Makale

Engelliler Yerel Yönetimlerden Neler Bekliyor

Engelliler Yerel Yönetimlerden Neler Bekliyor?

Ömer Savaş ALIÇCI

Toplam nüfusumuzun büyük bir bölümünü oluşturmasına rağmen hala engelli sayısı- nın kesin bir biçimde ortaya konamayışı ülkemizdeki engelli kitlesinin durumunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Engellilerin sahip olduğu kanunî haklardan bizzat engelliler habersizdir. Toplum da engellilerin sahip oldukları ve olması gereken haklardan habersiz olmakla beraber konuya yeterince duyarlı değildir, bir anlamda ilgisizdir.
Biz engelliler normaldir ki topluma uyum için, en azından diğer insanlarla eşit düzeyde yaşamak için özellikle yerel yönetimlerden icraat beklemekteyiz. Bu beklentilerimiz konuya duyarlı her insanın kabul edebileceği, yerine getirilmesi halinde toplumda engellilere de yaşam hakkı tanıyan, insanlık adına gerekli olan isteklerden ibarettir.
Engellilerin yerel yönetimlerden beklentilerini şu şekilde özetleyebiliriz:
- Meslekî rehabilitasyon merkezleri açılması, beceri kursları düzenlenmesi, işe gitmesi mümkün olmayan engelliler için evde çalışabilecekleri iş alanları üretilmesi.
- Yerel yönetimlerce engelli kişilere istihdam önceliği tanınması.
- 50 kişiden az çalışanı istihdam eden korumalı iş yerlerinin ve küçük iş atölyelerinin kurulması.
- Özel eğitim okulları açılması.
- Kamu binaları ve toplu konutlarda, binaların proje, kabul ve keşif aşamasında engellilere yönelik fiziki düzenleme yapmalarının sağlanması.
- Oyun alanları, parklar, eğlence yerleri, spor tesisleri, kültürel alanlar gibi rekreasyon alanlarında, kitle ulaşım araçlarında, şehir merkezlerinde, büyük alışveriş merkezlerinde engellilerin kullanmalarına ilişkin düzenlemelerin gerçekleştirilmesi, ruhsatlanma aşamasında gerekli denetimin sağlanması, tüm kamu binalarında ve en az 10 araçlık park yerlerinde engelli araçları için park yeri ayrılması.
- Kentlerde fizikî alt yapının gerçekleştirilmesi sırasında engellilerle ilgili gerekli düzenlemelerin sağlanması.
- Rampalı ve düşük kaldırımların yapılması.
- Trafik ışıklarına görme engelliler için sesli sinyalizasyon ve üst geçitlere de ortopedik engelliler için gerekli düzenlemelerin yapılması.
- Kamuya ait yerlerde, şehir merkezlerinde engellilere yönelik WC’ler yapılması.
- Tüm engel gruplarına ait engellilerle ilgili sembollerin halkı bilinçlendirecek ve engellilere yardımcı olacak şekilde kullanılması.
- Yerel yönetimler bünyesinde engellilere yönelik özel başvuru birimlerinin oluşturulması.
- Hareket edemeyen engellilerin ev bakımını sağlamak üzere bir ekibin (Doktor, hemşire, sosyal hizmet uzmanı, yardımcı görevli) gerektiğinde hizmet götürmesi.
- Belediyelere bağlı sağlık kurumlan ve hastanelerde engellilere kolaylık sağlanması, bu konuda sosyal hizmet birimleri oluşturulması.
- Şehiriçi ulaşım hizmetlerinden engellilerin ücretsiz veya belirli indirimlerle (Özel indirim kartları ile) yararlandırılması.
- Engellilerin günlük yaşamlarındaki bazı hizmetleri yerine getirebilmeleri için özel servis araçları konulması ve bu araçların tanıtılması.
- Özel telefon hattına sahip bir taksi hizmeti oluşturulması.
- Trafik kazaları, ev kazaları ve iş kazaları gibi kişilerin sakat kalmasına sebep olan olaylar konusunda tedbirler alınması ve halkın uyarılması.
- Engellilerin ürettikleri ürünlerin pazarlanma- sında yardımcı olacak üniteler oluşturulması.
- Sosyal etkinliklerde, eğlence ve kültür hizmetlerinde normal ve engelli kişilerin kaynaşmasına yönelik organizasyonlar yapılması.
- Su, elektrik, doğalgaz ve havagazı hizmetlerinde engelliler için malî yönden belirli indirimler sağlanması.
- Engellilere kış mevsimine yönelik odun ve kömür ihtiyaçlarının indirimli sağlanması ve bu yakıtların taşınması ve yerleştirilmesinde yardımcı olacak personel belirlenmesi.
- Çeşitli yörelerde engelli ve sağlam kişilerin bi- rarada olabileceği kamp ve tatil olanaklarının oluşturulması, otel ve pansiyon gibi işletmelerde engellilere yönelik düzenlemelerin teşvik edilmesi.
- Engelli derneklerine ücretsiz yer tahsis edilmesi.
- Metro, alt geçit gibi projelerde asansör, yürüyen merdiven hizmetlerinin verilmesi.
- Engellilerin de sağlamlarla spor yapabilmelerinin sağlanması amacıyla özel donanımlı spor salonlarının, yüzme havuzlarının inşa edilmesi.
- Maddi durumu yetersiz engelli çocukların eğitimleri konusunda yardımcı olunması.

TÜRK SİNEMASINDA ENGELLİLER

Türk sinemasında engelli teması, yüzeysel olarak tarandığında ilk olarak 30’lu yıllarda çevrilen “İstanbul Sokaklarında” adlı film karşımıza çıkıyor. Filmin konusu, yüzüne atılan ilaçlı bir suyla gözleri kör olan bir delikanlının hayat mücadelesi şeklinde özetlenebilir. Dramatik sahnelerle işlenen film benzer konuların defalarca işlenmesine örnek teşkil etmesinden dolayı, Türk sineması açısından önemli kabul edilmektedir.
1959 yılında çekilen, Memduh Ün’ün yönetmenliğini yaptığı “Üç Arkadaş” adlı film ise, aşırı duygusal yanları olmasına rağmen, çıkar gözetmeyen bir dostluk dayanışması ağırlıklıdır. Konu olarak parklarda çengelli iğne satan bir özürlünün yaşama mücadelesi ve çevre ile olan ilişkileri işlenmiştir. “Üç Arkadaş” 1959 yılında çekilmiş olmasına rağmen hala aşılamamış bir film olarak hafızalardaki yerini korumaktadır.
Bununla beraber Ömer Lütfi Akad’ın “Diyet” adlı filminde ise konu toplum tarafından hor görülen, ezilen insan olarak işlenmiş ve bu bir çeşit Türk sinemasının hatasını düzeltme girişimi şeklinde yorumlanmıştır.
Somaki yıllarda çevrilen filmlerde de mantık hemen hemen aynı olmuştur. Özellikle bedensel özürlü insan tiplemeleri sadece acınması gereken insanlar olarak canlandırılmıştır.
Daha çok seyirciyi duygulandıran, ağlatan, bir anlamda sadece hissi duygulara seslenen bu tür filmlere Türk sinema tarihinin hemen hemen her döneminde rastlamamız mümkün olmakla beraber, toplum tarafından horlanan, ezilen, dışlanan engelli tiplemelerinin yer aldığı filmler az da olsa çekilmiştir.
Gerek görüntülü, gerekse yazılı basın gibi kitle iletişim araçlarında engelliler ve engellilerin problemleri geniş kapsamlı olarak 1981 Uluslararası Sakatlar Yılı’nda ele alınmıştır. Sonra yine engelliler ve problemleri unutulmuş, özellikle kitle iletişim araçlarında konu ile ilgili olarak uzun süren bir sessizlik dönemi daha yaşanmıştır. 1988 yılında televizyonda yayınlanan “Yaşama Sevinci” adlı program ise konuyu tekrar gündeme getirmiştir. 13 bölümlük dramatik belgesel olarak gerçekleştirilen program TRT 2’de gösterime girmiş, Cumartesi oldukça erken saatlerde gösterilmesine rağmen oldukça ilgi görmüştür.
Geçtiğimiz yıllarda gösterime giren ve uzun bir süre gösterimde kalan, yönetmenliğini Ertem Eğilmez’in yaptığı “Arabesk” adlı film ise genelde Türk sinemasını, özelde ise konulara yaklaşım şeklini mizahî bir üslûpla eleştiren bir filmdir. Film ayrıca Türk sinemasının engellilere bakış açısını ve engellileri işleme hususundaki anlayışını da mizahî olarak ortaya koymaktadır.