Makale

AKRABA EVLİLİĞİ

Aile Araştırma Kurumu /ANKARA

AKRABA EVLİLİĞİ

Bilineceği gibi; kan bağı ve evlenme yoluyla duygusal olarak toplumun diğer üyelerinden ayrılan, karşılıklı yetki ve sorumluluklarla birbirine bağlı bulunan, ortak ya da benzer sosyo-kültürel özelliklere sahip kişilere akraba denilmektedir.
Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi akrabalık ilişkisi ya kan bağı ile kişinin iradesine bağlı kalmaksızın oluşur, ya da evlilik müessesesinin tesisi ile gerçekleşir. Evlilik birliğini kuracak kişilerin temel beklentileri de yeni oluşturmayı düşündükleri yapının, yani ailenin, sağlıklı biçimde kurulup, sağlıklı biçimde sürdürülmesi olmaktadır.
Ülkemizde yaşamakta olan hemen hemen her birey ailenin önemine, korunmasının gereğine ve evlilik birliğinin kurulması olayına samimiyetle inanmaktadır. Gerek toplumsal değerlerimiz, gerekse geleneklerimizin bu yargının oluşmasında büyük etkisi vardır. Toplumumuzda evlilik olayı ile ilgili olarak yaşanan bir gerçek de akraba evliliklerinin oldukça sık görülmesidir.
Ülke çapında yapılan en yakın tarihli demografik araştırma 1993 tarihli Türkiye Nüfûs ve Sağlık Araştırması" (TNSA) olup, bu araştırma sonuçlarına göre Türkiye genelinde akraba evliliklerinin görülme sıklığı %23’ler civarındadır. Akraba evliliği yapanların çok büyük bir bölümü de eşiyle birinci veya ikinci dereceden* akrabadır.
Birinci derece akraba evliliklerinde ilk sırayı amca çocuklarının yaptıkları evlilikler alırken, bunu kadınların hala oğulları ile yaptığı evlilikler izlemektedir. Yapılan araştırmalarda akraba evliliğinin en yaygın olduğu bölgelerin Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgesi olduğu saptanmıştır. 1993 tarihli TNSA verilerine göre Doğu Anadolu bölgesindeki kadınların %34.4’ü, Akdeniz bölgesi kadınlarının % 28.6’sı, -Batı Anadolu bölgesi kadınlarının % 13.7’si, İç Anadolu bölgesi kadınlarının %25.6’sı, Karadeniz bölgesi kadınlarının ise % 22.1’i akraba evliliği yapmıştır.
TNSA’nın beş yıl öncesine göre Batı Anadolu’da büyük bir farklılık gözlenmez iken Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde akraba evliliklerinde küçük azalmalar saptanmıştır. İç Anadolu bölgesinde ise akraba evliliklerinde %5’ler dolayında bir azalma görülmüştür.
Akraba evlilikleri konusunda bölgeler arasında farklılıklar gözlendiği gibi, bölgelerin kendi içlerinde de farklılıklar görülebilmektedir. Örneğin: Akdeniz bölgesinin doğu ve batısı arasında akraba evliliği oranında %10’a yaklaşan bir fark bulunmaktadır. Altmışlı yıllarda akraba evliliklerinde bir azalma görülse de, 1980’ler-den bu yana akraba evliliği sıklığında büyük bir değişiklik olmamıştır.
Evliliklerde akrabaların tercih edilme nedenleri de farklı farklıdır. Tanınan, huyları bilinen, akrabalardan biri ile evlilik çoğu zaman tercih nedeni olmaktadır. Ancak, en büyük etken yaşanılan coğrafyadır. Akraba evlilikleri, çeşitli nedenlerle çevreden soyutlanmış toplumlarda sıklıkla görülen bir olaydır. Ekonomik sorunlar, inançlar, kültürel yapı, ailenin mallarının parçalanma endişesi ve kan davası gibi etkenler, kişilerin, akrabadan birisi ile evlenmesini neredeyse zorunluluk haline getirmiştir. Geleneksel bir boyutu da bulunan akraba evlilikleri, neredeyse beşikten başlamaktadır.
Akraba evlilikleri ile ilgili önemli bir saptama da-, bu evliliklerin, aileler tarafından kararlaştırılmış ve büyük ölçüde çiftlerin insiyatifleri dışında gerçekleştirilmiş olmalarıdır.
Ülkemizde kuşaklar boyunca yaygın bir biçimde süregelen akraba evlilikleriyle ilgili olarak yapılmış araştırmalar, bu tür evliliklerin daha çok küçük yerleşim birimlerinde, köy ve kasabalarda yaygınlaştığını göstermektedir. Akraba evlilikleri kentlerde sık rastlanan bir olay olmamakla birlikte, kentlerin gecekondu bölgelerinde yaygınlığını korumaktadır. Tüm veriler, Türkiye’de yaşamakta olan her 45 aileden birinin akraba evliliği yaptığı sonucunu doğrulamaktadır.
Akraba evlilikleri, geleneksel bir davranış biçimi olmaları ve kültürel özelliklerle yakından bağlantılı bulunmaları nedeniyle bazı Arap ülkelerinde yaygın şekilde gözlenmektedir. Batı’da ise izole topluluklar dışında görülme sıklığı %1’ler seviyesindedir.
Akraba evlilikleri geleneksel bir davranış biçimi olduğu kadar, kültürel özelliklerle de yakından bağlantılıdır. Araştırmanın (TNSA) bazı verileri eşlerin ana diline göre bir sınıflandırmaya da imkan vermektedir. Eşlerden her ikisinin ana dilinin de Kürtçe olduğu durumlarda akraba evliliği oranı %41.2’ye çıkarken, ikisinin ana dilinin de Türkçe olduğu durumlarda %207’ye düşmektedir. Kısacası, aynı etnik ve kültürel kökenden gelmek, akraba evliliği yapma konusunda önemli derecede etkili olmaktadır.
Akraba evliliği ile eğitim düzeyi arasında da beklenildiği gibi ters orantılı bir ilişki mevcuttur. Düşük eğitim düzeylerinde akraba evliliği daha sık görülürken, eğitimi orta okul veya üzerinde olan çiftler arasında bu oran %8.2’lere kadar düşmektedir. Kadının eğitimsiz olduğu durumlarda erkeğin eğitim düzeyi ne olursa olsun akraba evliliği yüksek oranlarda görülmektedir. Erkek eğitim düzeyi yüksek olsa bile eğitimi olmayan bir akrabası ile evlenebilirken, kadının eğitimli olduğu durumlarda akraba evliliği yapma oranında önemli bir düşüş gözlenmektedir.
Akraba evliliği yapan çiftleri barındıran ailelerde bazı sorunlar yaşanmaktadır. Bu tür ailelerin-, akraba evlilikleri nedeniyle özürlü bir bireye sahip olma, erken doğum, düşükler, kısırlık, bebek ölümleri ve buna dayalı : olarak doğurganlığın artması gibi sorunlarla karşılaştıkları bilinen bir gerçektir. Uzmanlara göre, akraba evlilikleri kolay tanımlanmayan ve tedavisi mümkün olmayan hastalıklara ; neden olmaktadır.
Bu hastalıklar; kan hastalıkları, böbrek ve damar hastalıkları, göz, cilt ve iskelet sistemi ile ilgili hastalıklar, zeka gerilikleri veya doğuştan sakatlıklar şeklinde olabilir. Genelde görülme sıklığı az olan bu hastalıkların bir çoğu akraba evlilikleri oranının yük-| sek olması nedeniyle ülkemizde Avrupa ülkelerine oranla daha sık görülmektedir.
Hastalıkların görülmesinde akrabalığın cinsinin önemli olmadığı görü-| şünü dile getiren uzmanlara göre, anne tarafı ile yapılan evliliklerde risk düşüktür mantığı doğru değildir. Amca, dayı, hala veya teyze çocukları aynı riski taşımaktadır.
Akraba evliliklerinde erken yaş ölümlerinin arttığı kanısı da yaygındır. Akraba evliliklerinde ortaya çıkma olasılığı yüksek genetik bozuklukların yüksek oranda ölüm riskini de beraberinde getirdiği bilinmektedir.
Anne ve babası akraba olmayan çocuklar arasında bebek ölüm hızı %045 iken akraba evliliği sonucu doğan çocuklarda bu oran %072 olmaktadır.
Akraba evliliklerinde karşılaşılan doğurganlığın, geleneksel toplumsal ilişkilerin bir sonucu mu olduğu, yoksa akraba evliliklerinin özelliklerinden mi kaynaklandığı saptanabilmiş değildir.
Uzmanlara göre, akraba evliliğinden kaynaklanan hastalıkların önlenmesi için alınabilecek en önemli tedbir akraba evliliğinin yapılmamasıdır.
Uzmanlar, alınması gereken bir başka tedbirin de ailede bir hasta çocuk doğduğunda tüm imkanların kullanılarak hastalığın kesin teşhisinin konulması olduğunu savunmakta ve hastalık tanısının konulmasının, daha sonraki çocukların hasta doğmalarının önlenmesi bakımından çok önemli olduğuna inanmaktadırlar.
"Birinci derece akraba evlilikleri, kardeş çocukları arasında, ikinci derece akraba evlilikleri ise kardeş torunları arasında yapılan evlilikler olarak tanımlanmaktadır.

- Hancıoğlu ve Akadlı Ergöçmen, 1992; 1993 Türkiye ve Nüfus Sağlık Araştırması
- A. Hancıoğlu ve E. Tunçbilek, Akraba Evlilikleri ve Sosyo-demografik özellikleri, Ilı. Ulusal Nüfusbilim Konferansı