Makale

Karaçay-Malkar Türklerinin Örf,Adet Ve Mutfak Kültürü

Kamil TOYGAR-Nimet BERKOK

Karaçay-Malkar Türkeri’nin Örf, Âdet ve Mutfak Kültürleri Üzerine

Türkiye’de geniş halk kitlelerince çok az tanınan Karaçay-Malkar Türklerinin mutfak kültürlerine değinmeden, bu Türk boyunun tarihçesi ve bugünkü durumu hakkında özet bilgiler sunmakta yarar görmekteyiz.
Son yıllarda ülkemizde Kara- çay-Malkarlar konusunda başlayan ciddi çalışmalardan burada övgüyle söz etmek isteriz. Rahmetli Dr. Hamit Z. Kosay ve Ramazan Kar- ça’nın 1954 yılında yayımlanan "Karaçay-Malkar Türklerinde Hayvancılık ve Bununla İlgili Gelenekler” adlı etüdünden sonra, Karaçay-Malkar kökenli Dr. Ufuk Tavkul ve Dilber Kansay’ın birbiri ardından yayımlanan eserleri bu konuda duyulan eksikliği büyük ölçüde gidermiştir. Karaçay-Malkar Türkleri’nin mutfak kültürleri üzerine notlar, adlarını andığımız bu yazarların çalışmalarından geniş ölçüde yararlanılarak, yer yer aktarmalar yapılarak kaleme alınmıştır. Ayrıca Ankara’da yasayan Karaçay-Malkar asıllı kaynak kişilerin bilgilerine başvurulmuş olup, alınan bilgiler de bu notlara eklenmiştir.
Kuzey Kafkasya’da yasayan Ka- raçay-Malkar bu bölgedeki Türk boylarının en önemlilerinden birisidir. Bunların dışında Türk dillerini konuşan Kumuklar (Dağıstan bölgesinde) ve Noğaylarla (18.yy.’dan beri Kafkasya’nın kuzey düzlüklerinde yasayanlar] komşudurlar.
Yüzyıllardan bu yana Kuban ırmağının kaynağından Elbruz dağının doğu ve batısındaki yüksek arazinin vadilerindeki yerleşme birimlerinde yasayan Karaçay-Malkarlar nüfus ve çoğrafî yönden küçük olsalar da, doğudan batıya uzanan Türk boylarının önemli bir halkasını teşkil etmektedirler.
Kuzey Kafkasya’nın etnik mozayiği ve çok kültürlü yapısı içerisinde asli kimliğini korumaya çalışan Karaçay-Malkarlar, uzun yıllar aynı coğrafyada birlikte yasadıkları Kafkas boylarından bazı kültürel unsurları almış, bundan en çok halk kültürleri etkilenmiştir. Ancak konuştukları Kıpçak Türkçesini bütün olumsuzluklara rağmen korumuşlardır.
Öncelikle Karaçay-Malkarlarla ilgili yapılan bir yanlışlığın altını çizmemiz gerekir.
Çoğu kez Karaçay-Malkar denildiğinde iki farklı boy ya da halktan söz ediliyormuş sanılır. Oysa doğrusu; Karaçay-Malkarlar aynı dile, kültüre, tarihe sahip, aynı kökten gelen bir Türk boyudur. Karaçaylıların bir bölümü simdi taşıdıkları Malkarya da “Balkar” adını sonradan ve Ruslar tarafından yerleştirildikleri Malkar yer isminden almışlardır. Efsanelere bakılırsa “Karaçay” adı da Karaçaylıla- rın kurucu lideri olarak kabul edilen “Karça" dan gelmektedir.(1)
Karaçay-Malkar toplumunda aile yapısı diğer Kuzey Kafkas boylarında örnekleri görülen “Geniş aile” dir. Aynı kazandan birlikte yemek yiyen geleneksel Karaçay-Malkar ailelerinde “ulu üy” olarak adlandırılan büyük evde bulunan “Ocak” önemli fonksiyonlara sahiptir. Aile birliğinin, bereketin simgesi olarak görülür.
Geçen yüzyılın sonlarında ocağın önemi azalarak yerini muhtemeldir ki komşu Kuzey Kafkas boylarının da etkisiyle ocağın üzerindeki kazan asmaya yarayan zincire bırakmıştır.
Geleneksel Karaçay-Malkar ailesinde aile fertlerinin beslenme yönünden statüleri farklılık göstermektedir. Tavkul’un (2) tesbitlerine göre:
"Karaçay-Malkar toplumunda “Ulu üyür” adı verilen geniş ailelerde yemek bir kazanda pişer ve “Ulu üy” denilen büyük evde yenirdi. Evli kardeş ve çocuklar kendi “Otov”larında yalnız yemek yiyemezlerdi. Yemeği önce “Üyür Tamada” ve büyük erkekler, daha sonra da kadınlar ve çocuklar yerdi.
Babaya etin yumuşak tarafı verilir, yemeği önce o yerdi.
Anne evin ocağını koruyan, bekleyen kişi olarak onurlu bir yere sahipti. “Üyür biyçe” adı verilen evin hanımı yemek konusunda tek karar sahibiydi, Üyür biyçe izin vermeden evin küçük gelinleri ve kızları suya bile gidemezlerdi.
Küçüklerin büyüklerle birlikte yemek yiyemedikleri, yemeği önce yaşlıların yedikleri, Karaçay-Malkar toplulukları üzerinde çalışan yabancı uzmanlarca da tesbit edilmiştir.
Karaçay-Malkar’da bazı Türk boylarında görülen “Gelinlik etmek” geleneği de varlığını sürdürmektedir. Gelin kocasının akrabalarıyla aynı sofrada yemek yiyemezdi.
Bu geleneğin günümüzde yavaş yavaş da olsa çözülmeğe başladığı, artık yeni evlilerin büyükleriyle birlikte sofraya oturduğu görülmektedir.
Karaçay-Malkar’da aile ve çocuk çevresinde kutlanan “Özel Günler”de beslenme ve mutfak kültürünün izlerini görmek mümkündür.
Bunlardan bazılarını şöylece özetleyebiliriz:
a. Çocuğun doğumunda kurban kesmek.
b. Saçını ilk kesme sırasındaki ikramlar.
c. İlk dişini çıkarma törenindeki ağırlamalar.
ç. İlk kez yürüme ve yaş günü ikramları.
1943 yılından başlıyarak Sovyet yönetimince bazı Türk boyları gibi Orta Asya’da çeşitli yörelerde sürgüne gönderilen Karaçay-Mal- karlar 1960’dan sonra Kafkasya’ya ana yurtlarına dönmeye başlamışlardır.
Göç olgusu geleneksel kütürü büyük ölçüde etkilemiş, egemenlikleri altına girdikleri çeşitli milletler içerisinde asimile olmuşlardır. Budan mutfak kültürü ve beslenme de nasibini almıştır.
Karaçay-Malkar halkının ekonomik yapısı genelde hayvancılığa dayanmaktadır. Bunun yanısıra tarım ve avcılık da üretim biçimlerinin diğer öğelerini oluşturmaktadır.
Doğa şartları ve coğrafi çevrenin uygunluğu, temelde göçebe ve yan göçebeliğe dayalı yaşama biçimi hayvancılığı ön plâna çıkarmıştır. Bu durum beslenmede ve yemek türlerinde kendini göstermekte, et en çok tüketilen besin olmaktadır.
Özellikle kendi adlarıyla anılan “Karaçay” cinsi koyunlar çabuk yetişmeleri ve etlerinin lezzetliliğiyle ün kazanmıştır.
Karaçay mutfağında hayvanın eti yanında hemen bütün organları değerlendirilir, bu da anılan mutfak kültürüne zengin bir çeşitlilik katar.
Tarım, arazinin engebeli yapısı ve darlığı nedeniyle çok az gelişmiş, ancak kendi gereksinimlerini karşılıyabilmiştir. Bunun yanında Kafkaslarda yetişen elma, armut, böğürtlen, çilek vb. meyvelerle bal son yıllarda kendi ihtiyaçları dışında komşu boy ve ülkelere satılır olmuştur.
Geleneksel Türk konukseverliğini Karaçay-Malkarlarda da görmekteyiz. Bu konuda Tavkul’un tesbitlerini aşağıya aktarıyoruz.
“Misafire ayran ve boza sunulduktan sonra yemek hazırlanırdı. Misafire kurban kesilir ve yemeği kadınlar hazırlardı. Sofra kurulduğunda çevredeki hatırı sayılır büyüklerden bir ikisi çağırılır ve sofrada misafirin yanına oturtulurdu. Ev sahibi sofraya oturmaz ve misafirin hizmetiyle ilgilenirdi.
Yemekte misafire koyunun en değerli sayılan ve “cavorun” adı verilen kürek kemiği verilirdi. Yemekten sonra misafire kim olduğu ve nereden geldiği sorulurdu. Misafir yaşlıysa köyün yaşlıları, gençse köyün delikanlıları ve genç kızları çağırılırdı. Misafir ev sahibiyle beraber “tör” adı verilen evin baş köşesinde otururdu.
Misafir evden ayrılırken eğerinin “Kancığa” denilen bölümüne kendisi için kesilen kurbanın bir butu asılırdı.
Karaçay-Malkar Türklerinde bahar bayramı törenleri içerisinde en önemlisi ’‘Gollü” idi. Gollü bayramı toprakla, tarımla ilgili en eski geleneklerden birisidir.
Bu törenin yeme-içme kültürü yönünden önemi, halkın tören yerinde birbiri içine giren dokuz-on halka oluşturması, halkaların en ortasında köyün saygı duyulan yaşlılarından birisinin elinde boza ya da şıra adı verilen bir içecekle dolu tası alarak dua etmesiydi. (3)
Karaçay-Malkar’da düzenlenen Nevruz kutlamalarına, ortak kültür özelliklerine sahip komşu Kafkas boyları davet edilirdi. Nevruz’da her evde yumurta pişirilmesi âdettendi. Yumurta bir canlının kaynağı olması yanında, toprağın yaratıcılığını da sembolize ederdi, Ayrıca, taze peynir yapıldığı, börekler pişirildiği, bilinmektedir.
SAMANOV’un verdiği bilgiye göre Cenazeleri olan evler, Nevruz gecesinde “Çök” adı verilen eski bir âdeti uygularlardı. Evde bulunan herkes oturarak ölene dua eder, “Irna” adı verilen mısır ya da buğdaydan bir yemeği yerdi. □ gece içki içilmez, et yenmezdi. Tahıldan ya da sebzeden yapılan çorba içilirdi.
Ailenin “Üyür tamada” adı verilen reisi ocağın yanında otururdu. Külde pişirilen çörekleri ateşten çıkarırdı. Gecenin sonunda “beğene” adı verilen bir içecek sunulurdu. (4)

(1) Dilber Kanşay: Karaçay-Malkar halkının birinci kültür festivali üstüne Ankara- 1992, 10.s.
(2) Ufuk Tavkul: Kafkas Dağlılarında Hayat ve Kültür Karaçay-Malkar Türklerinde Sosyo-Ekonomik Yapı ve Değişme Üzerine Bir inceleme, İstanbul 1993, 305 s.
(3) Hamit MALKONDUYEV: "Karaçay- Malkar Türklerinde Nevruz Bayramı" Türk Kültüründe Nevruz Uluslararası Bilgi Şöleni (Sempozyumu) Bildirileri. Ankara 1995, 1D9. s.
(4) İbrahim SAMANOV : “KafkasyalI Karaçay-Malkar Türklerinin Halk Takviminde Yeni Yıl “IMevpuz””Türk Kültüründe Nevruz Uluslararası Bilgi Şöleni [Sempozyumu] Bildirileri. Ankara 1995. 196.-197. s.