Makale

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Gaffar TETİK
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Bayramlar, sevinç ve neşelerin milletçe paylaşıldığı mutlu ve kutlu günlerdir. Bu kutlu günlerden birisi de 23 Nisan 1920 tarihidir. Bu tarih Atatürk’ün, “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” dediği Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Kur’an’larla, dualarla açıldığı ve sonra da bir bayram olarak çocuklara armağan edildiği bir tarihtir.
Hafızalarımızı şöyle bir yoklayacak olursak görürüz ki, Vatan ve İstiklal Marşı Şairimiz Mehmed Akif Ersoy’un:
“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ,
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şühedâ!” mısralarında, “Kanla Yoğrulan Toprak,” kudsiyetine erişen mübarek vatan topraklarımız, yine Mehmed Akif’in, “Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne belâ!...” diye tarif ettiği Yamyam’ı, Anzak’ı, Hindu’su, Yunan’ı, Fransız’ı, İngiliz’i, İtalyan’ı ve başkaları tarafından işgal edilmişti.
O sıralarda “Yıldırım Orduları komutanlığı” görevinde bulunan Mustafa Kemal Paşa, 7 Kasım 1918 tarihinde bu ordunun dağıtılmasıyla 13 Kasım 1918’de İstanbul’a dönmüş ve durumu üzüntüyle seyrederek, “Geldikleri gibi giderler” demişti.
Şişli’de kiraladığı ve bugün, “Atatürk Müzesi” olan bir evde Milli Mücadele hazırlıklarına başlamıştı. Kısa müddet sonra Sivas, Van, Trabzon, Erzurum vilayetleri ve Samsun Sancağı ile, - komşu birlik ve illerin mülkiye âmirlerine kendisi tarafından verilecek emirlerin yerine getirilmesi görevlerini içeren, “Dokuzuncu Ordu Kıtaat-ı Müfettişliği” görevine tayin olunmuştu.
16 Mayıs 1919’da Padişah Vahdettin tarafından veda için kabul olunmuş, vaziyetten çok üzgün görünen Padişah, Boğaziçinde bulunan yabancı zırhlıların saraya çevrilmiş toplarını göstererek kendisine, “Görüyorsun Paşa! Ben artık memleket ve milleti nasıl kurtarmak lazım geleceğini tasavvur etmekte tereddüde düşüyorum” dedikten sonra ellerini kaldırarak, “İnşallah millet mütenebbih (aklını başına toplar) ve müteyakkız (uyanık) olur. Bu Vaz’iyyet-i elîmeden (çok üzücü durumdan) gerek bizi ve gerekse kendini tahlis eder (kurtarır)” demişti.
Aynı günün gecesinde de Mustafa Kemal Paşa, “Bandırma” adlı bir vapurla İstanbul’dan ayrılarak, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmış ı ve buradan Türk milleti’nin kurtuluş ateşini yakmıştı.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ’NİN AÇILIŞI

Mübarek vatan topraklarını düşman işgalinden kurtarmak için olağanüstü bir mücadele örneği veren Mustafa Kemal Paşa’nın işi gerçekten zordu. Bir taraftan çıkan iç ayaklanmaları bastırmak, bir taraftan cepheleri tutmak ve bir taraftan da Ankara’da toplanacak olan Büyük Millet Meclisi’nin açılış hazırlıklarını tamamlamakla meşgul oluyordu.
Büyük Millet Meclisi’ni Ankara’da bir an önce açmak istiyordu. Çünkü, îtilâf Devletleri’nin İstanbul Hükümeti işlerine müdahaleleri çoğalmış, hatta Harbiye Nâzırı ile Erkân-ı Harbiye Re- isi’nin değiştirilmesini Padişah’tan isteyecek kadar ileri gitmişti. Yani son Osmanlı Mebuslar Meclisi, hemen hemen tamamen işgalci devletlerin etkisi altına girmişti.
Bu yüzden bağımsız, hür, hiçbir etki altında kalmadan vatan ve milletin bütünlüğü ve geleceği-için, kararlar alabilecek Büyük Millet Meclisi Ankara’da derhal kurulmalı ve açılmalıydı.
BU DEVLETİ DEVLET YAPAN RUH SIRRI...
Mustafa Kemal Paşa, Büyük Millet Meclisi’nin açılacağı 23 Nisan 1920 Cuma günü, yurdumuzun her köşesinde milli ve dini törenler yapılması maksadıyla uzun bir program hazırlamış ve bu büyük tarih olayının bütün milletimize yüksek bir heyecanla duyurulması hususunda bir tamim yayınlamıştı.
Bu tamim gereğince 23 Nisan 1920 Cuma günü Ankara’nın Ulus semtindeki Hacı Bayram Velî Camii’nde kılınan Cuma Namazı’ndan sonra Peygamberimizin Sancak-ı Şerîf-i ve Sakal-ı Şerîf-i taşınarak tekbirlerle, salât-ü selâmlarla, şimdi Ulus meydanı altında müze olan Meclis binasına gelindi. Kesilen kurbanlardan, yapılan duâlardan sonra saat 13.45’te en yaşlı üye Sinop Milletvekili Şerif Bey’in Başkanlığında 120 Milletvekiliyle Türkiye Büyük Millet Meclisi açılıp tarihî görevine başladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi bu ilk oturumunda Mustafa Kemal Paşa’ya şükranını ve minnettarlığını bildirmeyi ilk ödev bildi ve kendisini Meclis Başkanlığı’na seçti. Bu seçimden sonra Mustafa Kemal Paşa kürsüye çıkarak şu veciz konuşmayı yaptı:
“Milletimizin kuvvetli, mesut ve istikrarlı yaşayabilmesi için devletin tamamen milli bir siyaset takip etmesi ve bu siyasetin iç teşkilatımıza tamamen uygun bulunması ve dayanmış olması gereklidir. Milli siyaset dediğimiz zaman anladığım ve anlatmak istediğim mana şudur: Milli hudutlarımız içinde herşeyden önce kendi kuvvetimize dayanarak varlığımızı devam ettirmek, millet ve memleketin gerçek saadet ve ümranına çalışmak; boş emeller peşinde milleti oyalayıp zarara sokmamak; medeni cihanda medeni ve insani muameleye karşılık, dostluk beklemek.”
Bu bayram, aziz milletimize ve bilhassa çocuklarımıza kutlu; yarınlarımız hep mutlu ve umutlu olsun.


Ankara 21 Nisan 1920
“Tel:
Acele tezkere.
1- Kolordulara (XIV’üncü Kolordu Vekâletine)
2- Bütün Vilayetlere.
3- Bağımsız Liva’lara.
4- Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyetleri’ne.
5- Belediye Başkanlarına.
1- Yüce Allah’ın izinleriyle Nisan’ın 23’üncü Cuma günü, Cuma namazından sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılışı yapılacaktır.
2- Vatanın İstiklâli, Yüksek Hilâfet ve Saltanat Makamı’nın kurtarılması gibi en önemli ve hayatî görevleri yerine getirecek olan Büyük millet Meclisi’nin açılışı gününün Cuma’ya rastlamasıyla adı geçen günün bütün kutsallığından yararlanılacak ve bütün Sayın Milletvekillerinin hazır bulunmalarıyla Hacı Bayram Velî Camii’nde Cuma namazı kılınarak, Kur’an ve dualardan da manevî bir güç sağlanacaktır.
Kutsal Emanetleri ve Sancak-ı Şerifi taşıyarak özel daireye (Meclis’e) gidilecektir. Özel daireye girilmeden önce bir dua okunarak, kurbanlar kesilecektir. Bu törende camiden başlayarak özel daireye kadar askerî birlikler ile özel düzenlemeyi Kolordu Kumandanlığı yapacaktır.
3- Adı geçen günün kutsallığını bir kere daha arttırmak için bu günden vilâyet merkezinde Vali Beyefendi hazretlerinin düzenlemesiyle hatim ve Kur’an okunacak ve hatimin son bölümü Cuma günü namazdan sonra özel dairenin önünde tamamlanacaktır.
4- Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde bugünden Kur’an ve hatim okutulmaya başlanacak, Cuma günü ezandan evvel minarelerde Salavât-ı Şerife getirilecek ve hutbe sırasında Halîfemiz Padişahımız efendimiz hazretlerinin namları zikredilirken Padişahımızın ve bütün ülkenin bir an önce kurtuluşa ve esenliğe kavuşmaları duası ilave edilerek okunacaktır. Cuma namazının kılınmasından sonra da Kur’an okunacak ve Yüce Hilâfet ve Saltanat makamının ve vatanın bütün parçalarının kurtuluşu amacıyla oluşturulan millî çalışmaların önem ve kutsallığı ve milletin her ferdinin kendi vekillerinden meydana gelen bu Büyük Millet Meclisi’ne tevdi edeceği vatanî görevi yerine getirme zorunluluğu hakkında vaazlar yapılacaktır. Bundan sonra, Halîfe ve Padişahımız’ın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir. Bu dinî ve vatanî törenin yerine getirilmesinden ve camilerden çıkıldıktan sonra Osmanlı Ülkesinin her tarafından, hükümet makamına gelinerek Meclis’in açılmasından dolayı resmî kutlamalar yapılacaktır. Her tarafta Cuma namazından önce uygun suretle mevlidî şerif okunacaktır.
5- Bu bildirinin hemen yayımı için her araca baş vurulacak ve acele en ücra köylere, en küçük askerî birliklere, ülkenin bütün teşkilatlarına ve kurumlarına tebliğ edilmesi sağlanacaktır. Ayrıca, büyük levhalar halinde her yere asılacak ve mümkünse yerel baskı ve çoğaltılarak parasız dağıtılacaktır.
6- Yüce Allah’tan tam başarı için dua olunur.
Heyet-i Temsiliyye Adına Mustafa Kemal” (1)
Dipnot:
1- Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Sayı: 23, Sh. 4-5