Makale

Sami Uslu Diyanet İşleri Bşk. Yrd. "Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz"

RÖPORTAJ

Sami Uslu

Diyanet İşleri Bşk. Yrd.

"Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz"
Sayın hocam, başkanlığımız Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta muhteşem bir cami inşaa ettirdi. Bu cami’nin arsasının temininden itibaren ibadete açılışına kadar yapımıyla siz ilgilendiniz. Bu konuda bizlere neler söyleyebilirsiniz?
Ben önce 1990 yılında Türk cumhuriyetlerinde vuku bulan tarihi olayı kısaca hatırlatmak isterim. Biliyorsunuz S.S.C.B.’de Komünist Parti Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov’un Devlet Başkanlığına seçilmesinden sonra Sovyetler Birliği’nde Glastnost ve Prestroika (açıklık ve özgürlük) politikası izlenmeye başlanmış, izlenen bu politika sonucunda S.S.C.B.’nin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durum dünya kamuoyu tarafından izlenir hale gelmiştir.
Ekonominin iflas etmesi sonucunda oluşacak sosyal çalkantıları ve kaosu hisseden Gorbaçov, 1990 yılında S.S.C.B. de bu birliğe bağlı devletleri siyasi ve ekonomik açıdan serbest bıraktı. S.S.C.B.’nin esaretinin sona ermesi sonucunda dünya coğrafyasında yeni devletler oluşmaya başladı.
S.S.C.B.’ nin hükümranlığının sona ermesi ile 70 yıllık esaretten kurtulan Orta Asya Türk Cumhuriyetleri de bağımsızlıklarını ilan ettiler.
Devletimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk, 29 Ekim 1933’de Cumhuriyetimizin 10. yılı münasebetiyle yapmış olduğu konuşmasında “Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya, Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilir. Dünya yeni dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir... Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprülerini sağlam tutarak. Dil bir köprüdür... İnanç bir köprüdür... Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların (Dış Türklerin) bize yakınlaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekir...” demiştir.
S.S.C.B.’nin bir gün dağılacağı hususu 60 yıl önce Yüce Atatürk tarafından tespit edilmiş ve ne yapılması gerektiği gösterilmiş olmasına rağmen maalesef ilgili kuruluşlarımızın hiçbirinin bu konuda hazırlıklı olmadıkları hepimizin bildiği bir gerçektir.
70 yıllık esaret süresince inançsızlığı inanç olarak benimsemiş ve Ateizm’i her düzeydeki okullarda ders olarak okutan bir rejimin insan ve inanç üzerinde yaptığı her türlü baskı, sindirme ve tahribata rağmen bu insanlar, inançları doğrultusunda yaşamasalar dahi içten içe inanmaya devam etmişlerdir.
Başta Türkmenistan olmak üzere diğer Türk Cumhuriyetlerinde ortaya çıkan bu oluşum nedeniyle Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde yaşayan Müslüman soydaşlarımızın dini ihtiyaçlarının karşılanması Türkiye’de bazı duyarlı kesimlerde kıpırdanmalar şeklinde başlamış ve çeşitli organizasyonlara tevessül edilerek buralara yardım elleri uzatılır hale gelmeye başlamıştı.
Türk Cumhuriyetlerinde camiler yapılmasına bu şekilde mi karar verildi?
Evet. Her tarafta bir hareket görülmekteydi. Şüphesiz Başkanlığımızdan da çok hizmetler bekleyenler vardı. İşte bu aşamada İstanbul’da İstanbul Müftümüzün de içinde bulunduğu bir grup aydın insan bu cumhuriyetlerde İslam Dininin ihyası için gerekli olan çalışmayı başlatmış, Başkanlığımız da bu çalışmalara maddi kaynak temin etmek için 1992 yılında iki yardım kampanyası açmış, açılan bu kampanyalardan elde edilen paralar Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfı’na ait iki ayrı hesapta toplanmıştı.
Aşkabat Ertuğrul Gazi Camii’nin yapılması fikri nasıl ortaya çıktı? Başkanlığımızın açtığı kampanyalarda ne kadar bağış toplandı? Bu konularda bilgi verebilir misiniz?
Tabii, memnuniyetle. Bu kampanyalardan yaklaşık beş milyon dolara yakın bir para toplandı.
Başbakanımız tarafından Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sayın Saparmurat Türkmenbaşı’na Aşkabat şehrinde bir caminin bulunmadığını öğrendiğini, eğer bir arsa temin edilirse Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Türkmenistan halkına hediye bir cami yapabileceğimizi ifade etmişler.
Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sayın Saparmurat Türkmenbaşı bu teklifi hemen kabul ettikleri için Aşkabat Ertuğrul Gazi Camii’nin yapımına karar verilmiş oldu. Bu konu başkanlığımıza bir yazı ile bildirildi. Aşkabat’ta bir cami inşa ettirilmesi konusunda hazırlıklara başlanılması resmen istendi. Başkanlığımız, kendi adına açılmış olan banka hesabındaki parayı re’sen kullanarak cami’nin yapılması hazırlıklarına başladı.
Bildiğimiz kadarıyla başkanlığımız adına Türkmenistan yetkililerinden bu arsayı siz teslim aldınız. Arsa nasıl tespit edildi? Bu konuyla ilgili bilgi verirmisiniz?
Sayın Başkanımız Ankara’ya döndüklerinde bu konuyu bizlere anlattılar. Bunun üzerine ben bir mimarla birlikte Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a gitmekle görevlendirildim. Türkmenistan Büyükelçiliğimiz Din Hizmetleri Müşaviri Kadir Albayrak ile birlikte Türkmenistan makamları nezdinde gerekli görüşmeleri yaparak caminin yapıldığı arsayı birlikte tespit ettik. Bugünkü -o zaman bir parkın bulunduğu- yeri bana gösterdiler. Çok münasip bir yerdi. 27.000 metrekare büyüklüğünde güzel, yemyeşil bir parktı. Aşkabat Şehir Hakimliği tarafından verilen bu arsa üzerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına Diyanet İşleri Başkanlığımızca Türkmen halkına hediye olarak bir cami yapılması hususunda 03.07.1992 tarihinde tarafımdan Türkmen yetkilileri ile bir protokol imzalandı.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu usulle bir caminin yapımına karar verildiği için, nasıl bir formül bulundu?
O tarihte devlet Bakanımız sayın Ekrem Ceyhun’du. Engin tecrübeye sahip bulunan sayın bakanımız bizleri makamına davet ettiler. Caminin ne şekilde inşaa edilebileceği konuları üzerinde duruldu. Nihayet bu işin yapımını yürütmek üzere Başkanlığımızca Devlet Bakanlığından alınan olura istinaden “Aşkabat Camii Emanet İşleri Komisyonu” teşekkül ettirildi. Bu komisyonun başkanı olarak benimle birlikte 1. Hukuk Müşaviri Rıdvan Nizamoğlu, daha sonra Paris Din Hizmetleri Müşaviri olarak tayin edilmesi üzerine 1. Hukuk Müşaviri Şemsettin Yazırlı, İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Kadir Bozlu, Teknik Hizmetler Müdürü Mustafa İçer ile İnşaat Mühendisi Cengiz Bacak komisyonda yer aldı. İşin yapımında kontrolluk işlerini yürütmek üzere başkanlığımız Teknik Hizmetler Müdürlüğünde görevli teknik elemanların yanısıra cami ve kültür merkezinin mimari proje müellifi Yük. Mimar M. Hilmi Şenalp kontrol ve mesleki kontrol, betonarme proje müellifi Müjdat Gülova kontrol mühendisi olarak görev aldılar. Ayrıca; Bayındırlık Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Türkiye Diyanet Vakfı teknik elemanlarından da zaman zaman istifade edildi. İlk çalışmalar bu şekilde başlatılmış oldu.
Sayın hocam, sadece bir cami mi inşaa edilecekti? Etrafında, Türkiye’de olduğu gibi bir müştemilat veya kültürel ağırlıklı bir kompleks de düşünülmüş müydü?
Evet, güzel temas ettiniz. Cami ile birlikte bir de kültür merkezi yaptırılmasına karar verildi. Esasında bu Kültür Merkezi fikri Türkmen yetkililerce bize hatırlatıldı. O tarihteki Aşkabat şehrinin Şehir Hakimi Yardımcısı olan zat Kültür Merkezi’nin yerinin mihrap tarafında olmasını istedi. Olabilir diyerek kabul ettim. Nitekim bugün Kültür Merkezimiz aynı yerde inşa edildi.
Caminin projesi nasıl tespit edildi? Bu konularda neler yapıldı?
Cami ve kültür merkezinin avan projeleri Başkanlığımızca açılan proje yarışması sonucunda ve yarışmada birinciliği kazanan konsorsiyum tarafından hazırlandı. Uygulama ve dekorasyon projeleri ise Yük. Mimar M. Hilmi Şenalp tarafından yapıldı. Bu konsorsiyum daha sonra yürümedi. Kendilerini fesh ettiler. İş bütün şekliyle Yüksek Mimar Muharrem Hilmi Şenalp tarafından sonuçlandırıldı. Gerçekten M. Hilmi Şenalp şaheser bir eser ortaya çıkardı. Kendisini bütün samimiyetimle kutlarım.
Ertuğrul Gazi Camii Ônin sanatsal özellikleri var mıdır?
Ertuğrul Gazi Camii, Klasik Osmanlı Mimarisi tarzında inşaa edilmiş olup, bu tarzın gerektirdiği tüm sanatsal hususiyetleri kapsamaktadır. Cami mimarisinde kaybolmaya yüz tutmuş olan el sanatlarımızın tamamına yer verilmiştir. Cami ve kültür merkezi için 1200 paftalık proje hazırlanmıştır. El sanatları kapsamında yapılan tüm işler de dahil olmak üzere her işin projesi yapılmış ve buna uygun olarak realize ettirilmiştir.
Cumhuriyet döneminde bu güne kadar klasik tarz Osmanlı Mimarisinin tüm hususiyetlerini kapsayan bu manada bir eser vücuda getirilmemiştir. Böyle bir abide eserin yapımına ülkemiz dışında, ilk defa Aşkabat’ta teşebbüs edilmiş ve herkesin takdirle ifade ettiği gibi proje başarı ile uygulanmıştır. Cami mimarisini en üst zirveye ulaştırmış olan ecdadımızın, bu mimaride geldiği zirvenin bir nişanesini Aşkabat’ta yaparak ata yurdumuza olan vefa borcumuzu bir nebze olsun ödememize vesile olmuştur.
İnşaatın yapımında karkas yapı betonarme olarak inşaa edilmiş, bunun dışında diğer işler klasik tarz mimariye uygun olarak yapılmıştır.
Sayın hocam caminin malzemeleri nereden temin edildi? Bu işin altından başkanlığımız nasıl kalktı? Binlerce kilometre uzaklıkta gerçekten bu eserin bu şekilde ve bu titizlikle yapılmış olması her türlü takdirin üzerindedir. Bir nebze bu malzeme konusuna da temas eder misiniz?
Memnuniyetle. Caminin ince işlerinin yapımında kullanılan malzemelerin tamamı Türkiye’mizden gönderilmiştir. Orada da taş, mermer bulunduğu halde, mimarımız bunları uygun görmedi. Gece gündüz arası ısı farkı çok fazla. Karakum Çöllerinin iklimi dolayısıyla Bu nedenle her çeşit malzemenin Türkiye’den götürülmesine karar verildi.
Bu malzemelerden örnek verecek olursak dış cephe kaplamasında kullanılan küfeki taşları İstanbul Hadımköy’den, mermerler Marmara adası, Adapazarı, Elazığ ve Uşak’tan, künderakari kapı ve pencere kepenklerinde kullanılan meşe ağacı Bolu’dan temin edilmiş olup, bu işlerin yapımı için Türkiye’den 320 TIR malzeme nakledilmiştir.
Nasıl bir eser vücuda getirildiğini söyler misiniz?
Bu camii’nin inşaası ile ecdadımızın yaptığını yapabilme becerisini gösterdiğimize inanıyorum. Bu camii’nin yapımı ile böyle bir eserin projelendirilebileceği, inşaa edilebileceği, kontrolluğunun yapılabileceği, devlet millet işbirliğinin sonucunda ne zorlukların ortadan kalkabileceği, görülmüş ve bütün bu gayretlerin sonucunda meydana getirilen abide eser moral değer oluşturmuştur. Bu eserin yapımından sonra dünyanın neresinde olursak olalım bu ve benzeri abide bir eserin vücuda getirilmesinde ve Türk İnsanı’nın neleri yapabileceği, zorlukların nasıl üstesinden gelinebileceği test edilmiş ve tecrübe sahibi olunmuştur.
Ertuğrul Gazi Camii maliyet bakımından ne kadar paraya mal oldu?
Aşkabat Ertuğrul Gazi Camii ve Diyanet Türk-İslam Kültür Merkezi inşaatı yaklaşık 20.000.000.- ABD dolarına mal olmuştur. Bu eserin yapımı için gerekli olan maddi kaynağın tamamına yakını halkımızdan toplanmıştır. Bu ve benzeri eserlerin yapımında bizden hiçbir yardımı esirgemeyen hamiyetperver halkımıza şükranlarımızı arz etmek istiyorum. Bu arada bütün il ve ilçe müftülerimizin camii’nin yapılmasına ilişkin katkılarını da hayırla ve şükranla yad etmek isterim. Yardımı dokunan hemen herkese Cenab-ı Allah’tan büyük ecirlerin verilmesini niyaz ediyorum.
Bu eserin yapımı esnasında ne gibi zorluklarla karşılaşıldı? Bu konulara da bir miktar temas ederseniz memnun oluruz.
İşin yapımında elbette karşılaşılan bir sürü zorluklar ortaya çıktı. Bu zorlukların en önemlisi misyon görevini üstlenmiş olmaktan ve iddialı bir proje ile ata yurdumuzda iş yapmaktan kaynaklanan zorluklardı.
80 yıla yaklaşan bir zamandır böyle bir eseri yapmamış bir nesil tarafından vücuda getirilmeye çalışılan camide, Klasik Tarz Osmanlı Mimarisinin gerektirdiği el sanatlarının aslına uygun olarak ve geleneksel malzemeler tercih edilmiş, bunları yapabilmek için projelendirmek, Türkiye’nin dört bir yanında yaşları bir hayli ilerlemiş hatta bu işleri bırakmış olan ustaları bulmak, bütün bu işleri organize etmek ve Türkiye’den yaklaşık 4.000 km uzaklıkta bir yerde bunları bir araya getirerek kusursuz bir eser ortaya çıkarmayı en büyük zorluklardan biri olarak sayabilirim.
Ayrıca; zaman zaman çekilen maddi sıkıntılar, mevzuatımızda Türkiye dışında ve bir başka ülkeye hediye olarak yapılacak bir iş için düzenleme olmadığı için sıkıntılarla karşılaşılmıştır.
S.S.C.B. nin dağılmasından sonra ortaya çıkan yeni oluşum sonucunda Türk Cumhuriyetleri ile en iyi entegrasyonu Başkanlığımız tesis etmiştir.
Diyanet Aylık Dergi’nin bu sayısında Aşkabat Ertuğrul Gazi Camii ile ilgili çok güzel bilgiler bulunuyor. Biliyorsunuz açılışıyla ilgili Yayın Dairemizce hazırlanan TRT 4 DİYANET SAATİ programında bir de belgesel yayınlandı. Bu cami gerçekten muhteşem oldu.
Bu konuyla ilgili son olarak neler söyleyeceksiniz?
Ben şahsen açılış merasiminde göz yaşlarımı tutamadım. Cehd ettiğimiz zaman neleri başarabileceğimizi bu cami inşaatında ispatlamış olduk. Burada Emanet Komisyonunda görev alan bütün arkadaşlarıma teşekkür etmek isterim. Ayrıca başkanlığımız Teknik Hizmetler Müdürlüğü’nün bütün personelinin hizmetleri sebkat etti. Kendilerine hem teşekkür ediyorum, hem de kutluyorum. Nasip olursa seneye aynı tarihlerde Japonya’nın başkentinde inşa ettirdiğimiz Tokyo Camii’nin açılışını gururla yapmış olacağız. Bu eser de bizler için iftihar kaynağı olacaktır. Halen inşaatın % 35’lik bir kısmı ikmal edilmiştir. Milletimizin yardımları devam ettiği müddetçe daha çok güzel eserleri başaracağımıza inanmaktayım.
Burada bir hususu daha belirtmeden geçemeyeceğim; Aşkabat Ertuğrul Gazi Camii’ni bilindiği üzere ülkemizin tanınmış inşaat şirketlerinden Gama İnşaat gurubu yaptı. Dış dünyada ülkemizi başarı ile temsil eden bu inşaat şirketimizin bütün yetkililerini ve özellikle Aşkabat’ta inşaatın başında geceli gündüzlü yılmadan çalışan şantiye şefi Yüksek Mimar Cenap Toroslu’yu da burada hayırla yad etmek isterim. Yakın mesai arkadaşlarıyla birlikte kendilerini tebrik ederim. Atayurdumuza böyle güzel bir eser kazandıran, yardım-larını esirgemeyen Türk Milletine ve emeği geçenlere ayrı ayrı şükranlarımı sunarım.
Değerli hocam vermiş olduğunuz bilgilerden dolayı teşekkür ederiz.
Ben de teşekkür ederim.