Makale

Bir Mesajın Düşündürdükleri

AMERİKADAN MEKTUP
Dr. Abdülbakikeskin


BİR MESAJIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

KATOLİK Dünyasının 70 lik dini lideri, Papa John Paul H’nin yılbaşı mesajı, "Eğer barış istiyorsanız, herkesin vicdan hürriyetine saygılı olunuz." başlığını taşıyor.
Çeşitli dillerde basıldığı ve tüm hükümetlere gönderildiği belirtilen mesajda, azınlık haklarına saygılı olunması; kişilere, kendi inançlannın gereklerini serbestçe yerine getirebilme imkânlarının sağlanması isteniyor..
6.000 kelimelik mesajda, DİNİ FUNDAMANTAÜZM’in banşı için tehdit oluşturduğuna dikkat çekiliyor... İnsanların, kendi inançlarını, açıkça ilan etme hakkı olmakla beraber, kendi gerçeklerini, farklı düşünenlere zorla kabul ettirmeye teşebbüs etmemeleri öğütleniyor.. Gerçeğin, bizzat kendisini kabul ettirecek güçte olduğu belirtiliyor.» vicdan hürriyetinin yok edilemeyen insan haklarından olduğuna işaret edilen mesajda; maalesef halâ, muayyen inançları, başkalarına zorla kabul ettirmek için, ya doğrudan (propaganda) yolu ile veya bir takım medeni ve politik hakların imkân ile, dolaylı yoldan yapılan teşebbüslere şahit oluyoruz... deniliyor.
Bu güzel sözler, genel hatları ile, kiliseden ziyade caminin; Hıristiyanlıktan ziyade İslâm’ın mesajı olduğu intibaını vermiyor mu?
Meselâ, mesajın ana temalarından birisi olan, "»İnsanların kendi inançlarını açıkça ilan etme hakkı olmakla beraber, kendi gerçeklerini, farklı düşünenlere, zorla kabul ettirmeye teşebbüs edilmemeli..." sözleri, "Dinde zorlama yoktur. Artık doğru ile yanlış iyice ayrılmıştır...") D; "Kim doğru yola gelirse ancak kendi lehine yola gelmiş ve kim de, saparsa kendi aleyhine sapmıştır. Kimse kimsenin günahını çekmez..."(2)"_ Sizin dininiz size, benim dinim banadır."(3) âyet-i kerimelerinde daha derin ve daha şümullü bir şekilde ifade edilmemiş midir?
Evet bu mesaj, kiliseden ziyade caminin mesajıdır. Aksi halde, %99’u Müslüman olan Türkiye dahil, dünyanın her tarafında kendi inançlarını, kendileri gibi düşünmeyen milyonlarca insana, en modern iletişim araçları ile yaptıkları propagandalar da dahil, mümkün olan her yolu kullanarak, empoze etmeye çalışan misyoner ordularını, görevlendiren, finanse eden dini bir lider, mesajda ettiği sözlerle ters düşmez mi?..
Evet bu mesaj, kiliseden ziyade caminin-, Hristiyanlıktan ziyade, İslâmın mesajıdır.. Aksi halde, kılıcını Yahudi ve Müslümanlara yönelterek, "ya Hristiyan olacaksınız, ya öleceksiniz" diyen, İspanya Kraliçesi Isabella re, 500 yıl sonra, Hristiyanlığa yaptığı bu ve benzeri hizmetlerden dolayı 1992’de "azizlik" "sainthood-velâyet" payesi vermek için komisyonlar kurduran dini bir lider, mesajda ettiği sözlerle ters düşmez mi?.
Bilindiği gibi, Vatikan, 1492 de Christopher Columbus’u yeni dünyaya göndererek katolisizmin burada yayılmasını sağladığı iddiası ile Kraliçe Isabella i’i, Hristiyanlığın Amerika’daki varlığının 500. yıl dönümünün Kutlanacağı tarih olan 1992 de azizlik makamına oturtmak için gerekli çalışmaları sürdürmektedir.
Ancak bu teşebbüs, konuya vakıf dünyadaki tüm Yahudi ve Müslümanların şiddetli tepkilerine yol açmıştır.
Zira, Kraliçe Isabella i’in, 1478 de İspanyada engizisyon mahkemeleri kurduğu ve buralarda Yahudi ve Müslümanlara, Hristiyan olmaları için işkence yaptırdığı tarihten bilinen bir gerçektir.(4)
Nitekim, İspanya Yahudi cemaattan Federasyonu Başkanı Samuel Toledano, "Kraliçe Isabella ı, taassubun, katılığın bir sembolüdür", Vatikan bu teşebbüsü ile "Ebediyyen kapandığını düşündüğümüz eski yaralan, yeniden açacaktır." demiştir.
İspanyadaki diğer Yahudi kuruluştan ile, İtalya ve İngiltere’deki Yahudi temsilcileri de, Vatikan’a çağrıda bulunarak bu teşebbüsün durdurulmasını istemişlerdir.
İtalya Yahudileri Birliği Başkanı Tullia zevi, Isabella devrinin, "Yahudi, Müslüman ve Hıristiyanlar arasındaki örnek birliği imha eden bir devir" olduğuna işaret ederek vatikanın bu . hareketinin, sadece Hristiyan aşınlığını teşvik edeceğine dikkati çekmiştir.
Diğer taraftan, Dini Toleransı Geliştirme Cemiyeti Başkanı, Müslüman Hesham el-Essawynin, "Times of London"dan iktibas edilen, konu ile ilgili bir ifadesinde de, "Müslüman ve Yahudileri kılıç tehdidi altında, ya Hristiyan olacaksın, ya öleceksin tercihi ile karşı karşıya bırakan, Kraliçe Isabella l, velî olmaktan çok, bir gaddardır." dediği belirtiliyor.(5)
Bütün bunlara rağmen bu mesaj, tamamı ile olmasa bile, bir kısmı ile vatikanındır deniliyor ise bu iddia da, doğrudur diyebiliriz...
Zira, Papa’nın mesajında temas ettiği önemli bir husus daha var, "..Dini Fundamantalizmin dünya barışı için bir tehdit oluşturduğu..." görüşü.. Kanaatımızca, Vatikanın. 1991 yılında vermek istediği asıl mesaj budur..
Papanın, maharetli bir üslûpla maskeliyerek belirttiği bu iddia, Batılı ve Amerikalı bir kısm stratejistler, analistler, araştırmacılar, diplomatlar, politikacılar, yazarlar ve çizerler dilinde açıkça İslâm Fundamantalizmi olarak ifade ediliyor, konu ile ilgili çareler düşünülüyor, tedbirler tartışılıyor...
Meselâ, Komünizme karşı, Hür Dünyanın güvenliğini sağlamak amaa için kurulmuş olan Kuzey Atlantik Organizasyonunun bu hedefi ortadan kalktığına göre, Teşkilât için yeni hedefler arasına İslâm Fundamantalizminin konulabileceğini söyleyenler olduğu gibi, NATO’nun dağılması halinde Orta-doğuda, uluslararası yapıda ihdas edilecek başka bir kuruluşa, bu bölgedeki petrol kaynaklarının korunması, kollanması yanında, uyuşturucu madde trafiği ve İslâm Fundamantalizmi ile mücadele görevinin de verilebileceğini düşünenler var.
Aşırılıkları kesinlikle reddeden, gerçekten müsamaha, denge, barış, sevgi ve kardeşlik dini olan İslâmı, birilerinin kararlı ve bilinçli bir şekilde uzun bir süredir Dini Fundaman-talizm ile özdeşleştirme gayretleri içerisinde olduklan; bu yüzden, İslâm adını kullanan her hareketi; sebebine, amacına, mahiyetine, meşru veya gayrı meşru oluşuna bakmaksızın, İslâmın, kendisi imiş gibi gösterme hevesine kapıldıkları gözlenmektedir.
Şüphesiz, bu çabaların arkasındaki derin endişe ve büyük korku, insanlığın yakın bir gelecekte, İslâm gerçeğinin, bütünü ile farkına varabileceği ve tüm gönüllerin ona yönelebile-ceği inanadır...
Nitekim, yukarıda iktibas ettiğimiz ve Vatikanın asıl mesajı dediğimiz sözlerle de, dünya barışının tehlikede olduğu alarmını veren Papalığın, İslâmî uyanışa karşı duyulan panik dolayısı ile alınması düşünülen tedbirlere meşruiyyet zemini arayışı içerisinde olduğu görülüyor.. Selâmlar...