Şopi, Nanja-Şeva, Makonde, Ngoni ve Yao isimli on iki büyük etnik grup ve bunlara mensup 70 ayrı kabileye ayrılmaktadır. İçlerinden Makua-Lomveler ülke nüfusunun % 40’ını meydana getirir. 1970’li yılların başında ülke topraklarında 250.000 civarında Avrupa kökenli yabancı nüfus yaşamaktaydı. Bunun yanında bilhassa Güney Afrika Cumhuriyeti ve Zimbabve madenlerinde ise 500.000 Mozambikli işçi çalışmaktaydı. Mozambik Müslümanlarının oranı konusunda Avrupalılar ile çeşitli Müslüman kaynakları tarafından verilen rakamlar birbirini tutmamaktadır. Batılı kaynaklar genelde % 13 ile % 15 arası bir oran verirken Müslümanlar kendi oranlarını genelde bunun iki katından fazla bir oran vererek ülke nüfusunun % 30’u ile % 35 arasında ifade etmektedirler. Özellikle son yıllarda bu oranın % 40’a kadar çıktığı bile iddia edilmektedir. Buna göre ülke de en az 2.000.000, en fazla 7.500.000 civarında Müslüman yaşamaktadır.

Resmi dili Portekizce olan Mozambik’te para birimi metical (des meticais) olup kişi başına milli gelir 100 $’ın altındadır. 2006 yılında % 8 oranında bir gelişme gösteren gelecek için ümit vaat etmektedir. Bugün nüfusunun sadece % 20’si şehirlerde yaşamaktadır. Mozambik Niassa, Cabo Delgado, Nampula, Zambezia, Tete, Sofala, Manica, Inhambane, Gaza ve Maputo isimli on eyalete (provincia) ayrılmaktadır.

Ülkenin tarihi
Mozambik yerlilerinin tarihi altı bin yıl öncesine kadar götürülse de bu zayıf bir ihtimaldir. Bütün Doğu Afrika ülkelerinde olduğu gibi ülke insanlarının çoğunluğu Batı Afrika’dan bu tarafa göçen Bantu soylulardan gelmektedir. Bununla birlikte bu bölge dış dünyayla da irtibatlı bir konumdaydı ve özellikle Afrika’nın Hin Okyanusu sahilleri sekizinci yüzyılın başından itibaren Basra Körfezi çevresindeki denizci Araplarca sıkça ziyaret edilmekteydi. Altın, demir, bakır, balmumu ve amber gibi kıymetli malların temin edildiği Ümit Burnu’na kadar uzanan bu sahil şeridindeki adacıkları kendileri için birer yerleşim mahalli edindiler.

Bugünkü modern devletin adı olan Mozambik ünlü denizci Ahmed b. Mâcid tarafından ilk defa Musanbîc şeklinde zikredilmesi buranın sultanının adının Musa Beyk olmasıyla alakalıdır. Bir müddet sonra burası Musanbîh olarak tanındı. 1550’li yıllarda yazılan Kilve Tarihi’nde buradan Musambiki olarak bahsedilmektedir.

12. yüzyılın başında Doğu Afrika sahillerinin etkili sultanlığı bugünkü Mozambik kıyılarında da etkili oldu ve Emir İkinci Davud Sefâle’nin idaresini eline geçirdi. Aynı yüzyılın sonunda ise buralar bölgede gittikçe güçlenen bugünkü Somali devletinin başkenti Makdişu’daki sultanlığın hâkimiyetine geçti. Çünkü burası Müslümanlar için 10-17. yüzyıllar arasında altın temin edilen önemli bir coğrafyaydı. Zira Müslüman Araplar 14. yüzyılda iç kısımlarda kurulan Monomotapa krallığından aldıkları altınları İslâm dünyasına ve Avrupa’ya ihraç ederek büyük gelirler elde ediyorlardı.

Sömürgeciliğin başlangıcı
Avrupalılar içinde Afrika’nın batı sahillerini dolaşarak bu bölgeye ilk ulaşanlar Portekizliler oldu. İlk defa 1490 yılında Sefâle’ye Pedro de Covilha, ardından yedi yıl sonra da Vasco da Gama’da Mozambik adasına geldiler.

Vasco da Gama Portekiz Kralı Üçüncü Joao’nun emriyle üçüncü seferini gerçekleştirdiği 1524 yılında Hindistan’ın Cochin şehrinde öldü, ama ülkesinin bu coğrafyadaki emelleri bitmediği gibi daha da arttı. Hindistan’dan baharat ve kumaş alabilmek için o zamana kadar farkında olmadıkları ve 10. yüzyıldan itibaren Müslümanlar tarafından işletilen ülkenin iç kısımlarındaki altın madenlerine ilgi duydular.

Avrupa’da yaşanan gelişmeler ve Portekiz’in İspanya’ya ilhakı üzerine Hint Okyanusu çevresindeki Portekiz denizcileri etkisiz konuma geldiler ve 18. yüzyılın ortalarında Doğu Afrika’daki etkileri epeyce azaldı. Zaten bu bölgede Hollanda’nın deniz üstünlüğü dönemi başlamıştı ve Portekiz tarafından işgal edilen pek çok yer ellerine geçti.

Portekizlilerin bugünkü Mozambik’teki sömürgeci faaliyetleri 1751 yılında tekrar nüksetti ve kuzeydeki Cabo Delgado’yu işgal ile bu yeni dönemi başlattılar, burayı merkezi Hindistan’ın batı sahilinde bulunan Goa limanında ikamet eden kral naibinin idaresine verdiler. Ancak Mozambik bir yıl içinde müstakil bir sömürgeye çevrildi ve ülkeye isim olan adayı da merkez yaparak 1898 yılına kadar bütün ülkeyi buradan yönettiler. İlk defa bu dönemde buraya Portekiz’den çiftçiler getirerek yerlilerin ellerindeki arazileri alıp onları buralarda karın tokluğuna çalıştırmak suretiyle işlettiler. Bir müddet sonra da Brezilya ve diğer Güney Amerika’daki sömürgelerine Batı Afrika kıyısındaki bir diğer sömürgeleri olan Angola’dan yılda en az 10 bin köle götürürken Mozambiklileri de köleleştirip Hint Okyanusu adalarından Reunion ve Moritus’u ellerinde bulunduran Fransızlar ile İngilizler’e sattılar.

Köle ticareti ve Portekizliler
Portekizliler 1814 yılına kadar Mozambik adasını köle ticareti için en önemli liman olarak kullandılar. 1836 yılında İngiltere’nin baskısıyla bu ticareti yasakladıysa da bir yıl sonra bu yasağa uymadığı anlaşıldı. Zaten buradan köle sevkinin durmasına kızan Fransızlar 1847 yılında Mozambik sahilindeki Angoş limanını bombalamaktan çekinmemişlerdi. Böylece 1800-1842 yılları arasında 400 bin Mozambikli köleleştirilip ülkeleri dışına satıldılar. Fransa 1848 yılında köle ticareti yasağına uyma kararı alınca Reunion adasındaki işgücü açığını yine Portekizliler ile anlaşarak buradan üç yıllık süreler halinde çalıştırılmak üzere işçi statüsünde Mozambiklileri kiraladılar. Gerçi Fransızlar gizlice Mozambik’ten köle almaya devam ediyorlardı. Bu yüzden buradaki Portekiz sömürge valisi bu ticareti fark edince Fransızları 1857 yılında engellemeye çalışında iki ülkenin arası açıldı. Ancak 1859 yılında Fransa bu bölgedeki köle ticareti yasağına uymak zorunda kaldı. Mozambik adası ve Quelimane limanından 1852 yılında başlayan ve 1902 yılına kadar aralıklarla devam eden bu süreçte 115.000 Mozambikli işçi Fransız sömürgelerine götürüldü.

19. yüzyılın ikinci yarısında Portekiz’in Doğu Afrika’da sömürgelerinin değeri düştü. Çünkü 1868 yılında Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla Akdeniz’den gelen gemiler Afrika kıtasını dolaşarak Hindistan’a gitmek yerine Kızıldeniz’den çıkıp gidiyorlardı. 1885 yılındaki Berlin’de toplanan Avrupa’nın sömürgeci devletleri Afrika’yı paylaşırken Portekiz de kendi vatandaşlarına dağıttığı toprakları kendi mülkü kabul edip Mozambik’i resmen sömürgesi yaptı ve diğer ülkeler bunu kabullendiler.

Bağımsızlık dönemi
1885 yılında resmen Portekiz sömürgesi olduğu uluslar arası alanda ilân edilen Mozambik’e 1951 yılında deniz aşırı eyalet konumu verildi. Oysa ülkede henüz Portekiz’in ayak basmadığı çok bölge vardı. Portekiz bunu iyi değerlendirip her tarafı kendi toprağı gibi görmek istediği için sömürgeleştirme faaliyeti adım adım takip edilerek 1975 yılındaki bağımsızlık ilânına kadar sürdü.

1949 yılında bir öğrenci hareketi olarak faaliyete geçen NESAM (Nucleo dos Estudantes Secundarios de Moçambique) Eduardo Mondlane öncülüğünde Portekiz sömürgeciliğine karşı ilk mücadeleyi başlattı. 1964 yılında Portekiz polisi bu hareketin faaliyetlerini durdurdu ama onun bağımsızlık kıvılcımı tutmuştu. Gerçi 1962’de yine onun kurduğu Mozambik Kurtuluş Cephesi (Frente de Libertaçao de Moçambique-FRELIMO) Marksist-Leninist bir eğilimi benimsediği için Sovyetler Birliği ve Çin tarafından desteklendi. Cezayir ve Mısır’da eğitilen 250 kadar silâhlı adamıyla 1964 yılında mücadeleye başlayan FRELIMO gerillalarının sayısı 1968 yılında 4.000’i geçince Portekiz askerlerinin sayısını 50.000’den 70.000’e çıkardı ve bağımsızlık isteyenlere karşı tam bir katliama girişti. Eduardo Mondlane 3 Şubat 1969’de Tanzanya’nın başkenti Dârüsselâm’da yaşadığı ikametgâhında bir bombanın patlaması sonucu öldürüldü. Yerine Fransa’nın Poitiers şehrinde tıp eğitimi alan ve 1962’de Dârüsselâm’a dönerek FRELIMO’ya katılan Samuel Moises Machel geçti.

1974 yılında Portekiz’de yapılan darbe Mozambik’teki gerilla savaşını bitirdi ve FRELIMO’nun lideri Samora Moises Machel Portekiz hükümetiyle görüşmelere başladı. Sonuçta 25 Haziran 1975 tarihinde Mozambik’in bağımsızlığı ilân edildi. Mozambik Milli Direnişi adıyla komünist rejime karşı bir muhalefet hareketi doğdu ve kısa zamanda FRELIMO ile arasında iç savaş çıktı ve ülke savaş alanına döndü. 1992 yılında iki hareket barış imzalayana kadar toplam bir milyondan fazla Mozambikli öldü. Anlaşma sonrasında Mozambik Halk Cumhuriyeti olan ülkenin adı Mozambik Cumhuriyeti olarak değiştirildi. Yurtdışındaki üç mülteciden birisi kendisini emniyette hissetmeye başladığı için geri döndü.

Ülkede İslâmiyet
İslâm’ın Mozambik’te ne zaman yayılmaya başladığı tam olarak bilinmemekle birlikte sekizinci yüzyıldan itibaren bütün Doğu Afrika sahilleri gibi buranın Hint Okyanusu sahilindeki adacıklarda Müslümanlar yaşamaktaydı. Portekiz sömürgeciliğine kadar kıyı şeridi büyük oranda İslâmlaşmıştı. 16. yüzyılda bile ülkenin iç kısımlarında devam eden İslâm’ın yayılması sömürge idaresini rahatsız etmiş ve buraya misyonerler göndererek halkı zorla Hristiyanlaştırmaya tabi tutmuşlardı.

Mozambik’in iç bölgelerinde İslâmlaşma daha ziyade 18. yüzyılın başında Portekizliler’in Hindistan’dan getirdiği Müslümanların tesiriyle de artma gösterince bu göç durduruldu. 1736 yılında Portekiz Hindistan-Doğu Afrika genel valisi Mozambik’e göçen Hintli Müslümanların takip edilmesini emretti. 1750 yılında Müslümanların Mozambik yerlilerinden köle edinmelerine sınırlandırma getirilmesinin sebebi ise yanlarına aldıkları bu insanları İslâmlaştırdıkları iddiasıydı. Hintli Müslümanların ileri gelenleri daha o dönemde sahildeki Inhambane’de beş Kur’an okulu açarak buralarda İslâm eğitimi verdiler.

1964 yılına gelindiğinde ise Portekiz Misyoner Atlasına göre ülkede toplam 800.000 Müslüman, 796.403 Katolik ve 200.000 Protestan bulunuyordu. Ayrıca 10.000 civarında Hint asıllı Müslüman uzun yıllardır Mozambik’te yaşamaktaydı.

1976 yılında FRELİMO ülkedeki dini menşeli dernekleri yasakladı. Darüsselâm’da okuyan Mozambikli Müslüman öğrenciler bu durum karşısında ülkelerinde İslâm’a aşırı baskı yapıldığını dünya gündemine taşıdılar. Mozambik 1990 yılında İslâm Konferansı Teşkilâtına üye oldu ve ülkedeki Müslümanları bir idari çatı altında toplamak üzere Congresso Islamico adıyla yeni bir teşkilât kuruldu. 1993 yılında yapılan çok partili seçimler Mozambik’te dini hayatı biraz rahatlattı.

Mozambik’in meşhur Müslüman şahsiyetleri arasında Angoş’da yaşayan Musa Quanto lâkaplı Musa Mamadi Sabo’nun ayrı bir yeri vardır. Mozambikli Müslümanlar nezdinde en itibarlı kişi şüphesiz 1870-1888 yılları arasında Zengibar sultanlığı yapan Sultan Bergaş b. Said idi. Yine ülkenin kuzeyindeki sahil şehri Ibo’da yaşayan Hacı Musa b. Yusuf 20. yüzyılın başında ülkenin önde gelen Müslüman şahsiyetleri arasında zikredilmektedir.

Ülke nüfusunun batılı kaynaklara göre % 13-14’ünü, yerli İslâm kaynaklarına göre ise % 62’sini oluşturan Müslüman toplum ülkenin idaresinde hemen hemen hiç söz sahibi değildir. 1990 yılından itibaren günümüze kadar kurulan Mozambik hükümetlerinde sadece bir Müslüman bakan bulunmaktadır. Joseph Abboud adındaki adalet ve din işlerinden sorumlu bakanın girişimleri sonucu Mozambik İslâm Konferansı Teşkilâtına üyelik için müracaat etti ve önce gözlemci olarak alındı. 1994 yılında İslâm Konferansı Teşkilâtına asli üye olurken bir yıl sonra da İslâm Kalkınma Bankasına üyeliği kabul edildi. Yine 1994 yılında FRELİMO ile RENAMO arasında kızışan siyasi rekabet Müslümanlara yakın ilgi duymalarına ve listelerine Müslümanların önde gelenlerini koyma yarışına girmelerine sebep oldu. Özellikle RENAMO seçimlerde rakibine karşı ülkenin kuzeyindeki Müslümanlardan daha fazla oy aldı. Meclisteki Müslüman milletvekillerinin girişimiyle 1996 yılından itibaren Kurban Bayramı resmi tatil ilân edildi.

Mozambikli Müslümanları temsil eden İslâm Konseyi ve İslâm Kongresi dışında İslâm Nuru (Annuaril Isslamo), Angoş İslâm Derneği (Angoche Assoçiaçao Muçulmana), Beira İslâm Eğitim Merkezi adlı kurumlar bulunmaktadır. 2000 yılında ise Mozambik’teki Müslüman gençlere yüksek derecede İslâmi eğitim imkânı sağlamak üzere tarihi Mozambik adasında Musa Ben Bique Üniversitesi açıldı.