Makale

Çocuktan Teröre Feryatlar

Çocuktan Teröre Feryatlar

Hasan YILDIRIM

Babacığım! Çiçekler neden böyle solgun? Nerede kırlarda uçuşan kelebekler? Nerede annesiyle meleşen ’ kuzular? Çimenlerde koşan, uçurtma uçuran kadeşlerim nerede? “Çocuklar çiçektir, anneler çiçektir.” diyorlar. Madem öyle neden o çiçekler kan ve gözyaşı ile sulanıyor?
Anneciğim! Gül kokan bahçelerden neden barut kokusu geliyor? Gök neden zifiri karanlık? Yağmur yerine neden mermi yağıyor göklerden? Mermiler uçurtmamı deliyor havada anne. Ben uçurtma uçuramayacak mıyım daha? Duvarlar neden delik deşik? Çocuklar neden kuytulara pismiş. Ufuklar neden kapalı?
Babacağım! Şehid babasının mezarında hıçkıran çocukların sesini duyan yok mu? Şehid analarının feryadını kimse duymuyor mu?
Büyüklerim! Annesinin gözleri önünde doğranan, ağaçlara çivilenen çocukların suçu ne? Yüzü kızarmıyor mu bu kadar vahşete seyirci kalanların? Feryatlara kulak tıkayanlar ne diye büyük oldular? Aman Allah’ım! Gözlerim görmüyor. Görmek istemiyorum. Bakamıyorum vahşet görüntülerine. Büyümek istemiyorum. Büyüyünce dünya daha kirlenmiş olacak. Büyüyeceksem gönülleri yıkamak için büyüyeyim. Bombalarla hayatını yitiren şehit çocuklarına şemsiye olmaya büyüyeyim. Hiç değilse mezar taşı olayım şehitlerin başına.
Bırakın yalnız başıma da olsa küçük kalbimi kaldıraç yapayım, insanlığın kutsal değerlerine.
Ey insanlık! Nimetlerle bezeli bir cennetken dünya, neden, neden cehenneme çeviriliyor? Neden yüzü solgun çocukların? Böyle bir dünyada yaşamaktansa bir melek olup uçayım cennetin bahçesine! Orada sonsuza kadar açan bir çiçek olayım. Nerede ak günler? Nerede mavi gökler? Huzurla uçan kuşlar nerede? Yoksa beton yığınları arasında yer kalmadı mı onlara? Yıkılan evleri, tütmeyen ocakları kim onaracak?
Hani nerede nurlu sabahlar?
Bitsin artık çekilen ahlar.
Ey yüzü kızarası asır! Aşka, sevgiye ve kalbe karşı hissizlerin, kalpsizlerin, barışa, gökyüzünü kapayanların asrı mısın nesin? Nedir bu karmaşa? İnsanları kardeşlikten uzaklaştıran sen misin yoksa? Ben terör bölgesinde bir çocuk Okumayı ne çok isterdim ne çok Ama okulum kapalı öğretmenim yok.
Ben babası şehit bir çocuk İşte şu bayrağa sarıldı babam Sahte gözyaşlarına kamım tok.
Yeter artık! Ey sorumluluk sahipleri. Üzerinizdeki ölü toprağını atın. Bakın dün geçti. Bugünü görün. Yarın için tedbir alın. Bu kanayan yaraya, ülkeme yakışır bir çözüm getirin. Büyümekten korkuyorum ben. Her türlü terörün ceheneminden feryadımı duyun. Yeter Allah aşkına! Nereden, kimden gelirse gelsin, ne olursa olsun kaynağını kurutun terörün. Karanlık geceler üzerimizi terketsin.
Hastaysak doktor özümüzü zerketsin.
Ben bana düşeni yapmaya hazırım. Sevginin, adeletin; ülkeme, yeryüzüne hakim olması için; terör başta her türlü haksızlık karşısında ge rekli bedeli ödemeye hazırım. Ama bu güne kadar yapılanlardan daha etkili ve kesin çözüm şartıyla.
Artık televizyonu açtığımda bayrağa sarılmış tabutlar olmasın.
Benden af beklemesin gözü dönmüş bebek katilleri. Küçük kardeşlerim yetim kalmasın. Anneler yüreğini dağlamasın. Bayramlarda babalar ağlama sın. Çocuklar okulsuz kalmasın. Yarınlarımız çalınmasın. Ufuklarımız karartılmasın. Oyun oynanmasın istikbalimin üstünde.
Ah bir zamanlar benim yaylalarım, sürüyle ko- yunlarım vardı. Topraktan dam evlerim, okulum, camim vardı. Bir de umutlarım. Kır çiçekleri toplardık annelerimize. îş zamanı tarlalarımızda ter dökerdik. Tandır ekmeğim vardı, beni hep tok tutan. Soğuk ayranım vardı ferahlatan. Hepsi göçüp gitti bir bir terör yüzünden.
Şimdi,
Tandırlarım isli, çiçeklerim yaslı, yaylalarım puslu, rüzgarlarım matem sesli.
Bitsin artık terör faslı!
Sanki her şey kayıp.
Sanki hiç bir şeyin yokmuş aslı.
Ey istikbal! Şimdi benden ne bekliyorsun söyle? Kan düştüyse yaylalarıma, çimenleri kan ile mi yıkayayım?
İki yüzlülük yapıp pembe umutlara bir kurşun da ben mi sıkayım?
İkibinli yılların eşiğinde nemelazım diyerek feryatlara kulak mı tıkayayım?
Ben sözümdeyim. Ben bana düşeni yapmaya hazırım.
Bana imkan verin.
Değer verin, destek verin,
Feryadıma kulak verin,
Tek kudreti imandır çünkü her neferin...
Ey insanlıktan nasibini almamış teröristler! Sizi insanlıktan hangi güç uzaklaştırdı? Nasıl bir ana doğurdu ki sizi, anaları ağlatıyorsunuz? Çekin gidin dünyamızdan! Size akıl verenlerde akıl var mı? Bari sonunuzun acınacak bir son olacağını düşünün. Sizin için üzülemiyor, kötü sonunuza acıyamıyorum, çünkü binlerce yürek acısının kaynağısınız. Terör haksızlıkların en aşağısıdır. İnsanlığın değerini anlayınca belki bir gün siz de insan olursunuz. Ülkemin geleceğine kıyan cellatar! Akıttığınız kanlar bir gün sizi de boğar. Hangi canavar ruh girdi kanınıza?
Terör cehaletin ürünü değil mi? Ne diye içilip duruluyor bu kanlı kadehten. Cahillik terörü körüklemek değil mi? Bu ateşi kim söndürecek?
Ey eğitimciler! Biz çocuklar oyuncak değiliz. Oyuncak bizlerindir. İstikbalimiz oyuncak değil. Yarınların sigortası biz çocukları yabancı kültürlere oyuncak etmeyin. Kendi milli kültürü ile yetiştirilemeyen, eğitilemeyen çocuklar teröristlerin en gözde oyuncağı olur biliniz. Buna razı olamam.
Atalarımız torunlarım şehadet ninnileriyle büyüttü. Sizler de bizleri öyle büyütün, nurdan bir şelâle gibi yetiştirin.
Yağmur yağarken beni içeri sokmayın. Bırakın ıslanayım. Beni rahmetten mahrum etmeyin. Rahmetten mahrum kalanlar şimdi terörizme çanak tutuyor. Terör; zulüm, haksızlık, ahlaksızlık, dinsizlik, vicdansızlık, insafsızlık demek değil mi? Törörün hangi türü varsa, nereden, kimden gelirse gelsin hepsine lanet olsun.
Minik ellerim duada: Allah’ım! Ülkemi, insanlığı, dinsizliğin eseri olan; ahlaksızlık, vicdansızlık, insafsızlık ve terörizmden koru? Rabbim yağmuru yağdırıp, toprağı mis gibi kokuttuğun gibi, sokakları temizlediğin gibi, kalpsizlerin kalbini de yıka. Yeniden sevgi ve kardeşliğin filizleri çoğalsın. Rabbim! “Yeryüzünde fitne çıkarmayın” diyorsun. Neden dinlemiyorlar? İnsanlar şaşırmış, onlara yol göster. Bu sokaklar çıkmaz sokak. İnsanlık sokağına ilet bizi.
Bataklıkta açan bir gül gibi, kurumuş toprakta biten filiz gibi olayım. Tertemiz pınarların suyundan içirsinler bana. Kötülük bannamasın içimde. Bana İslâm’ın berrak zemzeminden içirin. Düşman aman vermese de. İnsan kanı içen vampirler, rahat bırak- masa da. Ben bu toprağın çocuğuyum. Bu topraklar için ölmeye değer. Ancak benim neslim düşmanın da merdini sever.
Biz düştük bir cehenneme, iten eller onmasın.
Bir el uzat ki cennetten, çocuklar donmasın.