Makale

Prof. Dr. Süleyman Hayri BOLAY ile Kutlu Doğum haftası Üzerine Bir Söyleşi

RÖPORTAJ

Prof. Dr. Süleyman Hayri BOLAY ile

“Kutlu Doğum Haftası”
Üzerine Bir Söyleşi

► Sayın Hocam, bildiğiniz gibi T. Diyanet Vakfı’nın organizatörlüğünde, Peygamberimizin dünyaya teşrifini "Kutlu Doğum " adıyla 8 yıldan beri kutluyoruz. Bu seneki kutlamalarda belirlenen hedeflere ulaştığınızı söyleyebilir misiniz?
Hedefimize kısa zamanda ulaştık ve hedefimizi aştık bile. Kutlu Doğum, Cenab-ı Allah’ın lütfuyla ve Peygamberimiz (S.A.S.)’in feyzi ve milletimizin büyük alakasıyla hedeflerini de, sınırlarını da aştı. Bu sene yurt dışında: Kıbrıs, Almanya, Hollanda ve Belçika’da Kutlu Doğum Haftaları düzenlendi . Türk Dünyasında ise sistemli bir kutlama olmamakla beraber, çok büyük alaka oluyor. Bu yıl yine Balkanlar’a da taştık, oralara yarışmalarla ulaştık. Naat yarışması açmak suretiyle, her tarafa köprüler kurulmuş oldu. Bir kaç senedir ve bilhassa bu yılki uluslararası bilimsel toplantıyla Kutlu Doğum ‘un mesajı İslam dünyasına ulaştı. Bu yılki toplantılara, Malezya, Mısır, Sudan, İspanya, Endülüs ve Amerika’dan katılanlar oldu. Böylece Kutlu Doğum ‘un mesajı üç kıta üzerine ulaşmaya başladı.
► Sayın Hocam, yurtdışında yapılan Kutlu Doğum toplantılarını biraz açar mısınız?
Yurtdışında yapılan toplantılardan, Kıbrıs’taki toplantıya arkadaşlarımızı gönderdik. Halit GÜLER Bey’in başkanlığında giden arkadaşlarımız orada konuşmalar yaptılar. Toplantılara büyük alakanın olduğu, salonların dolduğu, halkın programları sabırla, heyecanla sonuna kadar izleyip bekledikleri bize ulaştı. Şimdiye kadar, Türk Cumhuriyetlerinde fiili olarak bizim tertiplediğimiz her hangi bir program olmadı. Türk Cumhuriyetlerinde devamlı şiir yarışması yapıp, onlara ödüller verdiğimiz ve onları buraya davet ettiğimiz için, onların televizyonlarında bu yarışmalar birinci haber olarak yayınlandı. Bizim duyduğumuza göre kendi aralarında, bazı yerlerde, programlar tertip etmişler. Gelecek yıllarda, talep edilmesi şartıyla Müşavirliklerimiz kanalıyla oralarda program yapmayı düşünüyoruz. Öyle zannediyorum ki önümüzdeki yıllarda oralarda da düzenli bir şekilde Kutlu Doğum Haftası’nı kutlayacağız. Balkanlar’da da bu ve buna benzer gelişmelerin olduğunu duyuyorum. Bir de Avrupa’daki Türk işçileri arasında kutlamalar oldu. Bu seneki programlar daha çok özel teşebbüs ve çeşitli derneklerin gayretiyle oldu.
Gelecek yıllarda Başkanlık ve Vakfımızın müştereken düzenleyeceği programlar olacak elbette.
► Bu yıl İkincisini düzenlediğiniz uluslararası ilmi sempozyumda "Değişim Sürecinde İslam" konusu ilim adamlarınca tartışıldı. Sempozyumdan çıkan şonuçlar hakkında bilgi verir misiniz?
"Değişim Sürecinde İslam" konusu hem Ankara hem de İstanbul’daki uluslararası sempozyumlarda tartışıldı. Bu yıl böyle bir top- latıyı İstanbul’da ilk defa yaptık. Önümüzdeki senelerde inşallah bu toplantıları İzmir, Konya gibi büyükşehirlere, kültür merkezlerine yaymak istiyoruz. Konu ile ilgili çok değişik konuşmalar yapıldı. Burada, İslam Tarihi boyunca, değişmeler nasıl oldu? Bu değişmeler karşısında Batının ve ülkemiz müslümanlarının tavrı ne olmuştur ne olmalıdır... gibi konular tartışıldı. Müslümanlar sırf Batıya karşı çıkmakla nereye varabilirler? Bugünkü tarihin seyrine nasıl müdahale edebilecek hale gelebiliriz? Bütün bunların yolları gösterilmeye çalışıldı. Bu bakımdan çok önemli bir toplantı oldu. Hadislerin ve ayetlerin yorumu, Kur’an’a bakış tarzının, nasıl olması lazım geldiği gibi konularda güzel fikirler ortaya kondu. Toplantıda konuşulanlar kitap halinde yayınlanacak.
► İnsanlığın sevgi ve hoşgörüye muhtaç olduğu günümüzde geçen yıl başlattığınız "Bir Dal Gül Ver" kampanyasını bu sene de sürdürdünüz. Bunu gelenek haline mi getirmek istiyorsunuz?
Gül, Türk Edebiyatında, eskiden beri Peygamberimizin ’"Remzi”, "Sembolü" olarak görülmüştür. Gülün kokusu Peygamberimizin teninin kokusuna benzetilmiştir. Gül, günlük hayatımızda da büyük alakaya, sevgiye, itibara sahiptir. El işlerinden, oyalardan, camilerdeki mermerlere, kitap kaplarına, buna benzer her yerde gül, güzelliğin sembolüdür. Bir gül dalı vermekle, karşıdaki insanın , Kutlu Doğum Haftasına, İslam’a karşı bir tatlı bakış içinde olabileceği düşünülmüştür. Çünkü Kutlu Doğumun amacı Peygamber sevgisini, Peygamberin mesajını cami cemaati dışına ulaştırmaktır. Amaç, hangi kesimden olursa olsun gül vasıtasıyla insanları İslam’a yakınlaştırmak, ısındırmaktır. Bu gül olayının, Peygamberimizin bize getirdiği mesajına, hayatına ve hadislere karşı insanların ilgilerini çekmekte çok etkili olacağı kanaatindeyim. Gül olayı basında, medyada, bizim tahminlerimizin ötesinde ilgi topladı. Akabinde de “Bunlar barışın en güzel temsilini ortaya koydular, bundan daha güzel şey mi olur? Gül veriyorlar, gülü alıp iyi münasebetler kurmak lazım" şeklinde yorumlar yapmaya başladılar. Türkiye’de bu yaygınlaştı. Bu yıl Sayın Başbakanımız da bu kampanyayı teyiden başlattı. Yine TBMM’de Sayın Yasin HATİPOĞLU, bir oturum esnasında Meclis kürsüsünde bir gül dalı gösterek üzerindeki sloganı okuyarak, büyük alkış toplamıştır. Önümüzdeki yıllarda aynı kampanyanın yurtdışında da kendiliğinden yayılacağını düşünüyoruz.
► İki yıldır İslâmî ilimler Araştırma Ödülü" adı altında bir yarışma düzenliyorsunuz. Bu yarışmaya bu yıl kaç eser katıldı, yarışmaya katılan eserlerde ne gibi özellikler arıyorsunuz?
Bu yıl “İslami İlimler Araştırma Ödülü" yarışmasına altı eser katıldı. Yarışmaya katılacak eserlerde aranan özellikleri, bir şartnameyle belirliyoruz. Önce bir araştırma olacak. Meselal995 senesinde yarışma açılmışsa, bir yıl önceden eser bitmiş ya da basılmış olacak. Bundan maksadımız eski klasik eserlerin, araştırma diye bize sunulmamasıdır. En çok üzerinde durduğumuz şart, Türkiye’de ve İslam dünyasında, İslam düşüncesine katkıda bulunabilecek bir eser olması. Geçen sene ödül verdiğimiz eser ’Sünnetullah" adlı bir eserdi. Bu seneki de yine hadislerin anlaşılmasında, nasıl bir metod kullanıldığına dair güzel bir araştırma. Sanıyorum ses getirecek bir eser.
► Gelecek yıllardaki kutlamalara ne gibi yenilikler katmayı düşünüyorsunuz?
Önümüzdeki yıllarda yapılacak programlar için henüz bir şeyler planlamış değiliz. Müftülerimize ve üniversitelerimizdeki ilgili arkadaşlarımıza soruyoruz. Tenkidlerini, tavsiyelerini, tekliflerini alıyoruz. Yeni tekliflerinin ne olduğu, neler olabileceği, mahalli yerlerde ne gibi programlar yapılabileceği, bölgelere göre hangi konuların ön plana çıkarılıp işlenebileceği, hususları değerlendirilip, gelecek için fikirler üretiliyor. Mesela alkolün yaygın olduğu yerde akolle ilgili konular üzerinde durulması gerekir. Bu arada Ankara’da “Kutlu Doğum Ormanı’nı gerçekleştirmek istiyoruz. Bu konuda ilgili Bakanlığın yardımını almak istiyoruz. Ayrıca Kutlu Doğum’ da Sağlık Bakanlığıyla işbirliği yaparak, çocuklara bir aşı kampanyası düşünüyoruz. Bir de illerimizde etkinlikler yürütülüyor. Mesela bunlardan Yozgat’ta, Belediye bir gün insanları akşama kadar bedeva taşıyor. Bir lokantayla anlaşıp bir gün akşama kadar yemek ikram ediyor. Dispanserde hastalar ücretsiz tedavi ediliyor. Halk Eğitim merkezleri bir hafta boyunca İslami mahiyette çocuklara yönelik film gösteriyor. Bu yıl Kahramanmaraş’ta otuz kadar gönüllü kuruluş toplandı; Kutlu Doğum Haftasıyla ilgili bir takım kararlar aldılar. Bu kuruluşlar, Kutlu Doğum Haftası içerisinde doğan erkek çocuğuna Muhammed ismini veren; kız çocuğuna Peygamberimiz (S.A.S)’in hanımlarının ya da kızlarından birinin ismini vererek nüfusa tescil ettiren herkese bir altın hediye ediyorlar.
Yine bu yıl ortaokullar arası Peygamber Sevgisi konulu şiir yarışması düzenledik. Öyle güzel şiirler geldi ki, insanın gözleri yaşarıyor. Bir de iki senedir liselerarası bilgi yarışması yapıyoruz. Bu yarışmaya 3 binden fazla lise katıldı. Öğrenciler bu yarışmaya, öğretmenleriyle, müdürleriyle, anne ve babalarıyla iştirak edip; hep birlikte o heyecanı tadıyor, Kutlu Doğumu hatırlıyorlar. Bu sene ilkokullararası resim yarışması da düzenledik. Bunlardan ellisini sergiledik. Çocuklar çok güzel cami resimleri gönderdiler. Cenab-ı Allah’ın izniyle etkinlikler tabana kadar yayılıyor. İnşallah çalışmalar önümüzdeki yıllarda daha iyi neticeler verecektir.
► Son olarak sözkonusu faaliyetlerle ilgili eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
Milletimizin, alakasından çok memnunuz. Mahalli idarelerin, mülki amirlerin, siyasilerin ilgi ve alakası gittikçe artıyor. Gelip programlara katılıyor, teşvik ediyorlar. Kutlu Doğum bazı yerlerde köylere kadar yayıldı. Muhtarlar, bizden ve müftülerimizden program istiyorlar. Bu çok güzel ve enteresan bir olay. Milletimizin, tarihi kökleri olan Peygamber sevgisini ne kadar iyi yaşattığını ve ona ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Bu vesileyle Türk Dünyasıyla, kültür bağları kurmuş oluyoruz. Kutlu Doğuma Kıbrıs’tan, Balkanlar’dan, Kuzey Irak’tan, Erbil’den Türk soydaşlarımızın temsilcilerini çağırdık, gelip katıldılar, konuşmalar yaptılar. Dolayısıyla bu, milletin içindeki Peygamber sevgisine karşı susamışlığını gösteriyor. Bu faaliyetlerle susamış olan insanların yüreğine birazcık su serpme imkanı doğmuş oluyor, inşallah Cenab-ı Allah’ın lütfuyla gelecek yıllarda çok daha iyi neticeler elde edeceğiz.