Makale

Kuranın anlaşılmasında Aksiyonun Önemi

KUR’AN ANLAŞILMAK VE YAŞANMAK İÇİN GÖNDERİLEN İLÂHİ MESAJ.. BU İDRAK VE ANKSİYON DENGESİ NASIL KURULACAK?
Öznur ŞEFKATLİ

KUR’AN’IN ANLAŞILMASINDA AKSİYONUN ÖNEMİ

KUR’ÂN-I KERİM C.Hakkın insanlığa son mesajıdır. İnsanlığın huzur içerisinde, barış halinde olması için tek çare onu anlamak, onu yaşamaktır.
Bu ihtiyaç sebebiyledir ki, dünyada gözler, yeniden Kur’ân’a çevrilmeye başlandı. Bu, sevinilecek bir gelişmedir.
Bu durumda "müslüman" olarak bize düşen "Kur’anın anlaşılması" problemini gündeme getirmektir. Kur’ân’ın anlaşıldığı döneme inerek, eğilerek...
Nedir Kur’ân’ı "anlaşılır" kılan?..
Bu sorunun cevabını, Kur’ân’ı anlayan insanların Kur’ân’a yaklaşım tarzları içinde aramak durumundayız. Onlar Kur’ân’ı anlamayı onu "yaşama" ile birlikte değerlendiriyorlardı. Onlara göre Kur’ân’ı "anlamak" ile "yaşamak" müşterek, iç içe kavramlardı. Kur’ân’ı anlamak için filolojik tarihî, psikolojik felsefî mütâlâalardan geçirilmesi safhaları yoktu. "Âyet iner, uygu-lanır", formül bu kadar kısa idi...
Ve Kuran bu formülle, hayata geçirilerek anlaşılmışsa.
Bu gerçekten hareketle biz, Kur’ân’ın anlaşılması mes’elesinde "aksiyon"un belirleyici bir fonksiyona sahip olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple de, idrak (anlayış) ve amel (aksiyon-davranış) ilişkisini inceleyerek, bu iki kavramın birbirleri üzerindeki tesirlerini; "idrak amel" münasebeti açısından inceleyeceğiz.

1- KUR’AN BİR
REHBERDİR
Kurân-ı Kerim bir "yol gösterici", bir "rehberdir. İnsanlara "sırât-ı müstakîm"i gösterir. Nitekim Cenâb-ı Hak, Kitabının hemen başında, Fatiha Sûresi’nde kullarına "Bizi sırât-ı müstakime (dosdoğru yola) ilet!" dedirterek "sırât-ı müstakim" duası ettirdikten sonra, hemen ikinci surenin başında Kitabını "Bu, doğruluğu şüphe götürmeyen ve muttlakîlere yol gösteren kitaptır" diye takdim buyurmaktadır.
İbrahim Sûresi’nin ilk iki âyetinde de, Kur’ân’ın bir rehber olduğu belirtilmektedir.

2-KUR’AN’IN REHBERLİĞİNDEN YARARLANABİLENLER, BELLİ DAVRANIŞ SAHİPLERİDİR
Kuran "Hüden li’nnâs" "(Bakara:! 85) tır. Yani bütün insanlar için doğru yol rehberidir.
Allah, insanlardan dileyeni Ku-r’ân’la doğru yola eriştirmektedir: "-Dileyen kimse, Rabbına doğru giden bir yol tutar." (Müzzemmil: 19)
Öyleyse Kur’ân’ın rehberliğinden kimler yararlanmaktadır? Kurân-ı Kerim’in bütününe baktığımızda, onun rehberliğinden yararlananların "MÜTTAKÎLER", "MÜ’MİNLER" "MUHSİNLER" Olduğunu görüyoruz:
"- Bunlar MUHSİNLER için rahmet ve hidayet rehberi olan ki-tab-ı hakimin âyetleridir." (Lokman: 2-3)
"Bu, doğruluğu şüphe götürmeyen ve MÜTTAKÎLERE yol gösteren kitaptır" (Bakara: 2)
"Doğrusu Kuran MÜ’MİNLERE rehber ve rahmettir" (Nemi: 77)
Kurân’ın rehberliğinden yararlanmayı sağlayan ve "Muhsin", "muttaki," "mü’min" tabirleriyle ifade edilen kavramlar, Kurân-ı Kerim’de hep eylemlere (belli davranışlara) bağlı olarak anlatılmaktadır:
"Yüzlerinizi; doğudan yana ve batıdan yana çevirmeniz iyi olmak demek değildir. Lâkin iyi olan, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, Kitab’a peygamberlere inanan, O’nun sevgisiyle, yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolculara, yoksullara ve köleler uğrunda mal veren, namaz kılan, zekât veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefâ gösterenler, zorda, darda ve savaş alanında sabredenlerdir. İşte onlar doğru olanlardır ve müttakîler ancak onlardır." (Bakara: 177)

Âyete göre muttaki, bütün bu eylemleri yapandır.
Zariyat Sûresi’nde iki vasıf bir arada sayılır:
"-Doğrusu MÜTTAKÎLER, rabla-rının kendilerine verdiği (mükâfatı) nı almış olarak, bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar bundan önce (dünyada) MUHSİN idiler. Onlar geceleri az uyuyanlardı. Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi. Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı, onu verirlerdi." (Zariyat 15-19)
Kurandan rehber olarak yararlanabilenlerin belli davranış sahipleri olduğunu ifade eden çok sayıda başka âyetler de vardır.
"İnkâr" eylemlerini gerçekleştirenlere ise Kuran kapalıdır. İnkârları sebebiyle, onların idrak vasıtaları üzerinde "örtü"ler bulunmaktadır:
"-Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden doğru yola dönmezler." (Bakara: 18)
"İdrak" ve "eylem" arasındaki münasebet, Allah kelâmı ile bu suretle ve kesin olarak ifade edilmektedir.
İnsan, "iradî" faaliyetlerde bulunan bir varlıktır. Davranış, bu iradî faaliyetin tabiî sonucudur. O halde insan, irade ve davranışının (aksiyon), olumlu ya da olumsuz sonucuna katlanmak zorundadır.
insan, fıtratındaki "iyi davranma" kabiliyetini işleyerek, salih amellerle hayatına yön vermeye çalışırsa, Kuranın cihanşümul mesajını daha çabuk, daha kolay kavrayacaktır.

MİRAÇ KANDİLİ

PEYGAMBERİMİZ Efendimizin hayalında, hicretten önce vukûbulan müstesna olay. O’nun şahsında kıyamete kadar, inananlara nasip olan sohbet ve buluşma izni. Ulu Rabb’ın davetiyle gerçekleşen kutsal seyahat...
Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya yapılan gece yolculuğu, "İSRA..." Oradan da yüce Makam’a çıkış.. Mukaddes randevuda "Tahiyyeler"le buluşma, "Miraç."
Mekânların kat kat kısaldığı, mesafelerin ortadan kalktığı, zaman mefhumunun silinip yok olduğu hadise., ilmî buluşlara, çağlarda ve çağ ötesinde ışık tutan büyük mucize...
Ve yüce yaratıcının, "Habibim!" hitabına lâyık gördüğü son peygamberine, fizik ötesi olayları sahne sahne sunduğu.. Ceza ve mükafatın sebeplerinin sergilendiği...
Ruhu olgunlaştıran, sayısız hikmetlerle dolu, olgunluğun simgesi, beş.vakit namazın farz kılındığı.. "Amenerrasûlü’nün vahyi ile’lslâm akidesi" nin tamamlandığı.. Mü’minlere cennetin va’dolunduğu.. Allah’tan başkasına kulluk edilemeyeceğinin bildirildiği.. Ana ve babaya saygının emredildiği.. Yoksula, yolda kalmışlara yardımın övüldüğü.. Evlat hayatının saygıdeğer olduğu.. Toplumu temelinden sarsan "Fuhuş ve zina"ya "sakın yaklaşmayın" denildiği.. Verilen söze uyma gereğinin bildirildiği.. Ölçü ve tartıda doğruluğa dikkat çekildiği.. Hakkında bilgi sahibi olunmayan şeyin ardına düşmenin, çirkin olduğu.. Gurur, kibir ve büyüklenmenin insana yakışmadığı., gibi emir ve yasakların tebliğ edildiği mübarek bir gecenin kutsal hatıralarla dolu, dopdolu mucizesi.. Ve 3 ayrı müjde:
1-Daha önceki ümmetlere yükletilen birçok yükümlülükten ümmet-i Muhammed muaf.. Bize ancak gücümüzün yeteceği kadar mükellefiyet yüklenmiştir.
2-Allah’a şirk koşanlar dışındakilerin affedileceği müjdesi..
3-Beş vakit namaz.. "Namaz Mü’minin miracı"..
"Ol seyirde mâverâ göründü/Tâ.. Sidre-i Müntehâ göründü / Ol ne idi ne oldu bilmem / Lebrîz idi ol, ne doldu bümem!"
İşte bu şuura eren mü’minler için, dünya ve ahiret huzuruna vesile olan kurtuluş müjdesi, 12-13 Şubat gecesi; MİRAÇ GECESİ.