Makale

BATILI SİSTEME BİR UYARI MI?

BATILI SİSTEME BİR UYARI MI?

Hüseyin GÜLERCE

ALLAH’I unutmanın, O’nun gösterdiği yoldan sapmanın insanlar ve toplumlar için her dönemde bir bedeli olmuştur. Allah insanlara zulmetmemiş, fakat insanlar yaptıklarından dolayı kendi kendilerine zulmetmiş, yani cezayı, kınanmayı ve horlanmayı hak etmişlerdir.
Mü’min olmak ve mü’min olmanın getirdiği huzur ve mutluluk nasıl bir hak ediş ise inkâr etmenin getirdiği sapıklık ve mutsuzluk da bir hak ediştir...
Mü’minin sıkıntıları bir imtihan ve günahlarına kefaret, inkârcılarınkiler ise bir bedel ve azaptır... Hele ahiret azabı...
AİDS, insan vücudunun bağışıklık sistemini yıkıma uğratan hastalığın adıdır. Biz konunun uzmanı bir tıp adamı değiliz. Bu yüzden konunun ilmî ve teknik detaylandırılmasını ehline bırakmalıyız. Ancak anlayabildiğimiz sudun Hastalığa sebep olan HIV-l virüsü, insan kanında hücreler arası iletişimi sağlayan ve vücudun direnme tepkisini başlatan T-lenfositleri yok ederek bünyenin tüm direnme gücünü, yani bağışıklık sistemini yıkıma uğratmaktadır. Böylelikle insanı ileride karşılaşacağı hastalıklara karşı savunmasız bırakmaktadır. Sağlıklı insanlar için sıradan sayılabilecek hastalıklar, bu sebepten AlDS’li hastalar için ölümle sonuçlanmaktadır. Ayrıca, normal insanlarda çok az rastlanan bazı kanser türleri AlDS’li kişilerde yaygın şekilde görülmekte ve ölüme sebebiyet vermektedir.
Teşhisi ilk defa 1979 da Amerika’da konulan AİDS hastalığının ABD’de sinema oyuncusu, şarkıcı, zengin pek çok ünlünün ölümüne sebep olması, Batılı ülkelerde adeta bir panik havası estirdi. Tıbbın ve teknolojinin bu kadar geliştiği bir çağda Amerika gibi ülkelerin AİDS karşısında çaresiz kalışları paniği daha da artırdı.
Ama konunun en önemli yanı hastalığın, sapık ilişkilerde bulunan homoseksüeller ve fahişeler arasında görülmesidir. Yapılan araştırmalar AİDS hastalığının normal cinsel ilişki yoluyla bulaşmasının söz konusu olmadığını göstermiştir.
Batı’nın, özellikle 20. yüzyılda içine düştüğü ahlâksızlığın ve sapık-lıklann tartışılmaz bir cezasıdır AİDS...
Allah (C.C. aynı sapıklıklardan dolayı Lût kavmini helak etmişti.
Kurân-ı Kerîm’de şöyle buyuruluyor.
"Lût’u gönderdik. Hani O kavmine: "Sizden evvel demişti, âlemlerde hiç kimsenin yapmadığı hayasızlığı (sapıklığı)mı yapıyorsunuz? Çünkü siz kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz. Meğer siz haddi aşan bir kavim imişsiniz..."
"Kavminin cevabı, "çıkarın onları memleketinizden. Güya onlar fazla temiz kalmaya uğraşan insanlarmış!..." demelerinden başka bir şey olmadı.."(A’raf Sûresi, ayet 80-. 82)
"Kavminin cevabı, "eğer doğru söyleyenlerdensen, Allah’ın azabını getir bize" demelerinden başkası olmadı.."(Ankebut Sûresi, ayet: 29)
"Bunun üzerine biz de hem onu, hem de geride kalanlardan olan-karısından başka-kendisine iman edenlerin hepsini kurtardık.
Onların (küfür ve sapıklıktaki kavminim üzerine bir azap yağmuru yağdırdık. İşte bak günahkârların sonu nice olmuştur!" (Â’raf, 83-84)
Bugün insanoğlunun guya ferdi hürriyetlerin sınırsızlığını savunarak içine düştüğü sapıklıklar ve Allah’a inananlarla alay etmeleri, görülüyor ki, bundan binlerce yıl evvel de yaşanmıştır.
AİDS, Batı toplumlarına ve hayâsızlığı seçenlere oyle bir derstir ki, daha dune kadar toplu evliliği, eş değiştirmeyi savunan, bunun için gazete ve dergilere uluorta ilanlar veren bu toplumlarda, şimdi aile hayatının savunması yapılmaya başlanmıştır.
AİDS hastalığı bugün Müslüman ülkeler dışında korkunç boyutlara ulaşmıştır. Dünya Sağlık Teşkilâtı WHO’nun tespitlerine göre bugün 800 bin dolayındaki AİDS vaka’ları 2000 yılında 8 milyona ulaşacaktır. 10’u aşkın Afrika ülkesinde ve Haiti’de AİDS, çok ciddî bir tehlike haline gelmiştir. Buna rağmen Türkiye’de geçen yıl tespit edilen vak’a sayısı 150 civarındadır.
Dünyamız, iki asırdır emperyalist Batı’nın ve onun Judai-Grek menşeli kültürünün acımasızlığı altında inlemektedir. İnsanın ve toplumların önüne menfaat putunu diken Batılı sistemin, kapitalizm ve komünizm eliyle geldiği yerde karşısına AİDS çıkmıştır.
Bu bir bedeldir...
Bu bir ilâhî ikazdır...
Sömürünün, inkârın ve Allah’a isyanın bir cezasıdır...
Bugün azgelişmiş ülkelerde her gün on binlerce çocuk yeterli sağlık hizmeti olmadığı için oluyor.
Silahlanmaya, lükse, israfa harcanan milyonlarca dolar, Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinin kontrolünde kalmış Birleşmiş Milletler eliyle fakır ülkeler için harcanabilseydi bu ölümler azalırdı...
AİDS, mazlumlara ve muhtaçlara sırt çevirmenin de bedelidir...
ABD ve Batı Avrupa, tıpkı eski Roma gibi eceline gidiyor. Allah’ın ayetleri açıktın
"Her ümmetin mukadder bir e-celi vardır" (Â’râf, 34)
"Biz, bol geçimi ile halkı şımarmış nice memleketler helak ettik. İşte, kendilerinden sonra ancak pek az kimselerin konabilecekleri harap meskenleri!... Biz, halkı zalimlerden ibaret olan memleketlerden başkasını helak edici de değiliz. "(Kasas. 58-59)
Yaklaşık üç asırdır insanlığın üzerine bir kâbus gibi çöken Batılı değerler ve hayat tarzı, Allah’ın karşısına MENFAAT ve HEVÂ putunu dikmeye çalıştı. Bu puta sarılanlar, nefislerinin isteklerini elde etmek için hiçbir engel tanımadılar. Dallas dizileri, Flamingo Yolları sanki bu üç asırlık senaryonun dizileriydi...