Makale

BAYRAMIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Başyazı

BAYRAMIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Mehmet Nuri YILMAZ
Diyanet İşleri Başkanı

Dinî-millî hayatımızın en önemli ve billurlaşmış zaman dilimleri olan iki dinî bayramından ilki olan Ramazan (Fıtr) Bayramını idrak etmenin sürür ve mutluluğu içindeyiz.
Bu vesileyle bütün vatandaşlarımızın ve İslâm Dünyası’nın bayramlarını tebrik ediyor; bu kutlu günlerimizin bizleri hayırlara ulaştırmasını diliyor; tabiî âfet ve felaketlerden, bizleri ve bütün insanlığı mahfuz kılmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum.
1999 yılı içinde geçirdiğimiz sebebiyle burukluk ve acı içinde bir bayram idrak ettiğimiz inkar edilemez bir vakıadır. Acılarımızın sarılması konusunda gerekli yardım ve hamiyyeti sağlayan bütün resmi ve özel kuruluşları ve şahısları tebrik ediyor, Ramazan ayı müddetince yoğun olarak süren yardım ve desteklerin bundan sonra da kesilmeden sürmesini temenni ediyorum. Çeşitli sıkıntı ve mahrumiyetler karşısında bile ibadetlerini yerine getiren felaketzede kardeşlerimi tebrik ediyor, Cenab-ı Hakk’tan, kendileri için bol ecir ve mükafaatlar diliyorum.
Ramazan ayı boyunca Diyanet olarak, yurtiçinde ve yurtdışında yoğun hizmetler verdik. Bu arada halkı yanlış ve olumsuz olarak etkilemesi muhtemel olan yayınları da izledik. Bunları cevaplandırdık. Görüntülü yayınların izlenmesi ile ilgili olarak Din İşleri Komisyonu’nun katkılarıyla oluşturduğumuz yeni ekip ve gruplar, yeni imkanlarla desteklenecek ve geliştirilecektir. Başkanlığımızı yeni çağın gerekli kıldığı kültürel ve teknik imkanlarla teçhiz etmek zorunlu hizmettir. Din İşleri Yüksek Kurulu’nun teşekkülünden sonra bu hizmetler artacaktır.
Ramazan öncesinde planladığımız, ancak zorunlu olarak ara verdiğimiz bazı projelerimizi fiiliyat aşamasında gerçekleştirmek kararındayız. “Camii Dersleri” projemiz bunlardan biridir. Belirli bir eğitim almış vatandaşlarımızın dinî eğitim düzeylerini yükseltecek olan bu uygulamamızın önemli bir boşluğu dolduracağını ve camilerimize yeni bir aktivite kazandıracağına inanıyorum. Böylece cemaatimiz pasif bir dinleyici olmak yerine, sürekli bir katılımcı ve izleyici haline gelebilecektir.
Ramazan bayramından sonra İl Müftülüklerimizde Hac Organizasyonu ile ilgili hizmetler artarak yoğunlaşacaktır. Bunun önemi açıktır. Ancak diğer hizmetlerimiz de ihmal edilmeyecektir.
Yeni bir döneme girdiğimiz yeni çağda İslâm Dünyası ve özellikle ülkemize yönelik faaliyetler de artarak devam edecektir. Özgürlük ortamının getirdiği, şartlar dinî-millî kültürümüzün korunması gereğini açıkça ortaya koymaktadır.
Misyonerlik ve beşinci kol faaliyetleri bunlar arasında ilk akla gelen faaliyetlerdir. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Kafkasya da aynı tür tehlikelerle karşı karşıyadır. Beynelmilelciliğin, Kozmopolitliğin yerli-millî ve dinî kültürü söndürmesi tehlikesine karşı yeni bir; “İslâmî-millî” hamle başlatmalıyız. Bu konu bütün münevverlerimizi ilgilendirmektedir. İslâm-Türk Medeniyetini, reaksiyoner değil, tam tersine girişimci ve hürriyetçi temalar etrafında yeniden ihya etmeyi hedefleyen bir dinamizm hareketi, bütün İslâm ülkelerinde örnek olabilir. Önümüzdeki asırda dijital teknolojinin imkanlarıyla yayılacak yeni küreselleşme kültürünün olumsuz tesirlerine karşı her İslâm münevveri hazırlıklı olmalıdır.
Sözlerimi millî şairimiz Mehmed Akif’in mısralarıyla bitiriyorum.
“Allah’a dayan, sâye sarıl, hikmete râm ol!
Yol varsa budur; bilmiyorum başka çıkar yol!”
Gelecek sayıda buluşmak üzere.