Makale

Gençlik ve İslam

Gençlik ve İslam

Esra Gözeler
Ankara Üniv. Ilâhiyat Fakültesi

"Yarınlar için projeleri olan her insan gençtir."
Prof. Dr. Mualla SELÇUK

Gençlik dönemi, dinamik ve sürekli değişen 1 bir dönemdir. Bu dönem çevreden en fazla etkilenilen bir dönemdir. Bu çağda gençliği etkileyen faktörlerden biri de dindir. Ancak bu tamamen doldurulmuş bir alan değildir. Bunun için gençler dinin yerini başka şeylerle doldurmaktadırlar. Genç bu değişken ve dinamik yapısını ancak sağlıklı bir gelişme sürecinde gerçekleştirebilirse mutlu ve olgun bir kişiliğe sahip olabilir. Bu gelişme sürecinde dinin yadsınamaz rolü vardır. Gençlik döneminde fizikî değişikliklerin yanında gencin ruh dünyasında da değişiklikler meydana gelmektedir. Ruhun bu dönemde güzel bir şekilde beslenmesi gerekmektedir. Din, ruhun temel gıdasıdır. Sağlıklı bir din anlayışı ile beslenen ruh, hastalıksız bir beden oluşturur. Bunun için gençlere doğru bir din anlayışı kazandırmak gerekmektedir.
İslâm sadece ihtiyar insanların dini değildir. Oysa ki toplumumuzda ’daha gencim ileri yaşlarda bütün sorumluluklarımı yerine getiririm’ yaygın olan bir kanaattir. Ancak Kur’an bu kanaatin yanlış olduğunu bize söylemektedir: "Ve sizi Allah yarattı, günü gelince de öldürecek ve içinizden kimileri, ömrün o en düşkün çağına, (insanın) bildiği şeyi de bilmez olduğu yaşa kadar alıkonulurlar..." (Nahl, 70)
"...kiminiz de yaşlılığın en düşkün çağlarına eriştirilir ki, bildiğini bilemez olur." (Hacc, 5) Bu ayetlerde de belirtildiği gibi ihtiyarlık çocukluğa dönülen bir dönemdir. İnsan çocukluk zamanındaki zayıflık, acizlik ve akıl er- mezliğe dönmektedir. (Elmalılı, 5. cilt, s. 90)
Onun için gençlik dönemi insan için çok önemlidir. Her şeyin bilincinde olduğu ve sorumlu olduğu bir dönemdir. Kur’an’a göre insan akılca olgunlaştığı andan itibaren dini sorumluluğa sahiptir. Bunun için sorumlu olan gençtir. Bütün emirleri yerine getirebilecek olan da odur.
İslâm’ın başlangıcında en fazla katılımın gençlerden geldiği tespit edilmiştir. İslâm’ın yayılmasında Hz. Peygamber’e yardımcı ve destek olanların çoğu gençlerdi. Örneğin Abdurrahman b. Avf 1 7 yaşında, Sad b. Ebi Vak- kas 19 ve Hz. Ali 10 yaşında İslâm’ı kabul etmiş ve İslâm için çalışmaya başlamışlardır. (Hz. Muhammed ve Gençlik, TDV yay, s. 51-52) Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) gençlerin ibadeti ile ilgili şöyle buyurmuşlardır:
"Yedi kimseyi Allah Teâlâ kendi gölgesinden başka gölge olmayan (kıyamet) gününde kendi gölgesi altında barındıracaktır: Adil devlet başkanı, Rabbi’ne ibadet ederek yetişen delikanlı, gönlü mescidlere bağlı olan kimse, Allah rızası için birbirlerini seven ve bunun üzerine toplanan ve ayrılan iki kimse, şeref ve mevkî sahibi güzel bir kadın kendisine nefsini sunduğunda "Allah’tan korkarım" diyerek teklifi reddeden kimse, sağ elinin verdiğini sol ile duymayacak şekilde gizli sadaka veren kimse, kimsenin bulunmadığı yerde Allah’ı hatırlayıp- ta gözleri yaşla dolup taşan kimse" (Sahih-i Buhari, ıı.cilt, no: 384) Peygamberimiz (s.a.s.)’in de belirttiği gibi makbul olan ibadet gençlikte yapılandır.
Gençlik, insan hayat bütünlüğünün bir parçasıdır. Gençler bugünün insanı ve aynı zamanda toplumun geleceğidir. İslâm gençlerin ve genç kalanların dinidir. Müslüman gençtir, genç ise kendine güvenen, kendini seven, Kur’an okuyan ve onunla hayatına anlam verme ve kendini gerçekleştirme çabasında olan, mutluluğun kaynağı kendi olan ve özgür olandır.