Makale

ALKOL, UYUŞTURUCU KÜLTÜRÜ ve GENÇLİK

ALKOL, UYUŞTURUCU
KÜLTÜRÜ ve GENÇLİK

Dr. M. Mahfuz ATA

Alkol ve uyuşturucu kullanmak sadece aklı ve fikri işlemez hale getirmekle kalmaz, insanın sinir sistemini, aklî dengesini ve beden sağlığını da bozar. Dolayısıyla yalnız akla değil, mala, cana, nesle ve dine zarar verir ve çeşitli hastalıklara davetiye çıkarır.
Bir ülkenin geleceğe güvenle bakması, yetiştirdiği gençliğin kendisiyle barışık, çevresiyle uyumlu, sağlıklı, duyarlı ve tutarlı olmasıyla mümkündür. Gençliği yarınlara hazırlarken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, onların şahsiyetli bir insan olarak yetişmelerini sağlamaktır.
Kendi millî ve manevî değerlerimiz ile modem dünyanın dayattığı değerler arasında kalan gençlik bugün, bir belirsizlikle karşı karşıyadır. Halbuki bütün insanlık sağlık, huzur ve güven dolu bir hayata erişmenin özlemi içindedir. Bu da sağlam bir aile yapısına, iyi bir çevre ortamına ve yarınları emanet edeceğimiz gençliği iyi yetiştirmemize bağlındır.
Kişinin dinini, canını, malını, ’aklını ve neslini korumak İslâm dininin temel hedefidir. Bunun için İslâm, iyi. temiz ve yararlı olan şeyleri mübah kılmış; kötü e zararlı olanları da yasaklamış- Dinimiz dünya ve ahîret mutluluğunu engelleyen, ferdî, ailevî ve toplumsal huzursuzluklara yol Paçan başta alkol ve uyuşturucu olmak üzere, her türlü zararlı alışkanlıkları yasaklamıştır.’1 Geleceğimize güvenle bakabilmemiz için, insan sağlığını tehdit eden bu zararlı maddelerden toplumu ve nesli korumamız gerektiğim öğütlemiştir.
; Uyuşturucu madde ve alkol kullanımının insan sağlığına fiziksel ve ruhsal açılardan çok büyük zararları vardır. Kişinin sosyal, ekonomik hayatım etkilemekte, çalışma verimini düşürmektedir.
İslâm. aklı ve fikri devamlı veya geçici olarak faaliyetten alıkoyan, işlemez hale getiren, muhakeme kabiliyetini körelten ve zihni uyuşturan her türlü uyuşturucu yasaklamıştır. Uyuşturucu ve alkol kullanımı, özellikle gelişmiş re gelişmekte olan ülkelerde giderek artmış, son yıllarda ise. bu artış gençler arasında hızlanmış,
zararlı maddeleri kullananların yaşlan git gide küçülmüş, 11-12 yaşlarına kadar inmiştir. Toplumumuzda da bu eğilim gittikçe bir artış göstermiştir. "
İnsanlar, özellikle çocuklar ve gençler gördüklerini taklit eder, öğrendiklerini yaparlar. Bunun için insan daima iyi örneklere ve müspet mesajlara muhtaçtır. Çünkü insan bulunduğu ortamdan etkilenir; kötü örnekler, onu kötü alışkanlıklara, iyi örnekler de onu iyi alışkanlıklara sevk eder. Taklit, özenti, kötü arkadaş, aşırı lüks ve eğlence düşkünlüğü, zararlı şeylere olan merak, macera hevesi ve manevî boşluk ve mutsuzluk gibi sebepler ile "bir defa denemekle bir şey olmaz" türü sözler, insanın kötü alışkanlıklar edinmesine ve bağımlı olmasına sebep olur.
İslâm önce batıl inanışlara, hurafelere, insan zihnini körelten ve söndüren temelsiz şeylere, cehâlete, taassuba ve bağnazlığa karşı çıkmış, söz konusu şeylerden aklı ve fikri korumuş, ilme ve bilgiye ehemmiyet vermiştir. Einstein, “İlimsiz din kör, dinsiz ilim ise topaldır’" diyerek ilim ve irfanın hedefine uluşması için dinî değerlerle beslenmesi gerektiğini ortaya koymuştur.
İslâm aklı ve fikri devamlı veya geçici olarak faaliyetten alıkoyan, işlemez hâle getiren, muhakeme kabiliyetini körelten ve zihni uyuşturan her türlü uyuşturucuyu yasaklamıştır. İslâm, sarhoşluk veren bütün maddeleri ve alkollü içkileri aşamalı olarak yasaklamış,^1,1 ilk aşamada müslümanların sarhoşken namaza yaklaşmamalarıı istenmiştir.4
Daha sonra içki şu âyetle haram kılınmıştır: “Ey inananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları, şüphesiz şeytan işi pisliklerdir bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan şüphesiz, içki ve kumar yüzünden, aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah’ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?” 5
Hadislerde, içki bütün kötülüklerin anası (kaynağı), her çeşit şerrin anahtarı ve bütün günahların toplandığı şey olarak nitelendirilmiştir. Sarhoşluk veren her şeyin içki olduğu ve bütün içkilerin haram olduğu belirtilmiş,1 ‘çoğu sarhoşluk veren bir şeyin azının da haram olduğu açıklanmıştır.8
Alkol ve uyuşturucu kullanmak sadece aklı ve fikri işlemez hale getirmekle kalmaz, insanın sinir sistemini, aklî dengesini ve beden sağlığını da bozar. Dolayısıyla yalnız akla değil, mala, cana, nesle ve dine zarar verir ve çeşitli hastalıklara davetiye çıkarır. Kendisinde doğuştan varolan tabiî hasletleri ve güzellikleri yok eder.9
Alkol ve uyuşturucu son yıllarda başta ABD olmak üzere, bütün insanlığı tehdit etmektedir.
Türkiye’de alkolü ilk olarak kullanım yaşanın 12-14 olarak tespit edildiğini belirten Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı, uçucu maddelere ise 14-16 yaşında başlandığını belirtmektedir.10
Yapılan bir araştırmaya göre, trafik kazaların % 60’ı cinayetlerin % 85’i, tecavüz olaylarının %50’si. boşanma olaylarının %80’i, alkol kullanımından kaynaklanmaktadır.’"’
Başka bir araştırmaya göre, alkol ve uyuşturucunun yapısı fert, çevre ve uyuşturucu madde gibi üç unsurdan oluşmaktadır.
Fert: Sağlıklı bir din eğitimini almış olanlar, içki, kumar, fuhuş ve uyuşturucudan sakındıkları görülmektedir. Tüm insanlar, özellikle yetişmekte olan gençler dinin moral desteğine muhtaçtırlar.
Çevre: Çocukların ve gençlerin sigara alkol ve uyuşturucuya başlamalarındaki en önemli etkenin çevre olduğunu belirten bilim adamları, aile ve arkadaş çevresiyle birlikte aynı zamanda kitle iletişim araçlarının da sigara ve alkol kullanımında son derece önemli bir rol oynadığını belirtmektedirler. Doğum gününün yada herhangi bir başarının içki içilerek kutlanmasının gençlerin içkiyle tanışmasında ve içkinin onların hayatına girmesinde önemli rolü vardır. Gençler sigara, uyuşturucu ve alkol alışkanlığına genel olarak aile içerisinde büyüklerine ve arkadaşlarına özenerek başlamaktadırlar.
Alkol ve Uyuşturucu Maddeler: Uyuşturucu probleminin meydana gelmemesi için toplumu her türlü zararlı etkenlerden korumalı, uyuşturucu madde talebini yok etmeye yönelik plan ve programlar yapılmalı, bunlarla ilgili gerekli kanunî düzenlemeler yapılmalıdır.
Uyuşturucu kültürü ve alkol ile mücadele etmek için alınabilecek önlemler: Yeni nesiller inanç boşluğundan kurtarılmalı. onlara büyük idealler, büyük hedefler gösterilmelidir. Ekranlarda gösterilen kutlama törenleri, belgesel ve diziler, her türlü reklam ve yayınlar, alkol ve uyuşturucuyu özendirecek bir nitelik taşımamalıdır. Anne ve babalar, çocuklarının kimlerle arkadaşlık yaptığım, neyi okuduklarım takip etmeli, çocuklarının bu zehirli tuzaklara düşmemesi için gereken önlemi almalıdırlar.
Gençler, içinde yaşadıkları toplumun durumunu gösteren bir ayna gibidir. Oralarda görülen birtakım olumsuz davranışlar, toplumun durumunu ve onda mevcut bulunan rahatsızlıkları da aksettirmektedir. Bir toplumun huzur ve saadeti, gençlerin ve yetişkinlerin iyi yetiştirilmesine bağlıdır. Gençlerin iyi yetiştirilmesinde başta aile olmak üzere topluma, çevreye, okula ve onu meydana getiren bütün kesimlere büyük görevler düşmektedir.
Uyuşturucu maddeler ve alkol ile ilgili konular, eğitim kurumlarında zorunlu ders haline getirilmeli, öğrencilerle birlikte aileleri de eğitim kapsamına alınmalı; medyanın da katkıları sağlanarak, maddî ve manevî değerlerle güçlenmesi sağlanmalıdır.
Yönetici ve eğiticilerin kötü örnek olması, özenti oluşturması önlenmeli, okullarda Yeşilay kolları oluşturulmalı, bunların başına yetenekli, alanında uzmanlaşmış birer rehber öğretmen 3 tayin edilmelidir. Öğrenci ve aileleri eğitim yılı boyunca bilgilendirilmeli, Yeşilay’ın bu hizme te yazılı ve görsel dokümanlarla desteği sağlanmalıdır.
Yine millî ve manevî değerlerimiz, yüzyıllardan beri nesilden nesile intikal eden geleneklerimiz uyuşturucu kültürü ve alkolün panzehridir. Bu değerlere sarılmakla gençlerimizi alkol ve uyuşturucu kültüründen kurtarabiliriz.

1- Özyaz.ıcı, Alparslan, Alkollü İçki- i ler, Sigara ve Diğerleri, DİB yayınları, 3. Baskı, Ankara 2001, s. i 152.
2- Ağırakça, Ahmed, Şamil Islam An- l siklopedisi, VIII. İstanbul 2000, s. \ 133.
3- Bkz. Uludağ, Süleyman, İslam ’da Emir ve Yasakların Hikmeti, TDV Yayınları, Ankara 1989, s. 144,
146.
4- Nisa, 43.
5- Maide, 90, 91.
6- Nesai, “Eşribe", 75 (Hadis no:
3681); Tirmizi, “Eşribe", 3 (Hadis no: 1865).
7- Müslim, “Eşribe", 75. (Hadis no:2303).
8- Ebu Davud, “Eşribe", 5 (Hadis no: 3681); Tirmizi, “Eşribe”, 3 (Hadis no: 1685).
9- Diyanet Aylık Dergi, Mart 2002,
Sayı: 135, s. 11.
10- Psikiyatri Uzmanı İsmail Cökşen, i “Uyuşturucu ve Terör" konulu konferans (Zaman. 13.1.1996); Uludağ, Süleyman, a.g.e., s. 144,
145.
11- Özyazıcı, Alparslan, Alkollü İçki- Sİ ler, sigara ve Diğerleri, s. 57-64; , Ayrıca bkz. Iıttp.// www. ntvmsnhc | com. tr./news 38706.