Makale

HACC’IN RUHUNU YAŞAMAK

BAŞYAZI

MEHMET NURİ YILMAZ
Diyanet İşleri Başkanı

HACC’IN RUHUNU YAŞAMAK

Hac; İslam’ın beş temel esasından biridir. Bedenî ve malî bir ibadet olan hac, bu ibadeti yerine getirmeye gücü yetenler üzerine farz kılınmıştır.
Yüce Dinimizin koyduğu bütün prensiplerin, tüm emir ve yasakların bir hikmeti mevcuttur. Ruhuna ve usulüne uygun olarak yapılan ibadetler, ham gönülleri olgunlaştırmakta, katılaşmış kalpleri yumuşatmakta, paslanmış yürekleri parlatmakta, birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını güçlendirmektedir.
Renkleri, dilleri ve kültürleri farklı milyonlarca insan, hac ibadeti sebebiyle kutsal topraklarda buluşmakta, birlikte olmanın verdiği ruh diriliği ve güven sayesinde aynı dinin mensubu olmanın onurlu mutluluğunu yaşamaktadırlar.
Hedef ve gayeleri aynı olan milyonlarca müslüman, zengin-fakir, alim-cahil, genç-ihtiyar, kadın-erkek, siyah-beyaz, amir-memur, işçi-patron yan yana belli zaman ve belli mekanlarda, aynı kıyafet (ihram) içinde ve aynı aşkın cazibesine kapılarak bir araya gelmekte ve adeta tek vücut olmaktadır.
Mukaddes mekânlarda hep birlikte eda edilen bu kutsal ibadetin, ferdî ve İçtimaî hayatımızdaki olumlu etkileri, önemi ve yararları kelimelerle ifade edilmeyecek derecede büyüktür. Mü’min; daha bu ibadeti yerine getirmeye niyetlendiği zaman, onun hayatındaki farklılaşma ve değişmeyi müşahede etmek mümkündür.
Hacı adayı-.önce ruhen ve manen kendisini bu ibadete hazırlamaya çalışmakta, daha önce mübtela olduğu kötü alışkanlıkları, ahlak dışı hareketleri ve günahları terketmeye başlamaktadır.Var- sa, borçlarını ödemekte, dargın olduğu ve gönlünü kırdığı insanlarla barışıp helalleşmekte, zaruret içinde kıvranan insanlara imkanları nispetinde yardım elini uzatmakta, akraba, eş-dost ve tanıdıklarını ziyaret etmektedir. Hac yolunda ve bu ibadetin ifası esnasında da günah işlememek, gönül kırmamak ve can yakmamak için azami titizliği göstermektedir. İhramlı iken konulan yasaklar; hacıya, hiç kimseye, hatta haşerelere bile zarar vermeme, yaratıklara şefkat ve merhametle muamele etme melekesini kazandırmaktadır.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de; yeryüzünde olaylardan ve tarihten ibret almamız için seyahat etmemizi tavsiye etmektedir. "Hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz-, lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.” (Hac 46)
Şartlarını yerine getiren müslümanların yaptıkları hac ibadeti ile aynı adı taşıyan suredeki bu ayet, ibadet ve seyahati birlikte yapan hacıların kutsal mekanlarda almaları gereken dersler olduğunu bildirmektedir.
Hacı, vakfe için Arafat’ta bulunduğunda Hz. Adem ile Hz. Havva’yı Hz. Muhammed (S.A.S.)’in 100 bini aşkın müslümana irad ettiği Veda Hutbesini ve mahşer gününü, Mina’da Hz. İbrahim’in Allah’a itaatini, Hz. İsmail’in İlahî fermana mutlak teslimiyetini, evladını kurban olmaya hazırlayan Hz. Hacer’in tevekkülünü hatırlatmaktadır.
Beytullah’da Allah’ın iradesine boyun eğerek tavafını yapmakta, zemzem içerken sıkıntıda olan insanlara Allah’ın yardımını hatırlatmakta ve cennette kevser’den içmeyi arzulamaktadır.
Medine-i Münevvere’de; Resûlüllah’ın kabrini ziyarette Allah’ın dışındaki bütün varlıkların fani olduğunu, Uhut’ta, Hendek’de Sevgili Peygamberimizin ve sahabenin verdikleri nefis mücadelesini, gösterdikleri fedakarlıkları ve Allah’ın inananlara yardımını hatırlatmaktadır.
Hac yolundaki meşakkatlere ve ibadet esnasında izdiham sebebiyle oluşan sıkıntılara Allah’ın rızasını kazanmak için katlanmakta, Peygamberimiz (s.a.s.)’in-, “Kim Allah rızası için hacceder de (bu sırada Allah’ın rızasına uymayan) kötü söz ve davranışlardan sakınırsa, anasından doğduğu günkü gibi (temiz ve günahsız olarak) döner.” müjdesine nail olmak istemektedir.
Mukaddes mekanlarda, milyonlarca mü’minin iştirakiyle, müşterek dua ve duygularla yüklü olarak ifa edilen ibadetler ve menasik, ortak şuur ve heyecan olarak müslümanların gönüllerine, benliklerine nüfuz etmekte-, inananların kalpleri yepyeni bir mana ve şahsiyet kazanmaktadır.
21. yy’a girerken çağın getirdiği her türlü imkanlardan istifade ederek insanlarımıza en iyi hizmeti verebilme azmi ve gayreti içinde olan Başkanlığımız, 1998 yılı Hac organizasyonu için de gerekli bütün tedbirleri her zaman olduğu gibi almış bulunmaktadır.
Cenab-ı Hakk’tan hac ibadetini ifa etmekte olan vatandaşlarımızın haccının mebrur olmasını ve hacılarımızın günahlarından arınmış olarak sağlık ve afiyet içerisinde ülkemize dönmelerini temenni ediyor-, bu vesileyle bütün kardeşlerimizin mübarek Kurban Bayramlarını tebrik ediyor; insanlık aleminin huzur, saadet ve felahına vesile olmasını niyaz ediyorum.