Makale

I.DİN ŞÛRASI

BAŞYAZI

I.DİN
ŞÛRASI

Mehmet Nuri YILMAZ
Diyanet İşleri Başkanı


Hayat sürekli değişme halindedir. Değişen ve gelişen bir dünyada fikirlerin, kanunların, metod ve teknolojilerin taşlaşması, donuklaşması ya da donuklaştırılması kesinlikle kabul edilemez.
İki günü birbirine denk olan ziyandadır" buyuran Peygamber Efendimiz, meydana gelen değişiklik, bir gün öncesine göre gelişme şeklinde cereyan etmişse, bunu kâr olarak ifade etmiştir.
Böyle sürekli değişen bir dünyada farklılaşan beklentiler ve daha iyi, daha faydalı olanın aranışı, insanlara hizmet sunan kişi ve kuruluşların, sundukları hizmetlerini gözden geçirmelerini sağlamaktadır. Bu hizmetleri rutin halden çıkartarak, modern çağın imkanlarından yararlanmak suretiyle mükemmelleştirme gayretine girişmelerinde de bir teşvik unsuru olmaktadır.
Elde edilecek başarı, hiç şüphesiz iyi, doğru ve faydalı olana erişmekle orantılı olacaktır.
Doğru ve faydalı olana ulaşmakta "İstişare "nin rolünü inkar etmek mümkün değildir. Gerek Kuran emirleri, gerekse Peygamberimizin ve kendisinden sonra gelen Hulefa-i Raşidin’in uygulamaları, dini literatürümüzde "Şûra" şeklinde ifadesini bulan istişare geleneğinin önemini göstermektedir.
Arapça bir terim olan şûra, tartışmak ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak an- lamlarına gelmektedir. Önemine binaen Kur’an-ı Kerim’in sûrelerinden birisine bu ad verilmiştir. Bir ayet-i kerimede; "Onların işleri, aralarında şûra iledir" (Şûra: 38)buyurularak, danışarak iş yapmanın, müslümanların bir vasfı olduğu belirtilmiş, bir başka ayette de; "Iş hakkında onlara danış" (Al-i İmran: 156) buyurulmak suretiyle, işlerini istişare ederek yürütmek, Peygamber Efendimize tavsiye edilmiştir.
Başkanlığımız, kuruluş tarihi olan 3 Mart 1924’den bu tarafa "İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek" hususunda daima en iyiyi yapma gayretinde olmuştur. Ancak, görevini yerine getirirken sunmuş olduğu hizmetlerde en iyi, en doğru, hatasız ve noksansız olanın arayışından da hiç bir zaman geri durmamıştır.
İşte bu anlayış doğrultusunda, Başkanlığımızca yürütülen hizmetlerin geliştirilmesinde bilimsel yeterlikleri ve din hizmetleriyle tanınmış olan bilim ve din adamlarının görüşlerine başvurmak amacıyla, yerli ve yabancı din ve bilim adamları, çeşitli kurum ve kuruluş temsilcileri de davet edilmek suretiyle, 1. Din Şûrası, 1-5 Kasım 1993 tarihleri arasında Ankara’da toplanmıştır.
Toplumumuzu oluşturan kesimler arasında, din gibi nazik ve hassas bir konuda geniş bir iletişim imkânı sağlamış bulunan 1. Din Şûrası’nda alınan kararlar, bundan sonraki hizmetlerinde Başkanlığımıza yol gösterecek, ışık tutacaktır.
Dergimizin bu ayki sayısı ağırlıklı olarak Din Şûrası’na ayrılmıştır.
Yayınımızın amacına ulaşmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum.