Makale

Önemli Bir kaynak: Mevzuatü'l-Ulûm

Önemli Bir Kaynak:
Mevzuatü l-Ulûm

Zülfikar GÜNGÖR
A. Ü. İlahiyat Fak. Araştırma Gör.

İlmi araştırmalarda “olmazsa olmaz” niteliği taşıyan bir takım kaynaklardan faydalanmak zorundayız. Her ilmi araştırma sahasının, kendisini ilgilendiren önemli kaynaklarının mevcut olduğu da bilinen bir gerçektir.
İnsanlık tarihi boyunca değişik ilim alanlarında eser veren müellifler olagelmiştir. Yazılan bazı eserler, yazıldığı zaman diliminde etkili olurken, bazılarının etkisi daha uzun süre devam etmiştir. Tarih ve edebiyat araştırmalarımızda kaynak eser özelliği taşıyan tezkire, tabakat, menakıb, siyer vs. türü biyografik eserlerin yanısıra, bibliyografik nitelikli eserlerin de önemli bir yeri vardır.
Bilindiği gibi bibliyografik türde eserler, çok çeşitli ilim dalları ve bu alanlarda eser veren müellifler ve kitapları hakkında bilgi vermektedir. Bu türün ölümsüz diyebileceğimiz ve etkisi yazıldığı çağı aşan, bugün bile başvuru eseri olma özelliği taşıyan ürünlerinden bazıları şunlardır:
İbn Nedim’in el-Fihrist, Katip Çe- lebi’nln Keşfu’z-Zünun ve bunun zeylleri, Sergis Orpilyan ve Seyyid Abdülzade Mehmet Tahir’in Mah- zenü’l Ulûm0’.
Bibliyografya türünün ölümsüz eserlerinden biri de, Mevzuatü’l Ulum isimli kitaptır. Taşköprü-zade Isamü’ddin Ahmed’in Miftahu’s-Sa- ade adlı eserinin Türkçe çevirisi olan bu kitap, müellifin oğlu tarafından dilimize kazandırılmıştır. Biz bu çalışmamızla bu eseri tanıtmanın yanısıra, müellif ve mütercimi hakkında da bilgi vermeye gayret edeceğiz.
ESERİN MÜELLİFİ
Osmanlı devleti içinde birçok ilim adamı yetiştirmekle meşhur olan ve Kastamonu’nun Taşköprü ilçesine yerleştikleri için Taşköprî zadeler adıyla anılan ailenin en şöhretli ferdidir®. Müellifimizin tam adı, Taşköprî-zade Isamü’ddin Ahmed Efendi’dir. Künyesi Ebu’l-Hayr olan yazar, ulemadan eski Haleb kadısı Muslihi’ddin Mustafa Efendi’nin oğludur. 14 Rebiulevvel 901 (2 Kanun-ı Evvel 1495)’de Bursa’da dünyaya gelmiştir. Doğumu ile ilgili olarak Mevzuatü’l-Ulûm adlı eserinin sonunda bulunan hal tercümesinde şu ifadelere yer verilmiştir: “Zat-ı bedri’l-lem’âtı ihda ve tis’a mie rebiulevvelinin leyle-i bedrinde mâh- ı cihan-tâb gibi tâli-i vafık-ı se’adetten lâmı’u sâdı’ olup...”0’.
İlk tahsilini babasının yanında yapan müellif, Ankara, Bursa ve İstanbul’da, başta amcası Kıva- mü’ddin Kâsım olmak üzere, Fenarî Muhittin Efendi, Şeydi Muhittin Efendi gibi devrin önde gelen alimlerinden okumuştur. Çağın gerektirdiği yüksek tahsilini yaptıktan sonra H. 931 (1525)’de Dimetoka’da Oruç Paşa Medreses’ine müderris olarak atanmıştır. Bu şekilde ilmiye sınıfına intisap eden Ahmed Efendi Üsküp Ishak Bey, Mustafa Paşa Atik Medresesi, Edirne Üç Şerefeli Medrese gibi eğitim kurumlarında ders okuttuktan sonra Fatih medreseleri sahn-ı seman müderrisliğine yükseldi. Bunun yanısıra Bursa ve İstanbul kadılıkların’da da bulundu. Gözleri- ninin rahatsızlanması üzerine H. 961 (1554)’de son görevi olan İstanbul kadılığından ayrılarak vefat tarihi olan H. 968 (1561)’e kadar kitap telifi ile ömrünü geçirmiştir. Vefatı sonrası Fatih Camii civarında bulunan Aşık Paşa Tekkesi Mescidi haziresine defnolunmuştur. Aynı zamanda Nakşibendî tarikatına mensup olan bu büyük ilim adamı değişik sahalarda otuz civarında eser kaleme almıştır. Eserlerinden bazıları şunlardır:
1. Miftahu’s-Saade ve Misba- hu’s-Siyade: Arapça yazılmış bibliyografik bir eser olup Mevzuatü’l- Ulum adıyla oğlu tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Bizim bu çalışmamıza konu olan kitaptır.
2. Şakaiku’n-Nu’maniyye fi Ulemai Devleti’l-Osmaniyye: Müellifin en meşhur eseridir. Arapça yazılmış olan bu kitabın birçok tercüme ve zeyilleri yapılmıştır. Osman Ga- zi’den itibaren 1558 tarihine kadar yaşayan 10 padişah döneminde yetişmiş ulema ve meşayihin hayatlarından bahseden biyografik bir çalışmadır’(4)
3. Nevadiru’l-Ahbar fi Menaki- bi’l-Ahyar: Üç fasıl üzerine tertip edilmiş bir tercüme-i hal kitabıdır. Birinci fasılda sahabe ve âbidler- den, ikinci fasılda içtihad sahiplerinden, üçüncü fasılda ise hükema, müneccim ve tabiplerden bahsedilmektedir.
4. Risale fi ilmi Adabi’l-Bahs: Mü- bahase ve münazara usulüne ait bir kitaptır.
5. Haşiye ala Haşiye es-Seyyid Şerif Ala Şerhi’t-Tecrid: Kelama ait bir eserdir.
Bunların dışında Medmetü’l- Ulum, Şerhu’l-Ahlaki’l-Adudiyye, Risale fi’l-Feriiz, Şerhi Mukaddimati’s- Salat, Miftahu’l-irab, Suretu’l-Halas fi’l-ihlas, Risale fi’l-Kaza ve’l-Kader, el-Cami’ fi’l-Mantık, Risale fi Tefsiri Ayati’l-Vuzu vs. gibi Arap dili, tefsir, kelam, mantık, vb. ilim dallarında irili ufaklı kitapları vardır. (5)
ESERİN MÜTERCİMİ
Kemaleddin Muhammed Efendi, Taşköprüzade ailesinin babasından sonra en müşhur ikinci simasıdır. H. 959 (1552)’da İstanbul’da dünyaya gelmiş ve ilk tahsilini babasından almıştır. Daha sonra başta Şeyhülislam Ebu’s-Suud Efendi olmak üzere Nakşi şeyhi Hafız Ahmed Buharî ve Aziz Mahmud Hü- dayi gibi meşhur alimlerden ilim okumuştur.
Yüksek tahsilini müteakip H. 984 (1576)’de otuz akçe ile Unkapanı medresesinde müderrisliğe başlayarak ilmiye ricali arasına girmiştir. Yeni Ali Paşa, Şehzade Sultan medreseleri müderrisliklerinde bulunduktan sonra, Receb 999 (Nisan 1591)’de Selanik Kadılığına atanmıştır. Üsküdar, Halep, Şam, Galata kadılıklarında da değişik tarihlerde görev yaptıktan sonra belirli aralıklarla üçer defa Anadolu ve Rumeli kazaskerliği de yapmıştır.
Çok hareketli bir yaşama sahip olan Kemaleddin Muhammed Efendi, Sultan İkinci Osman zamanında ordu ile birlikte sefere çıkarak Boğdan’a kadar gitmiştir. Yolda ağır bir şekilde hastalanmış ve 4 Şevval 1030 (22 Ağustos 1621)’da Ishakçı kasabasında ölmüştür. Naşı İstanbul’a getirilerek Aşık Paşa Tekkesi Mescidi haziresinde babasının yanına gömülmüştür.
Aynı zamanda şair olan müellif, Kemalî mahlasıyla şiirler yazmıştır. Bu kadar hareketli bir görev serüveninin yanısıra eser yazma ya da vakit ayıran müellifin başlıca eserleri şunlardır:
1. Mevzuatü’l-Ulûm: Babasının yazdığı Miftahu’s-Saade adlı eserin bazı ilavelerle yapılmış tercümesidir.
2. Şehname: Sultan İkinci Osman’ın emriyle kaleme aldırmaya başlanmış mensur bir eser olup yarım kalmıştır.
3. Tarih-i Kahtı Mısır Tercümesi.
4. Risale-i Hüseyin Vaiz Tercümesi.
5. Sure-i Kehf Tefsirine Haşiye.
6. Kaside-i Bür’e Tahmisi.
7. Kırk Hadis Tercümesi’6’.
MEVZUATÜ’L-ULÛM VE ÖZELLİKLERİ
Bu kitap Taşköpri-zade isamüd- din Ahmed Efendi’nin Şakaiku’n- numaniyye adlı eserinden sonra en meşhur eseri olan Miftahu’s-Saade ve Misbahu’s-Siyade isimli çalışmanın Türkçe çevirisidir. Türkçeye oğlu Kemaleddin Muhammed tarafından Mevzuatü’l-Ulum adıyla çevrilen kitabın Medmetü’l-Ulum isimli bir de Arapça telhisi vardır.(7)
Söz konusu eser, Ikdan Gazetesi neşriyatı olarak iki cilt halinde 1313 (1897) tarihinde İstanbul’da basılmıştır. Birinci cilt 856, ikinci cilt ise 757 sayfadır. İkinci cildin sonunda kitabın müellif ve mütercimlerinin tercüme-i halleri yer almaktadır, Ayrıca 1328 tarihinde Haydarabad’da basılan eser, O. Rescher tarafından Almanca’ya çevrilmiştir. Almanca çevirisi de 1934’de İstanbul’da basılmıştır’(8)
Kemaleddin Muhammed Efendi, babasının eserini Türkçe’ye aynen çevirmemiş, bazı eklemeler de yapmıştır. Mukaddimede yer alan şu ifadeler, kitabın muhtevası ve tercüme şekli hakkında bizi aydınlatmaktadır:
".... Kitab-ı latif-i nâfi’ te’lif edib Miftahu’s-Sade ve Misbahu’s Siya- de ile tesmiye eylemişdir ki, meyan- ı halkda Mevzuatu’l-Ulum demekle meşhur ve ma’lumdur. Hakka ki bir kitab-ı nâfi’dir ki menafim beyan u ta’dat için bir te’lif-i müstakil i’dad olunsa reva ve medhinde herne mertebe ittıra olunsa sezadır. Evvela mukaddimesinde fezail-i ilm ve ta’lim ve teallüm hakkında müba- hase ve tekellüm edib, her birini ayat-ı kerime ve ehadis-i Nebeviy- ye ve ahbar ve asar-ı ahyar ile is- bat ve izhar edib badehu adab-ı müderrisan ve kadıyan ve vezaif-i meşayih ve müzekkiran ve vaizan hakkında varid olan akval-ı eimme- i kiram ve tahkikat-ı meşayih-i izam beyan olunub badehu üçyüzden ziyade ulûm-ı celile ve fünûn-ı cezi- lenin esamisini zikr u beyan ve her birinin mevzu’ ve menafiini tahkik ve mebadi-i gayatını tayinde ted- kik edib ol münasebetle nice fevâ- id u hakâik ve nükât u dekâik ve hi- kayât-ı latife vü meari-i nefise dere ve gurer u cevahir uze vahir-i letaife dere edib gûher-i güra-nüma- ye-i ömrünün bir mikdarını onda hare etmişdir."
"... Hakikatde bu kitâb-ı müter- ceme şerh menzilesinde vâki olup, nice lugat-ı arabiyye-i garibesinin me’anisi zikr u beyan ba’zı müşkil mevazi’ vu mahalli izah u hail ile tahkik u itkan edip onlardan maada münasebet ile nice zevâid-i fevâid umevâid-i avâid zikr u bast olunub ba’zı zâde-i hâtır-ı fâtır olub ba’zı hadi ka’r-ı Bahr-ı kütüb u de fâtirden iltikat olunup mahallinde zikr u îrad olunmuştur ki, evveline lafz-ı tezyil işaret-i intihasına “intiha” alâmet olmuşdur.(9)
Görüldüğü gibi bu eser, 300’den fazla ilim dalı ve bu ilim dallarında eserler veren binlerce müellif ve eseri hakkında bilgi veren bibliyografik bir çalışmadır. Esere mütercim tarafından ilaveler yapıldığını ve bunların “tezyîl” ifadesiyle asıl metinden ayrıldığını da yukarıdaki alıntıdan anlıyoruz.
Mütercim, babasının Arapça yazdığı eseri bazı dostlarının, kitabın daha çok kişi tarafından anlaşılıp faydalanılabilmesi için Türkçe’ye çevirisini arzu etmeleri üzerine tercüme ettiğini, H. 1006 yılında Haleb kadısı iken tercümeye başladığını bildirmektedir."(10)
Kitabın matbu nüshasının baş tarafında “Mevzuatu’l-Ulûm’un Tab’ını İstilzam Eden Ba’zı Mukaddemât” başlığı ile İkdam Gazetesinin 12 Temmuz 1311 tarihli nüshasında yayınlanmış olan Necib Asım’ın bir makalesi yer almaktadır. Bu yazıdan sonra mütercim tarafından yazılan “Dibace” de eser ve tercüme şekli hakkında bilgiler verilmektedir (1-20).
Eser, dört mukaddime ve altı devha’ adı verilen bölümlere ayrılmıştır. Kitab üzerinde yapmış olduğumuz incelemede bu bölümlerde yer alan konularla ilgili şu tesbitleri yaptık:
Mukaddime-i Ula: (27-37) Bu ilk mukaddimede ilmin, ilim öğrenme ve öğretmenin fazileti, ayet ve hadisler ışığında anlatılmıştır.
Mukaddime-i Saniye: (37-67) Bu mukaddimede ilim öğrenecek kişe- ye gerekli olan on vazife, yine ayet ve hadislerle desteklenerek ele alınmıştır. Bu on vazife şöyle açıklanmıştır:
1. Nefsi kötü huylardan temizlemek ve ahlak-ı hasene ile ahlaklanmak.
2. İhlas kazanmaya çalışmak ve makam ve insanların itibarını istememek .
3. Nefsi hor görmeli ve dünya ile ilgili ilişkileri azaltmalı.
4. İlim öğrenmeye müştak olmalı ve tenbellik göstermemeli.
5. Ömrünün sonuna kadar kendini ilim öğrenmeye adamalı.
6. Takva ve vera sahibi, nesebi temiz bir üstad bulmalı.
7. İlimlerden birini seçmeyip, her biri hakkında bilgi sahibi olduktan sonra, biri üzerinde derinleşmeli.
8. İlim öğrendiği diğer arkadaşları ile müzakere ve münazara yapmalı .
9. Hergünün işini zamanında yapmalı.
10. İlmin şerefini, rütbesini bilmeli ve ulûm-î istidlaliyede delil ve burhanın önemini bilmeli.
Mukaddime-i Salise: (67-110) Bu mukaddimede muallimin vazifeleri şu on maddedir:
1. Öğretme işini sadece Allah rızası için yapmalı, Riya, makam ve para için yapmamalıdır.
2. Öğretmen talebesini evladı yerine koymalıdır.
3. Peygambere ittiba ederek talebelerinden para istememelidir.
4. Nasihat etme konusunda cimri davranmamalı, her zaman nasihat etmelidir.
5. Yasaklama ve zorlamayı gerekli kılan hususlarda öğrenciyi zorlamalı ve yasaklar koymalıdır.
6. Öğretmeye talebe için en gerekli olan ilimle başlamalıdır.
7. Küçük yaştakileri ilim tahisiline ve özellikle hıfza yöneltmelidir.
8. Öğretmenin sözü ile işi birbirine muvafık olmalıdır.
9. Öğretmen ders sırasında öfkelenmemelidir.
10. Öğretmen yemesinde, giymesinde aşırılığa kaçmamalı, itidal üzere olmalıdır.
Mukaddime-i Rabia: (110-118)
Bu mukaddimede ilim ve amelin birlikteliği üzerinde durulmuştur. Tarik-i nazar ile tarik-i tasfiye arasındaki nispet açıklanmıştır.
Kitabın “Devha” denilen altı ana bölümünde ise değişik ilim dalları ve bu dallarla ilgili kitap yazan müellif ve eserleri hakkında bilgiler verilmiştir. Bu ana bölümlerin içeriği şu şekildedir:
Devha-i ûlâ: (119-183) Bu bölümde hat ilmi ile ilgili bilim dalları açıklanmıştır. Bunlardan bazıları: Edevatu’l-hat, Kavanînü’l kitabet, Tahesinü’l-Huruf. ikinci şubede harflerin yazılmasıyla ilgili ilimler açıklanmıştır. Bu meyanda terkib-i eşkal-i besaiti’l-huruf, imlai hatti’larabi ve ilmi hatti’l mushaf gibi konular açıklanmıştır.
Devha-i saniye (138-312) Bu bölümde lafızlara taalluk eden ilimler açıklanmıştır. Bu ilimlerden bazıları şunlardır: Meharicu’l-huruf, ilmu’l-lu- ğa, ilmu’s-sarf, nahiv, meani, beyan, bedi’, aruz, kafiye, mebadiu’ş- şiir, inşa vb.
Devha-i Salise: (312-335). Bu bölüm zihinde olan makulat-ı saniyeden bahseder. Konuyla ilgili yer alan ilim dallarından bazıları şunlardır: Mantık, adabu’d-ders, cedel ve hilaf ilimleridir.
Devha-i Rabia: (335-432). A’yâ- na taalluk eden ilimler hakkındadır. Bu başlık altında ilm-i ilahi ve ilm-i riyazi ve bunlarla ilgili ilimler hakkında bilgi verilmiştir. Bu bölümde açıklanan bazı ilim dallarının isimlen şöyledir: Ma’rifeti nüfusu’l-insaniy- ye, marifetü’l-mead imaratü’n-nü- büvve, ilm-i tıb, nebat, hayvan ilimleri, simya, kimya, sihir, rüya tabiri vb.
Devha-i Hamise: (432-442). Bu bölümde ahlâk ilmi, siyaset, adabul-mülûk, ilmi ihtisab, ilmi kûdü’l- asakir ve’l-cüyûş gibi ilim dalları açıklanmıştır.
Devha-i sadise: (442-844). Bu bölümde şeriat ilimleri açıklanmıştır. Bölüm, bir mukaddime ile sekiz şubeden oluşmaktadır. Bölümde açıklanan şeriat ilimleri şunlardır: Kıraat, rivayeti’l-hadis, tefsiri’l-kur’an, dirayeti’l-hadis, kelam, usulü fıkıh ve fıkıh. Kitabın İkinci cildinde devam eden bu bölümün sekizinci şubesinde (3-253) şer’i ilimlerle ilgili fü-ruat durumundaki ilim dalları açıklanmıştır. Bunlara örnek olarak es- bab-ı vürudü’l hadis, tıbbı nebevi, sebebi nüzul, nasih-mensuh vb. ilim dallarını verebiliriz. Sayfa 253’ten iti- barenki tabın sonuna kadar tasav- vufi nitelikli konular ele alınmıştır. Bu bölümü bir tasavvufi ahlâk kitabı kabul edebiliriz. Burada yer alan konulardan bazı başlıklar ise şöyledir: Zühd, takva, ibadetlerin sırları, tevbe, zikir, dua, emr-i bil’maruf, ri- yazat-ı nefs, tevekkül, sabır, şükür, hakikat-ı mevt vb. ahlaki konular.
SONUÇ
Bütün bu bilgilerden sonra şunu söylememiz mümkündür. İlmi çalışmalarımız açısından Taşköprüzade merhumun Mevzuatü’l-Ulûm adlı bibliyografik nitelikli bu eserinin bilinmesi çok önemlidir. Bu eserden daha iyi faydalanabilmemiz için tahkikli bir şekilde yeni harflerimize aktarılarak yayınlanması gerektiği kanaatindeyiz. Yapılacak böyle bir çalışmanın titiz bir şekilde gerçekleştirilmesi ve mümkünse bir ekip tarafından yapılanmasını kitabın daha faydalı hale gelmesi için gerekliliği de açıktır.

1. Bu türün en yeni örnekleri ise Cari Brockelman’ın GAL ve Prof. Fuat Sezgin’in GAS adlı eserleri.
2. Taşköprü ailesinden yetişmiş şahsiyetlerden bazıları da şunlardır: Hayrettin Halil, Muslihiddin Mustafa, Ebu Hamid Muham- med. Bu şahıslar hakkında bilgi için bkz. M. Münir Aktepe, "Taşköpri-zade”, İsi. ans., XII/1,41-6.
3. Taşköpri-zade Isamüddin Ahmed, Mevzuatü’l-ulüm, 1st. 1313, II, 173.
4. Şakaik-i Numaniye’nin tercüme ve zeyilleri hakkında daha geniş bilgi için bkz. A. Sırrı Levend, Türk Edebiyatı Tarihi (Giriş) Türk Tarih Kurumu Yayını, 3. baskı, Ank. 1986. 1,353 vd.
5. Müellifin hayatı ve eserleri için bkz. M. Münir Aktepe, “Taşköpri-zade”, a.g. mad. a. y., 42-45, Harun Tolasa, “Taşköprülüzade Ahmed Efendi”, Türk Ans., 484-5, M. Tayyip Gökbilgin, ’Taşköprüzade ve ilmi görüşleri" İslam Tetkikleri Ens. Der.. VI/1-2, 127-8.
6. Mütercimin hayatı ve eserleri hakkında daha geniş bilgi için bkz. M. Münir Aktepe, ay. 44-5. Harun Tolasa. ay. 485; M. Süreyya, Sicill-i Osmani, 1st. 1317, IV, 8; BursalI M. Tahir, OsmanlI Müellifler, 1st. 1972,454-5.
7. Bursa lI M. Tahir, age., 1,442
8. A. S. Levend a.g.e. 1,442,
9. Taşköprî-zade Isamüddin Ahmet, Mevzuatü’l-ulûm, 1,17
10. Bkz. age,, I, 17.