Makale

Başyazı - Bayram Sevincinin Dinamizmi

Başyazı

Bayram Sevincinin Dinamizmi

Mehmet Nuri YILMAZ
Diyanet isleri Başkanı

Fert ve toplum hayatımızda köklü ve derin etkileri bulunan dini bayramlarımızdan birincisi olan Ramazan Bayramına erişmenin huzur ve sevinci içinde bütün müslüman vatandaşlarımızın bayramlarını tebrik ediyor, bu mübarek ve kutlu zaman dilimlerinin hepimizin hayatında etkin ve kalıcı izler bırakmasını Cenab-ı Hakk’tan dua ve niyaz ediyorum.
İbadet ve taatlar ile geçirilen, rikkat ve hassasiyetle yoğrulan mübarek manevî bir mevsimin ardından kutladığımız bayramların sonunda, kazandığımız manevi disiplin ve şuurun devamlı bir nitelik ve mahiyet arzetmesi temenni olunur. Nefsimize hakimiyet ve servet nimetlerine karsı sabır konusunda geçirilen manevi imtihandan basarı ile çıkılmış olmasının bir göstergesi de, bu ibadette süreklilik halidir.
Klâsik edebiyatımızda “Ramazaniyye” ler yanında, “lydiyye” denilen ve bayramı tasvir eden şiirlerin de ayrı ve müstesna bir yeri vardır. Ama Ankara’lı Hacı Bayram-ı Veli’nin (13521430) ilahi seklinde bestelenmiş olan ve Orta Anadolu’da yaygın olarak okunan şiirinin etkisini her zaman hissetmisimdir:
Bayramım imdi, Bayramım imdi,
Bayram edersin, yâr ile şimdi,
Hamd ü senada, Hamdü senada,
Yâr ile bayram kıldı bu gönlüm.
1997 yılında Ramazan Ayını, tasavvuf-tarikat-tekke konularının yoğun olarak gündemde tutulduğu bir dönem olarak idrak ettik. Bazı mahalli-münferid olayların, abartılarak medyada yoğun olarak gündemde tutulduğu tarikat konusu, İlmî ve dinî hassasiyet açısından değil, siyasi boyutları açısından islenmeye çalışıldı. Bazı art niyetli kişiler ise, tasavvufun tamamına, hatta İslam Dini’ne yönelik karşıt ve reaksiyoner bir tavır takınmak gibi bir davranış içerisine girdi.
Son bir aydır gözlemlediğimiz bu olaylar, halkımızın din eğitimi seviyesinin -genelde- yetersiz olduğunu, yüksek eğitim görmüş kişilerin bile gerçek İslam’dan yeterince haberdar olmadıklarını ortaya koydu. Üzülerek müşahede ettiğimiz bu ortam, din konusunda sergilenen samimiyetsiz ve çıkarcı davranışların yüce İslamiyet’e ve samimi müslümanlara ne derece zarar verebileceğinin de somut bir göstergesi olmuştur.
Son olaylar bir kez daha ortaya koymuştur ki, din eğitimi, gerek örgün eğitimde ve gerekse yaygın eğitimde daha yoğun ve etkili bir şekilde verilmelidir, □kullarda Din Kültürü dersinin zorunlu ders olmaktan çıkarılması isteklerinin gerçeklerden ne kadar uzak ve de toplumumuzun menfaatına ne kadar aykırı olduğu, bu olaylar vesilesiyle bir kere daha anlaşılmıştır. Din kültürü dersleri okullarda zorunlu olarak okutulmakta iken, üzücü olaylar ve istismarlar olursa, kim bilir bu dersleri okumadan yetişen gençler hangi tür üzücü istismarlara maruz kalacaktır? Bunun cevabını insaf ve izan sahiplerinin vicdanına bırakıyorum.
Bu vesile ile meslektaşlarıma şu hususu hatırlatıyorum: Bayramı müteakiben, irsad ve tebliğ faaliyetlerimiz aynı şevk ve dinamizm ile devam etmelidir. Hac hazırlıkları dönemine girilmiş olması, bu irşad türü faaliyet ve hizmetlerimizi hiçbir şekilde aksatmamalıdır, il Müftülüklerimizdeki irşad ekipleri köy ve kasabaları taramalı; müftü ve vaizlerimizin mahalli radyo ve televizyon kanallarıyla diyalogu artmalıdır. Konferans ve sempozyumlar düzenlenmeli, gereğinde bu konuda ilahiyat fakültelerinin öğretim üyelerinden de faydalanılmalıdır. Camilerde “Cami Dersleri” faaliyeti başlatılmalıdır. Belirli günlerde, namazdan sonra “takrir” seklinde icra olunacak bu yeni hizmette; İslam akaidinin esaslarının vatandaşlarımıza öğretilmesi amaçlanmalı; muteber akaid kitapları okunarak izah edilmeli, bidat ve hurafelerden sakınmanın önemi vurgulanmalı, imanın korunması ile ilgili temel ölçüler verilmelidir.
İleri safhada; “Tefsir Dersi” seklinde takrir edilebilecek bir seviye yakalanmalı; Osmanlı döneminde; “Huzur Dersleri” seklinde uygulanan gelenek; ilmi bahisler; cemaatin seviyesine göre organize edilerek, pedagojik ve teknolojik imkanlar da kullanılarak yeniden ihya edilmelidir.
Bütün camiamızın, milletimizin ve İslam dünyasının mübarek Ramazan Bayramlarını kutluyor, hayırlara vesile kılmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum.